BENİMLE KAL | Jackson Wang

By munes1821

151K 9.4K 3.8K

#jackson sıralamasında #4 ♡ Jackson : "Senin avukat olduğuna inanmıyorum. Beni buna inandır." "Sana kanıtlama... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8 | FİNAL

2.5

2.8K 182 22
By munes1821

"Sana gelince hanımefendi işi bırakacaksın."

Söylediği şey karşısında başıma biranda giren ağrı kulaklarımın uğuldamasına sebep olmuştu.
Şirketi bırakmak benim için zor olmayabilirdi ama Jackson'ı nasıl bırakacaktım ki?

JYPE'nin kötü birşey söyleyeceğinin farkındaydım demiştim değil mi? İşte bu kadar kötüsünü beklemiyordum gözlerimi kapattım işte şimdi tam anlamıyla bitmiştim. Daha ilk işimde başarısız olmuş ve kovulmuştum. Peki asıl umrumda olan bu muydu? Üyelerin hepsine alışmıştım ben bırakmak istemiyordum hiçbirini, belki gerçek anlamda hiç menajerlik yapmamıştım ama avukatlık konusunda iyi gittiğimi düşünüyordum.

Bunlar bir kenara Jackson ne olacaktı? Tamam şuan keyfine onu süründürüyordum ama ben şirketten ayrılırsam zaten imkansız olan ilişkimiz tamamen imkansız hale gelmez miydi? Ondan ayrılmak istemiyordum , şuan aramızda sıkıntılar olabilirdi , ama onu sevdiğim gerçeğini hiçbirşey değiştiremiyordu.
Onsuz olmak düşüncesi kalbimi sıkıştırmıştı.

Gözlerimi açtım ve JYP'nin tam karşısına geçerek;

"Bırakmak istemiyorum." dedim şuan bu güç nereden geliyordu bilmiyordum belki de Jackson'a olan sevgimin gücüydü.

"Fikrini sormadım zaten kovdum seni." diyen JYP bana yarım gülüş atmıştı sinirlenmemek için kendimi zor tutuyordum. Ağzımı açıp birşey söyleyecektim ki beni engelleyen Jaebum olmuştu.

"Efendim bizim bir sıkıntımız yok ve medyada da artık bu haber dönmüyor çoktan unutuldu onu kovmanıza gerek olduğunu düşünmüyorum." dediğinde benim arkamda olması beni sevindirmişti.

"Hyung onu kovamazsın! Kovacaksan da bunu haberler ilk çıktığında yapmalıydın neden şimdi birden bire bunu yapıyorsun ki?" Jackson'ının alttan almaya başlaması beni şaşırtmıştı sanırım tamamen sinirlenip kimseyi dinlememesinden korkuyordu.

"O zaman meşguldum ve gelemedim aslında bunu telefonda bile halledebilirdim bu seni ilgilendirmez şimdi kovmak istiyorum bu can sıkıcı durumun tekrar yaşanıp yaşanmayacağı konusunda
emin değilim." dedi kafasının arkasını kaşırken sanki tavırlarında bir sıkıntı vardı isteyerek yapmıyordu bunu.

"Efendim bir daha tekrarlanmayacağı konusunda emin olabilirsiniz." dedim bırakmak istemiyordum bu sorun değildi değil mi? Çok mu hevesli görünüyordum şuan? Belki öyleydi ama umrumda değildi bırakmak istemiyordum işte.

"Hyung onu kovamazsın Min Ah bizim için değerli diğer menajer ile yaşadığımız sıkıntıları zaten biliyorsun neden bunu bize yapıyorsun?" Jackson neredeyse
adamın ayaklarına kapanacaktı bu hali beni daha cok üzüyordu.

"Bu dedikodular doğru muydu? Gerçekten yakınsınız fotoğraflarda." diyen JYP'ye şuan ne diyecektim hiçbir fikrim yoktu.

"Hyung sadece masumca ağzımı siliyordu bunda birşey yok." diyen Jackson'a baktım herkese açıkca sevgili olduğumuzu belli eden adam bugün hiçbirşey yokmuş gibi davranıyordu.

"Pekala ama bu konuda hala tam karar vermiş değilim size süre tanıyacağım en ufak bir haberde en ufak bir şüphelenmede bir daha hiçbirinizin gözünün
yaşına bakmam." dediğinde derin bir nefes verdim az önce neredeyse ölecektim.

