Benimle Oynar mısın? (Alsel)

By derininyagmuru

41.4K 2.4K 375

"İki küçük çocuk. İkisi de hoyrat, duygusal, kırılgan, yaralı. Bir o kadarda bu özelliklerini saklamaya çalış... More

1.
2.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
Duyuru
14.
15.
16.
(17. Bölümden..)
17.
18.
19.

3.

2.2K 112 15
By derininyagmuru

Özür dilemesine şaşırmış olmama rağmen, bunu ona belli etmeyecektim.

"Ne var? Yine dalga mı geçiyorsun?"

'Hayır' der gibi başını salladı. Af dileyen, pişman bir kedi. Çok masumdu. Ama ona yenilmeyecektim.

"Havuza girmek istemiyorsan, başka bir yere gideriz." dedi.

İşte buna gülünürdü. Ali ve Ben? Ben ve Ali? Dışarı çıkmak. İçimdeki Selin, şimdiden karnına kelebekler doldurmuştu. Ama, bir teklife kanacak kadar basit bir kız olmamalıydım.

"Hayır. Eve gideceğim ben."

"Ev mi? Otele demek istedin herhalde."

Bunu bile biliyordu ya. Bunu bile.

"Pardon da, ilkokulda ki matematik notu mu falan da biliyor musun?"

"Kesin kötüdür senin matematiğin."

İstemsizce ikimizde gülümsedik. Sadist tarafının yanında, birde gizli sapık takipçiliği başlamıştı.

"Hey! Ne yapıyorsunuz siz? Neredesiniz?"

Kuzeyin saçma sesi duyulurken, Ali de arkasını dönüp ona baktı.

"Cemre nerede?" dedim.

"O hala yüzüyor. Ben sizi göremeyince, bir bakayım dedim."

Ali, ya sinir olduğunda ya da heyecanlandığında yaptığı gibi, güneşin altında parlayan saçlarını karıştırdı. 1 günde olsa onu biraz tanımışım değil mi?

"Siz ne yapıyorsunuz burada?"

Kuzey, yine saçma sapan sorgu işlemine geçmişti.

Ali fazla sakin bir şekilde, "Aramızda." dedi.

Kuzey, tam ağzını açacakken konuştum.

"Benim biraz midem bulandı da eve gidiyordum."

Ali'nin yanında, yine gözlerinin içine baka baka yalan söylemiştim. Bu zararsız bir yalandı ama sonuçta yalandı. Kesin benim profesyonel bir yalancı olduğumu düşünüyordur. Ama biliyor musun sadist patronum, Normalde hiç yalan söyleyemem.

"Şimdi daha iyi misin?" dedi, Kuzey.

"İyiyim." dedim. "Ama eve gitmek istiyorum."

"Ben bırakayım seni."

Ali, 2 dakikadır ilgilenmediği konuşmamıza, ışık hızıyla daldı.

"Bende buraya Eceyi yolcu etmek için gelmedim.Bırakıyordum şimdi."

Ali, Kuzey'in konuşmasına izin vermeden, tekrar söze girdi.

"Ece arabaya bin."

'Ece' deyince ilk başta üzerime alınmadım ama iki saniye sonra kırmızı arabaya doğru ilerledim. Takma adıma, benden daha çok alışan sadist patronum.

Arabaya bindiğimizde bir süre konuşmadık. Bir kaç kez ona baktığımda, onunda bana baktığını görüp kafamı yola çeviriyordum. Onunla göz göze gelmekten adeta kaçıyordum.

"Muhabbetine de doyum olmuyor. Hala küs müsün bana?"

Bu adamın kaç ruh hali, kaç maskesi vardı? Bilmiyordum. Tabi ki affettim. Ben kin tutan biri değilim ki mavi gözlü bela.

"Küsüm."

"Nedenmiş?"

"Bana söylediklerin için. Cadı bile dedin bana."

Güldü. "Cadıları prenseslerden daha çok severim."

"Ama prensesler cadılardan daha güzeldir." dedim.

Neyin kavgasını yapıyordum ben? Çocukla çocuk olmak deyimi gibiydik şuan. Ali benimle çocuk, ben onunla.

"Sen şimdi prensesleri cadılardan daha mı üstün görüyorsun?"

'Evet' der gibi başımı salladım.

