TUTSAK

By kirazhk

449K 24K 2.3K

Hayatının en kötü günü insanin düğün günü olur muydu? Evet Hazal Atahan için en kötü gündü.Düğün günü kaçtığı... More

2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
FİNAL BÖLÜM(VEDA)
MUTLU SON

1.BÖLÜM

38.1K 946 76
By kirazhk

Yeni kitabimla sizlerleyim ilk bölüm olmasından uzun bir bölüm oldu yorum ve votelerinizi bekliyorum .
En başta klasik bir hikaye gibi gelebilir ancak kitapta ana karakterler aslında Murat ve İpektir.

Görüşmek üzere💙😊❤

TUTSAK

1.BÖLÜM

Her insanin bir hikayesi vardır bu hayatta İyi ya da kötü mutlu ya da mutsuz.....Hayatı boyunca normal ve güzel bir hayatı olan bir insanın bir anda hayatı alt üst olabilirdi ve bambaşka yollarda bulabilirdi kendisini.Şimdi deli gibi koşarken aslında hayatının altının üstüne geldiğini düşünüyordu genç kız.Hayatı boyunca normal sıradan bir hayata sahipken şimdi  olayın tam ortasına düşmüş durumdaydı.

Gelinliğin içinde koşmaya çalışırken,kaçak bir gelindi şu anda.Belki her gün bir kadın istemeyerekte  olsa sevmediği bir adamla evleniyordu ama Hazal'ın evlenmeye niyeti yoktu.İstemediği, sevmediği bir adamla evlenemezdi.

Üstelik o adam psikopat bir takıntılıysa bunu asla yapmazdı.Artık nefes nefese kalınca duraksadı ve soluklanmaya çalıştı.Daha fazla koşabileceğini sanmıyordu,üstelik gelinlikle koşmak çok zor geliyordu ona.Yola çıktığında etrafına bakındı hemen,neden bir tane bile araba yoktu ki?Ne yapacaktı şimdi?

Yakalanmak istemiyordu.Panikle etrafına bakınırken,siyah bir araba görüş alanına girince heyacanla önüne geçip el sallamaya başladı.Ezip geçemeyeceğine göre durmuştu araba.İçinden düzgün giyimli,yakışıklı hatta bayağı yakışıklı bir adam çıktı.

"Bir sorun mu var?"dedi adam karizmatik bir ses tonuyla.Tabi öylesine sormuştu  soruyu,yoksa durduk yere böyle dolaşmıyordu herhalde bu kız burada.

"Düğünüm vardı ama ben kaçtım "dedi anda Hazal.

"Onu anlamak çok zor değil zaten ancak benim önümden çekil "

"Lütfen,yardım edin ben sizi zor durumda bırakmam gerçekten"

Adam,bir süre sıkıntıyla düşünürken;Hazal, yalvaran gözlerle bakıyordu.

"Lütfen lütfen"

"Atla bakalım" Hazal hemen arabaya binip derin bir nefes aldı elinde ki çantayıda sıkı sıkı sarıldı.

"Neden kaçtın düğünden?Madem evlenmek istemiyordun ne diye bekledin bugüne kadar?"

Hazal uzun kahve saçlarını sağ omzuna alıp kolunda ki tokayla tutturdu.Adamın sorular sorması hoşuna gitmemişti.
"Çünkü zorla evlendiriliyordum"

Soru sormaması için bir uyarıydı aslında bu çünkü birkaç saatlik yıl arkadaşlığı yapacağı birine hayat hikayesini anlatmak Hazala saçma geliyordu.

"Bence şu suratsızlıkla koca bulduğuna dua etmen gerekirdi"

Hazal,cevap dahi vermemişti çünkü şu anda ne yapması gerektiğini düşünüyordu.1 hafta sonrasının planıydı ancak 1 hafta boyunca hergun otel mi değiştirecekti aksi halde bulunması çok kolay olacaktı.

"Bu arada adını söylemedin en azından arabama kimi aldığımı bileyim."

"Hazal."

"Bende Akın.Söyle bakalım nereye bırakayım seni?"

Güzel soruydu?Şimdi bu gelinlikle nerede inecekti?Ne yapacaktı?Hiç bir fikri yoktu.

