YANLIŞ NUMARA | TEXTING *Tama...

Da darkgghost

9.1M 463K 170K

Mavi Aksoy, arkadaşına atacağı 'Beni Ara' çağrısını yanlışlıkla hiç bilmediği bir kişiye gönderir ve aşka kap... Altro

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
6.1
6.2
6.3
6.4
6.5
6.6
6.7
6.8
6.9
7.0
7.1
7.2
7.3
7.4
7.5
7.6
7.7
7.8
7.9
8.0
8.1
8.2
8.3
8.4
8.5
8.6
8.7
8.8
FİNAL
hoçça ğalın ğidiyom ben
ÖZEL BÖLÜM ❤ 1
ÖZEL BÖLÜM ❤ 2
ÖZEL BÖLÜM ❤ 3

1.6

130K 6.9K 3.3K
Da darkgghost

Ho ho ho ben geldiiiiiiim<3

Hem Yanlış Numara'nın 2k olması şerefine hem de bu pazartesi okulum açılıyor olmasının üzücülüğüne dedim ki son bir kez daha bölüm at, Darkgghost

İyi yapmış mıyım?

Hem de şu ana kadar yazdığım en uzun bölüm oldu hu hu! Kendini aşıyorsun Darkgghost

Beni geçin de sizler ne yaptınız bakalım? Okulun ilk haftasını atlattınız şükür ne hissediyorsunuz duygu ve düşüncelerinizi buraya alayım :)

Neyse fazla uzatmadan bölüme geçeyim en iyisi...

İyi okumalar, bolca yorum yapmayı unutmayın :*

Öpt<3

"Ali 68." vay Ali vay, yükseltmişsin koçum, geçen 67 idin. Tebrikler!

"Arzu 78. Aferin kızım." Aha durun! Arzu'nun gözler dolmaya başladı kesin ağlayacak. Kız 78 almıştı hala da ağlıyordu! Ben burada 50 alsam göbek atacağım kıza bak be! Neyse, ya sabır!

"Melih 58." Bu kadın puanları bilerek mi böyle veriyordu? Ne bu sekizler....

"Ayşe 88. Aferin kızım. Sınıfta en yüksek sen aldın. Tebrik ederim yavrum." Kız Ayşe, aferin len tam senden beklenilecek puan. Sınıfın çalışkanı olmak böyle bir şey demek ki...

Aysu hocanın gururlu bakışları ışıltıyla parlayarak Ayşe'de kaldığı kısa süre içinde bir bakışta benden geldi. Bu kız sınıfımızın gururuydu ona bakmayalım da kime bakalım, bana mı? Aysu hoca tekrar kağıtlara döndüğünde ben de hocaya döndüm geri. Yaklaşık beş dakikadır geçen gün yaptığımız sürpriz olmayan sürpriz sınavı okuyordu. Çoğu kişiyi okuduğunda geriye elinde sadece üç kağıt kalmıştı. Bunlardan birisi tabi ki de benim, diğer ikisi ise Ece ile Umut'undu.

Aysu hoca üç kağıdı da sanki mühim bir şeymiş gibi karıştırdığında gözlerim hemen yan tarafımda, orta sırada, oturan Ece'ye döndü. Az önce aman ya koy göte gitsin dercesine rahat takılan Ece, şimdi bir yerleri tutuşmuş gibi Aysu hocaya bakınıyordu. Ona baktığımı hissetmiş olmalı ki bir anlık bakışlarımız kesişse de geri önüne dönüp ellerini dişleyerek hocaya bakmaya devam etti. Bu hali komiğime gidince tebessüm ederek önüme döndüm.

Evet gençler, tam şu anda, o ana giriş yapmış bulunmaktaydık. Son üçtü! Nefesler tutuldu, kalpler maraton koşmuşcasına atıyor, adrenalin deseniz tavan yapmış, deliler gibi Aysu hocanın ağzından çıkacak bir çift lafı, tabiki de beklemiyordum. Saçmalamayın lütfen!

Benim sülalem, anneme mesaj gidene kadar rahattı!

O yüzden relaks, lütfen!

Aysu hoca kısa sürelik bir zaman kaybından sonra elindeki kağıtlarla uğraşmayı bırakıp ilk kağıdı okudu.

