37🌅

26.7K 2.1K 389
                                    


Son geçmiş bölümüdür. Bir sonraki bölüm final olacaktır.

🌅

Gideceğim atölyeden bozma eski evin anahtarını çantama atıp derin bir nefes aldım. Eşyalarımı şimdilik yanımda götürmeyi düşünmüyordum. Tugay fark ederse göndermez, evden dışarı adım attırmazdı. Kalbim heyecanla karışık korkuyla sarsılırken merdivenleri çıkan adım seslerini duydum. Kol çantasını komodine bırakıp yatağa otururken elim istemsizce karnıma tutundu. Hala gerçeği bilmiyordum.

Hamile miydim?

Odanın kapısı gıcırdayarak açıldı. Hiç sesimi çıkarmadan Tugay'ın geniş, heybetli bedenini gördüm. Elindeki resim kağıdı ve kolunun altına sıkıştırdığı son çalışmamla içeri girdi. Yeni bir kıskançlık altında göstereceği gövde gösterisini izlemek için hazırlandım.

"Aşığının resimleri..." dedi beni daha da çileden çıkartmak istiyormuş gibi. Tepkisizdim.

Benim bu hayattaki ilk ve son aşkımın kendisi olduğunu biliyordu. Bile bile böyle davranıyordu.

Ona olan sevgimi bitirdiğimi gördüğü için artık bir neden aramaya başlamıştı. Kendi yaptıklarını görmemek için farklı birini aramıza sokmaya çabalıyordu.

"Onu seviyor musun Ece? Hım... Beraber resim falan da yapıyor musunuz? Söylesene... O da seni çizdi mi?"

"Seni seviyordum. Seni çok seviyordum Tugay." Bunu dememi beklemiyor olmalı ki yerinde irkildi. "Artık sevmiyorum, tebrik ederim... Kendini bitirttin."

"Hiç sevmedin ki..." Mırıltılı sesi cansız bir şekilde çıktı dudaklarından. Ardından kolunun altındaki çalışmamı serbest bırakıp gürültüyle yere düşmesine neden oldu. Ben daha ne olduğunu anlamazken hızla elindeki resim kağıtları parçalamaya başladı.

"Niye bu adamı çiziyorsun ki? Neden ben yetemiyorum sana? Neden çocuk istiyorsun? Niye hep gözün yükseklerde?" Delirmiş gibi resimleri yırtarken yerimden fırlayıp hızla yerdeki çalışmamı almak için uzandım. Aylardır emek veriyordum. Ayrıca bu resim Utku'ya değil, kendisine aitti. Gözü öyle kördü ki kendi bakışlarını bile tanımıyordu.

Yerdeki elimin üzerinde baskı hissettiğimde gözlerim anında dolu dolu oldu. Tugay ayağını parmaklarımın üzerine bastırıp bana engel oldu.

"Onu da yırtacağım." Benden önce eğilip hızla çalışmamı aldı. 

"Hayır! Onu yırtma."

"Neden? Yanında olmadığında çizdiğin resimlere bakıp mı özlem gideriyorsun?"

"Manyak mısın sen? Tugay bak... O, senin gözlerin... Sarıya çalan senin gözlerin... Bir başkasının değil."

"Sarıya boyamamışsın ki..." Arkasını dönüp odadan çıkmasıyla çantamı alıp onu takip ettim. Parmaklarıma basmasından dolayı eklemlerim acıyordu. Ellerimi yumruk haline getirip açarak acıyı hafifletmeye çalıştım.

Arka arkaya aşağı indiğimizde evin yine dağıldığını gördüm. Her yer her yerdeydi. Tugay direkt benim çalışma odama yönelince üstümdeki şaşkınlığı attım.

Kapım açık mıydı?

Tugay'dan dolayı içerisini göremezken hızla yanından sıyrılıp içeri girdim. Çizdiğim, emek emek uykusuz kalarak çalıştığım tüm çalışmalarım yerde paramparçaydı. Üstleri ıslanmış, çoğu yerleri yırtılmıştı.

"Tugay..." diyebildim titreyen sesimle. "Neden..." Devam edemedim. Sol tarafımda kalan resme canım kopartılmış gibi koşup elime almaya çalıştım. Boyası akmış, bozulmuştu. Öyle kötü görünüyordu ki... "Tugay bu..."

Aşk Evliliği Öldürdü (KISA HİKAYE) (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now