BENİMLE KAL | Jackson Wang

By munes1821

151K 9.4K 3.8K

#jackson sıralamasında #4 ♡ Jackson : "Senin avukat olduğuna inanmıyorum. Beni buna inandır." "Sana kanıtlama... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8 | FİNAL

1.6

3K 175 23
By munes1821

İşte şimdi bitmiştik! Jaebum başından beri haklıydı ve ben onu dinlemeyerek büyük bir hata yapmıştım.

Beynim zonklamaya başlamıştı ellerimin titremesinide engelleyemiyordum. Nasıl yapmıştım bunu? Belliydi böyle birşey olacağı. Ama kim bizi nasıl tanıyıp fotoğraflarımızı çekmişti ki? Halbuki etrafımızda dikkat çeken kimse yoktu. Derin bir nefes aldım.

"Ne yapacağız?" Dedim önce.

"Bilmiyorum Min Ah. Tabi ki hemen açıklama yaptırtmamız gerekiyor avukat ve menajer olan sensin. Bu işi başımıza sen açtın sen halledeceksin."

Tanrı aşkına sanki çok büyük bir suç işlemişim gibi davranmasının özel bir sebebi var mıydı? Evet hata etmiştik ama halledemeyeceğimiz birşey değildi. Her idolün hakkında böyle iddalar çıkıyordu ve şirket yalanlıyordu.

"Anladım halledeceğim. Ama sanki daha büyük bir suç işlemişim gibi davranmasan?" Dedim sessizce üstüme geliyordu.

"Min Ah! Hiçbirşeyin farkında değilsin. Seni sevgili zannedip kaç hayran sana düşman olacak bundan haberin var mı? Ya da Jackson'a gelecek nefret yorumlarından ve mesajlarından. Onun ne kadar üzelebileceğini düşünüyor musun?"

Haklıydı. Bu yönden hiç bakmıyordum.

"Özür dilerim." dedim başımı öne eğerek.

"Özürün birşeyleri düzeltebilecek gibi durmuyor Min Ah. Hayranlarımız bizim için çok önemli ve onları gerçekten üzdünüz." Diyen Jaebum'un gözlerinin içine baktım.

"Bunu telafi edeceğim."

"Daha JYP açıklama yapmamız gerekiyor. Tanrım hangi biriyle uğraşacağım?" Benim cevap vermemi beklemeden odadan çıkıp gitti.

Biran başım dönmüştü elimin biriyle destek alarak yatağa oturdum. Jackson'ı düşünüyordum eminim ki çok üzülecekti ve bunun tek sorumlusu bendim. Gezmek istemesem olmazdı değil mi? O beni zorladığında kabul edip çıkmayacaktım. Gözlerimi kapattım bu işi ilk baştan kabul etmemeliydim.

Telefonumu elime alıp internete girdim heryerde haberler dolaşıyordu gönderinin birindeki yorumları incelemeye başladım.

"Kız güzel olabilir ama oppa bize söz vermiştin."

"Ne demek sevgilisiyle yemek yedi? B*klar. Oppa sen ahgaselere aittin."

"Menajer ayağına idolleri kandırmalarından bıktım artık."

"Bende JYP çalışanı olmak istiyorum böylece or*spluk yaparak idolleri ele geçebilirim."

"Jackson oppa hayır artık oppa bile demeyeceğim senden nefret ediyorum."

Tanrım! Daha neler neler yazmışlardı. Jackson bu yorumları gördüğünde yıkılacaktı. Salak Min Ah! Kendime o kadar kızgındım ki.
Hemen üzerimi değiştirip Jackson'ının yanına gitmeliydim. Jackson ve Jinyoung'un odasına gittiğimde kapıyı çaldım ama açan kimse yoktu diğer üyelerin de kapısını çaldım fakat kimse yoktu. Muhtemelen Jaebum'un odasındalardır diyerek oraya gittim ve kapıyı Mark açtı.

"Gel Min Ah. Başından beri birşeyler karıştırdığınızı biliyordum zaten."

Dedi başımı öne eğerek:

"Özür dilerim oppa." Dedim ve içeri girdim.

Bütün üyeler buradaydı birşey konuşurken yarıda kesildiği çok belliydi. Hepsinin önünde durup eğilebildiğim kadar eğildim ve yere bakarak konuşmaya başladım.

"Hepinizden çok özür dilerim. Özellikle senden Jackson-ah. Başına iş açtım ve hepinizin umarım bundan kötü etkilenmezsiniz. Bunu telafi etmek için elimden gelen herşeyi yapaçağım. Gerekirse işi bırakacağım." Dedim.