"Umut 38." bak yine sekiz.... Neyse susuyorum!

Aysu hocanın kınayıcı bakışları Umut'ta dursada Umut'un bundan etkilendiğini söyleyemezdim gerçi. O da ben gibiydi... Baktı olmuyordu salmıştı yavrucak, ne yapsındı!

Umut ile Aysu hoca arasında yaşanan kısa süreli bakışlar sonunda bittiğinde, Aysu hoca okuduğu kağıdı diğerlerinin üzerine koyup sıradakine geçti. Evet son iki...

"Ece 48." ah Ece'm ah, benim yanımda dura dura sen de bu laneti üzerine çektin. Üzgünüm be Reis!

Umut'la olduğu gibi Ece ile de kısa süreli bakışma yaşandığında, Aysu hoca okuduğu kağıdı diğerlerinin yanına koyarken yandan Ece'ye bakış attım. Notunun okunmasıyla az önceki stresi gitmiş aman koy göte gitsin modu yine geri gelmişti anlayacağınız. Gözlerimiz kesiştiğinde gevşekçe gülümsediğinde onun bu ani değişimlerime gözlerimi devirsemde gülmeden de edemedim.

Ve o an...

Evet gençler, tüm sınıf okunmuş ve ben de itinayla son ana kalmıştım. Görüyorsunuz anlatmaya gerek yok! Derin bir nefes alıp dışarı üfledim. Sonucu pek tabi biliyordum ama yine de bir umut belki bu sefer farklı olur düşüncesiyle gerilmeden edemedim. Bir koca nefes daha alıp verdim. Ne olur bu sefer farklı olsundu! Ne olur...

Bir kere de şu sınırı geçeyim dişimi kıracaktım ya, bakın valla söz! Kıracağım. Yeter ki geçeyim! Lütfe---

"Mavi, aferin kızım. Her zaman ki gibi yine nokta atışı yapmışsın, tebrikler canım. 49."

Neyse zaten şaka yapmıştım, dişimi de kırmayacaktım. Saçmalamayın, o kadar da deli değildim!

Beklediğim ama içten içe olmamasını istediğim notumu duymamla eski moduma geri büründüm. Zaten bir kerede elli olsaydım şaşardım da neyse... Aysu hoca son kağıdı da okumasıyla hepsini toplayıp düzgünce çantasına yerleştirirken bir anda hışımla ayağa kalktım. Hadi ama itiraz etmeyeceğimi kimse söylememişti, değil mi?

"Ama hocam---"

Aysu hoca itiraz edeceğimi anlamış olmalı ki sözümü kesti.

"Hayır Mavi, yanlış hesaplamadım puanını."

"Ama hocam---"

"Hayır Mavi, bilerek seni kırk dokuzda bırakmadım canım."

"Ama hocam---"

"Evet Mavi adına, soyadına da puan verdim. Zaten en çok puan oradan geldi." dediğinde bir daha ağzımı açamadım ve el mecbur kalktığım yerime geri oturdum. Bu kadın gizliden gizliye müneccim olabilir miydi, arkadaşlar? Nasıl bilmişti sorularımı?

Kadına her defasında bunları sorduğun için olabilir mi seni geri zekalı! diyen iç sesime gözlerimi devirdim. Sen hala yaşıyor musun aq bir sus!

Kendi kendimle dalaşa girdiğim vakit, Aysu hocanın "evet çocuklar zil birazdan çalar. Serbestsiniz." diyerek kapıya doğru yönelmesiyle, öğle yemeğine girdiğimizi belirten zil sesinin yani benim deyimimle kurtarıcımızın sesi tüm okulda yayıldığında oturduğum yerden hızla kalıp kapıya doğru ilerledim.

Aysu hocanın peşinden hızla kapıdan çıkmamla çok geçmemişti ki Ece'de yanımda bitti.

Evet, şimdi açlıktan can çekişen midemi doyurma vaktiydi! Okul zamanları içinde en mutlu olduğum an bu andır, biliyor muydunuz?

"Hadi kızım ya nerede bittin? Hızlı ol!"

Ece'nin varması ile söylenerek yürümeye başladım.

"Tamam ya geldim işte, koş!"