"Teşekkür ederiz." diye hep bir ağızdan söylemiştik Got7 ile bende uyumlu olmuştum artık. JYP yanımdan geçerken;

"Gözüm üzerinde ve siz manyak herifler sıkı çalışın!" diyip odadan çıktığında kendimi yere bıraktım gerçekten hayatım daha ne kadar kötü olabilirdi?

"Noona çok korktum ağzımı bile açamadım özür dilerim." diyen BamBam yerde yattığım için tersten kafasını yüzüme eğmiş konuşuyordu onun bu haline gülmüştüm. Kahkaha atarken yanmaya başlayan gözlerim gelen ağlamanın habercisiydi.

Bİrden kahkaha atarken kahkalarım hıçkırıklara dönmüştü saçma bir şekilde hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Bu halimi gören Jackson beni yerden kaldırıp oturur pozisyona getirdiğinde yanıma çöküp beni kendine çekmişti sımsıkı sarıldığında daha çok ağlamaya başlamıştım. Neden ağlıyordum ki şimdi?

Jackson saçımı okşarken bir yandan da kulağıma herşeyin iyi olacağını söylüyordu. Sahi iyi olacak mıydı herşey? Peki olacaksa nasıl olacaktı ki?
O benim yanımda yokken hiçbirşeyin iyi olduğu yoktu onsuz olmak bana iyi gelen birşey değildi ama üzmüştü beni nasıl affedeceğim konusunda
bir fikrim yoktu kalbim onu affetmek için ölüyor olsa da beynim buna asla izin vermiyordu işte peki ne yapacaktı bu kırık gönül? Nasıl onaracaktı kendini?

Üyelerin odadan çıkıp bizi yalnız bıraktıklarını fark ettiğimde utanmıştım sürekli onlara sıkıntı çıkarıyordum ve her fırsatta sanki Jackson ile yalnız kalmak
için uğraşıyor gibiydim.
İç geçirdim kendimi sakinleştirmeliydim gerçi hâlimden şikayetçi değildim Jackson'ının kollarında olmak bana verilen en güzel sakinleştiriciydi.

Ağlamayı bırakıp kendimi geri çektiğimde Jackson elini yanağıma koyduğunda istemsizce gözlerimi kapattım bir damla yaş daha yanağımdan süzülüp Jackson'ının elini bulmuştu. Elinin tersiyle göz yaşımı sildiğinde boştaki elinide diğer yanağıma koyup başımı kendine yaklaştırdığında alnını alnıma yasladı.

"Özür dilerim hepsi benim yüzümden. Nolur ağlama kalbim dayanmıyor."

Benim kalbimin ne halde olduğunu fark etse acaba daha çok acır mıydı canı? Yüzü yüzüme çok yakındı bu anlar bizim için tehlikeliydi yine
fırsattan istifade yapışmıştı bana. Kendimi geri çektim.

"Jackson teşekkür ederim." dedim olduğum yerden kalkarak eli boşta kalmış tepki vermeden öylece duruyordu.

"Ben gideyim sadece bir an işsiz kalma düşüncesi yüzünden oldu sanırım." dedim yine yalan söylüyordum bu ara o kadar alışmıştım ki yalan söylemeye.

"Tamam ama bu inadına hayran kaldığımı söylemesem içimde kalacak." dedi oturduğu yerden kalkarak.

"Teşekkür ederim." dedim ve odadan çıktım ağlamaktan üzülmekten, mutsuz olmaktan bıkmıştım artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Saat zaten yeterince geç olduğu için şirketten ayrıldım eve gidip yemek yiyip yatmak istiyordum arabama bindiğimde çalıştırıp yola koyuldum yarın maaşımı alacaktım
ve kardeşimi lunaparka götürecektim zaten hafta sonu geliyordu iş ile ilgili bir sıkıntı olacağını düşünmemiştim bir menajer olarak epey rahattım.

Eve vardığımda bizimkiler çoktan yemeklerini yemiş televizyon izliyorlardı biraz onlarla vakit geçirip karnımı doyurdum odama çıktığımda duş almak istesemde bedenim bunun için çok yorgun olduğuna sabah almamın daha mantıklı olduğuna karar vermişti bende hiç itiraz etmeden tabi ki onaylamıştım.

