TUTSAK

By kirazhk

449K 24K 2.3K

Hayatının en kötü günü insanin düğün günü olur muydu? Evet Hazal Atahan için en kötü gündü.Düğün günü kaçtığı... More

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
FİNAL BÖLÜM(VEDA)
MUTLU SON

16.BÖLÜM

11.6K 640 101
By kirazhk


Heyyyyyyyyy Haydiiii boll yorum bekliyorum canisilarr
Iyi okumalar..😍😊
..
TUTSAK

16.BÖLÜM

Kahvelerin gelmesiyle tedirgin bir şekilde kadına baktı İpek.Evden çıkmış bir kafeye gelmişlerdi, vakti de vardı zaten biraz. Bir an önce konuşmaları gerekiyordu, aksi halde uçağı kaçıracaktı.

"Evimi nereden buldunuz bu arada?"diye sordu hemen.

"Adınızı soyadınızı asistanıma vermişsiniz, dergilerde gördüm restaurantınız var. Biraz zor oldu ama buldum"dedi kadın.

"Neden peki? Tam olarak neden buradayız Sevil hanım?"

Sevil hanımın ne söyleyeceğini deli gibi merak ediyordu İpek. Bu yolda her şeyi verebilirdi çünkü Murat'ın ne yaşadığını öğrenmeden, gerçekten hiçbir şeyden emin olamayacaktı.

"Murat Çınarla ilgili bildiklerini anlatacağım size"

O anda kalbinin duracağını düşündü, çünkü haftalardır bulmaya çalıştığı gerçeği öğrenecekti İpek. Heyecanla kadına bakarken,derin bir nefes aldı ve pür dikkat kadına odaklandı.

"Ciddi misiniz?Kararınızı değiştirdiniz yani öyle mi?"diye sordu hayretle İpek.

"O gün beni çok etkilediniz İpek hanım. Size yardımcı olmak istedim. Ancak sizin de mutlaka psikolojik bir destek almanız gerektiğini düşünüyorum"

Ellerini birbirlerine kenetleyerek merakla kadına baktı İpek."Dinliyorum,Murat geçmişte ne yaşadı? Neden böyle?"

Neydi onun bu takıntısı? dengesizliğinin nedeni neydi?Hepsini öğrenmek istiyordu İpek. Ve eğer gerçekten böyle olmasının büyük bir sebebi varsa, o zaman her şey değişirdi.

"Bakın Murat zor bir çocukluk geçirdi. Hiç kolay şeyler yaşamadı, o yüzden onun yaptığı herhangi bir durumda mantık aramayın"

İpek suyunu yudumlarken, başını olumlu anlamda sallayarak kahverengi gözlerinde ki derinliğe odaklandı.

"Annesiyle ne yaşadı? Neden ona benzeyen birisiyle olmak istiyor Sevil hanım?"

"Yaptığım şeyin hiç etik olmadığının farkında olarak, size bu bilgiyi vereceğim.Murat'ın anne konusunda ki hassasiyeti çok büyük çünkü Murat'ın annesi geçmişte intihar etti. Hem de Murat 10 yaşındayken, onun gözünün önünde yaptı bunu"

Önce duyduğu şeyi algılayamadı ve algılamaya başladıkça şaşkınlıklı bir çığ gibi büyüdü. Bir çok sebep düşünmüştü ama bu kadar ağır bir tramva olacağını düşünmemişti İpek . Nasıl bir anne, çocuğunun önünde intihar ederdi? Gözlerini kırpıştırarak bir yudum su daha içtiğinde, göz yaşlarına hakim olamadı genç kız.

"Murat'ın babasi küçükken vefat etti.Annesinin de adı Feraydı.Feray Muratla beraber kendi babasının yanında yaşıyordu, oldukça zengin bir adamdı Salih bey, sertti biraz ama torununu yani Muratı çok severdi. Ancak Feray başka bir adama aşık olunca babası istemedi bu adamı, Feray da dinlemedi, kaçarak evlendi o adamla"

İpek pür dikkar dinlerken gözünde ki yaşlar asla durmuyordu, bu aralar fazla sulugöz olmuştu ama bu çok ağırdı.Kendi annesi ve babasıda ölmüştü ama onlardan birisinin gözünün önünde intihar etme düşüncesi bile tüylerini ürpertiyordu.

"Ancak evlenmesi pek iyi olmadı.O adam her gün ama her gün işkence ediyordu, Murata özellikle..."

Kadın derin bir nefes alıp duraksarken, aynı zamanda bir psikiyatristin aksine fazla duygusal duruyordu. " Ben sadece bir psikiyatrist değilim.Murat'ın annesi, Ferayın da çok yakın arkadaşıydım. Bütün bunlara kendi gözlerimle şahit oldum, çok söyledim boşan dedim ama yapamadı.O pislik herif, Ferayı her zaman Muratı öldürmekle tehtit etti"

Titreyen ellerine hakim olmaya çalışıyordu genç kız.Göz yaşlarını silip tekrardan suyunu yudumladı, bu aralar duyduğu şeyleri gerçekten kaldıramakta zorlanıyordu ve bütün bunlara inanmakta dahi zorlanıyordu.