Çoğu kişinin daha sınıftan çıkmasına fırsat tanımadan Ece ile aceleci adımlarla kantine gittiğimizde şükür ki etrafta fazla öğrenci yoktu. Bundan faydalanarak hızlı davranıp kenarda yeni yıkandığı belli olan tabldottan iki tane alıp birini Ece'ye verdim. İki kişinin olduğu sırada ben önde Ece'de arkamda durarak sıraya geçtik.

Evet gençler, öğrenci kuralları dört: eğer kalabalık bir okulda okuyorsanız bilin ki bir facia yaşamak istemiyorsanız olabildiğince hızlı ve atak olun. Yoksa o öğlen güzel bir öğlen olmazdı. İtinayla denendi, onaylandı ve kabul edildi.

Sırada yavaş yavaş ilerlerken bir kase çorbayı almamla Ece'de hamle yaparak o da bir tane aldı. Önüm boşaldığında boş bir tabak alıp kenarda duran aşcının yanına varıp tabağı patates kızartması ile doldurmasını bekledim. Tabağı yenileyip bu sefer de tavuklu pilav doldurttuğumda, bir paket meyve suyu ve iki dilim ekmek alıp beni aşırı cezbeden kısıma yani, tatlı kısmına gittim.

Kantinin en sevdiğim kısmının burası olduğunu biliyor muydunuz peki? Hayır mı? Şimdi öğrenmiş oldunuz. Önünde serilmiş duran çeşit çeşit tatlıları süzerken kenara döşenmiş tabağa gözümün ilişmesi ile hızlı davaranarak elime aldım onu. Muhallebili tel kadayıf... En sevdiğim! Nefis!

Sonunda yemeklerimi almamla bahçeye çıkmak için kapıya doğru ilerlerken aklıma geçen gün Ece'ye verdiğim Eti karam sözü aklıma gelince, yürümeyi kesip arkamdan gelen Ece'ye al sen şunu," diyerek elimdeki tabldotu verdim. "Git sen otur ben de birazdan geliyorum."

Ona fırsat tanımadan geri kantine ilerlerken arkamdan, "nereye gidiyorsun ya?" dediğini işitsemde bir şey deme gereğine girmeden kantinin önüne varmıştım bile. Ece'de ikiletmeyip çıktı dışarı.

Kantinde fazla oyalanmayıp Eti karamı almamla parasını ödeyip bahçeye çıktım. Ece dediğim gibi her zamanki yerimize gitmiş önündeki meyve suyunu açıyordu. Koşar adımlarla yanına vardığımda meyve suyundan bir yudum alıp bana baktı.

"Nereye gittin öyle?" dedi tam karşısına oturmamla. "Ne yaptın?"

Omuz silktim ve aldığım çikolatayı önüne koyup geri çekildim.

"Sonuç istediğim gibi olmasa da al bakalım, ödülün."

Ece o günden sonra Ege Adamı ile ne konuştuğumuzu bilmiyordu. Yani kısaca Ege Adamı'nın adımı öğrendiğini daha söylememiştim ona. Ve sanırım bu bir müddet daha saklı kalacaktı bende.

Ona söylemek mi?