"Yoksa gidecek yerin yok mu!"
Nasıl bir baş belasına bulaşmıştı bilmiyordu Akın, ancak kızın çok güzel olduğu kesindi.

"Bak burası şehirin dışında ve ben şu anda merkeze bir yere gitmiyorum,varmam gereken yerede az kaldı ve artık bir karar vermelisin"

Buradan inse bile yine otostop çekmek zorundaydı ki herkesin peşine düştüğüne emindi buluna bilirdi ve bunu riske atmak istemiyordu Hazal.

"Son bir şey rica edebilir miyim?Üzerimi değiştirebilir miyim?Eğer gideceğin yer müsaitse?"

Şimdi hayır dese indirse yolda vicdanı rahat etmeyecekti nereden çıkmıştı ki bu kız sanki karşısına?Üstelik babaannesinin çiftlik evine gidiyordu ve bir sürü soru sorulacaktı şimdi herkes evlenmesi için baskı yaparken birde bu kızı görünce iyice kötü olacaktı ama anlaşılan başka çaresi yok gibiydi.

"Üzerini değiştirdikten sonra çekip gidiyorsun beni daha fazla uğraştırma!"dedi Akın.
Hazal sadece başıyla onaylamıştı.Biran önce buradan uzaklaşmak istiyordu biran önce.

###

Kıyamet kopuyordu evde evet bildiğiniz kıyamet kopuyordu.Murat Çınar her yeri birbirine katıyordu.Ee kolay değildi düğün günü terkedilmişti adam, ki Murat Çınar gibi bir adamı tekretmek her yiğidin harcı değildi.
Odanın kapısı açıldığında içeriye daldı Murat ve adeta bir azgın bir boğa gibiydi.

"Sen biliyorsun değil mi?Nereye gittiğini biliyorsun!"diyerek bağırdı genç adam.Öyle bir kükrürüyordu ki tam bir aslan gibiydi, en azından İpek böyle düşünüyordu.

"Konuşsana kuzeni değil misin sen?Üstelik çok yakınsınız!Biliyorsun  nereye gittiğini değil mi?"

Evet Hazal kuzeniydi amcasının kızıydı ve çok yakınlardı.Bu kaçma işinde de elbette yardım etmişti kuzenine, ancak bunu Murat'a elbette açıklamayacaktı.Hatta onun böyle delirmesi, öfkelenmeside öyle hoşuna gidiyordu ki.

"Hiçbir şey  bilmiyorum ben,bağırma yüzüme yüzüme!"

Murat bir anda kolundan tutup duvara doğru ittirdiğinde,İpek acıyla kıvranırken Murat sinirden deliye dönmüş durumdaydı.

"Yoksa bana olan ilgini mi anladı!"

Genç kızın, acıyla buruşan yüzü şaşkın bir hâl almıştı şimdi.Şaşkındı çünkü Murat'ın sorduğu bu soru beynini yakmıştı.

"Ne saçmalıyorsun sen?"diyerek çıkıştı İpek.

"Bana olan ilgini anlamayacak kadar gerizekalı mıyım sence!"

Anlamış mıydı?O kadar çok mu belli etmişti?
İpek, gözlerini kaçırıp uzaklaştı hemen ondan.Gerçekten inanamıyordu nasıl böyle bir şeyi farkederdi bu adam?Halbuki ondan uzak durmak için o kadar çabalamıştı ki.Doğru düzgün aynı ortamda bulunmamak için bile büyük bir savaş vermişti içinde.Nasıl anlaya bilirdi? Hoş, Murat Çınardan bahsediliyordu.
Oldukça akıllı ve zeki bir adamdı.

"Sana ilgim falan yok!Hazal'ın yerinide bilmiyorum"

Murat öfkeyle tekrardan üzerine gelince İpeğin eli ayağı birbirine girmişti.Nasıl girmezdi!Manyağın tekiydi kesinlikle.

"Eğer senin yüzünden kaçtıysa yemin ederim mahvederim seni!"

Bir insanın canı ne kadar yanabilirdi ki?Sevdiği adam karşısındaydı ve Hazal için  kendisini mahvedeceğini söylüyordu,daha kaç kere kırılacaktı bu kalbi?Daha kaç kere o kalbi tamir etmek için uğraşacaktı?

"Benim yüzümden değil seni sevmediği için kaçtı kız bunu anlamıyor musun bunu?Hazal seni hiç sevmedi,sevmeyecekte!"