"İşi bırakman dedikoduları doğrular başımıza daha çok iş alırız kalıp işine devam etmelisin ve biz bunu yalanlamalıyız." diyen Jaebum'a döndüm sabahki adamdan eser kalmamıştı.

Jackson'a baktığımda sadece boş boş yeri izliyordu. Hiçbir tepki vermemesi beni daha çok endişelendiriyordu.

Biranda ayağa kalkıp bana bakarak konuşmaya başladı.

"Onun bir suçu yok çıkmak için ben zorladım dikkatli olacaktım olmuştum da ama sorumsuzluk ettim hepinizden özür dilerim çocuklar." Oda eğilebildiği kadar eğilmişti.

Yanında duran Jinyoung onu belinden tuttu ve doğrulttu.

"Aşık olmak sorumsuzluk değildir Jackson hepimizin başına gelebilirdi sadece üzülmeyin ve halletmek için ne yapacağız bunu düşünelim." dedi.

Ah be Jinyoung sana hayrandım. Teşekkür dolu bakışlarımı Jinyoung'a yolladığımda bana gülümsedi ve gözlerini kırptı.

"Tamam ilk önce şirketi arayalım." Diyerek araya girdi Mark.

"Ben zaten konuştum. Dönünce bunu konuşacağımızı söylediler." Jaebum benden bir adım öndeydi.

Kendimi iğrenç hissediyordum. Suçlu ve hiçbirşey yapmamış. Ne yapaçaktım şimdi? Annemler haberleri gördüğünde onlarda üzülecekti bunun olmasını istemiyordum. Neden tek seferde hayatımda herşey düzgün gitmiyordu. Kendime lanetler okuyarak yanlarından ayrıldım uçağımıza az bir vakit kalmıştı eşyalarımızı toplamalıydık.

Herkes kendi odasına çekilmişti odaya girdiğimde kapıyı kapatacaktım ki Jackson kapıyı tuttu.

Kapıyı kapatıp içeri girdiğimizde öylece dikilip bana bakmaya başladı. Yanmaya başlayan gözlerim gelen ağlamanın habercisiydi. Jaebum haklıydı ona zarar vermiştim işte. Gözümden süzülen yaş yüzünden gözlerimi kapattım ağlamamalıydım.

Ağladığımı fark eden Jackson koşarak yanıma geldi.

"Şşş Min Ah! Ağlama." Beni tutup kendine çekti elimle yüzümü kapatmıştım. Kollarının arasına girdiğimde yine o tanıdık kokusunu içime çektim. Alnımı gögsüne dayamıştım.

Eliyle saçlarımı okşayarak konuşmaya başladı.

"Üzülmeni istemiyorum bu beni daha da üzüyor. Benim daha çok üzülmemi mi istiyorsun?" Hayır anlamında başımı salladım.

"O zaman bana bak ve halledeceğimizi söyle."

Beni geri çekti ve yüzümdeki ellerimi indirdi gözlerim muhtemelen kanlanmıştı bile.

"Vay canına şu gözlerinin rengine bak! Nasıl da ortaya çıkmışlar. Acaba daha çok ağlamanı mı istesem?" Dedi gülürek bende ona gülümsemiştim bu halde bile beni güldürebiliyordu.

"Jacky Wang ben çok özür dilerim. Böyle olacağını bilmeliydik." Dedim.

"Risk aldığımızın zaten farkındaydım ama açıkcası fotoğrafımızın çekileceğini zannetmiyordum." Dedi.

"Birdaha asla ama asla böyle bir hata yapmayacağım."

Bu sefer sözümde duracaktım.

"Biliyorum daha dikkatli olacağız." Diyip sıkıca sarıldık. Ondan ayrılmak istemiyordum. Bir yolunu bulmalıydık.

Jackson'ı yollayıp eşyalarımı toplamaya başladım çok geçmeden telefonum çalmıştı bile.

"Anne?" Dedim ürkekçe. Muhtemelen haberleri görmüştü.

"Kızım? İyi misin?" Ah yine geliyordu ağlama hissi.
Kendimi toparlamaya çalışarak;

"Anne iyi değilim."

"Bebeğim bu haberlerde ne böyle? Nasıl olur bu? Sürekli seninle dalga geçiyordum fakat bu haberler size ciddi zararlar verebilir. Doğru mu yoksa Min Ah?"

Kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı. Ne demeliydim?

"Anne biz sadece yemek yiyorduk."

"Sadece yemek yiyor gibi durmuyorsunuz Min. Bana yalan söylemeyi bırak."