"Bir gün dışarıda buluşmuştuk,Murat'ın sırtının her yerinde izler vardı,henüz küçücük bir çocuktu her yeri mosmordu.Murat annesine gün geçtikçe daha çok bağlanıyordu,o adam dövdükçe vurdukça sarılıyordu. Çok seviyordu Ferayı"

İpek, başını ellerinin arasına aldığında kadın duraksamıştı,idrak etmesi zor ve güç meseleydi.

"Devam edin lütfen"diyerek başını dikleştirdi İpek.

"Zengin bir aileden gece konduya düşmüştü Murat.Öyle zordu ki onun yaşadıkları" Kadınında gözleri dolmuştu derin bir nefes alıp devam etti konuşmaya.

"Yapamadı Feray dayanamadı,bir gün canının tak etti.Muratı bağlayıp gözünün önünde kendisini astı"

Midesinin ağrımasıyla derin bir nefes aldı genç kız.Göz yaşları durmuyor ve sicim sicim dökülüyordu. İçinde kocaman bir sızı vardı ve duydukları karşısında o sızı büyük bir acıya bırakmıştı yerini.

"Murat bunu atlatamadı, o adam çekip gitti. Dedesi büyüttü Muratı, o ilgilendi ama ne olursa olsun o günleri atlatamadı"

"O adam döverken neredeymiş dedesi!"dedi sinirle İpek.

"Bodrumda yaşıyordu bütün bunlardan hiç haberi olmadı.Feray sırf laf söz etmesin diye babasına bir şey söylemedi. Tabi sadece ondan da değil başka şeylerde vardı, benim söylememede hep engel oldu.Evet söyleye bilirdim, ne olursa olsun Ferayı dinlemeyip söyleye bilirdim! Ama yapamadım... Çünkü o pislik gerçekten Murat'ı öldürürdü. Bunu ne pahasına olursa olsun bir gün yapardı"

İpek eliyle yüzünü serinletmeye çalışırken, nefes almakta zorlanıyordu.Gerçekten duydukları çok acı şeylerdi. Murat neler yaşamıştı böyle? Her şeye rağmen nasıl güçlü kalabilmişti?

"Çok detaylı bir hikaye bu kafanda hala
bir sürü soru işareti olduğuna eminim. Bak Murat çok zor bir gençlik dönemi geçirdi,her zaman annesini anımsatan annesine benzeyen kadınları tercih etti.Ben Murat'ın derdine çare bulamadım ilaç tedavisi gördü bir süre klinikte yattı ,onun sevgiye ihtiyacı var ve bunu da sadece Feraya benzeyen kadınlarda olduğunu zannediyor"

Şimdi o kadar iyi anlıyordu ki.Murat'ın neden böyle olduğunu,dengesiz ve tutarsız hallerini. Hepsi geçmişte yaşadığı büyük olaylardan dolayıydı.Yıllarca işkende çekmiş bir çocukken, annesi ölüyordu ve bununla baş etmek için kendince ona benzeyen kadınlar da avunuyordu.

"Neden çocuğunu da alıp babasına gitmemiş? Ne olursa olsun korurdu onları. Böyle daha mı iyi oldu?"

"Belkide benimde bilmediğim çok derin şeyler vardı. Bana her şeyini anlattığını sanmıyorum, her zaman sakladığı bir şeyler vardı Ferayın. Kocası olacak o adam, mafyatik bir tipti. Bir kaç kere kaçmaya kalktığını hatırlıyorum ama sonunun hiç iyi olmadığını da hatılıyorum. Muratla beraber bütün gece soğukta bahçede bir koruma eşliğinde sabahladılar ceza olarak. Feray, babasına da zarar gelmesinden korkuyordu. O yüzden sustu ve dayanamayıp intihar etti"

"5 yıl önce babasının öldüğünü söylemişti o da  yalan mı yani?"diye sordu İpek.

"Yalan söylemiş,kendince koruma kalkanı kurmuş.O gün Muratla beraber olduğunuzu söylediğiniz zaman çok şaşırdım annesine benzemeyen kadınlarla birlikte olmazdı, bakmazdı bile yüzlerine"

"Bu iyi bir şey mi?"diye sordu genç kız kendisini toparlamaya çalışarak.

"Murat size karşı bir şey hissetmese gerçekten sizi istemese beraber olmazdı,onu iyileştirebilirsiniz kalbine dokunup onu bu düşünceden arındırabilirsiniz.Murat'ın annesine benzeyen kadınlarla olmasının bir sebebide onda gördüğü şefkat,ona olan bağlılığı ve sevgisi... Elbette geçmişte sorunlar yaşamış adamların iyileştirmek biz kadınların görevi değil İpek hanım. Murat, bunu kendisi başarmalıydı ama yapamadı. Bunu sizin yapabilecek olmanız, böyle bir şeye kalkışacağınız anlamına da gelmez"

"Ne yapmam gerekiyor? Nasıl  vazgeçireceğim ben onu Sevil hanım?"

"Siz buna katlanmak zorunda değilsiniz ama İpek hanım. Murat iyileşmemeyi tercih etti, ama siz ondan kurtula bilirsiniz."dedi kadın.

"Ben ondan kurtulmak istemiyorum ki. Ben onunla mutlu bir hayatım olsun istiyorum. Yaşadıklarını duyduktan sonra,ondan nasıl vazgeçim ki?"dedi titreyen sesiyle. Murat'ın derin yaraları vardı ve o yaraları beraber sarabilirlerdi.

"Kendinize büyük bir zarar veriyorsunuz İpek hanım. Geçmişi karanlık olan çocuklar, istemediği sürece kimsenin kendilerini iyileştirmelerine izin veremez.Murat iyileşmek istiyor mu? Ben onu yıllardır görmüyorum. Gerçekten Murat bunu istiyor mu?"

Murat, hasta olduğunun farkında değildi ki. O, bu haliyle kendisini zaten normal sanıyordu. "Hasta olduğunu kabul etmiyor ki, iyileşmek istesin" dedi İpek buruk bir tebessümle.

"Ama ilk gün bana yılan gibi sürüneceksin diyen adam, dün beni çok özlediğini söyledi. Üstelik ilk defa, annesine hiç benzemeyen bir kadına bunu yaptı. Farkında olmadan, iyileşecek belkide."

Sevil hanım derin bir iç çekerken, İpek umutla bakıyordu kadına. Murat'ın yaşadıklarından sonra, ona olan hisleri çok daha farklı bir boyut kazanmıştı.Kimse durduk yere bir manyak haline gelmezdi. Evet Murat normal değildi ama normal olanı herkes severdi. İpek, onu seviyordu ve iyileşmesi için, iyi olması için her şeyi yapması gerekiyordu.

"Murat'ın destek alması şart İpek hanım.Onu hayata bağlayan tek şey annesine benzeyen kadınlarken,başka türlüsü mümkün değil."

İpek başıyla onaylarken, müsade isteyerek lavaboya gitti. Aynaya bakıp göz yaşlarını sildi ve yüzünü yıkadı hemen.Yapabilir miydi gerçekten? Onu bu düşünceden vazgeçirebilir miydi?Duyduğu şeylerden sonra nasıl vazgeçebilirdi?Peki bunca şeyi duyduktan sonra gidebilir miydi?

2 SAAT SONRA

Toparlanması fazlasıyla zor olmuştu İpeğin. Duyduğu şeylerden sonra Muratı bırakıp gidememişti. Biliyordu,her zaman biliyordu böyle olmasının bir sebebi olduğunu biliyordu.Keşke bu kadar acı olmasaydı ama olanla ölene çare yoktu .Şimdi yine Murat'ın kapısının önündeydi, arabasında bekliyordu.Gururu gittikçe ağır basıyordu çünkü.Başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapattı genç kız.Hazal aramıştı,amcası aramıştı geri de dönmemişti onlara.Ne yapacaktı şimdi? Nasıl açıklayacaktı bu durumu, onu da bilmiyordu. Cam tıklatılınca  gözlerini açıp sıçradı bir anda.Muratı görünce, arabadan inerek titreyen bedenine hakim olmaya çalıştı.

"Ben 1 hafta demiştim aslında ama sen beni yanıttın. Bir kaç  saat dayanabildin bensizliğe"diyerek dalga geçti ve gülümsedi Murat.İpeği görünce içinde ki mutluluğa engel olmadığını kabul ediyordu adam .Garip bir şekilde kıpır kıpır oluyordu onu görünce ve bu hissi kesinlikle seviyordu. İpeğin vazgeçilmezi olduğunu bilmek dahi mükemmel bir histi.

"Ne oldu  sana ?Yine  mi ağladın?sen ne çok ağlar oldun böyle"diyerek devam etti İpeğe takılmaya. Boğazı düğümleniyordu ona bakınca, her şeye rağmen yaşadıklarına rağmen öyle güçlü bir adamdı ki. "Benim gitmem gerekiyor" Arabasına binecekken,Murat omuzlarından tutup cama yasladı sırtını.

"Bir daha sakın beni bırakıp gitme!
uyandığım zaman yanımda ol"

"Aynısı senin içinde geçerli o zaman!"diyerek çıkıştı İpek.

"Hani gidiyordun? Ne sanıyordun yoksa seni durduracağımi falan mı?"

Bu durumu ona açıklayamazdı,geçmişini biliyorum diyemezdi çünkü artık acı eşiği bunu kaldırmıyordu.  Bir yüzleşmeye daha tahammülü yoktu İpeğin, kendisini buna hiç hazır hissetmiyordu.

"Vazgeçtim gitmekten.Seninle bir ilgisi yok"

Tamamen Muratla alakalıydı fakat kalkan egosunu daha fazla tavan yaptırmak istemiyordu.

"Buna inanma mı bekliyorsun sahiden?Sen bensiz yapamazsın, ben olmadan 1 saat bile geçiremiyorsun"

Murat'ın bu sözleri İpeğin bazı gerçeklerle yüzleşmesine sebep oluyordu.Onun böyle düşünmesine sebep olan kendisiydi.O kadar inaniyordu ki vazgeçmeyeceğine, hep yanında olacağına haklıydı da çünkü ona hep böyle hissettirmişti.Murat ne yaparsa yapsın ne söylerse söylesin ona bu güveni kendisi vermişti.Şimdi böyle konuşmasına neden şaşırıyordu ki?