Murat asla normal bir insan değildi.Öyle sert ve öyle bencildi ki kimseyi sevmeyen, takıntılı ,ruh hastasının tekiydi işte.Ama İpek  biliyordu. Murat'ın içinde bir yerlerde iyilik olduğunu biliyordu.İyi bile olmasa seviyordu, iyiyi herkes severdi, peki kötüyü?Kötüyü herkes sevebilir miydi?

"Kes sesini!Fikrini soran olmadı sana." Kapı açılınca ikiside gelen kişiye  doğru baktı.

"Düğünü iptal etmek zorundayız"

İpek,amcasının yanına doğru yürüdü çünkü Murat'ın sağı solu asla belli olmazdı. Şu anda korkutucu derecede öfkeliydi. Simsiyah saçlarının bir tutamı alnına düşüyordu. Aynı zamanda kapkara gözleri neredeyse çatmaktan kaşına değecekti.Kendi gibi siyah bir adamdı Murat, siyah ve tehlikeli.

"Gerçekten mi?Kendimle evlenemeyeceğime göre elbette iptal edeceğiz Sinan bey!"

Murat,hışımla odadan çıkarken genç kız sıkıntıyla koltuğa oturdu.Artık kasılmaktan bütün bedeninin gerildiğini hissediyordu.

"Hepsi senin yüzünden amca biliyorsun değil mi?Kızı zorla evlendirmeye çalıştın, hemde ne için para için!"

Her ne olursa olsun amcasıyla yengesi büyütmüştü kendisini,babasını ve annesini trafik kazasında kaybetmişti ve yıllarca amcasının yanında yaşamıştı İpek.Hazalla kardeş gibi büyümüştü.Şimdi onlara bu şekilde davranmak istemiyordu ama elinde değildi. Para için Hazal'ı zorla Murat'a itmişlerdi ve sonucu ortadaydı.

"Hazal'ın nereye gittiğini biliyorsan söyle İpek,yoksa her şey bitecek! Mahvolacağız"

Genç kız, kapıya doğru yürüyüp amcasına doğru baktı son kez.

"Bilmiyorum amca, bilsemde söylemem zaten"

Odadan çıktığında elini kalbine koyup derin bir nefes aldı.Aklı, kalbi öyle karışıktı ki, nefes dahi alamaz olmuştu.

İlk gördüğü an tutulmuştu Murata,ilk anda hayatının merkezine koymuştu onu.Tek tesellisi vardı o da  Hazal'ın Muratı sevmemesiydi.Bir tek bunun umuduyla tutunuyordu,tek bununla teselli buluyordu.Ama Murat, Hazal'ı istiyordu. Ama olmayacaktı, ne olursa olsun Murat ve Hazal bir arada olmayacaktı.

###

Genç kız, arabadan indiğinde karşısında duran büyük çiftlik evine baktı.Akın'ın zengin olduğunu anlaması çokta zor olmamıştı, hoş bindiği arabadan da belliydi zaten.

"Eve girince kimseyi takma,bırak ne söylerlerse söylesinler"diyerek uyarıyordu Akın.

"Kim var burada?Kendimi ona göre hazırlayayım"

"İstesende hazırlayamazsın boşuna uğraşma,birazdan göreceksin zaten"

Akın, zili çaldığında beklemeye başladı tabi beklerken kaçak gelini süzmeyi de ihmal etmiyordu.Biçimli vücudu vardı bu gelinlikten bile belli oluyordu ve çok değişik bir güzelliğe vardı fazla hoştu.Kapı açılınca Hazal heyecanla baktı.

"Abi hoşgeldin"dedi kız tüm şaşkınlığıyla.

"Hoşbulduk güzelim herkes nerede?"diyerek içeriye girdi Akın tabi Hazalda peşinden gitmişti.

"Bahçedelerde sen gelin mi kaçırdın?"
Çekingen bir tavırla Akın'ı takip ederken diğer yandan etrafına bakınıyordu.İçinde ki eşyalar genel olarak eskiydi ama o kadar temiz o kadar güzeldi ki hayran kalmıştı Hazal.

"Kaçırsam böyle çirkin bir gelin mi kaçırırım sence?"

