Lost: Özür dilerim, çok geç kaldım.
Lost: Şey diyordum gitmeden önce,
Free: Dur.
Free: Neden gittiğini söylemeyecek misin?
Lost: Gitmem gerekti.
Free: Neden ama?
Lost: Öyle işte.
Free: Anlatmayacak mısın?
Lost: Anlatacak bir şey yok ki,
Lost: Babam geldiği için çıktım.
Free: Ve iki saat boyunca o yüzden mi gelmedin?
Lost: Öyle oldu, üzgünüm.
Free: Beni geçiştirme.
Lost: Geçiştirmiyorum.
Free: Çocuk değilim ben.
Free: Ne oldu?
Free: Babanla mı tartıştın yoksa?
Lost: Ben babamla hiç tartışmadım, Free.
Lost: Her zaman o söyledi, bağırıp çağırdı. Ben de dinledim.
Free: Babanla aran pek iyi değil sanırım.
Lost: Benim onunla bir problemim yok aslında.
Lost: Ama sanırım onun benimle var.
Lost: Sevmez beni babam pek.
Lost: Biz hiçbir zaman normal bir baba-kız olamadık.
Lost: Babam ne kadar öfkesi, ne kadar nefreti varsa hep benden çıkardı.
Free: Neden böyle davranıyor?
Free: Sordun mu hiç?
Lost: Sorduğumda nankör oldum. Çünkü eve para giriyor mu, giriyor. Karnımız doyuyor mu, doyuyor.
Lost: Bunun dışındaki şeylerin hiçbir önemi yok onun için.
Lost: Herneyse.
Lost: Kafanı şişireceğim.
Lost: Yine babamım kötü geçen günlerinden biriydi işte, hepsi bu.
Free: Kafamı şişirmiyorsun da,
Free: Canın çok acıyor mu?
Lost: Hayır. Benim için sıradan bir şey.
Lost: Takılma sende bu kadar.
Lost: İyiyim.
Free: Değilsin, Kayıp.
Free: Eğer orada olsaydım sana zarar gelmesine asla izin vermezdim.
Free: Ayrıca...
Free: Bence senin gibi birini sevmeyen bir adam,
Free: Aptaldan başka hiçbir şey değildir.