Sabah uyandığımda hemen hazırlanıp evden çıktım Ha-Neul'u alıp şirkete geçecektim şirkete gitmeden önce biraz takılmak istiyordum ayrıca onunla çocukların yüzünden hiç konuşamamıştık benden çok onlarla ilgilenmişti oda zaten. Kapının önüne çıktığımda ona mesaj atmıştım karşı komşumuz olduğu için bir dakika sonra yanımdaydı tekrar bir sarılma faslı geçirdikten sonra arabaya binip şirketin yolunu tuttuk ona ilk önce ikimiz birşeyler yapalım dediysem de bir an önce şirkete gitmek istediğini söylemişti. Anlaşılan bununla işimiz vardı. Şirkete vardığımızda kolayca onu içeri almıştım menajer olmak epey işimi görüyordu. Pratik odasına girdiğimizde bizimkiler de yeni gelmiş olacak ki esnemekle meşgullerdi. Gözüm hemen Jackson'ı
aramıştı ama yoktu sormak istesemde bir türlü soramıyordum. Çocuklar Ha-Neul ile takılıyorlardı özellikle Mark epey ilgileniyordu onunla. Bir ara BamBam ile kavga ettiklerini bile görmüştüm resmen ikiside yarışıyordu halleri komikti. Benim sormak isteyen ama soramayan halimi fark eden Jinyoung oturduğu
yerde poposunun üstünde bana doğru gelirken kendimi gülümsemekten alıkoyamamıştım o adamı bu hallerde görmek komikti.

"Sabahtan beri Jackson için soracaksın ama soramıyorsun değil mi?" tepkisiz kalmayı tercih etmiştim.

"İçin içini yiyor ama soramıyorsun değil mi?" tepkisiz kalma konusunda hala kararlıydım.

"Acaba noldu? Neden gelmedi? Bir sıkıntısı mı var? Diye kendine sorup duruyorsun değil mi?" Artık sabrım tükenmişti.

"Yah! Herşeyi anlamışsın işte neden bana eziyet ediyorsun ki?" dedim yüzümü buruşturarak itiraf etmek yapmak istediğim şey kesinlikle değildi.

Kafasını geriye doğru atıp kahkaha atarken omzuna vurdum.

"Bana vurmak mı? JYP PD'nimin yanına mı gitsem acaba?" derken bana sırıtıyordu.

"Kaç yaşındasın sen?" dedim gülerek.

"En son baktığımda 23 yaşındaydım." ona gözlerimi devirip önüme dönmüştüm ama hala bana Jackson'ının nerede olduğunu söylememişti.

"Tamam tamam Jackson biraz kendini rahatsız hissediyordu o yüzden gelmedi." dediğinde gözlerimi kocaman açıp ona dönmüştüm hasta mıydı?

"Neyi var? Hasta mı?" dedim telaşlanarak.

"Günlerdir uykusuz ve ne yediğine dikkat ediyor ne kendine üşütmüş olma ihtimali çok yüksek." dediğinde içimde bir suçluluk hissetmiştim bende acı çekiyordum ama günlük hayatıma da gayet devam ediyordum.

"Nerede?" dedim yanına gitmek istiyordum işte.

"Yurtta odasında uyuyordu."

"Ve siz onu bırakıp geldiniz mi yani? Ya daha kötü olursa?" dedim bir hışımla sinirlenmiştim nasıl bırakıp gelebilirlerdi?

"Sakin ol Min ben sürekli gidip kontrol edecektim."

"Pekala." demiştim ama içim içimi yiyordu dayanamayıp telefonumu alıp mesaj attım.

MA"Jackson? Çocuklar hasta olduğunu söylediler iyi misin?"

Bekliyordum ama cevap bir türlü gelmiyordu daha fazla sabredemeyip aramıştım ama hiçbir şekilde cevap gelmiyordu muhtemelen uyuyor falandı ama içime yayılan korku mantıklı düşünmemi engelliyordu dayanamayıp oturduğum yerden kalktım.

"Ben bir yere gidip geleceğim o zamana kadar Ha-Neul ile ilgilenirsiniz ayrıca pratik yapmayı ihmal etmeyin eminim Ha-Neul sizi izlemekten zevk alacaktır."
dedim ve kimsenin cevap vermesini beklemeden odadan çıktım zaten kimsenin benimle ilgilendiği yoktu Ha-Neul'da halinden memnundu yani gidip Jackson'a bakmamın sakıncası yoktu.