"Beni zorlama Murat, sensiz yapabileceğimi gösterme mi gerçekten istemezsin"

"Yapamayacağını ikimizde biliyoruz"

Murat yine iradesini kırıyordu.Böyle dudaklarını saçlarında, boynunda, hissedince iradesi dibe çöküyordu."Yeter yapma şunu"diyerek usulca ittirdi onu.
"Gitmedim evet bak arabanın içine valizim duruyor, son anda vazgeçtim.Ama madem böyle konuşmaya devam edeceksin gitmek en doğrusu olacak galiba!"

Arabanın kapısını tekrar açacakken Murat hızla kapattı.Elleriyle kızın belini okşayınca gözlerini kapattı genç kız, kalbi ağzında atıyordu sanki ve Murat onun bu heyecanlı masum hallerini ayrı seviyordu.

"Gitmeni istemiyorum" Dengesizdi gerçekten dengesizdi.Bir öyle konuşuyordu bir böyle ve İpeğin aklı allak bullak oluyordu. Murat'ın dudaklarından dökülen kelimeler şok olmasına sebep oluyordu.

"Gerçekten gitme mi istemiyor musun?"

Murat gülerek kızın dudaklarına kapandığında  ikiside çoktan kendilerinden geçmişti.İpeğin kokusu, dudakları kalbi ve bedeni tamamiyle kendisine aitti ve bu mükemmel bir histi.Geri çekildiklerinde Murat boğuk bir sesle "İstemiyorum" dedi. Bunu Murattan duymak bir mucize gibiydi. Ondan duymak mükemmeldi.

"Şimdilik gitmem gerekiyor ama amcam merak etmiştir "

"Bir daha bunu yapma,gitmek aklının ucundan bile geçmesin"

İpek, tebessümle sevdiği adamın dudağına öpücük kondurup "Sende beni üzme bundan sonra. Görüşürüz sevgilim"diyerek arabasına bindi.Dengesi şaşmıştı iyice.Ne yapacağını bundan sonra nasıl davranacağını gerçekten ama gerçekten bilmiyordu. Ama  Murat'ın bu yakınlığı ve yaklaşımı içini sıcacık yapıyordu, bu etkiden kurtulup amcasına ve Hazala odaklanmalıydı.

###

"Anlamıyorum İpek!seni gerçekten anlamıyorum kızım o kadar uğraşırdın beni.Yer ayarladım, iş ayarladım şimdi gitmiyorum vazgeçtim diyorsun derdin ne yeğenim senin?"

Yengesinin tokat olayından sonra ilk defa bu eve gelmişti.Tuhaf ve garip hissediyordu aslında, Hazal yanında oturmuş ellerini tutuyordu,yengesi ise karşısında sinsi sinsi bakıyordu.

"Amca üzerime gelme yapamadım işte olmadı" İpek ayağa kalkıp amcasının karşısına geçti. Hak veriyordu ama bu kadar sinirlenmesine gerek yoktu.

"Neden kızım?Bana mantıklı bir şey söyle"

"Baba tamam gitmek istemedi bu kadar basit"diyerek araya girdi Hazal.

"Evet Sinancığım belli ki özel bir meselesi var." Yengesinin bu iması karşısında İpek ters ters baktı.Ne yapmaya çalışıyordu şimdi bu kadın?

"Özel bir mesele ne demek?"diye sordu adam meraklı gözlerle bakarak.

"Anla işte canım belli ki hayatında ki kişi gitmesini istemedi"

İpek elini ensesine yerleştirip sakinleşmeye çalıştı, şu anda düşüp bayılabilirdi.Yengesinin böyle  bir şey söylemesi başından aşağı kaynar sular dökmüşler hissi uyandırmıştı İpekte.

"Hayatında birisi mi var?İpek ne demek oluyor bu kızım?"

"Kız utanıyor canım şimdi sorma böyle"
Bu soruya karşı ne cevap vereceğini bilmiyordu, bu yüzden sinirle odasına girdiğinde yatağına oturdu. Ne diyordu bu kadın böyle? İyice kafayı yemişti. Odanın kapısı açıldığında, yengesi tüm alımıyla içeriye girdi.

"Ne yapmaya çalışıyorsun sen yenge?"

"Amcan biriyle ilişkin olduğunu sanıyor?Bunun Murat olduğunu ögrenmesini istemezsin herhalde"

Tehdit ediyordu resmen tehdit ediyordu kadın. "Neden bunu yapıyorsun?Niye benimle uğraşıyorsun?"

"Çünkü Muratla olmanı kesinlikle istemiyorum,amcan bunun üzerinde duracaktır emin ol.Şimdi benin istediğim birisiyle görüşüp amcana bu ismi vereceksin, aksi halde amcanın aklına şüphe tohumlarını ekmek benim görevim"

İpek, tiksinerek karşısında ki kadına bakarken, onun gerçekten bir şeytan olduğunu düşündü. Normal olan hiç kimse bunu yapmazdı. Ayağa kalkıp ona bir şey söyleyecekken, kapı açıldı ve Hazal içeriye girdi.

