Aşkın Son Damlası! [Tamamland...

By KayipYazarNemo

381K 24.1K 2.1K

#Mizah 1 Sessizliğin Sesi! Adlı hikaye'de bulunan Gürkan ve Güneşin hikayesidir! İki hikaye birbirine bağlant... More

#TANITIM#
"1- Bindik bir alamete!"
"2- Sadece uyuyacağız!"
"3- Manyak mısın sen?"
"4- Sen tam bir adisin!"
"5- Senden nefret ediyorum!"
"6- Geçer mi?"
"7- Zaman!"
"8- Pis Ayyaş!"
"9- Konuşmayacağım!"
"10- Neredeydin Sen? Gerizekalı!"
"11- Eminim!"
"13- 7 Yaşındaydım..."
"14- Ne Münasebet?"
"15- Ne yani, gerçekten istemiyor musun?"
"16- Bu nasıl şaka? Hayvan!"
"17- Sen neler yaşadın böyle?"
"18- Oyun Başlıyor!"
"19- Dokunma bana!"
"20- Sonra birgün..."
"21- Beni özledin mi?"
"22- Bazı kızlar..."
"23- Kızım nerede?"
"24- 4 Gün sonra!"
"25- Hazır mısın?"
"26- Zehra yok!"
"27- Bulacağız!"
"28- Yapma!"
"Karakterler"
"Aşk Kırıntısı!"
"29- Ben yaptım!"
"30- Çünkü seni seviyorum!"
"31- Karar..."
"32- Karım değil misin?"
"33- Yaktım seni!"
"34- Mühür!"
"35- Evet!"
"37- Zehra ve Efken - Özel Bölüm"
"38- Şimdi biz, şey mi yapacağız?"
"39- Babacığını özlemedin mi?"
"40- Final!"
"Zehra ve Efken'cilere Duyuru!"
"Zehra ve Efken yayımlandı!"

"12- Bilmiyorsun!"

9K 648 49
By KayipYazarNemo

"Sana da, Günaydın."

"Kaldır kıçını, zaten suratınla uyandım."

"Hah! Ben mi dedim sana gel bana yapış uyu diye?"

"Amma uzattın kızım, kalk okula birlikte gideceğiz."

Birisi bana doğru duymuyorsun, Gürkan sana birlikte okula gideceğiz demedi desin! Kulaklarıma inanamıyorum yani şuan. Test etmek için sorayım diyerek lafa girdim hemen. 

"Birlikte?"

"Evet."

"Sen?"

"Evet."

"Ben?"

Gürkan sıkkınca bir nefes üfledi dışına. 

"Evet!"

"Gideceğiz?"

"İnandırmak için güzel bir yöntemim var aslında!"

"Neymiş o?"

Gürkan'ın altında kendimi bulduğumda, bu yöntemi anlamış bulundum. Gözlerini gözlerime odaklayarak, çapkın bir gülüşle suratıma bakmaya devam etti. Kalbimden bahsetmiyorum bile! Kesinlikle şuan çarpıntısını duyuyor olmalıydı. Benim kalbim tamam da, onun ki niye böyle hızlı atıyordu? 

"Güneş."

Adımı söylemesi ile, beyin hücrelerim yavaşça yerlerine geri dönmeye başlamıştı. 

"Hı?"

Kendini hafif doğrultarak elini kalbimin üzerine koydu. Şuan meme denen şeyi elliyor olmasından dolayı kesinlikle sapıkça şeyler düşünmüyordum! Hayır saçmalamayın, düşünmüyorum diyorum size! Acaba beni ne zaman öpecek? Neyse Gürkan bir şey söylemişti. 

"Kalbin... niye bu kadar hızlı atıyor? Benim kalbime eşlik etsin diye mi?"

Oyyy, biri bana öldün ve cennettesin desin. Doğru mu duyuyordum? Bu çocuk ortadan kaybolduktan sonra kesinlikle değişmişti. Acaba nereye kaybolmuştu? Bunu daha sonra sorgulardım. Öncelikle şu pozisyonu bozmalıydım. Yoksa çok sapıkça şeyler yapabilirdim. Çünkü karnım gıdık gıdık gıdıklanmaya başlamıştı! İçimde atlı süvariler at koşturuyordu sanki! 

"Gürkan, kalk üstümden. Çok ayıp."

Eğlendiği her halinden belli oluyordu ve üzerime doğru baskı yaptı. Altımda yumuşacık yatak, üstümde Gürkan.. Ve benim sapıkça hormonlarım. Öp beni diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Bunlar benim düşüncem olamazdı! Kesinlikle içimdeki şırfıntı ve fingirdek Şakire'nin hisleriydi bunlar. 

