50🌅

20.3K 1.8K 270
                                    

🌅

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🌅

"Hiçbirinde sen yoksun..." Ortamızda duran fotoğraflara gülümseyerek baktı. "Peki bu fotoğrafların hepsini çizdin mi? Çizmeye çalışıyordun diye hatırlıyorum."

Kenara kaymış olan  bir fotoğrafı parmak uçlarımla tutup aldım. Bembeyaz karların ortasında derince gülümseyen arkadaşlarım vardı.

Hatırlıyordum o günü. Doğu Anadolu gezimizde sıkışıp kalmış, kendimizi tamamen kaybetme heyecanıyla yanıp tutuşmuştuk. Üniversitedeki çoğu anım eğlenceye dairdi. Gerçekten mutlu olduğum zamanlardı.

"Çok çizemedim ki... Evlendikten sonra bir süre Tugay'la Hakkari'deydik, orada da pek bir şey yapamadım. Sonra atölye açtık, sergilere gittik falan derken elimde sadece bunlar kaldı."

Cenker cebindeki sigara paketini çıkardığında gözleri benim yeşillerime takıldı. Ne yaptığını fark ettiğinde "Pardon, unuttum." diye mırıldandı. Paketi bu sefer cebine atmadı, yan tatafta kalan sehpanın üstüne bıraktı. "Hayatımın en eğlenceli dönemleriydi... Senden sonra hiç adamakıllı eğlenerek gezdiğimi hatırlamıyorum. Hele son birkaç senedir sadece iş için şehir değiştiriyorum."

"O zamanlar" İşaret parmağımla ikimizi gösterdim. "bu hale geleceğimizi söyleselerdi, kahkahalarla gülerdim." Yerde bağdaş kurduğum bacaklarıma tırnaklarımı geçirdim. "Gülmemek gerekmiş. Aşkın insana neler yaptırabileceğini tahmin etmek zor."

"Seni hastam olarak görmemeye çalışıyorum ama böyle devam edersen gözlüğümü takıp terapiye başlayacağım."

Dalga geçen sesine gözlerimi devirdim. Beni kaale almıyordu ama bunu geçmişi konuşmamak için yaptığını biliyordum.

"Destek alıyorum, merak etme."

"Benden başkası sana destek mi oluyor?" Elini siyah saçlarının arasına daldırıp alnına düşen tutamları da geri ittirdi. "Boşuna okumuşum bu bölümü... Kızılım bile başka psikoloğa gidiyor."

"Yanlış anla-" Devam edemedim. Bebek telsizinden cızırtılı bir ses yankı yaptı ve hemen sonrasında Ediz'in ince, zayıf sesini duyduk. Alelacele ellerimi yere bastırıp ayağa kalktım.

"Dur bende geleyim... Gitmeden önce oğlunu bir kez daha göreyim."

"Gidecek misin ki?" Basamakları tek tek tırmanmaya başlarken Ediz'in sesi daha da yakınlaştı. "Gitmesene ya! Kal burada. Misafir odalarım var, kocaman evim var."

"Tugay falan gelirse sorun çıkar Ece... En iyisi tatlı tatlı..."

Odamın kapısını açıp beşikte tırmanmaya çalışan oğlumu gördüm. Anında yanına varıp kucağıma almıştım ki tişörtümü koparırcasına çekiştirmek istedi.

"Dur bebeğim... Yapma anneciğim."

Yerimde salınırken ilgimi tekrar Cenker'e yönelttim.

"Tugay geride kalan bir mevzu, seni görmesi bir şeyi değiştirmez. Ayrıca sen benim en yakın dostumdun."

Aşk Evliliği Öldürdü (KISA HİKAYE) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin