"5- Senden nefret ediyorum!"

9.8K 681 39
                                    

Kendimi eve atar atmaz, dudaklarımı yıkamak için hızla banyoya koştum. Zaten dudağımın kenarı morarmıştı ve ısırdığı için yara olmuştu! Bende dudaklarımı yıkarken, bastıra bastıra daha çok morarttım! Lanet olsun! Bunu neden bana yapıyordu ki?!

Kapı çaldığında, delikte Gürkan'ı görmemle sinirim daha çok tepeme geldi. Hangi yüzle geliyordu Allah aşkına? Hırsla kapıyı açtım. Gürkan'ın gözlerinde görmek istediğim şey, pişmanlıktı! Ama kahretsin ki, bir kırıntı pişmanlık bile yoktu!

Beni yoksayıp içeriye girdiğinde, iyice içimde kalanları dökmeye başladım. Ve bu bizim için büyük bir kavganın ilk adımıydı, belki de geri dönülmeyecek şeyler olacaktı..

"Utanmıyor musun? Hiç utanmıyor musun ya sen? Zerre pişmanlık duymadın mı? Sen ... Sen beni..."

"Öptüm."

Öptüm kelimesini bu kadar basit söyleyebilir miydi bir insan? Sanki bakkaldan şeker aldım diyordu.

"Gürkan, beni öptün! Beni! Küçüklük hatası olarak gördüğün beni! Ve beni kimse öpmemişti bugüne kadar!"

Gürkan sinirle üzerime yürüyüp kollarımı tutarken, yine canımı acıtıyordu! Hıırrrr! Fazla oluyordu bu çocuk!

"Hiç kimse'de öpemez zaten!"

"Allah Allah, sana mı soracağım?"

"Güneş, beni delirtme."

"Beni niye öptün!"

Evet, en merak ettiğim şeydi bu. O kadar olan şeye rağmen, beni neden öpmüştü.

Arkasını dönüp gideceği sırada "Sen bir korkaksın!" Diyerek bağırdım. Hala arkası dönükken, ellerini yumruk yapıp sıktı! Bende ondan farksız değildim. Çok sinirliydim. Bu sinirim beni öptüğü için değil, duygularından emin olamadığı içindi. Lanet olsun!

"Sen, duygularından emin olamayan. Bencil, pislik, ego yığını bir korkağın tekisin, Gürkan Hazar!"

Hala cevap vermiyor olması daha çok sinirlendirdi beni. Hırsla onun önüne yürüdüm. İşte şimdi gözlerimiz birbirine bakıyordu!

"Konuşsana! Dilini mi yuttun?"

"Güneş! Tehlike ile yüz yüzesin! Laflarına dikkat et."

"Hadi ya? Öyle mi?"

Şaka mıydı bu çocuk? Kendisini tehlike diye mi adlandırıyordu? Kimdi ki o? Benden 4 veya 5 ay büyüktü!

"Korkaksın Gürkan! Sende minik bir cesaret kırıntısı dahi yok. Olsaydı, kaçmak yerine yüzleşirdin!"

"Korkak değilim ben! Sadece.."

İşte yine devamını getiremiyordu! Sadece ne? Sadece öylesine mi diyecekti? Artık ip kopsundu inceldiği yerden ve ne olacaksa olsundu!

"Sadece ne! Sadece heves mi? Bi anlık iştah mı? Öylesine bir zevk mi? Ne Gürkan söy.."

Henüz lafım bitmeden beni kollarımdan kavrayıp hızla duvara itti. Gözleri öyle koyu bir ton almıştı ki, gözünde gördüğüm öfkeden korkmuştum.

"Sadece küçüklük hatası! Seni sevmiyorum. Bi anda oldu. Seni Sinem zannettim."

Ah işte bu sözler kalbimi delip geçmişti. Sinem zannedip öpmüştü yani. Beni başka bir kadın sanmıştı. Ve üstelik yine o can yakan kelimeyi söylemişti. Sadece küçüklük hatası.

Aşkın Son Damlası! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin