Lise Belası 2

By _edaylmaaz_

416K 22.3K 3.6K

Güçlü bir aşktan doğan güzel bir kız...Yaprak Soykan. Babası ve Dayısıyla birlikte yaşayan Yaprak hayatı boyu... More

Bölüm 1. "Annem'den Sonra"
Bölüm 2. "İlk gün"
Bölüm 3."Meteor"
Bölum 4. " Üzgünüm"
Bölüm 5."Anne!"
Bölüm 6. "Gizli kişi"
Bölüm 7. "Siktir git!"
8. "Ne battı ruhuna?"
9.Bölüm "İsyankara mı bağladın?"
10.Bölüm "Yardım et"
11.Bölüm "Kalp kırıkları"
12.Bölüm "Sen bu kıza değer mi veriyorsun?"
13.Bölüm "Tekrar yarım kalmaktan korkuyorum"
14.Bölüm "Gariplik"
15.Bölüm "Bana anlatabilirsin"
16.Bölüm "Kim bu kadın?"
17.Bölüm "Bana bunu yapma"
18. "Gerçekler"
19.Bölüm "Kabullenemiyorum"
20.Bölüm "Korku"
21.Bölüm "Oha gördügüm manzara gerçekmi ?!?"
22.Bölüm "Eğlenelim o zaman"
23. Bölüm "Baba ya!"
24. Bölüm "Peki ya sonra?"
25.Bölüm "Egon senden büyük Rüzgar "
26." Anlayışsızsın "
27.Bölüm "Zalimin Oğlu"
28. Bölüm " Ne Modelleği!?"
29. "Damat"
30.Bölüm "Yok artık"
31.Bölüm "Rüzgar geldi!"
32. Bölüm "Ne oluyor lan burda?!"
33. Bölüm "Rahatlığa bak!"
34. Bölüm "Tuna Kendine Gel!"
35. Bölüm "Gidiyorum."
36.Bölüm "Amerika"
37.Bölüm "Alışmak Zor Geliyor"
38.Bölüm "Sinir Hastası"
39. Bölüm "Yaprak döndü!"
41.Bölüm " Diyemedim"
42.Bölüm "Eskisi gibi."
43.Bölüm "Silah"
44. Bölüm " İyi ki!"
45. Bölüm "Baba?"
46. Bölüm "Kayıp"
47.Bölüm "Her şeyi hakediyorsun!"
DUYURU
48. Bölüm "Bitti!"
49. Bölüm " Yeni Başlangıçlar"
50. Bölüm "Vizeler mi?!"
51. Bölüm "Eve dönüyoruz"
52. Bölüm "Birlikte"
53.Bölüm "Sen Kimsin?"
54. Bölüm "Eskiye"
55.Bölüm "Yanımda Kal"
DUYURU
56. Bölüm "Sımsıkı"
57. Bölüm " Doğum günü
58.Bölüm "Teklif"
59. Bölüm "Gerdek"
FİNAL

40.Bölüm "Yalvarırım Affet"

4.6K 274 29
By _edaylmaaz_

"Yaprak kalk!"

"Hıı?"

"Lan kalk!"

Sinirle gözlerimi açtım sadece bir saat olsun uyumak istemiştim ama buna Rüzgar izin vermiyordu.

"Sana geldiğinden beri demedim ama bir sürprizim var ."

Anında açılan uykumla koltukta doğruldum ve kocaman gözlerle Rüzgar'a baktım.

"Ne sürprizi?!"

"Adı üzerinde Yaprak salak mısın sürpriz işte."

Dediğinde göz devirdim.

Gözüm saate kaydığında gece saat 00.00'dı.

"Git hazırlan hadi."

Dediğinde kaşlarımı çattım .

"Bu saatte?"

Diyerek kaşımı kaldırdığımda kafasını sallayarak onayladı.

"Ne boklar çeviriyorsun lan sen."

"Yaprak seni döverim git hazırlan be kızım bir şeyide sorgulama."

Dediğinde ofuldana pufuldana evime gittim.

Odamın dolabını açtığımda kaşlarım çatıldı. Allahım eskiden ne kadar renkli ve çocuksu giyiniyormuşum öyle!

