TUTSAK

By kirazhk

449K 24K 2.3K

Hayatının en kötü günü insanin düğün günü olur muydu? Evet Hazal Atahan için en kötü gündü.Düğün günü kaçtığı... More

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
FİNAL BÖLÜM(VEDA)
MUTLU SON

23.BÖLÜM

11.9K 661 92
By kirazhk


Heyy heyy yeni bölüm sizlerle..
Yorumlarınizi okudukça inanin yazma şevkim artıyor....!
Bol yorum vote istiyorum iyi okumalar😊😊🖐

TUTSAK

23.BÖLÜM

Deli gibi çıldırmış bir adam vardı karşısında. Her türlü yakışıklıydı ama bu halleri ayrı bir çekici oluyordu İpeğe göre.Onun öfkeleneceğini elbette biliyordu ama bu derece çıldıracağını tahmin etmemişti.

"Bir dakika bir dakika amcan başka biriyle evlenmeni istedi sende kabul ettin öyle mi?"

Aslında bu durum sadece amcası istiyor diye değildi. Murattan kurtulmak için bir sebep arıyordu İpek. Bu kendi de kararı sayılırdı. Hoş. evlenmeyecekti, evlenmezdi ama tanımak için bir girişimde buluna bilirdi.

"Evet kabul ettim ve bu seni hiç ilgilenirmez"

Murat'ın delirmesi elbette hoşuna gidiyordu.Kaç ay boyunca onu Hazaldan deli gibi kıskanmıştı, bunun nasıl bir duygu olduğunu o da yaşasın istiyordu.

"İpek beni delirtme.Sen böyle birşeyi nasıl kabul edersin?"diyerek masada ki çerçeveyi duvara fırlattı.Asla böyle  bir şeye izin vermezdi. İpeğin yanına erkek sinek dahi yaklaşmazdı.

"Napıyorsun Murat?İş yerindeyiz sakin ol biraz"

Murat İpeğe biraz daha yaklaşıp gözlerini onun gözlerine dikti. "Amcanla konuşacağım, bunun hesabını verecek!"diyerek çıkıp gitti bir anda. İpekte hızlı bir şekilde peşinden çıktığında hızlı bir şekilde aşağı indi.O kadar insan vardı bağıramıyordu da tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Mekandan çıktıklarında, koşarak arabanın açılan kapısını eliyle ittirdi.

"Saçmalama, amcamla konuşmaya gidersen bu sefer seni kimse kurtaramaz, yemin ediyorum bu sefer vurur seni"

Murat'ın ellerini gür saçlarına daldırması,ileri geri gidip yerinde duramaması İpekte farklı hisler uyandırıyordu.Ama kaptırmayacaktı kendisini.Bu nasıl mümkün olacaktı bilemiyordu İpek.Böyle ciddi bir meselede bile Murat'ın ne kadar yakışıklı ve çekici olduğunu düşündüğüne göre işi bayağı zordu.

"Umrumda mı sanıyorsun?Sırf amcan olduğu için sesimi çıkarmıyordum ama bu sefer bende durmayacağım.Sana böyle aptalca bir şart sunamaz.Sen benimsin ve bunu eninde sonunda kabul edecek"

Murat tekrardan arabaya binmek için yeltendiğinde İpeğin söyledikleriyle duraksadı.

"Şartı ben kabul ettim.O beni zorlamadı anlamıyor musun?Sadece şart sundu; kabul et ya da etme dedi bu kadar ve ben kabul ettim. Eskiden olsa kim olursa olsun senin için karşıma alırdım. Ama istemiyorum Murat. Canım yanıyor ve tek istediğim senden kurtulmak"

Murat yine yüzüne doğru eğildiğinde İpek gözlerini kaçırarak başını geriye doğru çekti, ancak Murat çenesinden tutup gözlerini daha çok yaklaştırınca İpek yutkunarak derin bir nefes aldı.

"Sırf benim canımı yakmak için yapıyorsun, ama izin vermeyeceğim.Bırak evlenmeyi başka birinin bile sana bakmasına,sana yaklaşmasına izin vermeyeceğim.Sen sadece benimsin! Ve bu her zaman böyle kalacak"

Dudağından hızlı ve tutlulu bir öpücük çalıp mekana doğru tekrar girdi Murat.İpek ise şaşkınca dona kaldı, parmaklarını dudaklarına götürdüğünde sinirle ayağını yere vurdu.Kendisi izin veriyordu buna. Diliyle , konuşmasıyla olmasada bedeniyle,bakışlarıyla kapılıp gidiyordu Murata.Daha dirayetli olmalıydı, unutmaması gereken bir şey vardı;Bu adam bebeğinin ölüm sebeplerinden birisiydi.

###

Yine gergin bir ortamın tam ortasındaydı İpek.Amcasıyla, yengesiyle, Hazalla da arası bozuktu. Şimdi onlarla oturup yemek yemeye çalışmak diken üstünde durmak gibiydi.

"Kadir Sarıcanın oğlu, Eren Sarıcan yeni gelmiş yurt dışından okuluda bitirmiş bence İpeklede çok yakışıklar"

Yengesinin bu cümlesi üzerine arkasına yaslandı İpek.Sanki manavdan karpuz alıyorlardı gerçekten inanılır gibi değildi.

"Kadirler iyi ailedirler çocukla tanışsın baksın.Uygun olursa nişan yaparız hemen"

Bu derece hızlı olmalarına İpek şaşkınlıkla bakıyordu.Tanışıp,konuşup hemen nişan yapacaktı öyle mi?Cidden iyi değildi bunlar.

"Ne nişanı Allah aşkına?Tanımadığım biriyle nişanlanmamı beklemiyorsunuz herhalde"

"Nişan zaten tanışmak içindir İpek"dedi Suzan Atahan.Daha fazla uğraşmak ve laf anlatmak istemiyordu.

"Yengen haklı unutma sen bu anlaşmayı kabul ettiğin için bu masadasın"

"Unutmama izin vermiyorsunuz ki zaten amca.Neyse yorgunum ben yatıyorum iyi geceler."

Sofradan kalkıp odasına girdiğinde yatağa doğru attı kendisini.Kafası allak bullaktı gerçekten ne yapacağını şaşırmış durumdaydı.Kapı açılınca bir anda Hazal elide iki tabakla girdi.

"Çok güzel çilekli pasta yapmışlar sen seversin" Barışmak için yine yöntemler deniyordu Hazal. İpek,Hazal'ın elinde ki tabağı alıp kenara bıraktı, artık takmıyordu. Hazalla eskisi gibi olamayacağını biliyordu,o gün hastahanede söylediklerini unutamazdı.

"Gerçekten evlenecek misin?İpek kendine bunu yapma, ömür boyu sevmediğin bir adamla yapamazsın!"

"Sevdiğim adamla da yapamadım ben.En azından denerim kafam dağılır,ilgim dağılır yoksa pat diye evlenecek halim yok"

"Biliyorum aslında sen babamın yumuşaması için yapıyorsun. İstemediğin bir şeyi zorla kimse yaptıramaz sana.Çünkü bu senin doğana aykırı"dedi Hazal. Aralarında ki bu soğuk konuşma odayı buz kestirmişti resmen.

"Dertlerimle, sıkıntılarımla ilgilenmene gerek yok Hazal. Sonra bir şekilde başıma kalkıyorsun çünkü"

Hazalla kardeş gibi büyümüşlerdi,eskiden her şey çok daha güzel ve farklıydı.  Onunda psikolojisi iyi değildi bununda farkındaydı ama yinede hastahanede söylediği şeyler canını yakmıştı.

"Böyle söyleme İpek,ben o adam yüzünden hayatımızı mahvedişine kızıyorum, çok değil 1 yıl öncesini hatırla. Her gün dışarı çıkardık, farkı farklı etkinliklere katılırdık,arkadaşlarımız vardı bizim bir sürü şimdi söyle kiminle görüşüyorsun?Murattan başka bir şey kalmadı hayatında, bir tel o var,başka kimse yok"

Doğru söze ne denirdi ki? Evet Murattan başka hiçbir şey görmeyen ve duymayan bir İpeğe dönüşmüştü..ama çok sevmişti, hatta bu hisler sevgiden çok daha fazla, çok daha farklıydı. Anlatamıyordu, tarif edemiyordu.

"Beni düşündüğünü biliyorum ama ben böyleyim, buyum.Bunun için beni üzeceksen uzak durursun olur biter"

Hazal,kuzeninin ellerini tutup dolan gözlerine hakim olmaya çalıştı. "Ben senin hep yanındayım,ne olursa olsun kim ne derse desin"dedi.