Immm... Sanırım hayır!

~~~~~~~

Saatin her zamanki gibi yine gece yarısına yaklaşması ile yatagın üzerine fırlattığım telefonumun bildirim sesi sayesinde saatlerdir kafamı gömüp soluksuz test çözdüğüm matematik kitabından kafamı kaldırdım. Uzun süredir aynı pozisyonda durmamdan kaynaklı boynuma ağrının girmesi ile yüzümü buruşturarak hafifçe ovaladım.

Artık çalışmayı bitirme kanısına varmamla kitapları toparlayıp ayağa kalkıp esnedim. Paytak adımlarla yatağa geçtiğimde elime telefonu alıp gelen bildirime baktım.

Ege Adamı.

İstemsiz kaşlarım çatıldı. Bu çocuk niye hep geceleri mesaj atıyordu bana anlamıyordum. Bunu düşünmeyi kenara itip mesaja girdim.

Ege Adamı : Dünkü pottan sonra kesin engellersin sanmıştım ama,

Ege Adamı : Bu hattan mesaj atabiliyor olmak sevindirdi.

Ege Adamı : Şerefsiz evladıyım ağlamamak için kendimi zor tutuyorum jidhdojhfoejfhv

M : Seni kıracağıma kafamı kırarım daha iyi Ege Adamı.

M : Biliyorsun melek gibi kızım.

M : Madem çok istiyorsun hemen engelleyebilirim? Ne dersin?

Ege Adamı : Yeni bir hat alırım, derim :)

Ege Adamı : Sen ne dersin?

M : Şu an paranın altında ezildiğimi hissediyorum :(

M : Yazıklar olsun! Zenginliğin gözü kor olsun ya! Valla bak!

M : Bacağı kırılsın, sakat kalsın inşallah!

M : Şurada iki şekil şukul yapayım dedim şuna bak be!

M : Adam parası ile iki dakikada ezikledi beni. Lanet olsun :(

Ege Adamı : Ona eziklemek değil de benden kurtulamayacağını göstermek diyelim :)

Ege Adamı : Yoksa paranın canı cehenneme.

M : Senden kurtulmaya çalışmak ne haddime, Ege Adamı?

M : Sülük gibi yapıştın bana, istesem de kurtulamam ki?

M : Aldık artık başa belayı çekeceğiz el mecbur. Ne yapalım?

Ege Adamı : yazıyor...

Ege Adamı | Çevrimiçi

Ege Adamı : yazıyor...

Ege Adamı : Sülük olduğumu mu düşünüyorsun?

Şakasına yazdığım şeyi bir anda gerçek olarak algılaması şaşırtmıştı beni. Ciddiye almayacağını düşünerek kurduğum cümlem canını sıkmıştı belli ki... Canım sıkılmıştı!

M : Hayır, öyle demek istemedim ben.

M : Yani şaka yaptım. Yanlış anladın beni.

M : Kırıldın mı?

(Görüldü.)

M : Bak gerçekten ciddiyim.

M : Şakasına yapmıştım ama seni üzdüysem özür dilerim.

M : Üzgünüm.

(Görüldü.)

M : Lan bir cevap ver bana! Görüldü atıp durma anasını satayım! Sinirleniyorum bak!

Ege Adamı : Tamam, tamam inandım sakin ol ojbdvojefvk

Ege Adamı : Şaka yaptığının farkındayım ama yine de sormak istemiştim.

Ciddiye almamış olması içimi dindirirken derince bir nefes alıp verdim. Ama tam olarak rahatlamamıştım. Ellerim hızla klavyede gezindi.

M : Biliyor musun, bu konuyu açtığın iyi oldu aslında.

M : Yeri gelmişken bu konuya artık açıklık getirelim bence. Sözümü kesme!

(Görüldü.)

M : Yoksa ısıtıp ısıtıp önümüze koyacağımız çok belli. Bunu bugün halledelim bitsin.

M : Bak, evet ilk zamanlarda sana karşı fazla katıydım, Ege Adamı. İnkâr etmiyorum.

M : Ve bana hak verirsin ki tanımadığım ve ne idüğü belirsiz birisi ile konuşuyordum. Sana karşı samimi olmamı bekleyemezdin benden.

M : Hoş halen kim olduğunu bilmiyorum gerçi de neyse. Bunu aştığımızı umuyorum artık.

M : Ama senin de gördüğün gibi zaman geçtikçe o katı yargım kırıldı. Hiç değilse normal şekilde sohbet edebilir hale geldik. Bu bile bir şey.

(Görüldü.)

M : Ve açık konuşacağım bu hoşuma gidiyor artık.

M : Bir arkadaşım 'karakteri iyiyse sana zarar vermediği sürece tanımadığın birisi ile konuşmak kötü bir şey değil' demişti bana.