"Güneş..."

"Gürkan, kalk lütfen."

Bir yandan onu itmeye ve altından çekilmeye çalışıyordum. Bu hareketleri bana uygulamaması gerekiyordu! 

"Ufff." diyerek üzerimden kalktı. Tabi hemen derin bir nefes çektikten sonra, hızla oradan ayrıldım. Kapımın önüne geldiğimde, anahtarımı almadığım için kendime söverek kapı ziline bastım. 

Zehra kapıyı açtıktan sonra, gülümseyerek içeriye girdim. 

"Aşk kuşu, gece neredeydin."

"Zehraaaa!" 

Zehra kahkaha attıktan sonra, elini ağzına götürüp fermuar kapatır gibi yaptı ve "Tamam tamam, bir şey söylemedim. Ama domates gibi olmuşsun." dedi. Ellerimle yanaklarıma dokunduğumda, cidden çok sıcak olduklarını gördüm. Ateş basmıştı tabi o durumdan sonra! 

###

"Zehraaaa, hadi kuzum. Gürkan huysuzluk yapıyor!"

"Geliyorum."

Gürkan kapı önünde durmuş, bizi bekliyordu. Aslında Zehra'nın da hazırlanmasını. Ona kalsa, şimdiye gitmiştik. Ama Zehra'ya ayıp olacağı için, kesinlikle olmaz diyerek onu red ettim! 

"Kızım ne kadar oyalanıyorsunuz!" 

"Hiçte bile!"

Zehra sonunda gelmişti ve Gürkan ona çemkirmeye başlamıştı.

"Kraliçe hazretleri, hazırlanmasaydın."

"Öf Gürkan ya, amma abartıyorsun!"

Zehra bakışlarını bana döndürdükten sonra "Kız seninki çok huysuz." diyerek kıkırdadı. Benim suratım anında kızarmıştı ve Gürkan'ın sözü ile Zehra'nın rengi değişmişti. 

"Baba'nın evinde de böyle miydin merak ediyorum?!"

Zehra hiçbir şey söylemeden dışarı adım atınca, Gürkan şaşkınca bana baktı ve "Ne dedim ki ben? Niye suratı değişti onun?" diye sordu. Tabi Gürkan bilmiyordu. Aslında ben de tam anlamı ile bilmiyordum. 

"Öf Gürkan ya, dilinin ayarı yok yemin ederim."

"Kızım ne yaptım şimdi ya!" 

"Of yürü ya yürü! Kıza yetişelim."

Hızlı adımlarla çıkarken, Gürkan'da bana ayak uydurdu. Zehra'ya yetişerek onun koluna girdim. Gülümsediğimde, o da bana zoraki bir gülümseme sundu. 

"Zehra, onun kusuruna bakma. Biraz patavatsızdır. Ama çok iyi çocuktur."

"Ne kusuru canım, bilmiyor ki. Normal yani.."

"Aslında ben de bilmiyorum." 

"Bu gece öğrenmek ister misin?"

"Anlatabileceksen?"

"Ayık kafa ile anlatamam, dibine kadar sarhoş olup anlatacağım." dedikten sonra kahkaha attı. Tabi akşam bizi ziyafet bekliyordu. Güzel bir rakı sofrası kuracaktık.


###

"Erkekler hamamböceğine benzer biliyor musun?"

"Niye öyle dedin şimdi Güneş? Komedisin valla." 

"Bak şimdi, hamamböcekleri bir yöne giderken.. Aniden durup yön değiştirirler ya, sebepsiz. Erkeklerde öyle işte." 

Zehra söylediğime karşın kahkaha atınca, sınıfta duran öğretmen zıt zıt bize baktı. İkimiz de bu sıkıcı dersten sıkılmış ve sohbet etmeye başlamıştık. 


###

Sonunda ders bitince, Melih yanıma geldi. Yanında Efken'de vardı. İkisine bakarken, ikisi de bana bakıyordu. Zehra'da Efken'e. Efken'de, Zehraya bakmaya başlayınca, ne olduğunu merak etmiştim. 

"Sakarlık abidesi."

"Bana şu lakabı söylemeyi kes lütfen."

"Kibarcık hanım kıza bak hele, niye öyle değil misin?"

"Değilim."

Zehra tam gideceği sırada, sıraya takılıp Efken'in üzerine düştü. Ben ve Melih onları izlerken, onların ikisi dünyadan soyutlanmış gibi birbirinin gözüne bakmaya başladı. Bu durum nedense hoşuma gitmişti. 

"Öhööö Öhööö. Aile var." 