Derin bir nefes aldım.

"Anne sevgiliyiz mi bilmiyorum ama aramızda birşeyler var. Onun yanındayken çok mutluyum ve hep beni güldürüyor. Beni değerli hissettiriyor." Dedim.

"Min Ah sadece işini yapmalıydın bebeğim. Üzülmeni istemiyorum."

"Haklısın anne ama kalbime söz geçiremiyorum ki."

"Ah bebeğim sevmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum ama bazen sevdiğin insan için fedakarlıklarda yapman gerekebilir."

"Biliyorum anneciğim. Babamın haberi var mı?"

"Henüz haberi yok ama eminim ki iş yerinde öğrenecektir."

"Onlardan önce senin söylemen daha doğru olur anne ona uygun bir dille anlatır mısın?"

"Tabi ki anlatırım kızım."

"Teşekkür ederim anne."

Veda edip telefonu kapacaktım ki;

"Min Ah. Çok dikkatli olmanı istiyorum beni duydun mu? Bu fandomda ki insanların bazıları gerçekten saplantılı olabiliyor sadece dikkatli ol."

"Merak etme anne iyi olacağım."

"Seni seviyorum bebeğim. Kore'ye döner dönmez hemen eve gel."

"Tamam anne bende seni seviyorum. Görüşürüz."

Telefonu kapattığımda biraz daha iyiydim annemin sesini duymak bile beni rahatlatıyordu.

Eşyalarımı topladığımda lobiye indim. Çıkan haberlerle birlikte daha çok gazeteci toplanmıştı. Oflayıp arkamı döndüm üyeler gelmişti.

Jaebum;

"Min Ah dikkatli ol sana saldırmaya çalışan olabilir o yüzden bu maskeyi tak." Diyerek bana bir maske uzattı benim ihtiyacım olmadığı için maske alma gereği hiç duymamıştım.

Başımla onaylayıp Jaebum'dan maskeyi aldım.

"Olabildiğince bize yakın yüremeye çalış ama Jackson'a çok da yaklaşma." Dedi yine onu başımla onayladım. Ne derse yapmaya hazırdım.

Jackson bana yapabilirsin dercesine bakıyordu.

"Noona merak etme biz hepimiz yanındayız." BamBam beni desteklemişti.

Mark;
"Bende yanındayım."

Jinyoung;
"Bende."

Yugyeom;
"Bende."

Youngjae;
"Bende."

Jackson ve Jaebum birşey söylememişti onlara teşekkür ettim ve otelden çıktık. Gerçekten bir izdiham olmuştu. Arabaya kendimizi attığımda derin bir nefes aldım. Herkes birşeyler soruyordu nereye bakacağımı ne duyacağımı şaşırmıştım.

Havaalanına gidene kadar kimse konuşmamıştı. Konuşmak istiyordum ama konuşmaya yüzüm yoktu. Asıl aklımda olan JYP ile konuşmak zorunda kalırsam sorusuydu. Ne diyecektim adama? Veya müdüre hanıma? Kadın bana güvenmişti bense daha ilk günden başlarını belaya sokmuştum. Başımı cama yasladım biran önce Kore'ye dönüp herşeyi halletmek istiyordum.

Uçağımıza binip koltuklarımıza geçtiğimizde uçak endişem bile kalmamıştı artık sadece telaşlıydım. Bu sefer Youngjae'nin yanına oturmuştum. Aslında Jackson'ının yanına oturmak istiyordum ama yine bir fotoğraf skandalını kaldıramazdık.

Uçak hareket ettiğinde istemsiz bir şekilde heyecanlanmıştım gözlerimi kapatıp kafamı koltuğa yasladım ve sıkıca koltuğun kollarından tuttum. Bu ilk kalkış gerçekten rahatsız ediciydi.

Elimin üstündeki el gözlerimi açmama neden oldu. Youngjae gözleri kaybolmuş bir şekilde gülerek bana bakıyordu.

"Hey iyi misin? Çok komik görünüyorsun." dedi gülerek. Kendimi biraz gevşetip elimi çektim.

"Ah iyiyim sadece gereksiz bir heyecanlanma yaşadım. Henüz alışamadım." Dedim.

"Bende ilk zamanlar öyleydim ama artık o kadar çok uçuyoruz ki alışmamak elde değil."

"Evet haklısınız sizin işinizde epey zor."

"Min Ah. İkimiz aynı yaştayız değil mi?"

"Evet." Dedim başımı sallayarak.

"O zaman sana Min Ah demem de bir sakınca yok?"