"Amcam beni eve aldıktan sonra bunu söylemen ne kadar manidar"

Amcası affetme girişiminde bulunmadığı zaman gizli gizli buluşmak isteyen bir Hazal oluyordu karşısında, şimdi ise kim ne derse desin diyordu. Gerçekten komik geliyordu bu durum İpeğe.

"Korkuyorum, babamı kaybetmekten korkuyorum,çünkü senin ailen yokken nasıl zorluk çektiğini, neler yaşadığını biliyorum İpek!içimde oluşan onu kaybetme korkusu yiyip bitiriyor beni!"

Hazal'ın feryat ederek ağlaması üzerine İpek daha fazla dayanamayıp sarıldı kuzenine.Hayır onu affetmemişti ve içinde ki bu kırgınlıkta bitmeyecekti ama aynı ev içinde hiç konuşmadan da yapamazlardı. "Şş tamam ağlama.." Hazal geri çekilirken İpek onun yaşlarını silmeye çalıştı.

"Bundan sonra ne olursa olsun senin yanında olacağım söz veriyorum sen benim kardeşimsin"

Tekrar sarıldıklarında aralarında ki bağı daha kuvvetli hissetti Hazal. Küçükken de kavga ederlerdi tabi böyle büyük kavgalar değil oyuncak için falan o zamanda küser sonra dayanamaz 2 dakika sonra barışırlardı.Ne kadar tartışırlarsa tartışsın onlar arkadaş,kuzen,kardeşti bu asla değişmezdi, ama İpek için durum farklıydı onunla eskisi gibi olamayacağını biliyordu ve hissediyordu.

ERTESİ GÜN

Ev o kadar boğmuştu ki artık sabah kalkıp Hazalla kahvaltıya gelmişti İpek. Tabi Akında dahil olmuştu bu etkinliğe.İki sevgili ikiside tatlı tatlı sohbet ederken İpek denizi seyrediyordu.

"İpek kuzum iyimisin?"diye sordu Hazal.

"İyiyim, bir şeyim yok"diyerek geçiştirdi.

"Bak ne diyeceğim akşam bir şeyler yapalım,dışarı çıkalım yani. Sen ne dersin hayatım?"diyerek Akına baktı genç kız. İpegin mutlu olmasını, eğlenmesini istiyordu.

"İyi olur ayarlarım ben bir şeyler,haber veririm size"Onlar kendi aralarında plan yaparken İpek ayaklandı bir anda.

"Nereye?"

"Mağazaya gitmem lazım, araşırız yine"
Bu tatlı çifti başbaşa bırakmak daha iyi olacaktı.

"Kaçmıyorya mağaza giderdin, kal biraz daha"diyerek ısrar etti Hazal.

"2 saattir oturuyorum zaten hadi görüşürüz" Restauranttan çıkıp arabasına bindi ve yola koyuldu genç kız.Mağazaya gidip Muratı görmek istediğine gerçekten inanamıyordu şu anda. O kadarcıkta olacaktı, bir anda vazgeçmek kolay olmazdı.Mağazaya geldiğinde yine direk odasına girdi, tabi bir süre sonra Murat yine odasına giriş yaptı.

"Kapımı çalmadan girme şu odaya !"diyerek ayaklandı İpek.Sinir oluyordu onun, her şeyi yaparım, ederim hallerine.

"Akın Simarla ve Hazalla olan kahvaltın iyi geçmedi galiba!"

İpek şaşkınca bakarken Murat fırsattan istifade omzuna öpücük kondurarak biraz daha sokuldu ona.

"Bir daha beni izinsiz sakın öpme!"diyerek uzaklaştı ondan."Sen nereden biliyorsun? Benim onlarla kahvaltı yaptığımı, nereden biliyorsun?"
Yine sakin sakin İpeğin üzerine giderken, İpek gerileyerek eliyle durmasını işaret ederek arasına mesafe koydu.

"Aklımın sende kalmaması için önlemler aldım diyelim"

Vücuduna oturan koyu mavi bir yelek giyinmişti Murat bugün,içine giydiği beyaz gömlekle öyle uyumlu, öyle yakışıklı görünüyordu ki nefesi kesiliyordu İpeğin.

"Beni takip mi ettiriyorsun?Bana bak çek o adamlarını peşimden buna hakkın yok senin"

İpeğin bu sinirli hallerini içini çekerek seyrediyordu Murat.Her hâliyle harikalar yaratıyordu. Ona bakmaya,onu izlemeye asla doyamayacaktı.

"Çatma kaşlarını erken yaşlanacaksın"dedi Murat biraz daha yaklaşarak.

"Sen anlamıyor musun? Seni istemiyorum başka birini tanıyacağım ki yengem çoktan araştırmalara başladı bile.  O yüzden uzak dur benden Murat"

Az önce ki rahatlığından eser kalmamıştı Murat'ın.Bir anda kaşları çatıldı ve bakışları kap kara oldu.

"Böyle  bir şey olmayacak İpek. Dün sırf sen  sen istemedin diye amcanın yanına gitmedim, sırf sen üzülme diye konuşmadım. O yüzden beni zorlama"

Şimdi ise rahat olan taraf İpekti. Koltuğa oturup arkasına yaslandı ve "Sen benim için yoksun ve ben seni duymuyorum.Şimdi  çıkarsan sevinirim"diyerek gülümsedi.

"Beni birazcık tanıyorsan, bu işin burada bitmediğini çok iyi biliyorsun İpek"

Murat kapıyı sertçe çarpıp çıkarken, İpek gözlerini kapattı ve derin derin nefes aldı.
Onu unutmak istiyordu artık,unutmak istiyordu.

AKŞAM

Masada duran viskiyi usulca yudumladığında yüzünü buruşurdu İpek.Ne iğrenç birşey bu böyle. Normalde hayatta içmezdi ama işte bir kerede olsa her şeyi  unutmak istemişti.Hazalla ve Akınla bir bara gelmişlerdi,  tabi kendisini kuyruk gibi hissetmişti böyle çiftin yanında tek sap gibiydi

"Sen içmezdin"dedi Hazal.

"Canım içmek istemedi. Ayrıca neden velim gibi başımda bekliyorsunuz?Siz dans etsenize  hadi"

İlkokul çocuğu gibi hissediyordu kendisini İpek.Amcası;Hazalla Akın olmasa dışarıya göndermeyecek, ne hallere düşmüştü.

"Tamam biraz rahat bırakalım kızı. Gel biz dans edelim hadi Hazal"

Hazal, kuzenini çok içmemesi konusunda uyarıp Akınla beraber giderlerken;İpek bir yudum daha aldı  viskisinden "Bana bundan 2-3 kadeh ayarlar mısınız?"dedi barmene. Sahnede şarkı söyleyen kıza baktı sonra. Loş ortam,iç yakan bir şarkı ve içilen viskiler...Dertsiz insanı bile derde sürüklerdi cidden.Keşke dertsiz olsaydı ama omuzlarında öyle büyük yükler vardı ki. kaldırılacak türden değildi. Bir bardağı kafasına dikti yine, sanki beynine beynine vuruyorlamış gibi hissetmişti.

"Size eşlik etmemi ister misiniz?"diyerek yanına bir adam oturdu.

"Neden? Bu içki denilen şey tek başına içilmiyor mu da eşlik ediyorsunuz?"diyerek güldü İpek. İçi içine sığmıyordu, çok fena hissediyordu.Alışık olmadığı için hemen çarpmıştı.

"Fazla kaçırdınız galiba siz içkiyi. İsterseniz kahve ısmaryabilirim"

"Beni yalnız bıraksanız yeterli"
Viskiden bir yudum daha alıp gülümsedi İpek. Kafası yerinde gibiydi ama bedeni için aynı şeyi söyleyemeyecekti,  üşüme gelmişti resmen.

"Aşk acısı mı bu?Nedir seni bu hale getiren?"

Omzuna dokununca İpeğin tepki vermesine gerek kalmadan birisi omzunda ki eli indirdi sertçe.

"Defol git buradan!" İpek başını kaldırmadan bu kişinin Murat olduğunu anlamıştı çünkü onun kokusunu içine çeken ve bilen tek kadındı. "Sen kimsin kardeşim!" Murat öfkesini bastırmaya çalışırken, yumruğunu sıktı.Birgün İpek yüzünden gerçekten katil olacaktı.Adamları barda olduğunu söylediği an çıkıp gelmişti ve iyiki de gelmişti.

"Kim olduğumu bilmek istemezsin!" diyerek adamın yakasına yapıştı öfkeyle.

"Noluyor sen ne arıyosun burada"

Akının gelip hesap sormasıyla. Hazal da hemen kuzeninin yanına geçti. Dans ederken bir şeyler olduğunu anlamışlardı ve hemen buraya gelmişlerdi.

"Karışma sen.İpeği alıp gideceğim buradan!"
Yakasını tuttuğu adamı kaldırıp ileri doğru iterken adam öfkeyle ayağa kalktı.
"Bittin lan sen!" Adam Murata saldırmak isteyince Akın araya girdi, tabi olan oldu ortam bildiğin curcuna yerine döndü..Araya girenler, birbirini dövenler zaten hepsi sarhoştu.Hazal Akını tutmak isterken İpek ayaklanmaya çalıştı.

"Murat?"diye fısıldadı boş boş. Elini başına koyup gözlerini kapattı başı dönüyordu çünkü mideside bulanmıştı. Gözleri kapalıyken ne olduğunu anlamadan birisi tarafindan kucaklanmıştı.Kim olduğunu anlamak için gözlerini açmasına gerek yoktu, kokusundan tanırdı..Teninin tenine karıştığı kokuyu nasıl unutabilirdi Dışarıya çıkıp arabaya doğru yürüdüklerinde İpeği indirdi hemen kucağından.

"Bin çabuk"

"İstemiyorumm ya bırak"dedi mızmızlanarak. Murat bıraksa düşecekti büyük ihtimal.

"Bin dedim Hazala bakacağım!"dediği an İpeğin kısık gözleri açıldı.

"Hala  Hazal mı diyorsun? Hala onu mu düşünüyorsun?"diyerek var gücüyle bağırdı. "İpek saçmalama güzelim.Bin şu arabaya, geleceğim hemen!" Murat İpeği arabaya bindirip bara girerken İpek gözyaşları içinde arabadan indi ve yürümeye başladı.Sendeliyordu çünkü başı dönüyordu. Murat'ın hâlâ Hazalı düşündüğüne inanamıyordu,  hala ondan vazgeçmemişti. İşte  yine canından can çekiliyordu, yine mutlu değildi ve bu gidişle hiçbir zaman mutlu olamayacaktı.

###

Bardan çıktılarında Akın,Hazalı sıkı sıkı sarmıştı. Muratta sadece izliyordu onları. Bir şey  hissetmiyordu, canıda yanmıyordu.Çünkü Hazala olan takıntısının arkadaşca bir anne benzetmesi olduğunu biliyordu artık.

"Hepsi senin yüzünden olay çıkarmadan duramıyorsun!"dedi Akın öfkeyle.

"Hata bende mi?İpeği bir başına bırakıp başka bir adamın ona yaklaşmasına izin veren ben miyim?" diyeeeı bağırdı Murat.
Akında Hazalda buna cevap verememiş sadece birbirlerine bakmışlardı.

"Verecek bir cevabınız yok tabi, bende öyle düşünmüştüm.Bu gece İpek benimle kalıyor"

"Hayır İpek bizimle gelecek"diyerek itiraz etti Hazal.

"Benim yanımda daha güvende inan bana.Az önce ki olanlardan sonra tekrar size emanet etmemi beklemeyin"

"Abartmana son ver, İpek bizimle gelecek"

Hazal'ın bu ısrarının boşuna olduğunu Akın bile anlamıştı.Murat o kadar sinirli ve kararlıydı ki ondan İpeği almak mümkün değildi.

"İpek sizinle gelmeyecek Hazal.Şu anda sarhoş ve bu halde onu yalnız bırakmam"
Akın daha fazla uzatmamak adına Hazalı ikna etmiş arabasına binip uzaklaşmışlardı. Muratta kendi arabasına giderken, ön koltuğun boş olduğunu gördü. İpek yoktu,sağına soluna baktığında endişe ve korkuyla bir kadını durdurdu.

"Kızıl saçlı bir kız gördünüz mü?"

"Şuraya doğru gidiyordu ama iyi değildi sendeliyordu"

Murat,korkuyla arabasına binip hemen kadının gösterdiği yolda ilerlemeye başladı.Endişe etmekten nefret ediyordu, ama en çokta İpek için endişe ediyordu.Biraz daha gittikten sonra gördü onu.Kaldırımda ayakkabılarını çıkarmış yürüyordu. Siyah elbisesi rüzgarda uçuşurken kızıl saçlarıda eşlik ediyordu.Arabadan inip hemen yanına koştu onun.