Zehra anında kalktı. Suratı kızarmıştı ve Efken dışında her yere bakıyordu. Efken sinirle ayağa kalkarak Zehra'ya laf saymaya başladı. 

"Bir de sakarlık abidesi değilim diyor. Sen evinde de böyleysen, anan baban seni sokağa koyar söyleyeyim!" 

Zehra'nın gözleri dolmuştu. Ve Günün ikinci potu Efken salağı tarafından kırılmıştı. Allah aşkına bugün aileden bahsetme günü filan mıydı?! 

Ben Zehra'ya bir adım atıp "Zehra." dediğim sırada, eliyle beni durdurdu. Ağzını açıp konuşamıyor olmasını anlıyordum. Ben de ağlarken konuşamazdım. Gözyaşları içerisinde yanımızdan ayrılınca, Efken'in yüz rengi değişti. 

Efken yanıma yaklaşarak "Güneş, ne oldu?" diye sordu. 

Bütün sinirimi ona yansıtacak şekilde "Şu kızın ailesi ile derdiniz ne!! Bahsedip durmayın, patavatsızsınız!" diyerek onun yanından uzaklaştım. 

Melih'te arkamdan gelerek "Güneş." diye seslendi. Seslendiği zaman duraksayarak ona baktım. 

"Efendim Melih?"

"Bu akşam bir şeyler yapsak mı?"

"Aslında yapabilirdik ama, Zehra'ya sözüm var."

"Şey.. seninle konuşmak istiyordum Güneş."

"Hayırdır."

"Ortalıkta olmasak?"

"Sorun ne?"

"Gel, kenara bir yere geçelim." 

Merakla Melih'in arkasından gittim. Ne söyleyecekti acaba? 

"Hayırdır, bi sıkıntı yok ya?"

"Güneş, benim seni sevdiğimi biliyorsun."

Of yine mi şu konu! Bin kere mi konuşacaktık bunu?!

"Melih.. Bak lüt.."

"Lütfen lafımı bölme."

"Peki."

"Beni sevebileceğine inanıyorum. Efken ile bile sevgili olmuşsun." 

Ne saçmalıyordu bu? Efken'le sevgili filan olmamıştım! Numara yapmıştık. Tabi bunu söylemeye gerek yoktu! Neyse..

"Ve ben istiyorum ki, bana bir şans ver. Senden vazgeçemiyorum Güneş."

"Saçmalamayı kes lütfen, arkadaş olarak yanımda durmayı kabullenmiştin. Ne bu şimdi?"

"Hala onu seviyorsun değil mi?"

Sustum. Doğruydu. Evet seviyordum. Ama o sevmiyordu! 

Melih bana doğru yaklaşmaya başladığında, kaşlarımı çattım. Kolumu tutup kendisine çekince elimle onu ittirmeye başladım. Ne yapıyordu bu salak! 

"Melih çekil! Ne yaptığını sanıyorsun!"

"Beni sevebilirsin Güneş. Sana söz ver..." 

Ve Gürkan'ın yumruğu ile ne ara yere serildiğini anlamadığım bir adet Melih vardı. Gürkan'ın öfkeden deli olan gözleri önce benim üstümde gezindi! Sonra Melih'e döndü. Melih yerde kanayan burnu ile kıvranıyordu ve Gürkan onun üstüne çullandı. Allah'ım ceza alacaktı! 

"Gürkan, bırak!"

Etrafımız halka halinde çevrelenince, daha fazla korkmaya başladım. Kesinlikle ceza alacaktı! 

"Gürkan, lütfen vurma yeter! Öldüreceksin çocuğu!"

Hırsla "Bırak Güneş!" diye bağırınca, ürkmüştüm. Ama geri çekilmedim. Melih'in her tarafı yara bere içinde kalacaktı, bu umurumda değildi. Çünkü içinden bir şerefsiz fırlamıştı resmen! Ama Gürkan'a bir zarar gelmesine dayanamazdım. Hem ne diye saldırıyordu ki? Ben kendimi koruyabilirdim! 

"Gürkan sana onu bırak diyorum!"

Gürkan onun üzerinden kalkıp, beni kolumdan tuttuğu gibi sürüklemeye başladı. Haydi buyrun cenaze namazına! 


###

Gürkan'la boş bir sınıfa girdiğimizde, daha doğrusu Gürkan beni boş sınıfın içine fırlatıp kapıyı da üstümüze kapattıktan sonra. Bağırarak "O neydi Güneş!" diye sordu. What!? Bana mı soruyordu. Asıl benim hesap sormam lazımdı! Şuan çok sinirliydim! 

