Hello Kitty//Sekai

By alaska_94s

205K 17.2K 7.5K

Sehun Jongin'in miyavlamasına ölüyordu. BoyxBoy More

0-Zavallı Kedicik
1-Merhaba Jongin
2-Seulgi
3-Sehun'un Muzla İmtihanı
4-Zayiat
5-Bir Küçük Diş Meselesi
6-Kazazedelerin En Güzeli
7-Biberona Rüşvet
8-Ev Özlemi Sendromu
9- Leş Kaynana
10- Büyük Balık
Chansoo-Jongin ile Bir Gün
11- Zaman Boşluğu
12-Güvenli Bir Liman
13-İçgüdü
14-Ev Arkadaşı
15-Şans ve Şefkat
16-Gece Yarısı Sürprizi
17-Onu Görene Kadar
18-İki Erkek Sarhoş Olduğunda Ne Yapar?
19-Pity Party
20-O Sensin
21-Babam Duyarsa Keser Bizi Sendromu
22-Plan Yok, Plan Bu.
23- Soğuk Sabah
24-Hindi Kapama
25-Dudağımı Değil Ağzımı Öp
26-Gözlerini Benden Çekme
27-Beni Sen Yaşatıyorsun
28-Dijital Saat Yüzünden Ölümden Dönen Adamın Hikayesi
40K~ LÜTFEN OKUYUN
29-Hayatımın En Güzel Işığı (M)
30-Kerkenez Dongwon'un Ölümü
31-Yanan Çıralar Senfonisi
32-Que Dulce Fue Tenerte Dentro
33-Wu Profesyonel Yalancı Jongin
34-Aşkını Göstermek Meselesi (M)
35-Ben Senden Bir Şey Beklemeyi Bırakalı Çok Oldu
37-Senin Fikrine Sıçayım
38-Hatayım Ama Pişman Değilsin
39-Sen Benim Her Şeyimsin(M)
40-Ben Seni En Kötü İhtimalle Öperim
41-Dünyanın En Mutlu Erkeği
Final (M)

36-I Have a Cat, I Have a Yifan

2.9K 312 119
By alaska_94s

Eh artık bir şeyler düzelsin.
İyi okumalar *-*

Jongin beyaz gömleğinin kollarını birkaç kez katlarken Yifan ve Baekhyun onu dikkatle izliyordu. Biraz şehir dışında kalan et restoranında ayırttıkları masanın hantal havası herkesi etkisi altına almıştı. İçerisi pek de kalabalık değildi, restoranın içindeki ağır odun kokusu insanı mayıştıran ve hareketlerini yavaşlatan cinstendi. Siparişleri geldiğinde Jongin babasının nadiren yanında içmesine izin verdiği şarabın tadına baktı.

"Güzel mi?"

Jongin yüzünü hafifçe ekşiterek Baekhyun'a baktı.

"Biraz fazla ekşi gibi. Çok sevemedim."

Yifan tek kaşını kaldırarak kedi çocuğa baktı.

"Şaraplar hakkında fazlaca bilgi sahibi olacak kadar içtiğinden haberim yoktu."

"Ara sıra içiyorum. İçmiyorum desem yalan olur."

Yifan sunum tahtasındaki etleri ağır ağır doğrarken kafasını salladı.

"Dürüstleşmeye başlamışsın."

Jongin bu akşam yemeğinde ne olacağını biliyordu. Yiyeceği her lafa hazırlıklıydı, üzerinde çelik bir yelek varmış da atılan taşların hiçbiri değmiyor, canını yakmıyor gibi davranıyordu. Ailesinin hıncını almasına izin veriyordu.

Baekhyun ortamın biraz yumuşaması için birkaç saçma şey anlattı ama Yifan'ın da Jongin'in de çok umrunda olmadığı için bir süre sonra o da susup yemeğini yemeye başladı. Gelen salatadan ayırdığı salatalıkları kocasına ve oğluna paylaştırırken bir şarkı mırıldanıyordu.

"I have a cat, i have a YiFan. Aagh Cat Yifan."

Jongin kendini gülmekten alamazken Yifan kedi çocuğu buruk gözlerle izliyordu, onu en son ne zaman gülerken görmüştü? Oğluyla arasını bozuk olması onu fazlasıyla üzüyordu ama gururundan da ödün veremiyordu.

Yemekleri bittiğinde garson yanlarına gelerek tatlı getirdi. Baekhyun pudingini kaşıklarken geriye yaslandı. Artık konuya girmesi gerekiyordu yoksa boş yere bu kadar gerilmiş olacaklardı.

"Ee Jongin? Biliyorsun birkaç kötü olay yaşadık. Ve babanla ben senin artık eğitimine ülkemizde devam etmene karar verdik."

Kedi çocuk yutkunarak masaya doğru eğildi ve ciddi bir ses tonu için birkaç kez öksürdü.

"Baba ben Japonya'ya dönmek istiyorum."