Akın bahçeyi işaret edince Hazal yürümeye devam etti.Tabi ilerkedikçe kalbi deli gibi çarpıyordu.Hepsi şaşkın şaşkın bakıyordu.
Akın direk konuya girmek istiyordu fakat şu yüz ifadelerini görünce gülmeden edememişti.

"Oğlum bu kim?"dedi babaannesi.

"Ay gelin kaçırmış!"diyerek yeni bir soluk getirmişti halası.

"Evladım sen ne yaptın?" Babasıda yorumunu yapmıştı tabi.

"Abi ne oluyor burada?" Erkek kardeşide gelmişti tam olmuştu.

"Sakin olun kimseyi kaçırmadım merak etmeyin.Hazal'ın yardıma ihtiyacı vardı yardım ettim hepsi bu.Üzerini değiştirip gidecek şimdi"
Ne tatlı aileye sahipti böyle Akın.Babannesi,babası, halası ve kardeşleri.  
Kendi aileside anne ve babadan oluşuyordu tabi birde kuzeni vardı kardeşi gibiydi.

"Evet efendim,siz hiç rahatsız olmayın ben üzerimi değiştirip gideceğim hemen"dedi Hazal tüm içtenliğiyle.Hepsi donmuştu kimse inanmıyor gibiydi.

"Kimse bu konu hakkında tek kelime etmesin sende dahil babaanne,hadi Ceren sende odayı göster Hazala"diyerek kardeşine döndü Akın.
"Ta tabi abi gelin benimle"
Hazal önünde ki kızı takip ederken fazlasıyla gergindi.Buradan merkeze kadar nasıl gidecekti cidden bir fikri yoktu ama bir şekilde halletmek zorundaydı.

"Oğlum bu kim?Sen kız mı kaçırdın düğünden?"

"Babaanne söyledimya sana, yolda önüme çıktı yardım ettim hepsi bu"

"Yenge mi diyelim şimdi ne diyelim abiciğim biz?" Zevzek Arda,hiç akıllanmayacaktı bu çocuk. Olsun seviyordu onun bu umursamaz hallerini. Henüz 24 yaşındaydı Arda delinin tekiydi. Ceren ise en küçükleriydi henüz 18 yaşında bir ergen sayılabilirdi.

"Saçmalama lan!Bak kızın yanında da  böyle abuk sabuk konuşma"

"Pekte güzelmiş.."diyerek içeriden geldi Ceren.Şimdi hakkını yiyemezdi kardeşinin bu konuda,gerçekten güzel kızdı.

"Ee düğünden kaçtığına göre zorla evlendiriyorlar bu kızı,yardıma ihtiyacı var anlaşılan"

Hazal üzerini değiştirip bahçeye çıktığında yine tüm gözleri üzerinde hissetti normalde çekingen bir insan değildi ama bu aileye karşı böyle hissetmişti fazlasıyla çekinmişti.

"Ben gitsem iyi olacak artık teşekkür ederim her şey için"

"Dur kızım,otur şöyle birşeyler yemen lazım,misafirimizsin"

Akın'ın suratı bir anda değişmişti çünkü babaanesi hiçbir fırsatı kaçırmıyordu.

"Hava karardı iyice gece dönmem zor olur teşekkür ederim"

Böyle bir babaanneden böyle gülümseyen kardeş ve haladan sonra bu kazulet Akın gibi gelmiyoruz Hazala.

"Ee tamam o zaman gideceğin yere kadar Akın götürsün seni." İşte şimdi herşey yeni başlıyordu.

###

Düğün iptal edilmişti evet düğün bayağı iptal edilmişti.Sebebi ise Murat'ın uzaktan bir akrabasının ölüm haberi geldiği söylenmişti.Şimdi ise hepsi sıraya dizilmişti Murat komutan gibi ayakta dik dik bakıyordu onlara.

"Eğer Hazalı bulamazsam hepinizin sonunun ne olacağının farkındasınız değil mi?"

Gözü Hazaldan başkasını asla görmüyordu. İpek ise sadece izliyordu, acı çektiğini fark ettirmemek için öyle bir çaba sarfediyordu ki artık yorulmuştu.Çok fazla yorulmuştu.

"Nereye kaçacak ki illa ki bulunur oğlum"
Suzan hanım,kızının Muratla evlenmesi için her şeyi yapabilecek bir kadındı çünkü Murat Çınar hem zengin,hem itibar sahibi ve oldukça yakışıklı bir adamdı. Tam dişine göre bir damattı ve sonuna kadar giderdi.

