(17. Bölümden..)

1.5K 85 18
                                    

Yavaş adımlarla Ali'ye doğru yürüdüm. İntihardı bu, biliyorum. Ona dokunmak, zararlı olduğunu bile bile içilen bir sigara gibiydi. Onu bana çeken bir şey vardı. Ne olduğunu bilmiyorum. Belki belirli özellikleri, belki her bir hücresi. Onu bana çeken her hücresiyle, katlanılmaz bir acıya sahipti. Hani sigaranın sonuna geldiğinde karanlıkta olduğu için göremezsin ve dudağının yanmasıyla izmariti yere atarsın ya, o gibiydi işte. O bana bunu yapıyordu. Ortadaki sorun ise, ben o sigaranın dudağımı son raddeye kadar yakmasından memnundum. 

Onu içimden söküp atamıyor, atsam da izleri asla geçmeyecek gibi hissediyorum. Ona yaklaşırken kalbimin sesini, hem o hemde ben duyuyorum. Bu beni biraz utandırıyor ama ondan daha cesur olduğumu biliyorum. 

Her şey ağır çekime alınmış gibi yavaş gerçekleşiyordu. Aramızda bir nefes mesafesi kala durdum. Yumruk yapıp, sıktığı eline baktım. 

"Neden sıkıyorsun kendini?" dedim. Nefesim sanki onun nefesine karışıp, geri geldi bana. 

Gözü çıplak bacaklarıma kaydı. En ufak bir utanma belirtisi vermedim. Aksine onu çıldırtmak ve bu kadar yakınken dokunamama hissini yaşatmak istiyordum. 

"Selin yapma.."

Kaşlarımı yukarı kaldırdım ve dudağımı büzdüm.

"Ne? Ne yapmayayım?"

Göz bebekleri, mavinin en koyu tonuna bulandı bu seferde. 

"Böyle yapınca istediğini alacağını mı düşünüyorsun?" dedi.

Öyle ya da böyle istediğimi alacağım. Senin oyun arkadaşın, dostun, sırdaşın olabilirim. Ama ilk önce kalbindeki kadın olmalıyım. 

Dudaklarımı ısırdım. Bu harekete ne kadar zaafı olduğunu bile bile. Gözlerini kapattı. Ona daha fazla yaklaşıp, yanağımı sakallarına sürttüm. Bu hareketi ne kadar zamandır hayal ettiğimi, anlatamam size.. 

Ve fısıldadım. 

"Seninde yalan dünyada tek zaferin bana karşı koymak, Ali Mertoğlu.."




Normalde kesit paylaşmıyorum ama hafta arasında size moral olsun dedim. Gelecek bölüm alev alev haberiniz olsun :) 

Benimle Oynar mısın? (Alsel)Where stories live. Discover now