Düğünden 1 sene sonra ...
"Bak güzelim şimdi derin derin nefes al , ver"
Diyerek talimatlar veriyordu bana Tuna .
Sinirlenerek çemkirdim.
"Tuna canım yanıyor!"
Tuna terleyen saçlarımı geriye attı ve alnımdan öptü.
"Dayan güzelim daha az kaldı."
Canım çıkacaktı. Gerçekten bütün kemiklerim kırılıyormuş gibi hissediyordum.
Tabi biz şu an nerdeymiydik ? Doğumhanede , ve ben ne mi yapıyorum ? Doğuruyorum!!!
Tuna ile harika bir evlilik ve ardından gezip bitmek bilmeyen turlarımızdan sonra sonunda kıçımız eve bulabilmişti ve artık çocuk yapmanın vakti gelmişti. Düğünden hemen bir sene sonra hamile kalmıştım. Ve bu süreçte o harika bir baba olacağını kanıtlamıştı. Çok duygusal zamanlar geçiriyordum ve bir an bile yanımdan ayrılmamıştı. Tuna ile bebeğimizi merakla bekliyorduk. Doktorumuzdan özellikle cinsiyet yada herhangi bir şey öğrenmek istememiştik. Bizede sürpriz olsun istiyorduk. Kontrollerime giderken bile ekrana bakmamış sadece bebeğimin iyi olup olmadığını öğrenmiştim. İlginç bir şekilde karnım çok fazla kocamandı sanırım bizim tosun içerde iyi beslenmişti...
Düşüncelerimden çıkarak bu dokuz ayın acısını çıkaracak şekilde son gücümle ıkındım bu sırada Tuna sımsıkı elimi tutuyor ve saçlarımı okşuyordu.
"Ahh!"
Diye çığlık attığımda bir bebek ağlama sesi gelmişti ama ben neden hala acı hissediyordum?
"Yaprak hanım son kez ıkının ikiz doğuruyorsunuz. "
"Ne ikiz mi?"
Tuna haykırarak sorduğunda neredeyse ağlayacaktı. Hemşirenin elindeki bebeğim ağlamaya devam ederken son kez bağıra bağıra ıkındığımda ikinci bebekte çıkmıştı.
O kadar halsizdim ki...
Bebeklerime baktığımda ağlamaya başlamıştım. Tuna'ya gözlerimi diktim.
Oda ağlıyordu.
"Sen benim herşeyimsin."
Diyerek alnımdan öptü.
"Cinsiyetleri ne?"
Diyerek hevesle sordum.
Doktor gülümsedi.
"Bir kız birisi erkek , kız olan ilk doğdu. Hayırlı uğurlu olsun Yaprak hanım."
Diyerek oğlumu benim kucağıma verirlerken kızımıda Tuna'ya verdiler.
Durmaksızın ikimizde ağlarken onları kokluyor , öpüyorduk o kadar huzur vericiydi ki...
Tuna koşarak kucağında kızımızla dışarı çıkarken bağırdım.
"Tuna yavaş ol!"
Tuna koridorda bekleyen ailemize öyle bir bağırmıştı ki kahkahalar atmama sebep olmuştu bu adam deliydi...
"İkizimiz oldu lan ikiz!!!"
Annem , babam ,Meriç dayım , eşi ,Rüzgar , Batu , Emir , herkes buradaydı...
Gururla bana bakarlarken bense mutlulukla onlara bakıyordum...
3 Sene sonra...
"Duru , Doruk koşmayın annecim artık terleyeceksiniz!"
Arkalarından seslendim. Bahçemizde bıdır bıdır koşan iki bücürüğüm vardı. Evet ikiz çocuklarım olmuştu. Ve bugün 3. Yaş doğum günlerinde bütün aileyi bizim eve toplamış bir organizasyon düzenlemiştim.
O kadar hızlı büyümüşlerdi ki , ben bile inanamıyordum.
İkiside sarışındı ve biraz anne tarafına çekiyorlardı ama Doruk'un kesinlikle babadan gelen bir yakışıklılığı olacağı kesindi. Zaten Tuna'da kumraldı.
Duru tam babacı olmuştu , Tuna'nın kucağından asla ayrılmıyordu ve gerçekten babasının kızı deyimine cuk uyuyordu birazda ilk doğan çocuk olmanın etkisi olacaktı baskın olan kızımızdı.
Doruk'a gelecek olursak çok sakin bir oğlan çocuğuydu ve Duru'nun tam tersine oda benden ayrılmayan bir oğlandı. Ana kuzusu derler ya oda işte öyleydi. Ama ikisinide birbirinden ayırmıyorduk. İkiside hayatımda sahip olabileceğim en harika şeylerdi. Onları çok seviyordum. Ve bir anne olarak asla onları tek bırakmayacaktım.
