12.

1.8K 119 16
                                    

"Hop hoop" dedi Ali, ve aramıza girdi. Kuzey, hala anlamlandıramadığım bir şekilde neşeliydi. 

"Ne şimdi bu?"

Bizi sorgulayan Aliye bir cevap vermem gerekiyordu. Kuzey öksürür gibi yaptı.

"Ece hanımın biraz canı sıkılmış sadece." dedi ve elindeki afişi yere attı. 

Ali, bir açıklama bekliyormuş gibi bana baktı. Bende mahçup gözlerle yere. Kuzey, yere attığı afişi çiğneyerek, okulun çıkışına doğru yürüdü. Bir an durdu ve arkasını dönüp, bana baktı.

"Bu maçın bir rövanşı olacak Ece."

Ona göz devirmekle yetindim. Tüm okul Canla sevgili olduğunu düşünüyordu ama o, hala benimle uğraşıyordu. Kuzey, gözden uzaklaştıktan sonra Ali ve soru dolu gözleriyle baş başa kaldım. Kuzeyin yerde çiğnediği afişi eline aldı ve bana doğru tuttu. 

"Senin bununla ne alakan var Selin?!"

"Bağırma Selin diye."

Sıkıca kolumu kavradı. Tüm okul afişle ilgilenmeyi bırakmışta, bizi izliyor gibi geliyordu. 

"Yürü konuşacağız!"

Beni sürüklemesine izin verdim. Daha fazla okulun önünde rezil olmak istemiyordum. Tekrar arabanın yan koltuğuna fırlattı beni. Neden bu kadar sinirliydi? Sinirliyken neden bu kadar çekiciydi? 

Arabayı hızla çalıştırdı. 

"Nereye gidiyoruz?"

"Cehennemin dibine."

"İsabet olur." dedim sinirle, ve devam ettim. "Ali! nereye gidiyoruz dedim sana!"

Araba bir anda fren yaptı ve öne savruldum.

"O afişi sen mi yaptın?" 

"Evet ben yaptım." 

Gözleri yola dönüktü hep. Ben yaptım deyince, bana çevirdi kafasını. Aynı anda hem alevleri hemde okyanusu içinde barındıran gözleri vardı. Korkuyordunuz ilk başta, sonra bu korku yerini hayranlığa bırakıyordu. 

"Sana Kuzeyle konuşma demedim mi?"

Çok sakindi. Ali, fazla sakinken daha çok korkuyordum. Çünkü, her an tüm umutlarımı kökünden sökecek gibi geliyordu. 

"Senin için yaptım." dedim. "Sen bana anlatınca, onunda canı yansın istedim. Herkese rezil olmasını istedim." 

Güldü. Neşeden çok uzak, dalgaya çok yakın bir gülüştü bu.

"Sana çocuk sevdiğim kızla yattı dedim. Sende lise bir ergenleri gibi planladığın bu eşek şakasıyla intikamımı aldığını mı düşündün?"

Sözleri küçük iğneler gibi yakıyordu canımı. Sadece onu düşündüğümü neden görmüyordu? Planım o kadar başarılı olmasa da, sadece onun için yaptığımı neden görmüyordu? Konuşamadım. 

"Bak, Kuzeyle konuşma. Onunla bırak konuşmanı, göz göze gelmeni bile istemiyorum." 

"Ali, ben İstanbul'a dönüyorum." 

Aniden gelen bu karar, gözlerimi doldurdu. Sürekli yaranmak için çırpındığım adamdan, sürekli uzaklaşıyordum. Yüzmeyi bilmeyen bir kadının, okyanusun ortasında çırpındıkça battığı gibi. 

"Ne?"

"İstanbul'a dönüyorum ben. Burada kalmak için, hiç bir sebebim yok artık."

Çırpındıkça batmaktan, Koştukça aynı yerde dönüp durmaktan, Uçurumdan atladığımda uçacağımı sanıp yere çakılmaktan bıktım Ali, diyemedim. 

Benimle Oynar mısın? (Alsel)Where stories live. Discover now