BENİMLE KAL | Jackson Wang

By munes1821

151K 9.4K 3.8K

#jackson sıralamasında #4 ♡ Jackson : "Senin avukat olduğuna inanmıyorum. Beni buna inandır." "Sana kanıtlama... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8 | FİNAL

0.5

4.2K 252 29
By munes1821

Öylece arabamın içinde oturmuş bana bakıyordu. Gerçekten götürmelimiydim onu? Annemlere merhaba ben Jackson Wang'la geldim desem muhtemelen


kalpten giderlerdi, ama onu ofisime götürebilirdim.


"Neden bunu görevlilerinden birine yaptırmıyorsun?" Yine yarım gülüşünü attı ve arabanın içinde eğilerek bana baktı;


"Güzel sayılırsın belki seninle vakit geçirmek istiyorumdur." dedi ona gözlerimi devirdim ama bir dakika Jackson bana güzel sayılırsın mı demişti?Aman


Tanrım! Kalbimde bir heyecan hissetsemde bunu belli etmedim. Madem istediği buydu onu götürecektim.


"Tamam seni götüreceğim." dedim ve hâlâ sessizce bizi izleyen JB'ye döndüm.


"Geliyor musun?" diye sordum hayır anlamında başını salladı Jackson"a;


"Dikkatli ol , hiçbir gazeticiye yakalanmamalısın biliyorsun, birde lütfen beni bunlarla uğraştırma Jackson." dedi ve cebinden bir maske çıkarıp Jackson'a


uzattı , Jackson maskeyi alırken JB ona doğru eğilerek duyamayacağım şekilde birşeyler söyledi ne söylemişti gerçekten merak etmiştim. JB yanımızdan


ayrılırken arkasından baktım , neler yaşıyordum böyle? Bunların hepsi bir oyun muydu yoksa gerçekten bana inanmıyorlar mıydı? Neden basit bir avukatla


bu kadar uğraşıyorlardı anlamamıştım sonuçta koskaca idollerdi ve eminim ki bunları onların yerine yapacak birçok insan emirlerinde çalışıyordu, daha


fazla düşünmeyi bırakıp arabaya bindim, çantamı bir alışkanlık olarak direk yan koltuğa fırlatmıştım ama tabi ki orada oturan Jackson"ının kucağına düşmüştü.


Çantama bakarak;


"Sen ciddi misin?Neden çantanı kucağıma fırlatıyorsun?"


"Özür dilerim sadece bir alışkanlık." diyerek çantama uzandım ama elimi geri itti.


"Sorun değil çantanı da beğendim kucağımda kalabilir." dedi , bu nasıl bir davranış şekliydi böyle? Benden nefret mi ediyordu beni seviyor muydu anlamamıştım.


Sessizce önüme döndüm ve arabayı çalıştırıp otoparktan çıktım , Seul sokaklarında ilerlemeye başladığımızda şuan yaşadıklarımın bir rüya olup olmadığına


kendimi inandırmaya çalışıyordum , arabadaydım, ben kullanıyordum ve yanımda Jackson Wang oturuyordu normal miydi bunlar? Düşünceli görünüyor


olacağım ki Jackson konuşmaya başladı:


"Sen, şey iyi misin?Seni biraz fazla korkuttuk sanırım."


"Evet beni gerçekten korkuttunuz ama asıl umrumda olan korku değil hayal kırıklığı." dedim sessizce.


"Hayal kırıklığı ne için? Sana güvenmediğimiz için mi?" diye sordu. Hatasının farkında olması güzeldi.


"Aynen öyle çünkü ben gerçekten emek vermiştim ve sizi bir avukat olduğuma inandıramamak gerçekten beni üzdü." dedim kırmızı ışıkta durduğumda


ona doğru döndüm yüzündeki maske ve şapka yüzünden sadece görünen gözlerinin içine baktım, üzülmüştüm, kırılmıştım. Daha avukat olduğuma


inandıramazken nasıl avukatlıklarını yapacaktım? Sessizce gözlerime bakmaya devam ediyordu birşey dememesi içimde ki siniri katlıyordu.Arkadan


gelen korna sesiyle önüme döndüm yoluma devam ettim ofisim şirkete uzak olduğu için biraz yolculuk edecektik , bana inanmıyordu ama ofisime


bakıp benim avukat olduğuma mı karar verecekti yani? Ne kadar saçma bir durumun içinde olduğumu düşünerek yola devam ettim, hiç konuşmaması


beni daha çok geriyordu yol bitmek bilmediği gibi Jackson'da konuşmak bilmiyordu daha fazla dayanamamıştım;


"Birşey soracağım, normalde de hep böyle sessiz misindir yoksa sesliliğin sadece üyelerin yanında mı?" Gözlerim yolda olsa bile şuan bana baktığını


hissedebiliyordum direksiyondaki ellerimi sıktım sebepsizce utanmaya başlamıştım.


"Hayır her zaman sesliyimdir ama sasaeng olma ihtimaline karşı sessiz olmaya çalışıyorum." dedi hâlâ orada mıydık yani gerçekten?Nasıl inandıracaktım


ki kendimi bunlara?