"Prensesler, bir oğlanın öpücüğüne kanarak yüz yıllık uykusundan uyanacak kadar aptal. Yolda gördüğü, yaşlı, çirkin, kadının verdiği elmayı yiyecek kadar saf. Hayatında ilk defa geldiği balodan koşarak kaçıp, ayakkabısını düşürecek kadar gerizekalıdır."

İşte bu sözlerinden sonra Aliyi tanımaya başladım. Hep boş tarafına bakıyordu bardağın. Ona dolu tarafını gösterecek biri mi yoktu hayatında? Yoksa kimseye bu fırsatı vermiyor muydu?

"Prensesler, o öpücüğe kanmasa, o elmayı yemese, o ayakkabıyı düşürmese prenslerini nasıl bulurlar?"

Otelin önüne gelene kadar hiç konuşmadı. Zaten cevap vermesini de beklemiyordum.

Otelin önünde durdu.

"Yarın geliyorsun değil mi okula?" 

"Neden sordun?" Dedim. "Yoksa çok mu özlersin?"

"Hayır. Yarın sana yaptıracağım işler var."

Sert bir şekilde kapıyı çarptım. Göt herif.

"Yeterince paran var. Götünü toplamak için bir hizmetçi tutsana sen."

"Hizmetçi, bana hizmet edince eğlenmiyorum. Sen edince eğleniyorum."

"O zaman kendine bir palyaço tut?"

"Zaten varya" diyerek gözüyle beni işaret etti.

"Ben, yarın okula geliyorum. Ama inşallah sana üç tane tır çarpar da gelemezsin."

Adi bir şekilde sırıtıp, arabayı çalıştırdı.  Bende, kırmızı arabanın tozu dumana katışını izledim.

Sonunda odama geldiğimde hemen duş alıp, kendimi uykuya teslim etmiştim.

Bir saat ya uyudum ya uyumadım telefonum çaldı. Ekranda ki "Cemre" yazısını görünce açmak zorunda kaldım.

"Efendim?"

"Kuzey, midenin ağrıdığını söyledi. İyi misin?"

"Midem mi?" Dedim.

Kendi söylediğim yalanı bile unutmuştum.

"Haa evet evet. Midem ağrıdı. Ama geçti. Yani biraz önce geçti."

Uyku sersemiyle saçmalarken çenemi hemen kapattım.

"Sen gerçekten iyi misin? Yanına geleyim mi?"

"İyiyim Cemre. Hap aldım. uyudum. geçti. Merak etme hadi öptüm."

Başımdan savar gibi olmuştu ama çok uykum vardı. Telefonu sehpaya bırakarak, tekrar uykuya daldım.

Alarm çaldığında, saat daha yediydi. Kalkıp, hazırlandım ama hala ayakta uyuyor gibiydim. Otelden çıktım. Okula doğru yürürken, fırından poğaça aldım. Onu ısıra ısıra giderken, Kuzey yanımda belirdi.

"Yürüyerek mi geliyorsun? Eviniz o kadar yakın mı ya?" 

"Yakın." 

"Ece."

"Efendim?"

"Yanlış bir şey mi yaptım ben? neden bana bu kadar soğuksun." 

Suratına dik dik bakmaya başladım. Daha ne yapabilirsin? Cevap vermeyince yolun ortasında durdu. Benimde kolumu yakalayıp, durmamı sağladı.

 "Duygularımı saklamayıp, söylemem mi suç?" 

Kuzey, sesinin tonuna dikkat etmediği için, bizim gibi okula gidenler bize bakmaya başladılar.

"Ne duygusu ya ne duygusu? Sen beni ne kadar tanıyorsun? hakkımda ne biliyorsun?" 

"İlk görüşte aşka inanmaz mısın sen?" 

"İlk görüşte aşk mı? Aşka bile inanmıyorum ben. Bence sen kendine eğlenebileceğin başka bir kız bul." 

Koşar adım Kuzeyden uzaklaşırken, arkamdan bağırdı.

"Görürsün kızım sen. Bir heves olmadığını ispatlayacağım sana." 

İspatlasan ne olacak Esmer züppe çocuk? Ben sana bir şey hissetmiyorum ki. Yine cevap vermeden, okula yürümeye devam ettim. Sadist psikopat Ali yetmiyormuş gibi, birde aptal aşık Kuzey çıkmıştı. Aşk, öyle 2 günde olan bir şey miydi? Ya da ilk görüşte? Aşka bir zaman biçmek ne kadar doğru bilmiyorum. Ama aşk, gerçekten varsa bu Kuzeyin bana hissettiği şey değildi. 

