Lost: Günaydın.
Free, çevrimiçi.'
Free: Günaydın.
Lost: Bugün nasılsın?
Free: İyiyim.
Lost: Sorduğun için teşekkür ederim.
Lost: Ben de iyiyim.
Free: Rica ederim, her zaman.
Lost: :"(
Lost: Ne yapıyorsun?
Free: Beş dakika önce evden çıktım, metroya yürüyorum.
Lost: Sen sormadan söyleyeyim bende.
Lost: Metronun girişinde senin gelmeni bekliyorum.
Free: Benimle aynı bölüme mi bineceksin?
Lost: Buna henüz karar vermedim.
Free: Cesaretin varsa benim bindiğim kapıdan bin. Yapamayacağına kalıbımı basarım.
Lost: Öyle mi?
Lost: Göreceğiz.
Free: Görecek miyiz?
Lost: Yani... Ben göreceğim.
Free: Yürüyen merdivenlerden yukarı çıkıyorum. Bizim okuldan kimse yok burada.
Lost: Önüne bak, düşeceksin.
Free: Siktir!
Free: Sakın gülme.
Lost: Gülmüyorum. :")
Free: Senin yüzünden rezil oldum.
Free, çevrimdışı.'
Lost: Sana önüne bak demiştim ama.
Lost: Metro geldi.
Free, çevrimiçi.'
Lost: Karşılıklı dört koltuktan cam kenarına oturdun. Hemen çaprazında elindeki bastonu sıkıca tutan bir teyze var.
Lost: Karşıdaki kapıya yaslanan kulaklıklı kız ikide bir sana bakıyor.
Lost: Oraya gelip saçını başını yolmamak için kendimi zor tutuyorum.
Free: Bu nasıl olur?
Free: Şu an bizim okuldan görebildiğim tek kişi matematik hocası.
Free: Adamın yüzünü görmeye tahammülüm yok.
Free: Neyse.
Free: Sen görünmez falan mısın?
Lost: Sadece çok iyi gizleniyorum.
Lost: Kendimi soyutlamak konusunda özel bir yeteneğim var artık senin sayende.
Lost: Ama buna alışkın değilim. Birazcık zorlanıyorum.
Lost: Yani sonuçta önceden sana kadar yakın olursam olayım beni farketmiyordun.
Lost: Şimdi de farketmezsin büyük ihtimalle.
Lost: Ama yine de bunu göze alamam.
Lost: Bu yüzden... görünmezliği yeğlerdim.
Free: Yalnız, kulaklıklı kız bana doğru yaklaşıyor.
Free: Tam karşıma oturdu.
Free: Görüyorsun, değil mi?
Free: Sanırım birazdan benimle konuşacak.
Free: Bence gel ve onun saçını başını yol.
Lost: İyi denemeydi. ;")
Lost: O kızı daha sonra bulacağıma emin olabilirsin.
Lost: Ama şimdi inme vakti.
Free: Şansıma sokayım.
Free, çevrimdışı.'