M : Ve sen benim gözümde tam da bu kategoriye giriyorsun, Ege Adamı. Bana zarar vermeyecek, eğlenceli birisisin ve bu beni mutlu ediyor. Seninle konuşmak güzel hissettiriyor.

M : Bunları söylemek istedim çünkü sanal üzerinden konuşuyoruz ve sanırım hislerimi pek yansıtamıyorum.

M : Hoş bu konuşmamız nereye kadar devam eder onu da bilmiyorum ama, yine de bilmeni istedim sadece.

(Görüldü.)

Attığım mesajlar direk mavi iki tik olurken son mesajı yollamamla bu sefer tamamiyle rahatça nefeslendim. Halkıydım bunu artık halletmemiz gerekliydi. Yoksa durduk yere canımız sıkılacaktı. Son attığım mesajdan sonra Ege Adamı'ndan cevap beklemeye koyuldum.

Ege Adamı : yazıyor...

Ege Adamı | Çevrimiçi

Ege Adamı : yazıyor...

Ege Adamı | Çevrimiçi

Ege Adamı : yazıyor...

Ege Adamı : Sana zarar vermek, seni kırmak, kırmayı geçtim kıranı görmek, hele ki seni üzmek emin ol bu hayatım boyunca yapmayı isteyeceğim en son şey bile değil, Mavi.

Ege Adamı : Sana ya da bir başkasına zarar verecek kadar düşük bir insan değilim, Mavi.

Ege Adamı : Benim zararım anca kendime olur. Kendimi yakarım. Bu konu da rahat olabilirsin.

Ege Adamı : Evet, diyorsundur şimdi. Bu kısa sürede bir insan bu kadar benimseyemez birisini.

Ege Adamı : Haklısın da.

(Görüldü.)

Ege Adamı : Fakat sen kendi açından bakıyorsun her şeye.

Ege Adamı : Birde benim içimi, yaşadığım bu hayatı görsen bunu ne kadar istediğimi, ne kadar muhtaç olduğumu anlardın.

Ege Adamı : Biliyor musun? O gün, o mesajı sen değil başka birisi atsaydı bana, emin ol ona da aynen böyle olurdum.

Ege Adamı : Belki senin yerinde başka birisi olsaydı hiç kabullenmezdi bu durumu ya da daha ilk anda yadırgamaz konuşurduk. Bilmiyorum.

Ege Adamı : Ama gerçek şu ki benim açımdan değişen bir şey olmazdı.

Ege Adamı : Dedim ya işte, muhtacım buna.

Ege Adamı : Ama şimdi bir başkası değil sen varsın yanımda.

(Görüldü.)

Ege Adamı : O yüzden demem şu ki, Mavi.

Ege Adamı : Sana alıştım. Ve artık hayatımda büyük bir yerin olduğunu inkar edemem.

Ege Adamı : Daha en başında sana demiştim.

Ege Adamı : Şimdi de diyorum.

Ege Adamı : Tek gerçeğim sensin, Mavi.

Ege Adamı : Ve benim senden vazgeçmeye hiç niyetim yok.



X

Oha ama Ege Adamı napıyon oğlum sen kalbim çatır patır kütür şu an :')

Neysem öhö!


Hello canlarım, naberdiniz bakalım?

Bölümü nasıl buldunuz?

Açıkçası hoşuma giden bir bölüm yazdım. Umarım sizlerde sevmişsinizdir.

Evet bu ikili arasındaki ilişkiyi de hallettiğimize göre bundan sonra raad olabiliriz ksosospslks

Neysem asıl mevzuya geleyim ben en iyisi eheh. Diyorum ki sizlerle bir gün belirleyelim ve bundan sonra yazdığım bölümleri  o gün atayım, ne dersiniz? Biliyorsunuz okullar açıldı ben de dahil çoğumuz meşgul olacağız. Bu yüzden böyle bir şey düşündüm. Fikrinizi söylerseniz sevinirim :*

Yeni bölümde görüşürüz

öpt<3

Continua a leggere

Ti piacerà anche

3.1K 152 8
Bir eli direksiyonda diğer eli çenesinde bu sorunun cevabını düşünüyordu. Onu düşüncelerinden ayıran ise çalan telefondu. Bakışlarını telefona çevird...
26.9K 1.9K 37
"Senden nefret ediyorum." dedim bunu neden söylediğimi bilmeden. Sadece söylemek istemiştim, çoğu zaman yapardım bunu "Biliyorum." dedi usulce. "Bili...
1.9M 69.8K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
3.2K 176 7
Gürcistan'dan Türkiye'ye uzanan kayıp bir yolculuk. Söyle bana Gürcü Güzeli Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? gerçek aile•