"22- Bazı kızlar..."

7.3K 519 23
                                    

Çok fazla sinirliyim arkadaşlar, çünkü 756 satır yazdıktan sonra kaydettim ve sayfadan çıktım. Akşam geri girdiğimde ise, bölüm bile yoktu! Halbuki neler neler yazmıştım! Bölüm de yazmayacak ve sinirden hikayeyi kaldıracaktım. Neyse ki beni durduran bir tehdit etkenim vardı :)) Parmaklarımı yeniden klavyeye değdirdim ve yazmaya başladım. Bu bölüm Zehra ile alakalı. Okuyucular merak ediyordu, işte Zehramızın hayatından minnak alıntılar :) Keyifli okumalar, sizi seviyorum. Vote ve yorum unutmayın :) 


Bazı kızlar, doğuştan şanslıdır. Bazıları ise, doğuştan şanssız. Bazıları baba sevgisinin tadını doruğuna, iliğine kadar hisseder ve yaşar. Bazıları ise, o sevgiye hasrettir. Bazı kızlar, ağladıkları zaman baba kollarına sığınabilir ve başlarını babalarının omuzuna yaslayarak ağlayabilir. Bazı kızlar ise, sadece korku ile yerlerine sinerek, ses çıkarmamaya özen gösterir ve öyle ağlar. Hayat bazılarına 1-0 ileride başlarken, bazılarına -100'den başlatır. 

Ne şanslı kızlar vardır mesela, her şeyde babalarına sığınırlar. Bazı kızlar için ise, bu mümkün değildir. Sığınacak bir liman olarak, babalarını seçemezler bazı kızlar. Sevgi yerine, korku doludur o yürekler. Nefret doludur. Kin doludur. Halbuki bir baba, kızının başını okşasa ve 'Seni seviyorum, canım kızım.' dese.. Bu ne büyük nimettir o kızlar için. Fakat yapmaz bunu bazı babalar, yaparsam otoritem sarsılır düşüncesi ile devam eder hayatına. 

Ben 7 yaşındaydım... Annem gözlerimin önünde öldürüldüğü zaman, sadece 7 yaşında küçük bir kız çocuğuydum. Babam bıçağı onun boynuna dayayıp, gözlerimin içine bakarken onu öldürdüğünde, ufacıktım. Öyle de başladı işkenceler. Küvet korkum başladı. Gördüğümde bile, geri geri kaçarım. Gözlerimi her kapattığımda, o anılar canlanırdı gözlerimin önünde ve ben kabus dolu bir hayat yaşardım. 

7 yaşıma kadar babamı severek büyüdüm, fakat hiç sevgi görmedim. Benim için babam, dünyadaki en mükemmel insandı. Her ne kadar başımı okşayıp beni sevdiğini söylememiş ve göstermemiş olsa da, severdim. Sonra bir korku ile başladı, kin ve nefretle devam etti. Hayat işte, belli olmuyordu. 

Birgün yine çok içmişti, eve gelip kapıyı kırarcasına çaldı. İşte dedim, başlıyor eziyet. Kendi kendime 'Keşke bu gece de o fahişelerden biriyle kalsaydı.' diye düşündüm. Benim annemi öldürdükten sonra, başka kadınlarla gününü gün etmesi, çok adiceydi. Çok şerefsizce!

Korku ile kapıyı açtığımda, çatık kaşlarla bana bakmaya başladı baba sıfatındaki adam. Geri adım attım ve kenara çekildim. Üzerime doğru yürüdükten sonra 'Kimseye bir şey söylemedin, değil mi?' diyerek beni tehdit etti. Ağlamaya başladım ve kafamı hızla iki yana salladım. Gözyaşlarım ardı ardına akarken 'Ağlama, zırıltılarını duymak istemiyorum.' dedi. Ağlamama bile iznim yoktu benim. Bir baba, nasıl kendi evladını ölümle tehdit edebilir ki? Bu bir insan bile olamazdı! Ve maalesef ki, birilerinin babası olarak yaşıyordu. 

Bazen diyordum ki, keşke ablam burada olsaydı. En azından sığınacak bir yerim olurdu. Sonra vazgeçiyorum ve iyiki gitmiş diyorum. Gitmese, belki de ona yapacaktı bunları ve ben her şeyden habersiz yine babasını seven o masum kız olarak kalacaktım! 

12 yaşına gelmiştim, annem öleli ve ablam gideli 5 yıl olmuştu. Benim sessizliğimin üzerinden 5 yıl geçmişti, vicdan azabımla daha çok kavrulmaya başlamamın üstünden 5 yıl geçmişti. Büyüdükçe, onu polise ihbar etme ve isteğim daha çok kabarıyordu! 

Uyurken, pencerenin tıklatılma sesine uyandım. Korku ile kalbim atmaya başlarken 'Acaba kim?' diye düşünmeye başladım. Öyle hafif bir uykum olmuştu ki, bu durumlardan. En ufak bir sese uyanır hale gelmiştim. Kafama battaniyemi çektim, belki yabancı biriydi. Belki beni öldürmeye veya tecavüz etmeye gelmişlerdi. Daha çok tıklamaya başladı. İçimdeki sese uyup usulca pencerenin yanına gittim. Perdeyi yavaşa kaldırdığımda, gördüğüm yüzle ağlamaya başladım. Gelmişti! Ablam gelmişti! Kocaman olmuştu ablam! 21 yaşında kocaman bir genç kız!

Aşkın Son Damlası! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin