"37- Zehra ve Efken - Özel Bölüm"

7.2K 505 84
                                    

Bu bölümü mesajları ile beni mutlu eden kuzucuğuma hcrtkts'a ithaf ediyorum, fakat ağlayarak yazdığım ve duygusal bir bölüm olduğu için, kusura bakma diyorum :) 


"Tebrikler canım, çok mutlu olun." 

"Teşekkür ederim, Zehra'm. Darısı başına." 

Zehra bana gülümsedikten sonra, başını iki yana salladı. 

"Asla."

"Öyle söyleme, kısmetin nereden geleceğini bilemezsin."

Zehra suratını buruşturdu. 

"Erkekler benden uzak dursun, hem henüz baba denen şahıs yakalanmadı."

Ah işte bu doğruydu, sessiz kaldım. Ne diyebilirdim ki? Çok kötü şeyler yaşamıştı Zehra, sadece dua etmek geliyordu elimden. 

"Zehra, baban yakalandı mı?"

Zehra umutsuzca başını iki yana salladı. 

"Maalesef, henüz değil."

Üzgünce başımı salladığım sırada, Efken yanımızda belirdi. Efken önce beni, daha sonra Gürkan'ı tebrik etti ve Zehra ile gitmeleri gereken bir yer olduğunu söyleyerek ayrıldı. Nereye gideceklerini merak etmiştim, daha sonra öğrenirdim zaten. Zehra'nın mutluluğu gözlerinden okunuyordu ve bu beni çok mutlu etmişti. Umarım, Aslıhan abla da mutlu olurdu. 

Düşüncelerimden beni sıyıran ses anneme aitti.

"Güneş, hadi gel kuzum. Birazcık oynayalım."

"Oynayalım."


##

Zehra ve Efken özel bölümü burada başlıyor. Fazlası ile duyguyu aktarmaya çalışacağım, umarım başarılı olurum. Bu kısımdan sonra, medyada olan videoyu dinleyerek okursanız, daha duygusal olur sanırım. Tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar. 

"Nereye gidiyoruz, Efken?"

"Görmeyi en çok istediğin yer neresi?"

Gelen soru karşısında kaşlarımı çattım. Annem'in mezarını görmek istiyordum en çok, ama Efken bunu bilmiyordu. Bundan bahsetmekte istemiyordum. En azından şimdilik. Yutkunarak gözlerimi kaçırdım. Çünkü, gözlerim dolmaya başlamıştı. Sorusunu cevapsız bırakmama rağmen tek laf etmedi ve beni elimden tuttuğu gibi, arabaya doğru götürmeye başladı. 

Nereye gideceğimizi sormak bile gelmemişti içimden, nedense ani bir hüzün kaplamıştı içimi. Sessizce arabaya bindim, ve yolları izlemeye başladım. Ağaç, taş, ağaç, taş, ağaç, levha, taş... 

"Biraz uzun sürecek, istersen dinlen. Yorgun görünüyorsun."

Efken'in sesini duyduğumda ona baktım, usulca başımı sallayıp gözlerimi yumdum. ve yine gözlerimi her yumduğumda, gördüğüm o suret. Gözlerimin önünde belirdi. Hatırladığım kadarı ile annem. Nasıl da özlemiştim onu, kokusunu, sevgisini... Gözlerim kapalı olmasına rağmen, akan gözyaşım usulca yanağımdan süzüldü. Gözlerimide açmak istemiyordum, sanki gözlerimi açarsam çok aciz bir duruma düşecekmişim gibi. Gözyaşlarımın biri diğerini takip ederken, yavaşça uykumun geldiğini hissettim. Kendimi uykunun kollarına teslim ederken, o şerefsizin bir an önce yakalanması ve benim de annemin mezarının yerini bir an önce öğrenmem için dua ettim. 


***

"Zehra, uyan hadi."

Gözlerimi araladığımda, etraf karanlık olduğu için bir şey göremedim. Uyku mahmuru çıkan sesimle "Neredeyiz?" diye sordum. 

Aşkın Son Damlası! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin