Gökyüzündeki İki Kadın

By KalbiDengem

566K 30.7K 4.6K

Girl*Girl "Kaptan, size bir şey söylemeliyim; Ben daha önce hiç uçak uçurmadım!!!" "Senin gibileri nasıl mezu... More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49-
-50-
-51-
-52-
-53-
-54-
-55-
-56-
-58-
-59-
Son
Özel Bölüm.
Duyuru

-57-

7.2K 396 32
By KalbiDengem

"Yoğun bakımdan çıkarttık. Kalbi daha ne kadar dayanır bilmiyoruz. Kanser tüm vücuduna yayılmaya başladı. Tedaviye cevap vermiyor. Avukatını çağırmak istedi. Ve çağırdık. Şu an odasında. Bu onu son görüşünüz olabilir..." Kafa sallayarak doktordan uzaklaşıp yavaşça odaya girdim. Anneannem karşısındaki adam ile konuşmaya çalışıyordu. Alkım odanın kapısını kapatırken anneannemin yanına eğildim.

"Validem ben geldim. Bu gün nasılsın dün gelemediğim için kusura bakma."

"Aybars, merhaba ben Haluk Kartal, anneannenin avukatıyım." Adamın uzattığı elini sıkıp anneanneme döndüm. Gözleri dalgın dalgın bakıyordu. Kilo vermiş bedeni, dökülmüş saçları, şimdi leke leke olan eskinin pürüzsüz cildi...

"Vasiyetini yazdık ve az önce imzaladı. Resmi olarak kızı olduğunuz için zaten her şeyi size aitti. Bunu teyit ettik."

"Şu an sırası değil." Avukatı susturup anneanneme doğru baktım bir kere daha. İncelmiş parmaklarını öptüm.

"Anneanneciğim, daha iyi misin? Sanki çok daha mutlu gördüm seni ha. Nasılsın? Çok özledim seni. Evimize gelsen artık da o eve ben de girebilsem. Bi tadı olsa oturma odasında sohbet etmenin. Sana kahve yapsam karşılıklı otursak? Ha anneanne?"

"Aybars'ım." Dedi kısık sesiyle anneannem. Ve parmağıyla Alkım'ı işaret etti. Alkım da ona doğru yanaştı.

"Biliyorum, sevgilisiniz. Yaşlıyım ama bunamadım." Dedi zar zor çıkan sesiyle. Alkım'ın yüzü kızarırken ikimiz de anneanneme odaklandık.

"Sen onu, sen de onu üzme." İkimizi parmaklarıyla işaret ederken. Alkım'ın bileğini kavradı. "İyi bak kızıma. Sana emanet o. Birbirinize iyi bakın. Üzülmeni istemiyorum Aybars. Ağlama kuzum." Eğilip yanaklarına bir kaç öpücük bıraktım. Alkım yaşaran gözlerini gizlemek istercesine uzaklaştı. Anneannem gülümsemeye çalıştı. Odaya hemşire girdiğinde anneannemden uzaklaştım.

"Begüm Hanım'ın ilacını vereceğim, biraz dinlenmeli. Odadaki kalabalığı boşaltalım lütfen." Yavaşça Alkım'ın yanına yaklaştım. Bedenine sarılıp elinden tutarak dışarı doğru yürümeye başladım. Anneanneme çıkarken el sallayıp bir öpücük yolladım. Anneannem ise elini hafifçe yukarıya kaldırmıştı.

"Alkım. İki gün öncesine göre çok çökmüş."

"Aybars, az önce üzülme dedi sana."

"Ölecek değil mi?"

"Hayatım saçmalama ne olur." Sıkıca beni kavradı, bekleme koltuklarından birine oturduk beraber. Alkım bana baktı.

"Begüm hanım için kendini dinç tut. Desteğe ihtiyacı var."  Kapıdan çıkan hemşireyi görünce ayağa kalktım.

"Alkım. Eve git ve odamdan kemanımı al."

"Neden?"