"Beni teselli etmeye çalışmayın Suzan hanım, çözüm üretin.En kıza zamanda Hazalı bulacağım,sizde bana yardım edeceksiniz şimdi çıkın gidin arayın!"

İpek kızıl saçlarını arkaya atıp ayaklandı hemen,artık şu işkence bitsin istiyordu daha fazla dayanamıyordu bu duruma.Bir an öncede Hazalla konuşmak istiyordu,ne yaptığını öyle çok merak ediyordu ki.

"Sen kalıyorsun İpek!"

"Kızım sen kal sonra gelirsin"dedi amcası.

İkisi de odadan çıktığında Muratla baş başa kalmışlardı.Hiç istemediği bir durumdaydı İpek, çünkü baş başayken kendisini kontol etmek daha zor oluyordu.

"Telefonunu ver hemen!" Bu adamı nasıl sevebilmişti anlamıyordu bir türlü, ama aşktı bu işte izahı yoktu.Sevginin izahı olur muydu?İpek tereddüt etmeden verdi telefonunu. Hazalla anlaşmışlardı zaten yarına kadar aramayacaktı, o yüzden rahattı.

"Sana illa ki ulaşmak isteyecek!"dedi Murat öfkeyle.Murat Çınar olmanın kriterleri vardı. elbette.1.Yakışıklı ve karizmatik olmak2.Egoistin teki olmak.3.Etkileyeci olmak.4.Yürürken bile etkilemek.5.Cool olmak.6.Sert ve kıskanç olmak.Ve daha bir sürü şey.

"Yanlış yapıyorsun.Hazal seni istemiyor"
Bunu bin kere söylemişti herhalde ama Murat asla laftan anlamıyordu.Sanki bu sevgi gibi değildi, daha çok takıntı gibiydi İpeğe göre.

"Sen mi istiyorsun beni?"diyerek İpeğin yanına oturdu bir anda.

"Daha fazla saçmalamalarını dinlemeyeceğim"!diyerek ayaklanmak istedi fakat Murat kolundan çekince İpek şaşkınlıkla gözünü onun gözlerine dikti.

"Boşuna ümitlenme asla seninle olmayacağım asla!" Nasıl kendisiyle bu şekilde konuşurdu?Aklı almıyordu. "Ne diyorsun sen?Benim sana hislerim olduğunu nereden çıkarıyorsun? Ne cüretle bu şekilde konuşursun?"

Murat yüzünü yakınlaştırdığında İpek heyacanla yutkundu.Ellerinin terlediğini, bedeninin kasıldığını hissediyordu.Kalbi deli gibi çarparken ona aşkla baktığından bihaberdi.

"İşte buradan!" Murat, sinirle odadan çıkarken İpek başını  arasına aldı.Nasıl baş edecekti bununla nasıl?Nasıl söz geçirecekti kalbine?
Nasıl?

###

Böyle havadan mıdır nedir iyice mayışmıştı. Daha doğrusu yorgunluktan olma ihtimali daha yüksekti.Şimdi böyle yol gidince de daha bir uyku bastırmıştı.Gülsüm babaannenin sayesinde Akın şimdi kendisini arabayla götürüyordu pek gönüllü olmasada bu duruma babaannesini kıramamıştı hoş kimse Akına zorla birşey yaptıramazdı bu babannesi bile olsa.

"Bu çiftlik evinde mi yaşıyorsunuz siz?"
Uykusunu dağıtmak için sormuştu bu soruyor Hazal.Yoksa merakindan değil yani.

"Babannem burada yaşıyor halamla,halamın kocası vefat etti yıllar önce,babam Arda ve Ceren merkezde kalıyor hafta sonu geliyorlar işte çiftliğe" Anlatırken bile insanin ruhunu emiyordu neden bu kadar ruhsuzdu bu çocuk anlamamıştı Hazal.

"Sen peki,babanla yaşamıyor musun?"

"Kendi evim var arada sırada onlarla kalıyorum!Soru sormaya son verip bana nereye gitmek istediğini söyleyecek misin?"Ah bilse söyleyecekti ama bilmiyordu.İpeğede ulaşması gerekiyordu ama bugün olmazdı anlaşmışlardı.