Sınıfa girip oturduğumda, Ali hala bir yerden fırlayıp sinirimi bozmamıştı. Kıyamet alameti gibiydi. Cemre gelip arkama oturdu. Biraz konuştuk. Ders başlayınca da, kafamı sıraya gömüp uyudum. 

Uyandığımda simsiyah bir yerdeydim. Hafif gözlerimi kaşıyıp, nerede olduğumu anlamaya çalıştım. İleride bir mum ışığı kadar hafif ortamı aydınlatan bir ışık vardı. Oraya doğru ilerledim. Ali, elinde mumla bir gölün kenarında oturuyordu. Göl mü? Benim burada ne işim vardı? 

"Ali.." 

Beni duydu mu yoksa duymadı mı bilmiyorum ama hiç tepki vermedi. Yüzüne bakabilmek için Yere oturdum. Kafasını bana çevirdi ve elindeki mumu yüzlerimizin arasına biraz yaklaştırdı. Mavi gözlerinden tanıdım onu. Bunu itiraf etmek zor olsa da, hayatımda gördüğüm en güzel gözlerdi. Aniden ayağa kalktı ve mumu göle fırlattı. Daha karanlık oldu, ortalık. Ama korkmadım.

"Gel.." dedi. Beni, elimden tutup ayağa kaldırırken.

"Ne oluyor? Nereye gidiyoruz?"

Meraklı meraklı sorularımı sıralarken bana bakmadı veya cevap vermedi. Sadece peşinden sürükledi. Kocaman bir ağacın altında durduk. Burası aydınlıktı. Ağacın dallarının arasında yanıp sönen lambalar vardı. Beni kendi etrafımda döndürdü sonra kendisine bakmamı sağladı. 

"Neden geldik buraya?" 

"Şş soru sorma. Sadece dans et." 

Beni iyice kendine çekip, ellerini belime sardı. Şaşkındım. Bunu neden yapıyordu? Buraya nasıl gelmiştim? Düşünmedim. Sadece anın büyüsüne bıraktım kendimi. Ellerimi omuzlarına sardım. Bazen boynuna dokundum. Ona belli etmeden saçlarına da dokundum. Dışarıdan göründüğünden daha yumuşak saçları vardı. Ve aklımda kalan tek şey, dans ettiğimiz şarkının sözleri oldu. 

Arabayı Sen Kullan Demiştim,
İçkiliyim.
'boşver Yutalım şeritleri Bas Gaza' Dedin.
Bu Otel Güzel Adını Sevdim,
Orada öyle Yerlerime Dokun,
Dokunmadığı Kimsenin. 

Sarhoş Olsak Ya,
Kimiz Unutsak Ya, bulut Olup İç İçe
Bardaktan Boşalsak Ya, Sarhoş Olsak Ya,
Tek Vücut Olsak Ya,
Yüksek Doz Aşk Alıp Burada Mutlu ölsek Ya.
Yıllar önceydi,
çok da Güzeldi, şimdi Düşününce
Benimsin Demiştim,
Ben de Senin,
Renkli Rüyalar Otelinde.

Kapıları çalmıştım,
Cevapsız Savrulmaya.
Hiç Atmayan Kalpleriyle insanlara
'Ama Sen Farklısın'
Dedim, dedin Ki Sense
'dikkat et sadığımdır Sadece
KENDİME!'

"Ece." 

"Ece.." 

Cemre'nin beni dürtüp durmasıyla uyandım. Gözlerimi açtığımda, okulda sıranın üzerine sinmiştim. Ama ben göldeydim. Ağacın altındaydık biraz önce? Sert sıra yüzünden boynum tutulmuştu. 

"Sende de ne ağır uyku varmış." dedi. Cemre.

Her şey rüyaydı. Şaşırmadım. Ali, sadece rüyalarda o kadar kibar olabilirdi. Sonunda ağzımın yerini bulabildim. 

"Uykusuzdum biraz ondan oldu herhalde." 

Cemre güldü. "Kantine gidiyorum. Gelsene." 

Cemre'nin peşine takıldım. Bu rüyadan sonra soğuk bir suya ihtiyacım vardı. Rüyalarımı bile ele geçiren, Mavi gözlü bela. Ellerimi avuşturunca, O saçlarının yumuşaklığını, boynunda hafifçe belli olan damarları hissettim. Bilinç altıma nasıl bu kadar kazıyabildin kendini? Nasıl bu kadar gerçek olur bir rüya? 