"Hadi bebeğim. Lütfen. Sen gelene kadar aşağılarda takılacağım." İkimiz birlikte hastanenin giriş katına ilerledik. O otoparka ilerlerken ben de onunla kapıdan çıkıp sigara içmek için köşeye geçtim. İki hemşire sigara içiyordu. Sigaramı yakıp çakmağı cebime sıkıştırdım. Gözlerim ağlamamaak için direniyordu. Yaklaşık bir saat sonra Alkım'ın kırmızı arabasını gördüm bahçede otururken. Elinde kemanımla arabadan çıktı. Kemanı alıp Alkım'ın elini tuttum ve üst kata anneannemin yattığı odaya çıktık.

Yavaşça odaya girince gözleri açık dalgın dalgın bakan anneannemle karşılaştım ve sanki hiçbir şey olmamış gibi büyük bir neşeyle gülümseyerek ona yaklaştım.

"Anneanne uyanmışsın." Anneannemin karşısındaki koltuğa oturup kemanımı kılıfından çıkarttım. Bana bakıp zorlukla gülümsedi.

Daha ben çocukken ölen eşi, anneanneme sürekli keman çalarmıştı. Bu yüzden anneannem beni ne zaman keman ile görse duygulanırdı.

"Ne söyleyeceğimi biliyor musun?" Dedim ona doğru bakarak. Gözlerimin içine doğru baktı.

"Her sonbahar gelişinde." Dedi kısık sesiyle. Kafa sallayarak gülümsedim. Ve parmaklarımı tellerde gezdirdim. Yayımı elimde sıkıca kavrayıp Alkım'a doğru bakarak gülümsedim. Elindeki telefonla kayıt alıyordu. Yutkunarak giriş notasını verdim. Ve nakaratı çalmaya başladım. Süslü süslü çaldığım notalar ile anneannemin gülüşünü görmüştüm.

"Düşen bir yaprak görürsen
Beni hatırla demiştin
Biliyorsun ben seni
Sonbaharda sevmiştim

Her sonbahar gelişinde
Sarı, sarı yapraklarda
Kuru dallar arasında
Sen gelirsin aklıma

Rüzgarla düşen yapraklar
Daima senin hayalin
Yine bir sonbaharda
Döneceksin sen bana"

Kemanı yavaşça indirirken gülümsedim ve tekrar ettim anneannem de benimle tekrar etti.

Her sonbahar gelişinde
Sarı, sarı yapraklarda
Kuru dallar arasında
Sen gelirsin aklıma

Oturduğum yerden ayağa kalktım. Ve kemanı köşeye bırakıp anneanneme doğru eğildim. "Validem." Eğilip hafif nemlenmiş yanaklarını öperken gülümsemeye çalıştım. "Mutlu ol diye çaldım." Anlayışlı bir şekilde bana bakıyordu. Alkım'a döndüm köşede oturmuş ikimizi izliyordu.

"Uyuman için bir şeyler çalacağım. Keman sesini çok seversin sen." Hızla kemana dönerken anneannem elimi kavradı.

"Ben ölürsem denize çalarsın. Bu son serenadın olsun." Dedi kısık sesiyle boğazıma oturan yumruyu yutmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Elimi yavaşça çekip kemanımın omuzuna yasladım kafamı. Gözlerimi kapatarak senelerdir çalmadığım melodilerin dökülmesine izin verdim. Gözlerimden usulca yaşlar dökülürken devam ettim çalmaya.

Zülfü Livaneli'nin Serenad romanıydı bana kitap okumayı sevdiren. Anneannem beni dizlerine oturtup her gece bir masal gibi okurdu romanı. Kendisinin de en sevdiği romandı ayrıca. Baş ucunda dururdu her zaman.

Omuzuma dokunan el ile korkarak notayı kaydırdım ve kemanı indirdim. Alkım bana sarılıp kafasını omuzuma soktu. Derin bir enfes aldı. Gözlerini kapatmış, çok hafif nefesler alan anneanneme bakarken Alkım beni omuzlarımdan sararak odadan çıkarttı. Boğazımdan acı dolu bir hıçkırık kaçınca benden uzaklaştı. Yüzüme yapışan saçları çekerken aynı zamanda bir şeyler fısıldıyordu. Kafamı eğdim.