"Anne neden böyle bir şey söyledin babama!"

"Yalan mı söyledim kızım eski nişanlına aşık değil mi İpek?"

"Anne sen ne saçmalıyorsun yok öyle bir şey !"diyerek itiraz etti Hazal
İpek,  sinirle saçlarını arkaya savururken, öfkeden kuduruyordu. Bu kadarı da gerçekten fazlaydı.

"Evet seviyorum,aşığım Murata ama bu kimseyi ilgilendiremez.Hayatıma karışma yenge,sakın beni tehdit etme!"

İpek sinirle evden çıktığında ayağını öfkeyle yere vurdu.Tabi topukluyla vurunca bir anda canı fena halde yanmıştı. Neden her şey üst üste gelmek zorundaydı ki? Hazal yanına geldiğinde, sakinleşmeye çalıştı hemen İpek. Sonuçta Hazal'ın, annesiyle kendisi arasında kalmasını istemiyordu.

"İpek,tamam kuzum geçti. Ben annemle konuşacağım tamam mı? Sen üzülme. O da senin iyiliğini istiyor ama yönetimi çok yanlış "

Hazal'ın  sarılmasıyla gözünden yine yaşlar aktı İpeğin.Ne zaman son bulacaktı bu durum?Ne zaman?

AKŞAM

Eğlenmeyi unutalı o kadar uzun zaman olmuştu ki.Böyle oturmuş dans edenleri izliyordu sadece İpek. Arda,Akın ve Hazalla bir kulube gelmişlerdi.Ama öyle dalgın ve yorgundu hissediyordu ki
Akın ve Hazal dans ederken onları izlemek huzur veriyordu.En azından birimiz  mutlu diye düşünüyordu.

"İpek iyi görünmüyor"dedi Akın,Hazalın gözlerine bakarak."Biliyorum gün geçtikçe tükeniyor hep o Murat yüzünden"  Şimdi öyle iyi hissediyordu ki.Sevdiği adamın kollarında onun sıcacık ellerinin arasındaydı. Ancak İpek böyle olunca bir yanı buruk kalıyordu.

"Bizim Arda da etkileniyor galiba biraz İpekten"

"Ciddi misin sen?Ee bu çok iyi ne dersin yapalım mı bunların aralarını?"

Arda iyi çocuktu,İpeği de çok mutlu ederdi ama bayağı sabırlı olması gerekirdi çünkü İpek kolay kolay atamazdı Muratı içinden.

"Biz karışmayalım bence hayatım. Arda zaten ciddi bir şeyler hissederse gider konuşur.Bu arada babannem haftasonu seni çiftliğe davet etti gider miyiz?

"Gideriz çok güzel olur"

Öyle tatlı bir ailesi vardı ki,belkide Akını sevmesinde ki etkenlerden birisi onun ailesiydi böyle sıcak ve bağlı bir aileyi kim istemezdi ki?

İpek masada duran meyve suyunu yayınladığında Arda'nin kendisine baktığını hissetti.O gün sert davranmıştı çocuğa bu yüzden gönlünü almak istiyordu aslında. "Küs müyüz?"diye sordu genç kız gülümsemeye çalışarak.

"Küs olacak bir durum yok,seninle küs kalacak kadar yakın bile değiliz.O herife aşık olduğunu bilsem hiç gelmezdim."

Arda'nın bu derece çıkışmasıan anlam veremiyordu İpek.Bu derece alınmasına gerektirecek bir durum yoktu sonuçta.

"Kusura bakma o gün gerçekten iyi değildim, seni kırmak istemedim"

Arda, yumuşamış bir ifadeyle kıza yaklaşarak elini tutunca, İpek şaşkınlıkla baka kaldı,bakışları bile değişmişti çocuğun ama İpek  rahatsız olmuştu onun bu yakınlığından.

"Tamam üzülme sen. Bak biz çok iyi iki arkadaş olabiliriz, zamanlada belki Murat denilen herifi unutursun"

Ellerini çekip gülümsemeye çalıştı İpek .Bu söylenene sadece gülünürdü, unutmak kolay mıydı?Muratı unutmak hiç kolay değildi.Ne diyebilirdi ki?

"Ben biraz hava alacağım"diyerek ayaklandı. Arda bakışlarıyla baştan aşağı süzünce beyaz elbisesinin etek kısmını aşağı doğru indirdi çünkü onun bakışlarından rahatsız oldu.Kimsenin kendisine bu şekilde bakması hoşuna gitmiyordu, tek bir kişi bakabilirdi o da  Murattı.Zaten bu beden sadece ona aitti."Gelme mi ister misin?"diye sorduğunda İpek olumsuz anlamda başını salladı.

"Hayır hayır gelirim birazdan zaten"

Ayağa kalkıp çıkışa doğru ilerledi.Cidden daralmıştı, karanlık bir ortamdı ve ister istemez afakanlar basıyordu.Telefonunun ekranı yanıp sönünce, ekrana baktı. Murat'ın ismini görünce, otomatik olarak gülüyordu yüzü.