"İpek nereye gittiğini sanıyorsun?"

Kızıl saçları yine her şeye ve herkese inat savrulurken bembeyaz yüzü yine öfke ve hırsa bürünmüştü.Öyle güzel öyle mükemmeldi ona dokunmak ona bakmak yakıyordu adamın içini.

"Bırak beni! Git!  Hazal'ın yanına git!"

Sarhoşluğun etkiside vardı elbette böyle olmasında ama yinede her şeyin farkındaydı.Murat'ın, Hazal'a gitmesini idrak edebilecek kadar iyiydi en azından.

"İpek saçmalama, bin hadi şu arabaya"

"İstemiyorum! Beni  söyleyip Hazalı mı istiyorsun?Ona ulaşamadığın için benimle mi yetiniyorsun? Sen sadece benimle avunmaya çalışıyorsun Murat"

Sinirle gözyaşlarını sildiğinde öyle dağılmıştı ki İpek. Hala Hazal demesine tahammül edemeyen İpek vardı şu anda.Murat, kızın kolundan tutup bedenini bedenine yasladığında, diğer eliyle usulca saçlarını okşadı.

"Saçmalama!Seni seviyorum ben.Hazal benim gözümde anneme benzeyen bir kadın ve senin kuzeninden başka bir şey değil! O yüzden onun yanına gittim. Hala aklımda Hazal olsa, onun Akınla olmasına, Akınla gitmesine izin verir miyim?"

Ayakları tutmuyordu artık düşecek gibi olunca Murat beline sarıldı  hemen kızın.
"Başım dönüyor"diye mırıldandı İpek.
Bu baş dönmesi içkiden miydi?Murat'ın seni seviyorum demesinden mi?yoksa bu olağan üstü kokusundan mıydı bilemiyordu.

"Neden acaba?Başımın belası"

Murat, İpeği bindirdikten sonra kendiside direksiyona geçti.Önüne düşmüş kızıl saçlarını geriye doğru itip bembeyaz tenine baktı.Kapanmış gözleri üzerine ıslak uzun kirpiklerine öpücük bıraktı usulca.

"Ne yapacağım ben seninle İpek?"diye fısıldadı dudaklarına doğru.Çok seviyordu onu, her şeyden çok seviyordu.Ve artık onun üzülmesini, canının yanmasını asla ama asla istemiyordu.

###

Eve girdiklerinde İpeği hemen koltuğa bıraktı Murat.Onun bu tatlı serseri hallerini seviyordu, hoş İpeğin her halini seviyordu.

"Bekle sana kahve yapacağım"

Ayılmaya çalışıyordu genç kız ama pek beceremiyordu, içtiği şeyler iyice etkisini daha fazla göstermeye başlamıştı.

"İstemiyorum eve götür beni"diye mırıldandı. Hıçkırmaya başlayınca Murat gülümsemeden edemedi,yanına oturup üzerindeki pullu ceketi çıkardı.Ne giyinmişti bu böyle?Göbeğinin tamamen  açı olduğunu  yeni farkediyordu Murat.Böyle mi gitmişti yani bar'a?"

"Şu hale bak... Resmen giyinmemişsin.Neyse ki üstünde ceket varmış" diyerek kendi kendine söylendi Murat ve ardından "Uzan biraz dinlen istersen duşada girebilirsin" dedi.

"Ama ben uçacağım!"diyerek kıkırdadı İpek. O kadar tatlıydı ki şu anda,insanın içinde öpme hissi uyandırıyordu hoş o his hiç gitmiyordu  Muratta bu aralar.

" Kaçığın tekiydin şimdi bir de tam olsun. Geliyorum birazdan, rahat dur"

Saçlarına öpücük kondurup mutfağa girdiğinde  kahve makinasını ayarlarken belini tezgaha yaslayıp beklemeye başladı. İpek içerideydi,yanı başında evinin bir köşesindeydi ya,  bunu bilmek öyle iyi hissettiriyordu ki.Hep yanında olması için elinden geleni yapacaktı.Kahve makinasi ötmeye başlayınca fincana koydu ve içeriye girdi. Tabi gördüğü manzara izlenilesi en güzel manzaraydı. Başı koltuğa düşmüş sızmıştı İpek.Yukarıdan örtü ve yastık getirip uzanmasına yardımcı oldu.