"Ölmesini istemiyorum." Dedim ve bir cevap bekledim. Sakin ol Aybars, Begüm hanım iyileşcek Aybars, Ölmeyecek saçmalama Aybars. Ama buun yerine Alkım kızarmış gözlerini benden uzağa çevirdi. Onu kendimden uzaklaştırıp göğsünden bastırarak hızlıca ittim.

"Neden bir şey demiyorsun?" Dedim ona bakarak yutkundu. Ona doğru tehtitle salladığım ellerimi kavradı ve bedenime yapıştırmaya çalıştı. Kendimi geri çektim. "Neden iyileşecek demiyorsun?" Dedim sesimi biraz daha düşürerek. Alkım bana sarılmaya çalışınca kendimi daha da uzaklaştırdım. "Ölecek." Dedim olduğum yere çökerken. Alkım beni olduğum yerde öylece bırakıp cama doğru yaklaşınca ellerimi sıkıca bedenime sardım. Yerde bağdaş kurmuş bir şekilde oturuyordum ve sakince sallanıyordum. Beynim, ilk defa acıyordu ve kalbim ilk kez bu kadar çok sıkışıyordu.

Azraille satranç oynarsın ve her zaman azrail kazanır çünkü elinde senin ne ara geçtiğini görmediğin bir taşı daha vardır, hayatın.

Aynen böyle demişti geçen hafta anneannem. Avuç içlerinden öpmüş ona sıkıca sarılmıştım. Zayıf bedenini ve lekeli derisini zarar vermemek adına yavaşça okşamıştım. Gündemi konuşmuş, magazine bakmıştık. Benim gökyüzüne ait olduğumu konuşmuştuk. Uçak mühendisi ol sen. Demişti. Ben de kabul etmiştim.

Şimdi ise, içerideydi. Ben ise kapının önündeydim. Bu onu son görüşüm müydü?

Bunlar son muydu? Tanrı onu size geri vermiyor muydu? Çok sevdiginiz insan her zaman sizinle olmuyor muydu? Peki ya şimdi? Onu neden alıyordu? Benim anneanneme ihtiyacım vardı Tanrının ise yoktu. Peki o zaman benden anneannemi alması bencillik değil miydi.

"Galiba artık inanmıyorum tanrının beni sevdiğine." Ben konuşunca Alkım bana doğru yaklaşıp karşımda eğildi. Dizlerinin üzerine çöktü ve saçımı okşadı. Çenemi avucuna dayadım.

"Ah güzelim," dedi beni incelemeye devam ederken. Eğilip yanağıma bir buse kondurdu ve kulağıma yaklaşıp fısıldadı. "Tanrı çoktan unuttu bizi."

#KalbiDengem

Continue Reading

You'll Also Like

23.3K 1.3K 23
|TAMAMLANDI| Bir okyanustayım, boğuluyorum... Hayatındaki boşluk ve anlamsızlık hisleriyle boğuşan Bilge, ailesine ve okuldaki zorbasına karşı da müc...
2.8K 404 18
هَلْ وَجَدْتَ نَفْسَكَ يَوْمًا مُجْبَرٌ عَلَى السَّعَادَةِ ؟ هَلْ وَجَدْتَ نَفْسَكَ تُعَاقِبُ عَلَى أَشْيَاءَ لَمْ تَفْعَلْهَا تَصِلُ بِكَ لِلْهَاوِي...
121K 9.4K 61
"Zehra." dedim dolu gözlerimle. "Lütfen bana bunu yapmadığını söyle." Yeşilleri üzgünmüş gibi bakıyordu bana. Gerçekten üzgün olduğuna inanmak istedi...
47.2K 3.1K 42
"bunu sormamın oldukça tuhaf kaçacağının farkındayım ama, fotoğrafını çekmeme izin verebilir misin?" en yüksek: #girlxgirl'de #1 (190518) 5.11.16