Bir kahve alıp, masaya oturduk. İki gündür alamadığım uyku, Hiç bir şey yememek ve erken kalkmak bünyemi alt üst etmişti. Zaten normalde güçlü bir bünyem yoktu. Çabuk hasta olurdum. Öğle arasının verdiği rahatlıkla, biraz daha saldım kendimi. Ali, ellerini okul pantolonunun cebine sokmuş bir şekilde kantine girdi. Hem beni fark etsin hemde etmesin istiyordum. Ama o daha çok istediğim seçeneği seçip, beni fark etti. Bir sandalye çekip masamıza oturdu. Cemre'nin mutluluktan ağzı kulaklarına vardı. Ali hiç bir şey söylemeden, yarım kahvemi alıp bir yudum aldı. Cemre 'Siz ne ara bu kadar samimi oldunuz' bakışı atarken biraz utandım. Kahveyi masaya koydu.

"Naber?" dedi, Cemre.

"İyi. Sizden?" 

Onunda sesi uykulu çıkıyordu. Acaba aynı rüyada buluşmuş olabilir miyiz? Kafamdan geçen, çocukça düşüncelere gülümsedim. 

"İyi." 

Zil çaldı. Cemre, ayağa kalktı.

"Hadi gidelim." 

"Ben, lavaboya uğrayacağım sen git." 

Tuvaletim falan yoktu. Sadece Ali'nin şu anki ruh halini merak ediyordum. İnsanların yanında nasıl olduğunu çözemediğim adam. Cemre sınıfa doğru gitti. Ali, sürekli gözlerimin içine bakıp gülüyordu. 

"Ne var? Ne gülüyorsun?" 

Kendini biraz toparladı. "Hiç. Lavaboya gitsene sen."

"Gitti." 

"Ne?"

"Çişim."

"Hayatımda senin kadar kibar bir kız tanımadım." 

"Biliyorum." 

Kantin tamamen boşalmıştı. O da benim kahvemi bitirip, ayağa kalktı. 

"Gidiyorum ben. Geliyor musun? Yoksa çişin için ilham falan mı bekleyeceksin?"

Gıcık bir şekilde gülümseyip, peşine takıldım. Kendi sınıfı, bir aşağı katta olmasına rağmen bizim sınıfın katına ilerledi. Yoksa beni sınıfa kadar bırakacak mıydı? Yeri geldiğinde düşünceli sadist patronum. Bizim sınıfın katına çıktığımızda, koridorun sonunda on, on beş kadar takım elbiseli adam vardı. Ne olduğunu anlamadım önce. Ali de şaşkın şaşkın olayları çözmeye çalışıyordu. Çocuklar koşuşturuyordu. Ali bir tanesini durdurdu. 

"Ne oluyor? Onlar kim?" 

"Selin Yılmaz adında bir kızı arıyorlarmış. Kayıpmış kız." 

Bunlar babamın adamlarıydı. Görükleri an tanıyacaklardı beni. Peki izimi nereden bulmuşlardı? Ali bana baktı. Beklediği fırsat, ayağına gelmişti. Beni o adamlara verirse, bir daha görmezdi. Ama ben celladıma sarılıp, yardım istedim. Ali'nin kolunu tuttum sıkıca. 

"Ali..Lütfen kaçalım buradan." 

Selam. Yoğun istek üzerine 3. bölümü erken yayınladım, inşallah beğenirsiniz. Bölümün içinde yazdığım şarkının adı (Teoman - renkli rüyalar oteli) gerçekten çok güzel dinlemenizi tavsiye ederim. Tabi ki votesiz olmaz, 15 olmadan 4. bölümü yayınlamam. Bu arada bölümlerin uzunluğu kısalığı nasıl? Bazıları çok uzun biraz kısalt diyor, bazıları biraz daha yaz diyor. Bu konuda fikrinizi belirtirseniz çok sevinirim. Yorumlarınız benim için değerli. 

Continue Reading

You'll Also Like

105K 3K 65
Aşk güzeldir. Onun yanı sıra felakettir. Evet, felaket. En büyük felaket aşk... Baktığın her yönde onun yüzü vardır. Deli olmamak elde değildir. Ama...
334K 42.6K 41
bir ipe bağlanmayı öğretmek fwb texting / düzyazı slowburn⚠️
135K 12.6K 26
Taehyung ve nefret ettiği yeni üvey kardeşi Jeon. texting + düz yazı
192K 19.4K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.