Tuna arkamdan gelip belime sarıldı ve boynumdan öptü.
"Bırak güzelim oynasın çocuklar biraz , temiz hava iyi gelir."
Kıkırdadım.
"Tuna sonradan hasta olurlarsa senden bilirim ama"
Kıkırdadı.
İkiside birlikte top oynarlarken topa hızlı vurmuş olacaklar ki caddeye kaçmıştı.
Duru koşarak caddeye giderken karşı caddeden gelen araba ile gözlerim kocaman olmuştu ve kalbimin ritmi yerinden çıkacak gibi atıyordu.
"Duru ! Tuna , Duru!"
Diye bağırabildim sadece.
Tuna öyle bir koşmaya başladı ki daha fazla bakamayacaktım.
Gözlerimi ellerimle hızla kapatırken Doruk korkup dizlerime sarılmıştı.
Sokağı inletecek bir fren sesi duyduğumda farketmeden ağlıyordum.
Korkarak ve yavaş adımlarda caddeye doğru yürürken kalbim o kadar hızlı atıyordu ki . Tuna yada Duru'ya zarar gelmiş olma ihtimali canımı acıtıyordu.
Doruk'un elinden tutup caddeye çıktığımda arabanın önünde siper olmuş ve kocaman kolları arasında Duru'yu sarmalamış bir Tuna gördüğümde koşmaya başladım.
"Tuna , Duru? İyi misiniz?"
Hıçkırarak ağlamaya başladığımda Tuna bana baktı .
"Güzelim sakin ol iyiyiz Duru'da iyi."
"Anni."
Gibi bir şey söylemeye çalışıp boynuma sarıldığında onu kucakladım.
"Canım çıktı sana bir şey olacak diye."
Tuna kucağına Doruk'u aldıktan sonra dördümüzede yetecek şekilde sarılmıştı.
O gerçekten bir kahramandı. Ve hayatımda görebilceğim en mükemmel babaydı.
Ona hayranlıkla bakıyordum.
Tuna Sarel , bunca senelik hayatımda başıma gelecek en güzel şeydi. Eşim , arkadaşım , çocuklarımın babası , sevgilim... Ona ne desem yetmezdi azdı.
"İçeriye girelim mi ? Merak etmesinler bizi?"
Dedi Tuna.
Kafamı sallayarak onayladım.
Eve girdiğimizde birden patlayan renkli kağıtlar her tarafa yayıldığında herkes
'İyi ki doğdunuz çocuklar!' Diyerek bağırıyordu.
Mutlulukla aileme baktım. Bütün sevdiklerim yan yana , huzur içindeydi...
Sanırım hayatta bundan ibaretti ne kadar zorlanırsan zorlan , ne kadar kötü olursa olsun , asla pes etmemek gerekliydi. Ben pes etmemiştim. Ve şu an hayal edebileceğim en güzel yerdeydim.
Sonunda babamla göz göze geldiğimde gururla bana bakıyordu.
Ben Yaprak Sarel olsamda hala Demir Soykan'ın küçük kızı olarak kalacak ve aynı onun gibi bir ebeveyn olarak çocuklarımı yetiştirecektim.
Babama ilerleyerek sıkıca sarıldığımda ağzından çıkan kelime ile yüzümde ki gülümseme yayılmış ve ömrüm hayatımda babamdan duyduğum en güzel cümle olmuştu ;
"Yaprak sen hayatımda görebilceğim en güzel annesin kızım , seni belki tek başıma büyüttüm ama sen harika bir kadın olacaksın. Benim küçük kızım Yaprak Soykan olacaksın"...
-SON-
Ve sonunda bitti...
Sözlerime nasıl başlasam bilemiyorum. Bu iki kitap serisi boyunca hep yanımda olan LBA size teşekkürlerimi ve minnetlerimi asla eksik edemem. Ben Wattpad yoluna çok korkarak ve gerçekten kafamda ki fikirler hiç beğenilmeyecek bence diye girdiğimde çok umutsuzdum. Ama sizler sayesinde kitaplarım belirli bir okuyucuya sahip oldu...
Ben Demir'e , Mira'ya , Yaprak'a ve Tuna'ya bu karakterlerin içinde ki o hisleri yaşayarak yazmaya çok alışmıştım. Umarım onların hisleri , aşkları , umutları , hayalleri size geçmiştir. Size tekrardan çok teşekkür ederim okurlarım. Bir başka hikayede görüşmek üzere. Sizleri seviyorum...