"Pis sarhoş"dedi gülerek alnına ve saçlarına öpücükler kondurdu.İzin vermeyecekti, kimsenin ona yaklaşmasına izin vermeyecekti. Ve onu mutlu etmek için her şeyi ama her şeyi yapacaktı.

SABAH

Kafasının içinde davullar, zurnalar çalıyordu sanki,boğazı sızlıyordu midesi allak bullaktı. Gözlerini sıvazlayıp açmaya çalıştı.Tabi karşısında elinde kahve büst gibi duran ve gülümseyen bir adet Murat Çınar vardı. Yerinden doğrulup bilincinin yerine gelmesini bekledi.

"Günaydın"dedi Murat gülümseyerek.

"Neden buradayım ben?"

Bu soruyu kendi kendine sordu aslında..
Dün gece olanlar tek tek gözünün önünden geçmeye başladı.Bardalardı sonra bir adam gelmişti.Murat o adamı dövmüştü sonra dışarıya çıkmışlardı.Hazal için geri içeriye girmişti Murat,kendiside buna kızıp oradan ayrılmıştı. Murat tekrar kendisini bulmuştu.Sonra is Murat sevdiğini söylemişti, sadece Hazal kendi kuzeni olduğu için içeriye girdiğini anlatmıştı.  Doğruydu, eğer öyle olmasa kendisini değil Hazalı getirirdi onun Akınla gitmesine izin vermişti, vermezdi.Bundan 5-6 ay önce Hazalla eğlenmeye çıkarken her zaman Hazalı götürürdü, arkasına bile bakmazdı.Yüzünde oluşan tebessüme engel olamamıştı İpe

"Neye gülüyorsun?" Murat'ın sesiyle sıçradı ve ayağa kalktı hemen.

"Benim gitmem lazım"

Telefonu çalınca koltukta duran çantasını alıp çıkardı "Hazal?" diyerek açtı telefonunu.

"Hemen eve git bende çıkıyorum şimdi. Gece senin evinde kaldığımızı söyledim babama. Kapıda buluşalım"

"Sen nerede kaldın gece?"

"Akınların evindeydim.  Tabi babam inanmadı önce daha önce senin evinde daha önceden çekindiğimiz fotoğrafları attım, hadi çabuk çık kapının önünde buluşalım"

İpek aynaya doğru koştuğunda, aynada kendi aksine baktığında inanamadı. Saçı, başı dağılmıştı, rimeli akmıştı. Resmen berbat bir haldeydi.

"Tamam çıkıyorum ben haberleşiriz"

Telefonu kapatıp Murata döndü hemen,dalgın dalgın kendisini seyrettiğini görünce yanaklarına kanın hücum ettiğimi hissetti. Şu anda bunun tadını çıkartmayı çok isterdi ama çıkması gerekiyordu.

"Gidiyorum ben"Çantasını alıp ceketini üzerine geçirdi hızlıca.

"Ben bırakırım seni"dedi Murat.

"Başka çarem yok zaten"

Evden çıktığında hemen arabaya bindiler. İpek aynaya baktığında çantasından mendil çıkarıp akan rimelini sildi hemen.
"Böylede güzelsin,her halinle güzelsin"
Murattan böyle şeyler daha önce duymadığı için biraz afallıyordu.Üstelik kafasını toparlayamıyordu.

"Benim güzelliğim seni hiç ilgilendirmez"
Ellerini göğsünde kavuşturup başını pencereye doğru çevirdi İpek. Murat baktıkça içi gidiyordu, o yüzden en iyisi bakmamaktı.

"Senin güzelliğin birtek beni ilgilendirir. Hatta benden başka kimseyi ilgilendirmez"dedi sert bir tonda. Bu yolculuğun hemen bitmesini istiyordu İpek. ya da tam tersi hiç bitsin istemiyordu "Gidene kadar susabilir miyiz?" dediğinde, Murat onun söylediğini yaparak tek kelime etmedi. İpekle sessiz kalmak bile huzur sebebiydi.Eve yaklaştıklarında, İpek emniyet kemerini çıkardı hemen.