"Neden öyle yaptın?!" Bağırarak sorduğum soruya karşı suratıma bakmaya başladı. Yutkundu ve adem elması yukarı çıkıp indi. Hayır etkilenmedim! Yine susuyordu işte! Sinirliydim! Hem de çok fazla! 

"Bu yaptığın terbiyesizlik Gürkan, Melih'e nasıl vurursun? Hangi sıfatla!"

Bağırıyordum ama Gürkan gözü dönmüş halde bana bakıyordu. Aniden üzerime geldi.

"Farkında mıydın acaba? O şerefsiz seni öpmeye çalışıyordu ve sen çekilmesini söylediğin halde seni kıstırmıştı!"

Onaneydi? Beni sevmediğini, küçüklük hatası olduğunu söyleyen kendisi değil miydi sanki? Şimdi bu şov neyin nesiydi? Bu çocuk iyice sinirimi bozmaya başlamıştı!

"Sanane bundan? Sen benim abim misin? Anam mısın? Babam mısın? Ben bu şehire okumaya geldim ve kendimi koruyabilirim. Sürekli yoluma çıkmayı kes!"

Bağırarak "Ben senin..." dedi ve sustu.

Ben senin ne? Söyleyeceği şeyin Senin sevdiğin insanım, benim sevdiğim insansın, sen benimsin, ben senin her şeyinim olmasını o kadar çok istiyordum ki.. Ahh salak kafam, bunlar anca benim iç sesimle olan konuşmalarımda olurdu zaten. Bir de anca rüyamda...!

İki adımda yanıma yaklaştı kollarımı tuttu beni kendisine doğru çekince, nefesi neremden alacağımı unutmuştum. Bu yakınlık bana hiç iyi gelmemişti. Ben onun başkaları ile gülüşmesini izlerken o işine devam ediyorsa, şimdi bana bunu yapma hakkı olmamalıydı.

Ellerimle göğüsünden itmeye çalıştım.

"Çekil şurdan."

Elini belime getirip beni kendisine daha çok çekti.

"Ne yaptığının farkında değilsin, tehlikeli sularda yüzüyorsun."

Neden bahsediyordu bu? Ben düzgün düşünemiyordum ki şuan! Vücudunu kendi vücudumda bu kadar yakın hissederken mantıklı düşünemiyordum. Şaşkınca ağzımdan "Hı." kelimesi çıkabilmişti sonunda.

Yutkunarak "İstediğim insanla öpüşürüm." dediğimde sinirlenmişti.

Dişlerinin arasından tıslayarak "Hiç kimse seni öpemez!" dedikten sonra,

Alnını alnıma dayadı, kısık kısık nefes alıp verirken "Bilmiyorsun." dedi.

Gözlerim gözlerindeyken "Neyi?" diye sordum.

Yavaşça dudaklarını dudaklarıma doğru yaklaştırdı. Nefesini nefesimde hissederken dudaklarıma kondurduğu varla yok arası öpücük kalan aklımı da başımdan almıştı.

"Senin için buraya kadar geldiğimi, istemediğim halde bu bölümü seçtiğimi, seni küçüklüğümden beri hala sevdiğimi.."

Ben öpücüğünün etkisinden çıkamamışken, bir de bu sözler kurşun gibi beynime girmişti.

Yeniden dudaklarıma doğru eğildiğinde bulduğum boşluktan faydalanıp onu ittim. Suratına bir tane tokat patlattım. Yanağımdan süzülen yaş bu duyduğum şeylerin mutluluğundandı aslında.

"Gerizekalı." diyerek oradan uzaklaştım.

Suratımda salak bir sırıtış vardı. İşte şimdi başlıyorduk Gürkan efendi. Ben sana o kadar şeyin hesabını sormaz mıyım? Seni peşimde sürüm sürüm süründüreceğim!



Vote ve Yorum unutmazsanız beni çok mutlu edersiniz :) 

Continue Reading

You'll Also Like

722K 35K 63
#5# Genç Kız Edebiyatı *Tamamlandı* Not: Kitap olacağı için ilk 20 bölümden sonrası kaldırılmıştır. Atakan Adras bilinen adıyla zebani. İstediğini ya...
689K 47.7K 35
Başımı geriye doğru savurmuş ve " Allah'ım ne olur bitsin bu kâbus..." diye yalvarırken onu gördüm; müstakbel kocamı. Suretini sevdiğim! " Senin ne i...
3.8K 596 28
Acı çeken bir adam... Ona benzeyen bir kadın... Kaderin onları karşılaştırdığı yer... Adam o gün hep yapmak istediği şeyi bir başkasının yaptığını gö...
445K 4.7K 30
"Bu saatten sonra yer mekan fark etmez yüzbaşım." Yetişkin içerik !