Tanışma

56.3K 1K 654
                                    


~25.04.2023~



Bugün delilerin arasına taze kan olarak 3 gri bereli katılacaktı. 2 keskin nişancı ve 1 özel operasyon askeri.

Sileceklerin durmaksızın aşağı inip kalktığı sağanak yağmurun altında karargâha bir askeri araç girdi. Nöbet kulesinde ki asker kapıları sonuna kadar açtı.

Karargâhın bahçesinde devam eden araç iki katlı yıkık dökük bir binanın önünde durdu.

Arabanın içinden Turan Yarbay ve üç asker indi. Yarbay'ın özel şoförü araçtan inen komutanına koşarak kapıyı açtı. Diğer üç askerde arabadan indiklerinde yarbay önde askerler arkada karargâh binasının bahçesine doğru arazide yürüdüler. Yarbay aradığı kişinin her zaman ki yerinde olduğunu biliyordu. Nitekim binanın arkasında ki bahçede yağmurun altında şınav çeken adamı ilk Fırat gördü.

Adam yarbayı görünce ayağa kalkıp selam verdi. Ardından hızlı adımlarla komutanının yanına yürüdü.

Fırat, 1.93 boyunda, 90 kilo, gece karası simsiyah saçları, koyu kahverengi gözleri, kalın yapılı kaşları, yüzüne orantılı kemerli burnu, sivri çeneli, dolgun ve büyük dudaklı, sol yanağında ki gamze çukuru belirgin, uzun ve kalın parmakları, damarlı elleri, geniş omuzları, iri ve sert pazuları, ıslak koyu yeşil renkli tişörtünden belli olan alt karın kasları, kabarık göğüs kasları, uzun bacakları, sert ve hırçın bakışları olan bir komutanla karşılaştı.

Yarbay otoriter ama sakin sesiyle

"Gel oğlum, seninle özel olarak konuşmamız lazım." dedi.

Emir bekleyen diğer askerlere dönüp

"Siz içeri geçin" diye emretti.

Yeni gelen askerler komutanlarına selam verip şoförü takip ettiler.

Yarbay ve Binbaşı Pars binanın içinde koridordan geçerek Pars'ın odasına girdiler.

Yarbay Pars'ın odasında ki eskimeye yüz tutmuş siyahlığı solmuş masada koltuğa derin nefes verip oturdu. Pars ise komutanın oturduğu masasının önünde hazır olda bekledi.

Yarbay çenesini sıvazladı ve

"Pars oğlum, ekibe üç yeni asker ekledim. Biliyorsun son olaydan sonra keskin nişancı ve özel operasyon timinde eksiğiniz vardı. Üçü de Afganistan'da göreve katılan komandolar. Şimdilik fazla üstlerine gitme, savaşın ortasından çıkarttıp getirdim onları"dedi.

Yarbay oturduğu koltuktan kalkıp sorgusuzca itaat edeceğini bildiği Pars'ın karşısına geçti.

Ellili yaşlarındaki yarbay, Pars'ın geniş omuzuna elini koyup babacan ama sert tavrıyla gözlerine baktı.

"Sende artık kendini suçlamayı bırak. Onlar hepimizin şehitleri, evlatları. Bizler bir ölür bin diriliriz oğul, bunu en iyi sen bilirsin. Biz de deliler bitmez" deyip belli belirsiz gülümsedi.

Pars başını eğip "Emredersiniz yarbayım" dedi.

On kişilik ekibinde peşpeşe üç şehit vermişlerdi ve Pars komutan bir an bile kendini suçlamayı bırakmadı. Alnında bir kara leke gibi aylarca bu acıyı ve suçluluğu taşıdı.

Yarbay onun gözlerinde ki pişmanlığı ve kaybetmenin verdiği derin acıyı görünce yorgun bir nefes verdi.

Bu acı ve pişmanlık asla geçmeyecekti. Sadece ekibindeki diğer askerleri için bu acıyı en derinlerine gömdü.

Birlikte odadan çıkıp binanın dışına çıktılar. Şoför koşarak gelip yarbaya şemsiye açtı. Yarbay son nasihatlarını verdi, Pars'ta selamını.

SADECE SANA DELİ-GAY Where stories live. Discover now