Bölüm 30

38.4K 2K 165
                                    

Selamlar efenin! Ben geldim. Ufak çaplı bir sıkıntıyı dile getirmem gerekiyor. Ben bu kitaba başlamadan önce asker konulu dizileri izlemedim. Ama başladıktan sonra belki bir şeyler öğrenirim diye kısa sahnelere baktım biraz. O sırada bir şey fark ettim. Birkaç bölüm sonra yazacağım sahnenin benzeri bir dizide var. O yüzden o sahneyi iptal ettim. Oldukça önemli ve uzun bir bölüm olacaktı ama gerçekten çok benzeyeceği için tüm hevesim kaçtı.
Sıkıntı da şu, o olaydan kısa bir süre sonra final olacaktı. Şimdi o bölüm olmayacağı için direkt finale gideceğiz. Erken final bizi bekliyor yani. Maalesef elimden bir şey gelmiyor. Kusura bakmayın.
Herhangi bir konu isteğiniz varsa buraya alayım final öncesi.
Keyifli okumalar.❣️

Karşımda oturan ikiliye gülmemek için kendimi tutarken Çağatay'ın hiç öyle bir derdi yokmuş gibi geldiklerinden beri yaptığı gibi gülmeye devam ediyordu.

"Abi, ayıp oluyor ama artık."

Emir sıkıntılı bir şekilde konuşup tavanı incelemeye devam etti. Biraz önce de halıya bakıyordu zaten.

"Çağatay, yeter artık. Şimdi, hanginiz başlıyor hiç umurumda değil ama biriniz bana ne olduğunu anlatsın hemen."

Aylin konuşmaya başlayacağı sırada onu durdurdum.

"Şu elini bir çözelim artık."

Mutfağa gidip bıçak getirdim ve kelepçeyi kestim. Çağatay gülmeye başladığında ona bir bakış atıp bıçağı masaya bıraktım.

"Şu halime bak."

Emir bileklerine bakarken Aylin hemen elini tutup kendine çekti.

"Emir, çok özür dilerim ben fark etmedim böyle olduğunu."

Bir anda gözleri dolduğunda şaşırarak baktım ona. Gerçekten ağlayacak gibi duruyordu.

"Çok mu acıyor."
"Hayır. Acımıyor."

Emir otomatik olarak konuştuğunda sessizce güldüm. Seviyordu işte.

"Dikkatleri üzerime alayım. Aylin, anlat."
"Ya ben gerçekten böyle bir şey yapmayacaktım aslında. Bugün odamdaki kabloları falan düzenlemek için almıştım bu kelepçelerden. Sonra Emir ile konuşurken beni sinirlendirip gidince bir anda aklıma geldi. Yani spontane olan bir şeydi. Seni de rahatsız ettim özür dilerim. Ama eve de götüremezdim yani. Babamın yanına... Bütün itibar yerle bir."
"İtibar mı? Sence beni böyle evine götürsen o evden sağ çıkabilme ihtimalim olabilir miydi?"
"Abartma ya. Korktuğunu da bu kadar belli edemezsin."

Onlar kendi arasında tartışmaya başlarken Çağatay sessiz gülmeyi bırakıp kahkaha atmaya başlamıştı artık.

"O ne haldi oğlum? Hiç mi utanmadın lan buraya gelene kadar?"
"Çağatay..."
"Bir dakika Açelya, şu an dalga geçmezsem hep içimde kalacak."
"Abi..."

Emir isyan eder gibi baktığında hemen Çağatay'ın kolunu sarstım.

"Yapma şunu. Şimdi, bu gecelik burada kalacaksınız ve sonra da herkes kendi yoluna. Anladınız mı?"
"Ama Açelya..."
"Aması yok artık. Sen burada kalıyorsun Aylin. Emir de Çağatay'ın evinde kalacak."
"Hayır! Kaçırdım ben onu yanımdan ayırmam."
"Aylin."
"Sen sus. Sen benim esirimsin."
"Esirim ne ya?"

Emir'in yüz ifadesi gerçekten komik görünse de gülmek gerçekten ayıp olurdu.

"Sen kaçanları kurtarma daire başkanı mısın acaba Açelya? Niye her kaçan soluğu senin yanında alıyor?"

Bordonun AşkıWhere stories live. Discover now