İçimdeki koyu renkte olan bordo tişörtümü katladım ve biraz göbeği açık hale getirdim zaten altımda siyah pantolonum vardı biraz makyaj ve deri ceket giymem yeterliydi.

Ufak tefek olan hazırlığım bittiğinde evden geri çıkmıştım Rüzgar beni bekliyordu.

"Ee hani? Hazırlanmamışsın."

"Çünkü dolabımda sevmediğim şeyler vardı sanırım alışveriş yapmam gerekiyor."

Dediğimde Rüzgar ağlamaklı ses çıkarttı.

"Seninle alışverişe çıkacak kurban ben değilim demi?"

Gülerek kafamı salladım.

"Maalesef sensin."

"Hadi gidelim"

Dediğinde kafamı salladım ve arabasına bindik.

Tanıdık yollardan geçerken gözümün önündende tonlarca anı geçiyordu.

Tuna'nın evinin önünden hızla geçerken gözüm o evde takılı kalmıştı. O evde ne çok acı vardı ama...

"Halini merak ediyorsun değil mi?"

Dediğinde önümdeki yola dalmıştım. Tabikide merak ediyordum. O benim düşmanım değildi. Eski sevgilidende çok fazlasıydı. Bana bir çok duyguyu , acıyı ilk defa yaşatan birisiydi.

"Sadece baş sağlığı dilesem yeter. Geri kalan durumunu öğrenmek istemiyorum."

"Neyse , bak geldik."

Dediğinde kafamı camdan çevirdim.

İlginç sarmaşıklarla dolu kapıya baktım.

"Ne var burda?"

"İçerisi bahçe gibi bir şey girince görürsün."

Dedi Rüzgar. Yüzüne baktığımda sırıtıyordu. Harbiden artık meraktan çatlayacaktım.

Arabadan indiğimizde yürümeye başladık o garip kapının arkasında nasıl bir mekan vardı bilmiyordum ama güzel olacağı kesindi.

Kapıyı açmadan önce bana döndü.

"Gözlerini kapat."

"Lan Rüzgar bu ne sevgili gibi."

"Ağzına sıçayım kapasana hadi."

Dediğinde gözümü kapadım.

Sinirimi bozuyordu.

Sonunda bir şekilde siyah bezi gözlerime bağladığımda hiçbir şey göremiyordum tabi.

Rüzgar omuzlarımdan tutup beni sürüklemeye başladığında sinirle inledim.

"İçeride saçmasapan bir şey varsa seni vururum çocuk!"

"İki dakika susamıyorsun değil mi?"

Dediğinde iç çektim.

Hala sessizlik devam ediyordu. O gizemli kapıdan içeri girdiğimizi tahmin edebiliyordum ama burada beni ne bekliyor bilmiyordum.

"Evet mavi göz hazır mısın?"

Kafamı sadece salladım.

Rüzgar'ın ellerini kafamda hissedince çözdüğünü anladım.

Görüş açıma tanıdığım yüzler ve harika bir ortam girince mutlulukla gülümsedim.

Herkes buradaydı , ve ben geldiğim için toplaşmışlardı. Ezgi teyzem , Berk Eniştem , Meriç Dayım , Batu , Emir ve onun ikizi İpek bile buradaydı.

Sevdiğim insanlar , aile bildiğim insanlar benim için buradaydı.

Arkamı dönerek hızlıca Rüzgar'a sarıldım.

"İyi ki varsın teşekkür ederim."

Gülümsedi ve sıkıca sarıldı oda bana.

Herkesle görüşüp sohpet ediyordum. Onları o kadar çok özlemiştim ki kendimi sonunda evimde gibi hissedebiliyordum.

Ortam sakinleştiğinde herkes birşeylerle uğraşıyordu. Gözüm Rüzgar'a kaydığında sırıttım İpek ile konuşuyorlardı.

Bende tek başına puflarda oturan Emir'in yanına geçtim.

"Geldiğin için teşekkür ederim Emir , aslında herşey için bu yıl beni hiç yalnız bırakmadın yanımdaydın hep."

Gülümsedi.