"Murat?"

"Neredesin sen İpek? Evde  yoksun"

İpeğe bir şey söylemek için evine gelmişti fakat kapı duvardı!Bu saatte nerede olabilirdi ki?Amcasın da kaldığını düşünerek endişelenmek istememişti ancak arkadan gelen seslerle başka bir yerde olduğunu anlaması uzun sürmedi Murat'ın

"Ben dışarıdayım şu anda.Noldu?Sen neden geldin?"

Gecenin bu saati İpeğin dışarıda olması tüylerini diken diken ediyordu.Kiminle ve nerede olduğunu deli gibi merak ediyordu Murat.

"Dışarıda neredesin?Kiminlesin?"

Sesi öyle sert çıkıyordu ki,İpek neye uğradığını şaşırmıştı, bu kadar sert bir tepki beklemiyordu. Zaten Murat'ın neye kızacağı, neyi normal karşılayacağı belli olmuyordu asla.

"Bu seni ilgilendirmez, ben senin hiç birşeyin değilim.Bana hesap soramazsın" diyerek lafı yapıştırdı.Çünkü biliyordu aynı şeyi kendisi yapsa 'sen bana hesap soramazsın' diyerek çıkışırdı. Ki bunu defalarca yapmışlığı vardı.

"Ben mi senin hiçbir şeyin değilim? İlk kez seviştiğin adama mı söylüyorsun bunu? Neredeysen konum at!"

Sonuçta İpek kendisine aitti, o geceden sonra sahiplenme duygusu fazlasıyla artmıştı. Yani sevdiğinden falan değildi ya da  kıskandığından da olduğunu sanmıyordu. Sadece koruma iç güdüsüyle hareket ettiğini düşünüyordu Murat.

"İpek,üşüyeceksin yeter bu kadar hava aldığın"

Arda'nın seslenmesiyle, arkasına dönüp baktı İpek.  "Sen geç ben geliyorum."dedi nefesini vererek.Arda içeriye girerken,İpek kulağını biraz telefondan uzaklaştırdı aksi halde zarı patlayacaktı.

"Yaninda ki kim?Neredesin sen İpek!Allahım kafayı yiyeceğim neler çeviriyorsun sen!"

Bu kadar sinirlendiğine kendisi bile inanamıyordu.Şu anda tepkilerini de hareketlerini de kontrol edemiyordu Murat. Ama İpeğin yanında bir adam vardı ve beraber dışarıda olduklarına inanamıyordu.

"Ardaylayım Murat,kapatıyorum"

"Eğer 1 saat içinde benim evime, benim yanıma gelmezsen sonuçlarına katlanırsın!"

Murat suratına telefonu kapatınca, on saniye öylece kaldı İpek ve ardından içeriye girip hızlı bir şekilde çantasını ve ceketini aldı.Arda'nın ve Hazal'ın sorularını bile duymadan mekandan çıkıp arabasına bindi ve uzaklaştı oradan.Sıkılmıştı zaten,Muratın da tehtiti iyice tuz biber olmuştu.Ne istiyordu bu adam kendisinden gerçekten anlamıyordu.Bir öyleydi, bir böyleydi ve bu durumdan gerçekten ama gerçekten çok sıkılmıştı.

###

Evin  önüne geldiğinde arabadan inerek bahçeden içeriye girdi ve kapının önüne geldiğinde, var gücüyle yumruklamaya başladı. Sinirliydi İpek, çok fazla sinirliydi. Anlıyordu zor şeyler yaşamıştı Murat,  ama artık bıkmıştı tehditlerinden, bu saçma sapan tavırlarından. Bir süre sonra kapı açıldığında, adam zafer kazanmış bir ifadeyle gülümsedi.

"Ne var!ne ne ne 1 saat içinde gelmedim bak nereden baksan 2 saat oldu! Ne yapacaksın bana neee!"diyerek bağırdı öfkeyle.

"Senin o adamla işin ne? Bana önce bunu  anlatsana?"

Arda'nın,İpeğin etarafında dolanması Muratı deli ediyordu. O herifin kesinlikle, İpeğin yanında olmasını istemiyordu.

"Çok mu umrunda acaba!"

"Hayır benim kulvarımda birisiyle görüş bari,egom zedeleniyor böyle olunca.Arda kim?Benden  sonra o adamla görüşmen, bir nevi bana hakaret güzelim"

Artık içinde ki bu öfkeyi durduramıyordu bu duyduklarını kaldıramıyordu o sinirle tokatı patlattığında geriye çekildi genç kız.Artık bu kadarı fazlaydı!Murat öfkeyle kızın  kollarına yapıştı ve onu içeriye çekerek kapıyı ayağıyla sertçe ittirdi.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun!"diyerek dişlerinin arasından kükredi adam.

"Seni kendine getirmeye çalışıyorum gerizekalı! Bir kerede itiraf et.Beni deli gibi kıskandığını, yanımda erkek görmeye tahammül dahi edemediğini,bu yüzden gelmemi söylediğini itiraf et!"

