Fırat'ın İtirafı

10.5K 700 67
                                    

Şarkı: Hirai Zerdüş/ İyi değilim

Fırat günlerdir doğru düzgün yemek yemiyor, sürekli nöbete gidiyor, kimseyle konuşmuyordu. Yarasını yalnızken pansuman ediyor, Pars'tan köşe bucak kaçıyor ve yüzüne bakmıyordu. İçi alev alev tutuşuyor, göğsünün ağrısı dinmiyordu, kendini atacak yer bulamıyordu. Ne kadar kaçsa da Pars'ı sürekli görmek zorunda kalıyordu.

Onun bu durgun halini herkes fark etmişti ama nedenini sorsalar da Fırat yok bir şey deyip kestirip atıyordu.

Ayaz onun bazen böyle içine kapanıp sustuğu zamanları biliyordu. O zamanlarda kendini kabuğuna çekerdi. Günler sonra kendine geldiğinde hayata geri dönerdi. Ama bu hali hiç hayra alamet değildi.

Ayaz en sonunda dayanamayıp aynı geceye nöbet ayarladı. Onu kulübede köşeye sıkıştırmaya başladı.

"Biz kaç yıllık kardeşiz amına kodugumun sikiği, benden bile sakladığın ne derdin var lan senin? Halin hal değil olum" diye bağırdı.

Fırat oturduğu sandalyede oflayarak arkasına yaslandı.

"Ayaz sal beni kardeş, yok bir şey."

Ayaz kanepenin koluna sertçe vurdu.

"Salmıyorum lan şerefsiz. Günlerdir ölüden bir farkın yok. Ne oldu olum? Yeter artık konuşacaksın."

Fırat alnını ovuşturup elleriyle yüzünü sıvazladı.

"Kardeşim ne olduysa oldu. Yapacak bir şey yok."

"Olum yapacak bir şey yoksa bile anlat derdini bileyim. Ben senin kardeşin değil miyim? Ne zamandır dertlerimizi saklar olduk biz?"

"Ayaz bu bildiğin gibi değil, çıkmaza düştüm ben, yerin dibini gördüm."

Ayaz bu sözle kafasına dank etti.

"İçlerinden birinden mi hoşlanıyorsun?"

Fırat acıyla yüzünü buruşturup gözlerini kapattı. Sonra açıp pencereden karanlık ormana baktı. Tekrar başını sandalyeye yaslayıp gözlerini kapattı. Bir daha da açmak istemedi o gözleri.

"Hoşlanmaktan daha fazlası Ayaz. Ben aşık oldum."

Ayaz oflayarak derin bir nefes verdi.

"Pars komutana mı?"

Fırat gözlerini açıp Ayaz'a baktı. Belli oluyor muydu? Başını kapıya çevirdi.

"Evet" dedi sadece.

Pars duyduğu şeyle eli kulübenin kapısında donakaldı. Fırat aşık olduğu kişinin kendisi olduğunu söylemişti.

Ne yapacağını bilemeyerek elini kapıdan çekip kulübeden uzaklaştı. Merdivenlerden hızla indi. Karargâha dönüp kendisini odasına zor attı.

"Nasıl bir bataklığa düştün lan sen" dedi Ayaz. Fırat'a üzülerek baktı.

"Hem de en kötüsüne düştüm kardeşim. Beni sürekli içine çekiyor, çıkamıyorum."

"Olum lan" dese de Ayaz devam edemedi. Sonra yerinden doğruldu.

"Hemen pes etmeliyim kardeşim, belki onda da vardır bir şeyler. O gün sen yaralandın diye nasıl da korktu. Belki o da boş değildir."

Fırat acı çeker gibi güldü.

"Boş kardeşim boş. Benim gibi değil o. Montunun cebinde yüzük ve bir kızın fotoğrafını gördüm. Belli ki sevgilisi. Fotoğrafın arkasında hayatım yazıyordu."

Ayaz elini alnına götürüp ovuşturdu. Sonra da dizine vurdu.

"Hadi be."

Ayağa kalkıp Fırat'a sıkıca sarıldı. Fırat kardeşinin sarılmasına karşılık verip sırtının sıvazlanmasına izin verdi. Günlerdir çektiği acıya ve göğsünde sıkışan ağrıya dayanamayarak ağladı.

Fırat sessizce için için ağlarken Ayaz da kardeşine sıkı sıkı sarıldı.

Bir süre sonra Fırat geri çekilince Ayaz pencereye yürüyüp sırtını cama dayadı.

"Ekibi bırakıp gidelim burdan Fırat. Sürekli gözünün önünde olacak. Nasıl dayanacaksın?"

Fırat elinin tersiyle yüzünü sildi.

"Dayanacağım kardeşim. Gidersem bir daha hiç göremem onu. Karşılıksız olsa da en azından görebileyim. Belki de fotoğraftaki kıza acımasızlık bu yaptığım, hatta aşağılık biriyim. Ama bir gün o sevdiğine kavuşacak, bense gördüğüm kadarıyla yetineceğim."

Ayaz oflayarak elini saçına atıp çekiştirdi. Sonra cebinden paketini çıkarıp içinden bir dal sigara aldı ağzına. Yakıp Fırat'a uzattı. Fırat sigarayı dudaklarına götürüp içine çekerken içini de yaktı.

Artık bölüm sayılarını aklımda tutamıyorum. Başlık şeklinde devam edeceğim. İyi okumalar.

SADECE SANA DELİ-GAY Where stories live. Discover now