"Eve yaklaşmak üzereyiz. Sağda bir yerde durur musun? Amcam görmesin"

Murat arabayı durdurunca. İpek arabadan indi hemen. Tabi Muratta arkasından indiğinde,beraber beklemeye koyuldular. İpek, Hazalı arayıp beklemeye koyuldu.

"Efendim İpek?

"Neredesin geldim ben"

"10 dakikaya geliyorum bekle"

"Tamam çabuk ol. Evin yakınlarımdayım, yol üzerinde görürsün beni"diyerek telefonu kapattı ve Murata doğru baktı.

"Sen git artık. Gelir birazdan Hazal"

"Gelene kadar bekleyeceğim"

İpek kafasını çevirip karşıda duran ağaçlara baktı, onu görmezden gelmek en güzeliydi çünkü ısrar etse bile gitmeyeceğini biliyordu, Muratı çok iyi tanıyordu.

"Çok inatçısın biliyorsun değil mi?"

Murat'ın bu sorusu üzerine gözlerini ona devirerek baktı. "Sen zaten çok normalsin.Senin inadını kırmak benim aylarımı aldı!" Murat,biraz daha yaklaşıp parmaklarını onun kızıllarında gezdirdi. Böyle öfkeli öfkeli bakarken gülümsemeden edememişti adam, bu kıza öfke öyle çok yakışıyordu ki.

"Birbirimize çok benziyoruz işte fena mı?İleride çocuklarımız bize benzemez umarım. inat konusunda en azından"
İpeğin gözlerinde yine kara bulutlar belirmişti. " Çocuğumuz'demesi, düşürdüğü bebeğinin aklına gelmesine sebep oldu çünkü.

"Bizim bir çocuğumuz olabilirdi ama sen istemedin. Bundan sonrada asla böyle bir şey olmayacak"

İpeğin dolan gözleri ve kırgın bakışları Muratı darmadağın etmeye yetmişti. Her şey için o kadar pişmandı ki.

"Bizim bir çocuğumuz olacak İpek ve sana benzemesi için dua edeceğim"

Böyle konuşup böyle güzel ve derin bakınca içindeki tüm acılar diniyordu İpeğin. Birlerine öyle kapılmışlardı ki arabanın korna sesini bile diplerine gelince farkettiler.Murat,korkuyla İpeğin belinde çekip arkasına doğru aldı.Araba ise durarak, camlarını açtı.

"Dikkat etsene, görmüyor musun!"diyerek çıkıştı Murat. İpek ise Murat'ın kolunu tutarak engel olmaya çalıştı çünkü onu tanıyordu, birine sinirlenince her an her şeyi yapabilirdi.

"Kusura bakmayın gençler ama sizde yol ortasındaydınız. Her neyse Atahanların evi neresi acaba?"

"Ne yapacaksınız Atahanlar'ın evini?"diye sordu Murat, düz ama üsten bir ses tonuyla.

"Evleneceğim galiba"diyerek güldü hatta kahkaha attı adam ve devam etti konuşmaya. "Ailem şu anda orada kahvaltıdalar. Başka soru var mıydı?" O kadar lakayıttı ki İpekte Muratta ilk anda gıcık oldular, ona."

"Kimsin sen?" İpeğin bu sorusu üzerine adam daha çok güldü.

"Eren Sarıcan ben.Kadir Sarıcan'ınoğlu" deyince İpeğin beyaz yüzü daha da bembeyaz kesildi.Dün amcasının ve yengesinin bahsettiği çocuk buydu.Murat,gözlerini İpeğe diktiğinde onun şaşkın ve korku dolu bakışları karşısında bir şeyler döndüğünü anladı .Kulağına doğru eğilip
"Kim bu herif?"diye sordu. İpek ise derin bir nefes alıp Murata baktı. Şimdi 'bu benim evlenmem için amcamın bulduğu' adam nasıl diyecekti? İşte bunu sahiden bilmiyordu.

###

Hadi ama ya bol yorum lütfen..

###

Yorumlarinizi bekliyorum😌

Continue Reading

You'll Also Like

98.5K 2.3K 43
bir gün ansızın babam yanında onlarca siyah takım elbiseli adamlarla gelmişti ben okulu bitirmeyi planlarken o benimle evlilik planları kuruyordu ond...
790K 29.8K 91
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
5.5M 293K 30
!Acemi bir dille yazılmıştır! Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar t...
554K 4.9K 26
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.