"Olmaz. Tatlınızı yiyin kalkıyoruz haydi."

Yifan sert ve kararlı bir ses tonuyla söyleyip kalkmaya yeltendiğinde Baekhyun hızlıca eşinin elini kavradı.

"Bu konuyu bu gece çözeceğiz Yifan. Gerekirse gece yarısına kadar buradayız. Otur ve bir kahve sipariş et, aşkım."

Son kelimesini bastırarak söylediğinde Yifan kaşlarını kaldırarak sandalyesine geri yaslandı, bu çıkışı beklemediği belliydi. Halbuki Baekhyun evliliklerinde çoğu zaman söz sahibi olan taraftı.

"Konuşun halledin o zaman. Bakayım nasıl halledeceksiniz. Çok merak ettim şimdi."

Baekhyun yüzünü asarak cevap verdi.

"Ne o? Uzlaşmaya çalışıyoruz diye benimle kavga mı edeceksin Yifan?"

Jongin bu gidişle ailesinin birbirine gireceğini anlayınca dikkati kendisine çekmek için konuştu.

"Baba ben Japonya'ya dönüp hayatıma kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Sehun ile birlikte."

Yifan oğlunun söylediği şeye uzun uzun güldü. Sinir bozucu sesini kestiğinde elleri titreyerek bardağından büyük bir yudum buzlu su içti. Her an felç geçirebilecek gibi duruyordu.

"Öyle bir şey olmayacak Jongin. Okulunu Kore'de okuyacaksın, bizimle beraber yaşayacaksın."

Jongin gergince kıpırdandı. Ağlayarak restorandan çıkıp gitmek istese de bu işi bu gece halletmek zorunda olduğunun farkındaydı.

"İstemiyorum. Sehun'u seviyorum baba. O da beni seviyor ve beraber yaşamak istiyoruz. Japonya'da okulumdan ve hayatımdan oldukça memnundum. Kedi melezi olabilirim ama kendime ait bir hayatım var, kendi düşüncelerim var. Hepsinden önemlisi bir kalbim var. Baba ben kalbimi orada bıraktım. Lütfen izin ver gideyim."

"Bence sen aklını bırakmışsın orada. Ne dediğinin farkında değilsin."

"Gayet farkındayım. Sehun ile uzun süredir bir ilişkim var ve ona çok aşığım. Duygularım da karşılıklı. Size haber vermediğim, yalan söylediğim ve sizden sakladığım için çok özür dilerim. Bu yaptıklarım için pişmanım."

"Pişman olman neyi değiştiriyor peki?"

Yifan'ın bıkkınca sorduğu soru oldukça politikti. Kedi çocuk vereceği cevabı iyi düşünmesi gerektiğinin farkındaydı.

"İyi hal indirimi istiyorum."

Baekhyun başka zaman olsa oğlunun bu cümlesine gülerdi ama gerginlikten tizleşen sesiyle cevap verdi.

"Sehun bizimle niye hiç iletişime geçmiyor öyleyse? Madem çok kararlı, madem seninle yaşamak istiyor, neden gelip konuşmaya çalışmadı?"

"Sinirinizin geçmesini bekliyor."

Yifan gözlerini devirdi.

"Boşuna bekliyor o zaman."

Baekhyun eşinin elini tekrar tuttu ve ona yalvaran gözlerle baktı. Yifan şok olmuştu onun bu tutumu karşısında.

"Ne? Ne var Baek?! İzin mi vereceğiz gitmesine?"

"İzin verelim demiyorum ama Sehun'u dinlemeliyiz bence."

"Neyi dinleyeceğiz? Oğlumuzu nasıl becerdiğini mi?"

Baekhyun ve Jongin dehşete düşmüş bir şekilde Yifan'a bakıyordu. Bu kadar açık bir cümleyi kimsenin beklemediği ortadaydı.

"Saçmalama tanrı aşkına! Oğlumuzun iyiliği için bir şey istiyorum ve şu tavrına bak!"

"Ne değişecek peki senin açından? Hadi diyelim Sehun denen şerefsiz geldi ve konuştu. Ne değişecek?"

"İçim rahat olacak. Bir baba olarak elimden gelen her şeyi yaptığımdan emin olacağım ve keşkesiz yaşamaya devam edeceğim. Sen de denemelisin bunu Yifan."

Yifan tek eliyle yüzünü ovuşturdu ve biraz düşündü. Yüzü çok sabit olduğu için ne karar verdiğini Baekhyun da Jongin de anlamıyordu. Sonra ayağa kalktı ve ceketini giydi.

"Ben hesap işini halledene kadar tatlınızı bitirin. Gidiyoruz."

Jongin bitmişlik hissiyle pelte gibi yığıldığı sırada tekrar babasının kalın sesini duydu.

"Sehun cumartesi akşam gelsin de anlatsın ne ankatacaksa. Dayak yemeyeceğinin garantisini de vermeyeceğim. Dinleyelim bakalım ne olacak."

Sonra başka bir şey demeden hesabı ödemeye gitti.

********

Kedi çocuk ayakkabılarını giymek için kapının önüne geldiğinde Baekhyun elinde yeşil çayıyla gelip tepesine dikildi.

"Nereye gidiyorsun?"

Jongin irkilerek babasına döndü.

"Beni korkuttun! Dışarı çıkıyorum. Sehun'a cumartesi günü bize gelmesini söyleyeceğim."

Baekhyun'un tek kaşı anında kalkmıştı.

"Telefonun yok mu çocuğum senin? İlla yanına mı gitmen lazım?"

"Hayır el koyduğunuz için telefonum yok."

Baekhyun çayını yanında duran rafa bırakıp kollarını göğsünde birleştirdi.

"Yalan söyleme bana. Kyungsoo'nun sana telefon verdiğini bilmiyorum sanki. Boşuna gitme, arayıp haber ver."

Jongin'in ağzı battıkça batmasının şaşkınlığıyla bir karış açık kalmıştı. Bir yandan ayaklarını yere vura vura odasına gidiyordu bir yandan da sinirle miyavlıyordu. Kyungsoo'ya kesinlikle bunun hesabını soracaktı. Madem babasına söyleyecekti o zaman ne diye yardım ediyordu ki?

Odasına girip kapıyı kilitledi ve dolaba sakladığı telefonu çıkarıp küfür ede ede sevgilisini aradı. Artık telefonu saklamasına da gerek yoktu.

Telefon hâlâ çalmaya devam ederken kedi çocuk yatağına sırt üstü uzandı. Bir yandan da kulaklarıyla oynuyordu.

"Alo? Jongin?"

"Benim sevgilim. Nasılsın?"

"İyiyim, aramanı bekliyordum. Sen nasılsın?"

"İyi sayılırım. Sehun sana bir haberim var."

"Korkutma beni. İyi bir şey mi?"

Jongin kulağını bıraktı ve yatakta bağdaş kurdu. Etrafına bakıyor cevap süresini uzattıkça uzatıyordu.

"Bilmiyorum. Babamlar cumartesi günü seni görmek istiyor."

"Ciddi olamazsın?"

"Çok ciddiyim. Aslında otele gelip söyleyecektim ama babam kapıda durdurup telefonda söyle yanına niye gidiyorsun dedi. Telefonum yok dediğimdeyse Kyungsoo'nun bana telefon verdiğinden haberdar olduğunu söyledi. Babam beni korkutuyor, cidden her şeyden haberi var. Sorsam tek seferde kaç posta attığımızı bile bilecek gibi."

"Biliyordur. Baekhyun'a her şeyimi anlatırdım, kapasitenin gayet farkında."

"Salak! O yüzden birlikte olmamıza karşı çıkıyor kesin."

"Terbiyeli ol Jongin."

"Afedersin. Keşke senin yanına geldiğimi söylemeseydim. İzin verirdi çıkmama. Seni çok özledim."

"Kim daha salakmış? Cumartesi gelmeden buluşuruz herhalde?"

"Sanmıyorum, bence hep gözleri üstümde olur."

"Haklısın. Eve mi geleceğim yoksa bir yerde mi buluşacağız?"

"Evde konuşuruz muhtemelen ve öyle olması bence daha mantıklı. Kavga falan çıkarsa başkalarına rezil olmayız hiç değilse."

Sehun bir süre ses çıkarmadı ama daha sonra tereddütle konuştu.

"Sence Yifan beni yine döver mi?"

Jongin sevgilisinin masum sesine kıkırdamaktan kendini alamadı. Kocaman adamdı belki ama kedi çocuk onu ciğerine sokmak istiyordu.

"Dövebilir."

"Deme, öyle deme işte. Eli çok ağır."

"Şaka yapıyorum Sehun. Ama sen yine de cebine gazlı bez, batikon falan koy da gel."

"Çok komiksin gerçekten. Burnu dağılan sen değilsin tabii. Ne diyorsun, sence sonuç verir mi konuşmak?"

"Emin değilim ama umudum var. İnanmayacaksın fakat Baekhyun babam o kadar ısrar etti ki seninle görüşmek için, gerçekten çok şaşırdım."

"Sana kıyamıyordur."

"Bana göre de sana kıyamıyor."

"Bilemiyorum. Jongin şarjım bitmek üzere, seni gece ararım olur mu?"

"Olur sevgilim, görüşürüz."

Kedi çocuk telefonu kapattı ve tekrar yatağına uzandı. Cumartesi günü için hem heyecanlı hem de gergindi. Sadece ailesini tekrar kırıp Japonya'ya kaçmak zorunda olmaktan korkuyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

152K 13.8K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
40.3K 2.1K 41
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
242K 22.7K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
87.6K 5.5K 34
Malfoy ve Black iki ezeli rakip ve birbirlerinden nefret eden iki küçük çocuktur. Black'in 4. Sınıfta Harry'nin yerine arayıcı olmasından sonra Malfo...