"Sen sürekli bağıracak mısın bana?"

"Bağırmıyorum!bir anda karşıma çıkıyorsun ve senden kurtulamıyorum ne bekliyorsun söylesene!"

"Tamam çek sağa!benden kurtulacaksın işte çek sağa!"

"Çocuk gibi davranma ne demek istediğimi algılayamiyor musun sen!"
Daha fazla bu muameleye katlanmak istememişti Hazal.Ne olursa olsun bu şekilde davranamazdı kimse.
"Çek dedim ya inmek istiyorum!" Akın sinirle arabayı durdurdu hemen.
"Ne halin varsa gör!" Öyle yapacaktı zaten ne hali varsa görecekti! Hazal arabadan indiğinde içten içte dua ediyordu.Acil bir otel bul6maliydi yoksa kurda kuşa yem olabilirdi.

###

Neden hala buradaydı bilmiyordu İpek.Akşam olmuş hava kararmıştı Muratta ortada yoktu ve gitmemişti, Murat'ı bırakıp gidememişti. Ayağa kalkıp yukarıya çıktı genç kız yavaş adımlardı.Bu elbiseylede kalmıştı böyle rahat değildi.Muratın kapısını tıklayıp içeriye girdi.Adam yatağa oturmuş boş boş yere bakıyordu.

"Murat iyi misin?"

Onu böyle görünce kendi canıda yanıyordu. Dayanmak çok güç bir hal alıyordu. Karşılıksız aşk elbette zordur ama sevdiğiniz adamın kardeşiniz gibi sevdiğiniz birine aşık olması ve sizden nefret etmesi çok daha zordu.

"Defol git!" Kafasını bile kaldırmamıştı, yüzüne dahi bakmamıştı İpeğin çünkü Hazal dışında kimseyi umursamıyordu.

"Açsındır bir şeyler yemen lazım"
Murat gözlerini kıza çevirdiğinde sinirle güldü,bir anda ayaklanıp köşede duran vazoyu yere fırlattığında delirmiş gibiydi.

"Bu seni hiç ilgilendirmez.Git aşağıda bekle!"

Keşke söylediği  gibi banane diyebilseydi. Keşke kalbinden bu aşkı söküp alabilseydi ama yapamıyordu işte İpek.O anda telefon çalınca Murat hemen açtı.

"Söyle var mı bihaber!"diye bağırdı.İpek sadece izliyordu. Kap kara gözlerini çevreleyen bu hüzün, İpeğin kalbini bin parçaya bölüyordu.

"Hemen gidin,bende çıkıyorum sakın zarar verecek bir şey yapmayın!"

Murat telefonu kapatınca İpek heyecanla genç adama baktı.

"Kuzenin daha fazla uzağa kaçamamış yürü gidiyoruz!" Murat,İpeği kolundan tutup yürütmeye başlamıştı çoktan.

"Ben neden geliyorum bıraksana beni!"

"Çünkü sana güvenmiyorum,bu odadan çıktığım an Hazal'a haber vereceğini biliyorum,bu yüzden sende geleceksin!"
İpek arabaya apar topar bindiğinde ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. Nefret ediyordu ondan ama hem nefret edip hem sevmek kadar da acı bir şey yoktu yoktu.

###

Pencereden bakıp havayı içine çekti genç kız.
Bir otele gelmişt tabi sokak aralarında bir oteldi.1 hafta sadece 1 hafta lazımdı.Daha sonra sahte bir kimlikle tekneyle yurt dışına kaçacaktı her şey hazırdı.Bir anda araba sesiyle aşağıya baktı genç kız.İki tane adam arabadan inmişti.

Dikkatlice baktığında bu adamların Murat'ın yanına duran adamlar olduğunu farketti.Hazal hışımla odadan çıkarken tüm bedeni kaçmak için alarma geçmişti asansöre baktığında çalıştığını gördü.Merdivenlere yöneldi hemennhızlı hızlı aşağı inerken çıkışta ki adam bir anda önüne geçti.Hazal geçmek istedikçe adam önüne geçiyordu.

"Dur bakalım güzelim, bu adamlar niye seni arıyor bakayım!"

Hazal geçmek istedikçe adam önüne geçiyordu.

"Çekil önümden be!"

Merdivenden sesler gelince Hazal var gücüyle ittirdi adamı ve koşmaya başladı.Nereye gidecekti?Ne yapacaktı şimdi?Önüne çıkan arabayla durdu bir anda,daha doğrusu durmak zorunda kaldı arabanın camı açıldığında Hazal şaşkınca kala kaldı.

"Bin ne bakıyorsun aval aval!"dedi Akın.
Hazal tereddüt etmeden bindi hemen arabaya.
"Se senin ne işin var burada?"Öylece gitmesine vicdani el vermemişti ve takip etmişti sonuç buydu aslında.

"Al su iç bir kendine gel"Hazal suyu alıp yudumladı.nefes nefese kalmıştı.
"Çantam,çantamı almadım!"diye bağırdı.
Hayır ya bitmişti şimdi!O çantada geleceği vardı.Sahte kimliği, parası,her şeyi o çantadaydı. Nasıl unuturdu onu nasıl?

"Şu anda önemli olan bu mu gerçekten!"
Deli miydi bu kız?Çantası mı önemliydi şimdi?

"O çantadaydı her şeyim!param, kimliğim, pasaportum,bittim ben kaçamayacağım, bittim" O telaşla unutmuştu işte.Şimdi ne yapacaktı ne?
"Tamam sakin ol bulunur bir yolu illa ki tamam"Yoktu bir yolu işte o çanta Murat'ın eline geçecekti ve artık almanın hiçbir yolu olmayacaktı.

"Yemin ediyorum tam bir baş belasısın!"dedi sinirle Akın.

"Gelmeseydin o zaman peşimden ben mi çağırdım seni!"
Hayır hem yardım ediyordu hem söyleniyordu nasıl bir adamdı bu ya!    
"İşte vicdan diye bir şey var,bilmem bilir misin?"
Hazal ellerini göğsünde birleştirip kafasını pencereye çevirdi.Şimdi parasız, pulsuz, kimliksiz ne yapacaktı?

###

Yine öfke yine hırs yine tükenmişlik!Murat,deli gibi bağırıyordu, İpek ise izliyordu öylece.
Öfkeli hali öyle çekici,öyle başkaydı ki.

"İki tane adam nasıl kaçırırsınız lan elinizden!"

"Murat bey,çanta bulduk içeride"

Murat çantayı alıp açtı hemen.Pasaport,para sahte, kimlik,kıyafet her şey vardı.İpek,kendi kendine olumsuz anlamda başını sallarken Hazal'ın bunları unuttuğuna inanamıyordu.

"Bundan haberin vardı değil mi?"diyerek İpeğe döndü Murat.

"Yok desem inanacak mısın?" Murat,üzerine doğru gelince genç kız yutkunarak birkaç adım geriledi çünkü onun simsiyah bakan gözleri karşısında ayakta durmak zorlaşıyordu.

"Bunları ayarlamasına da sen yardımcı oldun değil mi!"

İpek öfkeyle Murat'ın yakasından tuttu,çünkü kendisini asla ezdirecek değildi bunca saat susmuştu çünkü Hazal yüzünden endişe duyuyordu ama yetmişti artık.

"Bana bak beni birkez daha suçlarsan..."
Devam edemedi cümlesine  çünkü Murat yüzünü o kadar çok yaklaştırmış ki,kızın nefesi içine kaçmıştı resmen.

"Ne yaparsın!Söyle ne yaparsın?Tehdit etmeyi bırak,tek yapman gereken kuzeninin yerini söylemen, aksi halde sonun hiç iyi olmaz İpek!"

Murat,arabasına binip hızla uzaklaşırken İpek öfkeyle ayağını yere vurdu.Bu adamı bir an önce içinden atması gerekiyordu.O gün gelecekti biliyordu.Murat'ın kendisine geldiği gün gelecekti.Tek dileği o güne kadar paramparça olmamasıydı.

###

                       
MURAT-İPEK

Continue Reading

You'll Also Like

22.3M 903K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
774K 29.2K 91
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
149K 10.2K 8
Hiç kapanmamak üzere açılan yaralar, kanamaz. İz bırakır. Ve o iz sonsuza dek geçmez, Yanı başında kalır.
1.6M 56.6K 79
Arya: Neden? Arya: Neden yaptın bunu? Arya: Neden beni aldattın?!