Murat'ın kollarından kurtulup geri çekildi İpek,acıyla kendi kolunu tuttuğunda Murat kendisine doğru yaklaştı.
"Sen benimsin İpek!Duydun mu beni bana aitsin!Buna ister kıskançlık de ister başka bir şey, o Arda denilen herifle ya da  bir başka biriyle görüşmeyeceksin!" Bunu söylerken bile bir deliden farkı yoktu Murat'ın.Ama İpekte hiç ama hiç iyi bir psikolojide değildi şu anda. İkisi de öfkeliydi ama İpek öfkenin yanı sıra çok kırgındı.

"O adamın annene yaptığını sen bana yapıyorsun.O adam annenin canını yakmış zamanında, şimdi sende bana yapıyorsun aynısını"

Değişen yüzü ve tutunduğu demir ve şok olan bir yüz." Ne?"diye fısıldadı Murat.Boğazı düğümlenmişti,gözleri dolmuştu genç adamın. Duydukları karşısında kulakları uğuldamayı başlamıştı ve sanki yıllar öncesine tekrar gitmişti.

"Se sen nereden biliyorsun?"

Bu şekilde söylemek istemezdi fakat dayanamamıştı İpek.Daha fazla tutmamıştı içinde.

"Sevil hanımı buldum ondan öğrendim her şeyi"

İpek ne olduğunu anlamamıştı bile,omuzlarından tutup öyle bir ittirmişti ki sırtına bıçaklar saplanmıştı sanki.

"Sen benim hayatımı nasıl araştırırsın!seni öldürmemi mi istiyorsun!Sen böyle bir şeyi nasıl yaparsın İpek?" Murat'ın daha önce bu derece sinirlendiğini hatırlamıyordu İpek.Adamın  akan yaşlarını görünce uzanıp  silmek istedi  ama Murat izin vermeyerek öfkeyle geri çekildi.

"Beni o adamla nasıl kıyaslarsın?Sen kendini ne sanıyorsun? Nasıl bunu söyleye biliyorsun bana!"

İpek zorda olsa Murat'ın kollarından kurtulduğunda, artık içinde ki hiçbir şeyi tutamıyordu. Her insanın bir dayanma gücü vardı ve İpeğin dayanma gücü burada noktalanmıştı.

"Senden nefret ediyorum! senin duygularını belli etmemenden nefret ediyorum. Ve ever sen o adama benziyorsun tamam mı? Üvey babana benziyorsun Murat!"

Murat bağırarak elini duvara geçirdiğinde İpek korkuyla, bir an bile düşünmeden ona doğru yürüdü. Murat'ın yüzü kıpkırmızıydı, saçları darmadağındı ve gözleri acı içindeydi.

"Napıyorsun?Murat elin kanıyor naptın!"

"Beni o adamla kıyaslama.O adam annemin ölümüne sebep oldu, o adam bir katil!"

İkiside kendilerinde değildi, öfkelerini öyle dorukta yaşıyorlardı ki.Murat bağırdıkça sesi çatlıyor ve öfkeden içi içine sığmıyordu.Bugüne kadar kimse kendisiyle böyle konuşmamıştı, geçmişin bu şekilde yüzüne vurulması karşısında kendisini o kadar aciz ve berbat hissetmişti ki adam.

"Sende benim katilim olacaksın yakında, az kaldı! Annen şu halini görse pişman olurdu seni doğurduğuna.Mezarinda bile rahat değildir"

İşte o anda her şey  kopmuştu.Murat, duydukları duraksadı ve acı bir ifadeyle İpeğe baktı.İpek ise dudaklarını aralayarak,elinini boynuna yerleştirdi.Nasıl böyle bir şey söylemişti?Murat'ın en hassas olduğu konuyla ilgili nasıl böyle bir bir cümle kurabilmişti. İkiside duygu dolu gözlerle birbirlerine bakarlarken,İpek başını eğip akan yaşlarını sildi usulca.

"Bundan  sonra yüzünü bile görmek istemiyorum İpek. Bundan sonra asla ama asla karşıma çıkma!"diyerek kapıyı çarpıp dışarıya çıktı  Murat.İpek yere çökerek bacaklarını karnına doğru çektiğinde, hıçkırarak ağlamaya başladı.Onun en hassas noktası,kırmızı çizgisi annesiyken, hiç olmayacak bir yerden vurmuştu Muratı. Bitmişti,bir daha asla yüzüne bakmayacaktı Murat, asla.

3 HAFTA SONRA

Kalp ağrısı nedir bilir misiniz?İnsanı böyle hayattan soğutur yaşama isteğini yok eder ve hiçbir şeyden zevk almaz hale getirirdi.Sahi kaç gün olmuştu?Murat'ın yüzünü görmeyeli, sesini duymayalı kaç gün olmuştu?Tamı tamına 20 gün olmuştu.Hayatında hiç zorlanmadığı kadar zorlanmıştı.Hiçbir koşulda peşini bırakmayan İpek şimdi yanına gidemiyordu.Çünkü Murat gitmişti,yurt dışındaydı ve ne zaman gelecekti hiçbir fikri yoktu.

"İpek çık artık şu yataktan hadi kuzum"

Hazal'ın sesiyle yerinden doğrulmaya çalıştı genç kız. Şu yataktan çıkmak bile o kadar zor geliyordu ki.