"Daha yeni iltifat ediyordun ama bana?" dedim ona dönerek, bir anlık gözümü yoldan ayırmam onu panikletmişti.


"Hey önüne bakar mısın? Daha comeback yapacağız!" dedi bu cümlesi beni gülümsetmişti.


"Korkma uzun süredir araba kullanıyorum."


"Bu beni ilgilendirmiyor ben arabandeyken lütfen gözünü yoldan ayırma." dedi sadece başımı sallamakla yetindim, yolculuk hiç eğlenceli gitmiyordu


bunun farkında mıydı acaba? Sadece konuşmaya çalışıyordum;


"JB sana ne söyledi otoparkta?" diye sordum belki sormam doğru değildi ama kadınlık içgüdeleri meraktan ölüyordum.


"Seni ilgilendirecek birşey yok, benim ve liderim arasında. " dedi pekala sen ve liderin başıma neler açacaktınız acaba demek istedim ama bu isteğimi


bastırdım.


Sonunda ofisime geldiğimizde hava çoktan kararmıştı, ofisim biraz ıssız bir yerdeydi ve bu saate buraya hiç gelmemiştim ortam beni biraz ürkütmüştü.


Arabadan indim beni takip eden Jackson biraz olsun korkumu dindirmişti, ofisimin kapısına geldiğimde çantamın hala Jackson'ının elinde olduğunu fark


ettim çantama doğru uzanmıştım ki Jackson çoktan elime tutuşturmuştu.Buraya kadar çıkarıyordu ama şimdi elime tutuşturuyordu, dengesiz! Çantamdan


anahtarlarımı çıkardım ve kapıyı açtım ışıkları açtığımda ofisim tamamen ortaya çıkmıştı işte , onu ofisime getirmeyi kabul etmiştim çünkü avukat olduğuma


dair ,ofis açabileceğime dair, hatta lise diplomama kadar herşeyim buradaydı hepsini şimdi onun gözüne sokacaktım. Masama doğru ilerleyip belgeleri


çekmeceden çıkarıp ofisin ortasında dikilip etrafı inceleyen Jackson'a uzattım.


"Al , yeterince inandırıcı olmuştur artık herşey diye düşünüyorum, burada gerekli bütün belgeler var ve burasıda benim ofisim." diyerek iki elimi yanlara


açtım.


"Tamam teşekkürler , gidelim." diyerek kapıya yöneldi. Çıldıracaktım artık!


"Şaka mı yapıyorsun? Belgelerimi götürebileceğini söylediğimi sanmıyorum." dedim kapıdan çıkacaktı ki bağırmamla duraksadı belgeleri kaldırarak


bana dönmeden;


"Bunlar bende kalacak , sana araştırmayı tamamladığımda geri vereceğim." Bana döndü ve kaşlarına kaldırarak;


"Eksiksiz olarak, şimdi geliyor musun? Yurda dönmem gerek bizimkiler beni merak etmiştir." dedi , bundan bananeydi ki?


"İstiyorsan gidebilirsin birkaç eksiğim var onları alacağım." deyip masama doğru yöneldim.


"Burada yalnız kalmak istediğine emin misin?" Kahretsin , korktuğumu nereden anlamıştı ki şimdi?


"Neden kalmayayım?" diyerek korkmadığımı belli etmeye çalışıyordum.


"Bilmem onu sen bilirsin arabadan inerken etrafı öyle bir süzüyordun ki sanki birileri seni izliyor sanardı gören."


Ne?Biri beni mi izliyordu? Ne saçmalıyordu?


"Ne saçmalıyorsun?Kim beni izleyecek ki?"


"Biri seni izliyor demedim , sadece gören biri öyle zanneder dedim." Korkutmayı iyi bildiği kesindi. Kendimden emin bir şekilde;


"Korkmuyorum beni beklemek zorunda değilsin gidebilirsin." dedim ama şuan içimden lütfen gitmesin diye bildiğim bütün duaları ediyordum.


Emin gözükmeye çalışıyordum ama sanırım bakışlarım pek öyle görünmüyordu Jackson kahkaha attı, çok güzel gülüyordu. Saatlerce gülse onu saatlerce


hiç sıkılmadan şikayet etmeden izlerdim, bakışlarım beni ele verircesine değişmişti Jackson bunu fark etmiş olmalı ki gülmeyi kesti ah yine başlamıştı


uzun bakışma gözlerimi kaçırmak istiyordum ama istemiyordum da çünkü gözlerine bakmak beni iyi hissettiriyordu. Bana doğru bir iki adım attığında


istemsizce geri gittim. Neden kaçıyordum ki?


Olduğum yerde kalmaya karar verdim gelecekse buyursun gelsindi. Benim durduğumu görünce oda durmuştu.