"Hayır tabi ki yok istediğin gibi seslenebilirsin."

"Teşekkür ederim sende bana Youngjae diyebilirsin." Dedi gülümsedim.

"Tamam anlaştık." Dedim.

Youngjae ile konuşmak beni biraz rahatlatmıştı. Uçuş süremiz kısa olduğu için çabucak varmıştık.

Havaalanına in diğimizde yine bir izdihamı attlattık ama bu sefer kafama bir ayakkabı yemiştim ve takoz gibiydi gerçekten. Kafamı delip geçeceğini zannetmiştim zonkluyordu. Arabaya bindiğimizde Jackson hemen başıma bir buz koydu sürekli özür dileyip duruyordu.

"Jackson sen birşey yapmadın. Özür dilemeyi kes artık." Dedim sinirlenerek.

"Hepsi benim yüzümden. Canın çok acıyor mu?" Dedi yüzüme eğilerek her seferinde beni etkilemeyi başarıyordu işte.

"Acımıyor. Senin suçun falan değil benim suçum."

Senin suçun benim suçum kavgasını yaparken Jinyoung araya girdi.

"Kesin şunu! Kimsenin suçu değil size söyledim sevmek suç değildir." Dedi.

Haklı olabilirdi ama üzülüyorduk işte. Şirkete vardığımız da şirketin önünde de hayranlar vardı ama şükürler olsun ki ayakkabı yemeden içeri girmiştim.

Geldiğimizi duyan müdere hanım hemen yanımıza gelmişti.

"Böyle bir düşüncesizliği nasıl yaparsınız? Min Ah sana güvendiğim için onları sana emanet ettim ama senin yaptığına bak!" Başımı öne eğdim diyebilecek hiçbirşeyim yoktu.

"Efendim ben gerçekten çok-" cümlemi yarıda kesmişti.

"Peki doğru mu bu haber? Bu samimiyetinizi nasıl açıklayacağız?"

"Evet doğru." Jackson yine yapacağını yapmıştı. Tanrı aşkına biraz sussan olmaz mıydı be Jacky?

"Utanmadan kabul ediyorsunuz birde. Bunun nasıl zararlar açacağının farkındasındır umarım Jackson." Müdüre hanım gerçekten sinirlenmişti ve Jackson onun sakinleşmesine hiç yardımcı olmuyordu.

"Herşeyin farkındayım halledeceğiz. Jinyoung Hyung ile konuşacağım halledebiliriz." Dedi.

"JYP nasıl bir açıklama yapacaksınız bilmiyorum ama biran önce tanıdık gazetecileri araya sokmalı ve resmi bir yazı yayınlamalıyız. Ve Min Ah avukatımız sen olduğun için lütfen bunu hazırla kendi hatanı düzelt."

"Peki efendim halledeceğim." Dedim sessizce.

"JYP sunbaenim yarın gelecek şirkete bugün yurdunuza gidip dinlenmenizi söyledi yarın görüşeceksiniz."

Cevap vermemizi beklemeden çıkıp gitmişti. Ah bakalım JYP 'den nasıl laflar yiyecektim. Müdüre hanımı gerçekten hayal kırıklığına uğratmıştım. Olduğum yere çöktüm ve başımı ellerimin arasına aldım.

Yugyeom sırtımı sıvazladı ve beni ayağa kaldırdı.

"Hadi noona kendine gel evine gidip dinlenmelisin yarın çaresine bakacağız." Dedi beni desteklemeleri gerçekten mutluluk vericiydi.

"Evet Min hadi kalk ve evine git biraz dinlenmeni istiyorum artık birşey düşünme olur mu?"
Diyen Jackson'a baktım ona şuanda sımsıkı sarılmak istiyordum ama üyeler vardı yapamazdım. Başımla onaylayıp çantamı aldım.

"Görevlilere söyleyelim seni bıraksınlar." JB yine düşünceliydi.

"Hayır istemiyorum otobüse binerim ve sonra yürürüm hava almak istiyorum." Dedim ilk başta itiraz etselerde onları ikna ettim ve şirketten gizlice çıktım. Otobüs durağına gelen otobüse bindim yine maske takmıştım önlem olarak.

Yol boyu kulaklığımı takıp sakinleşmek ve düşüncelerden arınmak için müzik dinledim ama olmuyordu beynimde ki sorular bitmiyordu. JB'nin başından beri söyledikleri Jackson'ının bana söyledikleri , müdüre hanımın hayal kırıklığı hepsi beynimin içinde dans ediyordu.

Düşüncelere dalmışken otobüs durağını kaçırmıştım bir sonraki durakta indim ve şuan evime gerçekten uzak kalmıştım. Daha fazla yürümem gerecekti ama sorun saatin iyice ilerlemiş olmasıydı. Sokaklar bomboştu neredeyse. Aldırış etmeden yürümeye başladım ama otobüsten benimle birlikte inen bir kız grubu sanki beni izliyordu.

Bir iki defa arkamı dönüp baksamda kendi hallerinde kızlar gibi görünüyorlardı. Gittikçe bana yaklaştıklarının farkında değildim fakat sokağın köşesini döndüğümde omzumdaki el beni kendine çevirdi.

"Demek Jackson oppanın sevgilisi sensin. İndir bakalım şu maskeni seni s*rtük."

Diyen kız yüzümdeki maskeyi indirdi ve dibime kadar girdi gözlerim kocaman olmuştu.

"Sanırım oppamız gözlerine vuruldu. Gerçekten güzellermiş. Ama sen ona bakmayı hak etmiyorsun tatlım." diyen diğer kız saçlarımdan tutup kafamı geriye yatırmıştı.

Hiçbir şekilde tepki veremiyordum şoka girmiş gibiydim. Bağırmak istiyordum ama bağıramıyordum.

Saçımı tutan kız arkama geçtiğinde saçımı bırakıp kollarımı arkada birleştirdi çantam ve valizimi bir kenara fırlatmışlardı.
Üçüncü kız ise karnıma sağlam bir yumruk geçirmişti gözlerimi kapatıp kendimi bıraktım iki büklüm olmuştum.

"Bu kadar güçsüz olman dayak atma zevkimi azaltıyor. Kaldır şunu!" Diyerek diğer arkadaşına seslenmişti. Arkamdaki kız beni ayağa kaldırdı ve arka arkaya gelen yumruklarla artık hissedemez olmuştum.
Tekrar yere düştüm kimin vurdugunu göremiyordum artık tek bildiğim arka arkaya gelen tekmelerdi. Yüzüm soğuk kaldırım ile buluştuğunda artık kendimi bırakmıştım zaten savaşamıyordum kendimi tamamen bırakmak en güzeliydi.

Kızlar vahşice beni dövmeye devam ederken tanımadığım bir ses duydum.

"Yah! Siz ne yapıyorsunuz orada!" Yerde olduğum için bize koşarak gelen birinin olduğunu fark ettim.

Kızlar gelen kişinin korkusuyla hemen beni bırakıp kaçtılar. Ah lanet olsun dedim içimden yanıma gelen kişinin bir erkek olduğunu anlamıştım.

Bırak beni hak ettim ben bunu demek istiyordum ona ama ağzımı açacak halim yoktu. Deli gibi bağırıyordu.

"İyi misiniz? Lütfen tepki verin. Hemen ambulansı arayacağım."

Beni doğrulttu ve sırtımı duvara yasladı gözlerimi açıp kim olduğunu görmek istiyordum zorla gözlerimi açtığımda karşımda görmeyi beklediğim geçen şirkette çarpıştığım çocuk değildi.

ㅓㅓㅓㅓㅓ
YB YB YB YB😁
Bu bölümü yazarken eğlendim😂
Umarım sizde okurken eğlenmişsinizdir ❤
Hikayede değişmesini istediğiniz veya şöyle olsun dediğiniz birşeyler varsa lütfen yoruma bırakın düşünceleriniz benim için önemli💎
Ve lütfen bol bom vote+yorum rica ediyorum çok görmeyin bana bir vote💛💛💛💚💚

Continue Reading

You'll Also Like

326K 18.3K 53
İşte biz buyduk. Onun hayatı, benim hayatım buydu. İdol olmak; sevdiğim adam, sadece birkaç metre ötemde canıyla boğuşurken onun yanında olamamaktı...
26.7K 6.5K 25
Bu esnada bir anda hastanenin hopörlerinde başlayan cızırtı hepimizi korkutmuş, oldukça rahatsız etmeye başlamıştı. Bu da neyin nesiydi böyle? Sadece...
54.2K 3.6K 21
| Tamamlandı | Onun gibi olsam beni sever miydin? {Jeon Jungkook & Park Chaeyoung } Başlangıç: 02.05.20 Bitiş: 11.05.20 ❣ {Mini fic} © Nurwbyds | 2...
73.3K 7.4K 36
^İyi Kızlar Kötü Çocukları Sever serisinin ikinci kitabıdır.^ ✔️/ 21.09.2018 / ✔️ •Sandığınız gibi kötü çocuk değil• Sadece aşklarından söz edileceği...