"Sen yalnız kalmayı hakeden bir kız değilsin ve biz harika bir dostluk kurduk tabikide seni bırakmam."

Dediğinde kocaman gülümsedim ve sarıldım.

Sarılırken görüş açımda kapı gözüküyordu ve içeriye giren kişiyle ağzımdan ufak bir küfür çıkıverdi.

"Siktir!"

"Ne oldu Yaprak?"

Diyerek benden ayrılan Emir'in endişeli yüzüne baktım.

"O burda."

Diyebildim sadece yerdeki çimenlere gözüm dalmıştı bir daha yüzüne bakmaya cesaretim varmıydı?

Çenemden tutup kendisine bakmamı sağladı Emir.

"Aptal olma Yaprak güçlü görünmek zorundasın bunun için biz bir yıl vakit geçirdik sen iyiydin şuan onu görmek seni sarsacak biliyorum ama alışacaksın sakın diyorum sana aptalca birşey yapma hep dediğimi diyorum sana o seni haketmedi."

Dediğinde birden kendime geldim haklıydı hemde çok haklıydı.

"Emir seni iyi ki tanıdım."

Diyip yerimden kalktım. Rüzgar'a gidip soracaktım umarım o çağırmamıştır yoksa büyük kavga ederdik.

İpek ile baya koyu muhabbete giren Rüzgar'ın koluna hafifçe dokundum.

"Bir şey konuşabilir miyiz?"

Dediğimde sinirli yüzüme baktı ve kafasını salladı.

"Sorun ne Yaprak?"

"Tuna geldi buraya az önce sen mi çağırdın?"

"Saçmalama bir boktan haberi yoktu. Sadece geleceğini biliyordu."

Gözlerimi yumdum ve alnımı sıvazladım.

"Onunla konuşmaya hazır değilim."

"Konuşmak zorunda değilsin."

"Dilemem gereken bir baş sağlığı var o buradayken mal gibi duramam."

Dedim gözlerimi pörtletip

"Tamam sakin ol eminim seni görünce yanına gelecektir."

Dediğinde kafamı salladım ve salıncaklara doğru ilerledim.

Kendimi yavaşça sallıyordum. Gergindim hemde fazlasıyla

Onunla aynı ortamda bulunmak beni geriyordu. Peki neden böyle hissediyordum? Eskiden olsa içim huzurla dolardı. Ama şuan hissettiklerim çok bambaşkaydı belkide Tuna'ya karşı kin dolmuştum kim bilir?

Salıncağın hızlanmasıyla birlikte birisinin beni sallamaya başladığını hissettim.

"Bak Emir eğer sensen yüksekten hiç hoşlanmam sallamayı bırak !"

Dedim kıkırdar biçimde .

"Demek geri döndün."

Kulaklarıma gelen o ses içimi titretirken ayaklarımı yere sabitledim ve hızlıca salıncağı durdurup ayağa kalktım.

Arkamı döndüğümde onun yara bere olmuş yüzünü görmek kaşlarımı hafiften çatsada hiç bir şey diyemedim. İçindeki duygu anlatılamazdı. Bir yandan sarılmak isterken bir yandan tokatı yüzünün ortasına geçirmek istiyordum. Ama hepsini geçtim ben bu çocuğa gerçekten çok öfkeliydim.

"Baya değişmişsin."

Dedi yüzümü inceliyordu. Daha sonra gözleri saçlarıma kaymıştı. Bana böyle bakmayalı ne kadar olmuştu. Onun bakışlarından rahatsız değildim ama dedim ya tedirgindim işte.

"Evet geldim ve bu haldeyim."

Dedim net bir şekilde. Bu bir yıl Tuna olmadan geçirmek bana iyi gelmişti. Kendimi güçlü gösterebiliyordum.

Öksürdüm.

"Olanları duydum. Tuana için gerçekten çok üzgünüm başın sağ olsun."

Dolan gözlerini gizlemeye çalışıyordu ama bir zamanlar bana kalbini açıp gösterdiği için ben onun her bakışını anlayabiliyordum. Herkesin dediği gibi Tuna acı çekiyordu.

"Teşekkür ederim."

"Ben gitsem iyi olur."

Dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.

"Yaprak!"

Diye arkamdan seslendiğinde içime oturan o saçma ağrı neydi bilmiyorum ama onun sesinden adımı duymak uzun zaman sonra çok tuhaftı.

Arkamı döndüm bana doğru geliyordu.

Gözleri o kadar doluydu ki kanlanmışlardı kaşlarımı çatarak ona baktım.

Fısıltı ve çatallı çıkan sesiyle konuştu

"Sana ihtiyacım var Yaprak."

Dedi ve kafasını eğip çaresizce bana baktığında gözlerimi kaçırdım ağlamak istemiyordum. Tuna benim gözümde güçlü bir insandı ve onu bu halde görmek dahi istemiyordum.

"Gideceksin değil mi her ne kadar konuşsamda."

Cevap veremiyordum öylece bakıyordum ona. Oysaki gitmeme o izin vermişti.

"Bilmiyorum aslında evet gideceksin ama senden son bir şey istesem olur mu zor birşey değil?"

Dediğinde kafamı salladım.

"Son defa sarılabilir miyim?"

Dediğinde gözlerimi yumdum. Belkide buna çok ihtiyacı vardı ve son defa izin verebilirdim. Bundan sonra ki hayatımda olmayacaktı zaten.

Kafamı salladım cevabına karşılık.

O kaslı kolları ve sıcacık elleri belime yerleştiğinde ürpermiştim eğilen boyuna karşılık kollarımı boynuna sardığımda burnuma gelen kokusuyla gözlerim kapandı.

Allahım bu hissi o kadar özlemiştim ki!

Gözümden bir damla yaş düştüğünde hızlıca sildim sadece Tuna'nın benden ayrılmasını bekliyordum.

Boynuma inen kafasıyla beni kokladığını hissedebiliyordum. İçine çekiyordu çünkü bu sarılma resmen bir veda sarılması gibiydi.

Kolları belimde sıkılaşırken ben ise kıpırdayamıyordum bile. Onun kocaman bedeni içinde kaybolmuştum.

Gözlerimi yavaşça açtım. Boynumda ıslaklık hissediyordum. Bu Tuna'nın gözyaşlarıydı.

Yavaşça ayrılmak istesemde beni bırakmıyordu.

"Ne olur biraz daha kalalım böyle."

Dediğinde iç çektim. Bir yılın acısını çıkartırcasına sarılıyorduk sanki ama benim içimde ki bu duygu nasıl anlatılır hiç bilmiyordum.

"Yalvarırım beni affet sana yakın olmama izin ver."

Dediğinde ayrıldım ondan ve sulu gözlerine baktım.

"Tuna artık biz diye bir şey yok kendini toparlamalısın biz ayrılalı bir yıl oldu."

"Ben senden kopamadım ki."

Allah aşkına çocuk gibiydi.

"Tuna toparlanmalısın."

Dedim son kez ve hızlıca yürümeye başladım.

Mekandan çıkıp koşmaya başladığımda sanki Tuna'ya olan eski duygularımın gün yüzüne çıkmasından kaçıyormuş gibiydim.

Ben onu özlemiş miydim bilmiyordum ama bana hissettirdiklerini ve kokusunu özlediğim apaçıktı.

Bir yıl boyunca fark edemesemde ben Tuna'dan kopamamıştım...

Continue Reading

You'll Also Like

93.2K 31.3K 42
Farklı yer ve zamanlarda karşılaşılan kişiler. Üç kız arkadaş aynı evde, üç erkek arkadaş aynı evde. Birbirlerini tanımayan ve daha önce görmemiş bu...
13.6K 1.1K 17
"Sen benim kızım olamazsın." Dedi annem gözlerinden ateş çıkarken. Babamın görüntüsüyse beni öldürmek için zaman kolluyor gibi gözüküyordu. "Ailemiz...
455K 16.9K 48
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
Lise Belası By Eda

Teen Fiction

1.1M 44.8K 44
Ateş ve Barut yanyana gelemezdi. Birisi kül olur gider diğeri ise sönerdi. Ama burada farklıydı ateş ve barut yanyana gelmişti. Demir ve Mira hiç ol...