Şirketten çıkıp yurda yürümeye başladım uzak değildi sadece bir kaç blok ötedeydi , menajerleri olduğum için yurda girerken sıkıntı yaşayacağımı düşünmüyordum
ki düşündüğüm gibi olmuş bir sıkıntı olmadan yurtlarına girmiştim ama yine de kendimi biraz rahatsız hissediyordum sonuçta burası bir erkek yurduydu.

Yurtta ki görevli yaşlı teyzeye bana daireyi göstermesini istediğimde tereddütte kalsa da sonunda göstermişti kapıyı açıp içeri girdiğimde hangi oda onun
bilmediğim için seslenmiştim;

"Jackson-ah?" ama daire bomboştu ve kimse tepki vermiyordu odaları tek tek gezmeye karar vermiştim ki koridorun sonundaki odanın kapısı diğerlerinden farklı olarak açıktı yavaşça içeri girdiğimde yatağın içinde yorganı çenesinin altına kadar çekmiş bana bakan Jackson'ı gördüm. Ne yani uyanıktı ama tepki vermiyordu sinirlenerek içeri girdim.

"Sana sesleniyorum beni duyuyorsun ama cevap vermiyor musun?" dedim yanına çökerken çok kötü olmasa da kötü görünüyordu.

"Seslenmek istedim ama sesim çok çıkmadı." dedi çok kısık bir sesle tanrım sesi neredeyse gitmişti hem de comeback öncesi!

"Jackson-ah? Boğazın mı acıyor?" dedim elimi alnına koyup ateşine bakmıştım biraz ateşi vardı. Elimi alnına koyduğumda gözlerini kapatmıştı.

"Artık hiçbir yerim acımıyor bana dokunduğunda hepsini unutuyorum."

"Bu halde bile beni mi düşünüyorsun yani?" derken yorganı üzerinden çekmiştim ama çekmemle birlikte üzerine tekrar örtmem bir olmuştu çünkü üzerinde sadece şortu vardı!

"Jackson nasıl bir yatma şekli bu böyle? Neden üzerine birşey giymedin?" dedim bir iki adım geri giderken yine kızarmaya başlamıştım işte.

"Gece çok sıcaklamıştım o yüzden çıkardım sabahta kalkıp giyinmeye üşendiğim için yorganın altından çıkmıyordum. Ama beni böyle görmeye çok meraklıysan kalkayım." dediğinde arkamı döndüm hızlıca.

"Saçmalamayı bırak şimdi çıkacağım üzerine tshirt giyip beni çağır." dedim odadan çıkarken arkadan bana güldüğünü duymuştum.

Yaklaşık bir iki dakika sonra bana seslenmişti odaya girdiğimde üzerine bir tshirt geçirmiş yatağın kenarına oturup ellerini bacaklarının arasında koymuş bana bakıyordu. Yine nefes almayı unutmuş ona bakıyordum dağınık saçları dudakları ve yüzü bir insan hasta yeni uyanmış haliyle nasıl bu kadar tatlı olabilirdi? Yanına gidip ağzını yüzünü mıncırmak istiyordum.

"Min üşüyorum." dediğinde yanına gidip oturdum.

"Üstünü örtemeyiz bu ateşinin çıkmasını sağlar şimdi sen duş alacaksın ve ben sana birşeyler pişireceğim tamam mı?" dediğimde kafasını hayır anlamında sallamıştı.

"Olmaz ne demek duş? Donuyorum." dedi olduğu yerde titreyerek.

"Jackson-ah daha kötü olmaman için bunu yapman gerekiyor hadi." dedim koluna girerek onu kaldırmıştım.

"Sende benimle mi geleceksin?" dediğinde koluna vurmuştum.

"Edepsizleşme bu cümleleri kurabildiğine göre kendi başına duş alabilirsin bence." dediğimde gözlerini deviren o olmuştu onu duşa sokup mutfaklarına yöneldim en azından bir çorba pişirecek malzemeleri var mı diye bakmıştım ama malzeme adına hiçbirşey yoktu iç geçirip Jackson'a markete gidip geleceğimi
söyleyip yurttan çıktım iyi ki yurdun karşısında bir market vardı. Marketten herşeyi aldığıma emin olduğumda çıktım ve hızlıca yurda döndüm, yurda
girdiğimde Jackson üzerini giymişti ama saçında havlu vardı beni görünce gülümsediğinde bende gülümsemeden edememiştim. Mutfaga malzemeleri koyarken arkamda beliren Jackson'a döndüm havluyu bana uzatmıştı;

"Saçlarımı kurutur musun?" dediğinde kabul etmek istemesem de kurutmak için can atıyordum.