"Korktuğun heryerden belli oluyor bence çok fazla inatlaşma da ne alacaksan al hemen gidelim." dedi bu demek oluyordu ki beni bırakıp da gidemiyordu,


içimdeki saçma sevinç yine ortaya çıkmıştı. Tamam korkuyordum ve yalnız kalmak istemiyordum başımla onayladım, almam gereken eksiklerimi bir kutuya


doldurdum , kenara çekilip sessizce işimi bitirmemi beklemişti. İşim bittiğinde kutuyu kaldırmaya çalıştım ama birkaç kitap koymuştum ve gerçekten


ağırdılar kaldırmaya çalıştığımı ama başaramadığımı gören Jackson derin bir iç çekti , yanıma geldiğini hissettiğimde yine kalbim hızlı atmaya başlamıştı,


buna alışmalı ve bir an önce çaresine bakmalıydım. Elimin üstüne elini koymuştu ben kendime sahip çıkmaya çalışırken bu hareketleri kasten mi yapıyordu?


O kadar yakınımdaydı ki kokusunu alabiliyordum parfüm gibi değildi ama parfüm gibiydi de koklayanı etkisi altına alacak birşey olduğu belliydi çünkü


beni çoktan etkisi altına almıştı, şuan da ona sarılmak istemiştim.Bu anlamsız isteklerim nereden geliyordu ki?


"Elini çekecek misin artık?" diyen Jackson'a döndüm yüzlerimiz birbirine gereğinden fazla yakındı gözlerinin içine baktım yakından daha da güzellerdi.


Hemen elimi çektim ve geriye doğru bir adım attım.


"Özür dilerim." dedim ve çantamı alıp yürümeye başladım oda kutuyu alıp arkamdan beni takip etti ofisimin ışıklarını kapattım, kapıyı kilitledim başımda


beni bekliyor olması beni sevindirmişti çünkü şuan bu binada yalnız kalmak en son istediğim şeydi. Önden ben arkamda Jackson aşağıya kadar indik arabaya


kutuyu yerleştirdi ve yine yolcu koltuğuna geçip oturdu , arabaya binip çalıştırdım bu sefer çantamı arka koltuğa bırakmıştım. Anayola çıktığımızda


Jackson'ının telefonu çalmaya başlamıştı açıp açmamak arasındaki tereddütü beni şaşırtmıştı ama sonunda açmaya karar verdi.


"Efendim hyung?" dedi, muhtemelen JB'yle konuşuyordu ,ah gıcık! JB zaten soğuk biriydi idol olarak harika olabilirdi fakat beni bugün korkuttuğun asla


unutmayacaktım.


"Tamam , biliyorum, bir sıkıntı yok, yoldayım, idare et." dedi ve telefonu kapattı anlaşılan JB'ydi. İkisinin bunları yaptıklarından diğer üyelerin haberi


var mıydı acaba? Merak duygularım yine kabarmıştı.Soru sorma isteğimi bastırdım. Jackson yine kahkaha atmıştı.


"Yine merak ediyorsun değil mi? Sorma isteğini bastırmana gerek yok , konuştuğum kişi JB'ydi. Min Ah surat ifadelerin herşeyi o kadar belli ediyor ki."


Son cümleyi iç çekerek ve sessiz bir şekilde söylemişti böyle konuşurken ses tonu o kadar mükemmeldi ki. Ama bir dakika!


Ne demişti o? Surat ifadelerim herşeyi belli mi ediyordu? Hissetiğim herşeyi yüzüme neden yansıtmak zorundaydım ki? Muhtemelen sabahtan beri hissettiğim


herşeyi yüzüme yansıtmıştım. Şuan kafamı direksiyona vurmak istiyordum , direksiyonda ki ellerimi biraz daha sıktım ve gaza bastım biran önce Jackson'ı


arabamdan indirmek istiyordum.Şirketin önüne geldiğimizde onu orada indiremeyeceğimi bildiğim için yine otoparka girdim, arabayı durdurdum inmesini


bekliyordum ama inmiyordu.


"İnecek misin artık?" diye sordum ona dönmüştüm.


"İneceğim Min Ah." Diyerek bana döndü bakışları gözlerimi değil dudaklarımı bulmuştu.





Lütfen yorum ve oy verin 💚
Emek veriyoruz karşılığı sadece bir yorum ve oyy💚💚💚💚

Continue Reading

You'll Also Like

24.7K 1.9K 14
@jeonjungxkko Gerçi o beni hâlâ seviyor, ben de onu. Birbirimize zarar verdiğimizi düşünüyor, seviyorum diyor ama şuan ayrıyız. Aynı zamanda da birli...
fight clup By s

Fanfiction

27.4K 2K 24
park chaeyoung, yan komşusunun kız kardeşinden şikayetçiydi. jirose,
36.8K 2.4K 29
Bu bildiğiniz bir gizli fanın Oh Sehuna mesaj atması gibi klasik bir hikaye değil... sizce mesajı kim atıcak ... Eğer ortada canı sıkılmış bir Oh Se...
7.4K 1.1K 42
❧ lemonade "Eğer limon bir insan olsaydı en az senin kadar huysuz olurdu Choi Yeonjun." texting+düzyazı kapak: atyunia/opening sequence ©helenrensa|...