"Bak sana çorba getirdim iç biraz"

"Midem bulanıyor iyi değilim gerçekten"
Son zamanlarda fazlasıyla midesi bulanır olmuştu İpeğin.İyi değildi, kaç gündür yataktan bile çıkmıyordu doğru düzgün.

"Yemiyorsun içmiyorsun şu haline bak çöktün iyice"

Burnunu kapatıp eliyle dur işareti yaptı İpek. Artık iyice kötü bir hal almıştı bu kolu ve yemek falan istemiyordu.

"Götür o çorbayı istemiyorum ne kötü kokuyor"

Halsizdi,yorgundu gerçekten iyi değildi iştahıda yoktu."Sanırsın hamile yani sende bir garipsin" Hazal'ın dalga geçerek söylediği bu şey karşısında İpeğin kalp ritmi üst seviyeye çıktı .Bu düşünceyle göz bebekleri büyüdü ve yutkunmakta zorlanmıştı.

"İpek,daldın ne oldu?"

Hamile olma ihtimali yüzüne büyük bir gerçek gibi çarpmıştı."Olabilir mi bu?"Boşluğa doğru fısıldarken elini kanına yerleştirdi genç kız. Hazal ise elinde ki tepsiyi masaya bırakıp, inanmayan gözlerle kuzenine baktı

"Bu-bunu yapmış olamazsın değil mi? İpek cevap ver naptın sen?Kiminle birlikte oldun?"Kuzeninin bu sorusu üzerine olduğu yere kaldı ve gözlerini ona dikti İpek .Hayatında duyduğu en saçma soruydu.

"Gerizekalı mısın Hazal?Ben kimin bana dokunmasına izin veririm sence?"

"Murat!Allah kahretsin İpek sen nasıl yaparsın bunu?Ya bu adam tam bir pislik, beni sevdiğini söylerken seninle birlikte mi oldu!"

İpek şu anda orada değildi.Hamile olabilir miydi?Böyle bir ihtimal vardı sonuçta değil mi? İkisinden bir parça taşıyor olabilir miydi?

"Konu bu değil, sonra kızarsın!test almamız lazım öğrenmem lazım"

Hazal üzerinde ki şaşkınlığı atmaya çalışarak, sıkıntıyla ofladı. İpeğin bu derece aptal olduğuna inanamıyordu sahiden.

"Tamam bekle ben alıp geleceğim"

Hazal hızla odadan çıkarken İpek bir ileri bir geri yürüyordu, kapı açılınca yengesi girdi ve ters ters bakarak baştan aşağı süzdü kızı. Amcasının ısrarı üzerine bir kaç gündür burada kalıyordu ve bu durum hiç hoşuna gitmiyordu İpeğin.

"Yenge rahat bırak beni, yine beni tehdit etmek için geldiysen..."

"Tehdit etmek için gelmedim,akşam Murat yemeğe geliyor.Sinan çağırmış işle ilgili konuşacaklarmış"

'Murat'ismini duyunca ister istemez gülümsedi genç kız.Murat yurt dışından dönmüş müydü yani?

"Ne yapabilirim?"diye sordu kendisini toparlayarak.

"Dikkat et hazırlıklı ol diye söylüyorum çocuğu görünce boynuna atlama!"

Yengesi odadan çıkınca İpek ellerini çırparak güldü.Gelmişti sonunda, öyle çok özlemişti ki onu.Bir süre sonra Hazal gelince İpek hemen banyoya girip testi yaptıktan sonra odaya tekrardan girdi ve bir ileri bir geri gitmeye koyularak, heyecanla beklemeye başladı.

"Hamileysen eğer ne yapmayı düşünüyorsun?"

Güzel soruydu,ama cevabını kendiside bilmiyordu ki İpek. Her zaman bir çocuğu olsun istemişti.Çünkü ailesi yoktu ve bunu tatmak istiyordu, ancak şartlar çok farklıydı. Muratla şu anda mutlu bir ailesi olması imkansızdan daha öteydi.

"Bilmiyorum, hiçbir fikrim yok"

Derin bir nefes alıp elinde ki teste baktığında, gözlerine yaşlar hızla hücum etti. Öyle bir an, öyle bir farklı bir andı ki... bunun tarifini asla anlatamazdı İpek.

"Ne oldu?Ne belli mi?"diye sordu Hazal heyecanla.

"Hamileyim."

###

SİZCE İPEK NE YAPACAK? HER ŞEYE RAĞMEN BU ÇOCUĞU İSTEYECEK Mİ?

MURAT DUYUNCA NE TEPKİ VERİR SİZCE?

Görüşmek üzere.

Continue Reading

You'll Also Like

863K 17K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
199K 10.8K 23
❝ Konserdeki Sevgilim: Mine, üç ay. Konserdeki Sevgilim: Sadece üç ay çıkıyormuş gibi davranacağız. Konserdeki Sevgilim: O kadar. Siz: Üç ayın sonun...
22.3M 904K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
Atlas By m

Romance

57.8K 4.7K 20
Bir mantık evliliği hikayesi.