"Tamam içeri geç geliyorum." dedim ve onu içeriye yolladım çorba hızlı olacak bir şey olduğu için hazırlayıp ocağa koydum. İçeri geçtiğimde yerde ki mindere oturmuş saf saf beni bekliyordu bu hali beni öylesine etkiliyordu ki. Her zaman etrafımda böyle olsa muhtemelen ölürdüm. Minderin yanındaki koltuğa oturup elindeki havluyu aldım hemen bana doğru dönmüştü.

Saçını kurutmaya başladığımda bu hissi sevmiştim yavaş yavaş yapıyordum canı acımasın ve bu anın keyfini çıkarabileyim diye. Şuan o kadar masumdu ki bana vuran erkek o değildi sanki, o gün ki psikolojisini anlayabiliyordum Soe'ye olan sinirini neredeyse benden çıkarmıştı ve üstüne söylediğim sözler tuz biber olmuştu belki de. Ama bana vurma hakkını doğurmuyordu bunlar. İstemsizce iç geçirdim ne yapacaktım?

"Seni sürekli üzüyorum değil mi Min?" dedi zar zor anlayabilmiştim kurduğu cümleyi.

"Üzmüyorsun." dedim hasta olduğu için hassas olabilirdi ve üzerine gitmek istemiyordum.

"Beni affetmek senin için kolay olmayacak biliyorum ama bana şans veremez misin?"

"Sana şans vermek istiyorum ama tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum."

"Yaşatmayacağıma söz verirsem? Sana isteyerek vurmadım Min o zaman gerçekten gözüm dönmüştü sana vurduğumu bile dakikalar sonra ancak idrak edebilmiştim ben çok üzgünüm keşke sana el kaldırmasaydım hayatım boyunca yaşayacağım bir utanç olacak bu." dedi başını öne eğerken.

"Başını kaldır kurulayamıyorum." demiştim sadece.

Başını kaldırıp bana baktığında saçındaki havluyu tutan ellerimi tuttu ve gözlerimin içine bakmaya başladı.

"Özür dilerim özür dilerim ve yine özür dilerim." dediğinde saçlarını zaten neredeyse kurutmuştum oturduğum yerden kalktım ve cevap vermeden çorbaya bakmaya gittim . Çabuk çorba olduğu için hazırdı zor da olsa bir tabak bulup çorbayı kattım yanına biraz ekmek koyduğum tepsiyi alıp içeri geçtim.

Jackson mutsuz bir şekilde oturuyordu yerde oturduğu için tam karşısına oturup ayaklarımı bağdaş kurdum ve oturdum. Bir kaşık çorba alıp ona uzattığımda kaşığı elimden almış ve kendi içmişti madem öyle istiyordu öyle içebilirdi kenara geçip onu izlemeye başladım.

"Beni böyle izlerken yemek yememi nasıl bekliyorsun?"

"Tamam bakmıyorum." derken bakışlarımı başka yere çevirmiştim.

"Bitirdim." dediğinde kaseye baktım sanırım gerçekten açtı.

"Bir tabak daha ister misin?"

"Hayır yeterli teşekkür ederim." dediğinde tepkisiz bir şekilde kalkıp yatağına döndü. Bende yerdeki tepsiyi alıp mutfağa götürdüm , orayı topladığımda tekrar Jackson'ının yanına gittim bir şeye ihtiyacı var mı diye soracaktım. İçeri girdiğimde yatağına yatmış ve yüzünü duvara dönmüştü.

"Jackson-ah?" dediğimde hiç kıpırdamadan;

"Bir şeye ihtiyacım yok teşekkürler gidebilirsin." dediğinde şok olmuştum beni kovuyor muydu yani? Ona cevap vermek istesemde cevap vermedim ve çantamı alarak sessizce daireden çıkıp kapısını kapattım.

ㅋㅋㅋㅋㅋ
Yeni bölüm sizinle❤
Lütfen bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın❤
Bu bölüm umarım +50 Vote olur😢

Jackson❤Saçları

Continue Reading

You'll Also Like

betty By ︎ ︎

Fanfiction

2.4M 212K 33
Ama New York'a geldiğimden beri bir kokusu var. for vanilla baby
28.7K 2K 16
"Ve eğer daha önce bir arkadaşınla yatmadıysan, en yakının ben olurdum." ➽ fluff © cigarettesafterjae | 2021
11.9M 580K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
223K 20.8K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin