Hello Kitty//Sekai

By alaska_94s

205K 17.2K 7.5K

Sehun Jongin'in miyavlamasına ölüyordu. BoyxBoy More

0-Zavallı Kedicik
1-Merhaba Jongin
2-Seulgi
3-Sehun'un Muzla İmtihanı
4-Zayiat
5-Bir Küçük Diş Meselesi
6-Kazazedelerin En Güzeli
7-Biberona Rüşvet
9- Leş Kaynana
10- Büyük Balık
Chansoo-Jongin ile Bir Gün
11- Zaman Boşluğu
12-Güvenli Bir Liman
13-İçgüdü
14-Ev Arkadaşı
15-Şans ve Şefkat
16-Gece Yarısı Sürprizi
17-Onu Görene Kadar
18-İki Erkek Sarhoş Olduğunda Ne Yapar?
19-Pity Party
20-O Sensin
21-Babam Duyarsa Keser Bizi Sendromu
22-Plan Yok, Plan Bu.
23- Soğuk Sabah
24-Hindi Kapama
25-Dudağımı Değil Ağzımı Öp
26-Gözlerini Benden Çekme
27-Beni Sen Yaşatıyorsun
28-Dijital Saat Yüzünden Ölümden Dönen Adamın Hikayesi
40K~ LÜTFEN OKUYUN
29-Hayatımın En Güzel Işığı (M)
30-Kerkenez Dongwon'un Ölümü
31-Yanan Çıralar Senfonisi
32-Que Dulce Fue Tenerte Dentro
33-Wu Profesyonel Yalancı Jongin
34-Aşkını Göstermek Meselesi (M)
35-Ben Senden Bir Şey Beklemeyi Bırakalı Çok Oldu
36-I Have a Cat, I Have a Yifan
37-Senin Fikrine Sıçayım
38-Hatayım Ama Pişman Değilsin
39-Sen Benim Her Şeyimsin(M)
40-Ben Seni En Kötü İhtimalle Öperim
41-Dünyanın En Mutlu Erkeği
Final (M)

8-Ev Özlemi Sendromu

5.2K 460 107
By alaska_94s

"Terlikleri alacak mısın Baek?"

Baekhyun ceketinin önünü kapatırken dolabın dibinden kendisine seslenen eşine baktı.

"Hayır, hastaneyle ilgili hiçbir şey istemiyorum. Bırakalım burada, çöpe atarlar."

Yifan onun bıkkınlığına hak vererek dolabın kapağını kapatıp kenarda duran ufak çantayı aldı. Baekhyun bugün taburcu oluyordu nihayet, evlerine dönüyorlardı.

Bir anlık dikkatsizliğin sonucunda ikisi de ölümden dönmüştü. Evlerine ve oğullarına hasret kalmışlar, sevdikleri herkesi endişelendirmişlerdi. Neyseki bugün her şey bitiyor ve eski hayatlarına kaldıkları yerden devam edecekleri bir sayfa açıyorlardı.

Baekhyun hastanedeyken sık sık oğlunu görse de evinde, kendi yuvalarında onunla ilgilenmenin sıcaklığını çok özlemişti. Jongin'i düşününce içine bir heyecan yerleşmişti. Bir an önce evine ve biricik oğluna kavuşmalıydı.

Doktorla son görüşmeleri yaptıktan sonra hastanenin hemen önünde park edilmiş bir şekilde duran taksiye bindiler.

Baekhyun hala dikişlerinden dolayı yürümekte zorlandığı için indiklerinde eve varmaları biraz vakit almıştı, yine de kimsenin şikayeti yoktu.

Yifan zile bastığında kapıyı açan Sehun ve onun kucağındaki Jongin'di.
Yavru kedi iki elini de Sehun'un kafasına atmış, tombul parmaklarıyla uzun telleri kavramıştı. Bu da onun yeni öğrendiği oyunlardan sadece biriydi işte, etrafındaki herkesi saçını, sakalını ve kıyafetlerini çekmek.

Bir keresinde akşam yemeği yedikten sonra ziyarete gelen Bayan Byun'un gömleğini çekip üst düğmelerini patlatmıştı hatta, o an kıpkırmızı olsalar da Chanyeol ve Sehun düşündükçe hala kahkaha atıyorlardı.

"Ah, Jongin bırak saçımı! Bebeğim acıyor bırak!"

Arkadaşlarına hoşgeldiniz bile diyememişti genç şef, yine de onların bebekleri mevzu bahis olduğundan sıkıntı yok diye düşünüp içeri giren çiftle beraber kapıyı kapattı. Peşlerinden salona giderken saçlarını da vahşi kedinin pençelerinden kurtarmıştı. Jongin elinde kalan birkaç siyah tele zafer gülümsemesiyle bakıp Sehun'a gösteriyordu.

"Aferin tatlım, evet saçımı yoldun. Kel kalacağım sayende ama sen utanmadan bana gösteriyorsun."

Yifan bir iki saç teli yüzünden azar işiten oğlunu gidip arkadaşının kucağından aldı. Hastaneden erken çıkmış olsa bile işleri yüzünden Jonginle çok fazla vakit geçirememişti. O da fazla özlemişti.

"Hoşgeldiniz beyler. Geçmiş olsun tekrardan. Hastaneden kurtuldunuz ha?"

Baekhyun arkadaşına sıcak bir gülümseme verdi yerine yerleşirken.

"Kurtulduk nihayet. Ahh, evimi özlemişim,"

Yan tarafta duran kül rengi kırlenti alıp sarıldı ona ve kafasını yasladı. Mutlu görünüyordu.

"Evim, canım evim."

Yifan ve Sehun onun bu tatlılığına gülümserken Jongin Baekhyun'un kucağına gitmek için atılıyordu. Ne yazık ki dikişleri hala hassas olduğu için kucağına almak biraz tehlikeliydi. Babası onun esmer ellerini avcuna alıp birkaç öpücük kondurunca yavru kedi mızmızlandı. Ellerini hızla çekip kuyruğunu tuttu, tüylü kuyruk uzamış ve kalınlaşmıştı. Bakan herkes hayran kalıyordu. Jongin kuyruğunu güç bela tutup ağzına sokunca Yifan endişelendi.

"Bebeğim hayır. Kuyruğunu ağzına alamazsın bu tehlikeli."

Jongin kendine söylendiğini anlayacak kadar zeki ama onu bir yerlerine takmayacak kadar da asi bir bebekti. Kuyruğunu emme işi güçlü bir öğürmeyle yarım kalmıştı ama. Boğazına tüy dolmuştu.

Yüzü kızardı ve gözleri doldu, kendi kuyruğu tarafından ihanete uğrayan ufaklığın morali bayağı bozuk olsa da zalim yetişkinler onun bu haline biraz gülmüştü.

İlgi Jongin'in üzerinden tekrar Sehun'a kaydı. Baekhyun onunla arkadaş olmakla hatta onun en yakın arkadaşı olmakla ne kadar doğru bir karar verdiğini kaza sonrası bir kez daha anlamıştı. Hem onlarla, hem hastane işleriyle hem de Jonginle hiç bıkmadan ilgilenmiş bir de üstüne restoranların işlerini yürütmüştü. Sehun için ne yapsa az olacak ne söylese kelimeleri kifayetsiz kalacak gibiydi.

"Sehun, seninle duygusal konuşmalar yapmakta çok iyi değilim. Biliyorsun ciddileşemem hiç. Ama söylemek istediğim bir iki şey var. Sana gerçekten çok minnettarım. Hem benimle hem ailemle hem de işlerimizle çok güzel ilgilendin. Yapmana hiç gerek yokken her işimize koştun. Ne desem bilemiyorum. Çok teşekkür ederim gerçekten. Sen benim başka anneden doğma kardeşim gibisin sanki. İyi ki varsın."

Sehun biraz duygulanmıştı ama kendisinin yerinde Yifan ve Baekhyun olsaydı onlar da aynısını yapardı bundan kesinlikle emindi.

"Ne saçmalıyorsun sen? Ne demek yapmama gerek yokken? Tabii ki gerek vardı. Siz olsaydınız siz de aynısını yapardınız benim için. Biliyorum. Hem biz seninle neler neler yaşadık, bu da sadece gelip geçen birkaç şeyden biriydi. Gerçek dostlar bunun için vardır Baekhyun. İyi günde herkes yanında olur."

Baekhyun dolu gözleriyle kafasını salladığında Jongin yine üstündeki tişörte asılmıştı. Ciddi konuşma faslı kediciğin olduğu yerde bu kadar sürüyordu işte.

Baek pes ederek yumuşakça göğsüne yasladı oğlunu. Bebek kuyruğunu babasının beline gevşekçe dolayıp gözlerini kapattı. Kulağını okşayan zarif ellerle mırlamaya başladı. Saçına kondurulan öpücükler iyice mayışmasına sebep olmuştu.

Jongin her ne kadar melez olsa ve biyolojik annesi ölmüş olsa da ailesini ve yuvasını biliyordu. Bu sevgiyle ya da içgüdüleriyle alakalı bir şey olabilirdi, Sehun emin değildi. Emin olduğu tek şey Jongin'in babaları hastanedeyken tuhaf bir şekilde hüzünlü olduğuydu. Kendi evinde olduğunda ya yatak odasına ya da Yifan'ın sürekli oturduğu koltuğa gitmek istiyordu. Gece yatarken Baekhyun'un kıyafetlerine sarılıp onları kemiriyordu. Chanyeol ve Kyungsoo'nun evinde olduğu zamanlarda da sürekli kapıyı gözlüyordu. Zilin veya telefonun sesini duyduğunda heyecanla miyavlayıp kuyruğunu sallıyordu.

Bu galiba bir çeşit ev özlemi sendromu falandı. Jongin evini değil ailesiyle evinde yaşadığı zamanların özlemini çekiyordu aslında. Yine de bu dönemi etrafında onu çok seven insanlar olduğu için hastalanmadan geçirdiği için şanslıydı. Hala minyon bir bebekti gerçi. Kemik yapısı oldukça sağlıklı olsa da ufak tefekti işte.

Sehun onun ailesi hastanedeyken ne kadar zorlandığını bilerek Baekhyun ve Yifan'a anlatmamıştı. Bir de bunun için üzülmelerini istemiyordu. Zaten yeterince yıpratmışlardı kendilerini. Kendisi için de zor bir dönem olmuştu, kafadan en az 1 hafta tatili vardı. Gözleri çoktan odağını kaybedecek hale gelmişti.

Ayağa kalktığında Jongin hariç herkes ona döndü. Koltuğun üstünden yağmurluğunu alıp giydiğinde gideceği anlaşılmıştı.

"Eh, bff görevlerimi başarıyla tamamladığıma göre bir hafta izne ayrılmayı hakettim değil mi Boss Wu?"

Yifan, Boss Wu lafını duyunca sırıttı. İzni fazlasıyla haketmişti hemde.

"Elbette Chef Oh. İstersen 2 hafta bile gelme. Git ve güzelce dinlen."

"2 hafta izin kulağa çok iyi geliyor ama muhtemelen ben olmasam batarsın ve en yakın arkadaşımla şu kuyruklu şeyin sokaklarda beş parasız kalması isteyeceğim son şey. Haftaya gelirim. Kendinize iyi bakın, kendinize iyi bakmasanız da Jongin'e iyi bakın. Adios."

Evden çıkıp sitenin otoparkındaki arabasına giderken çalan telefonuyla duraksadı. Cebinden çıkarıp baktığında Yixing'in aradığını gördü.

"Alo Xing?"

"Sehun nasılsın?"

Sesi bir tuhaf geliyordu, Sehun bir sorun olup olmadığını merak etti.

"Ben iyiyim de sen iyi misin? Bir sıkıntı yok ya?"

"Şey aslında var. Bize gelsen çok iyi olur Hun."

Sehun'un içini çoktan endişeler sarmıştı.

"Ne oldu Yixing? Beni korkutma. Seulgi'ye mi bir şey oldu?"

"Hayır Seulgi iyi. Yani bilmiyorum iyi olmayabilir de. Şey, annen geldi."

"Ne? Ne zaman? Niye gelmiş?"

"Biraz önce çıktı ama hiç hoş şeyler söylemedi. Seul biraz şokta gibi. Gelsen olmaz mı?"

"10 dakikaya ordayım. Seulgi'ye göz kulak ol ben gelene kadar bir yere gitmesin."

Sehun telefonu kapatıp arabasına koşar adım giderken homurdanmaya başlamıştı bile.

"Tanrım, sadece bir gün olsun rahat yüzü göremez miyim?"

Continue Reading

You'll Also Like

betty By ︎ ︎

Fanfiction

2.4M 212K 33
okumayın for vanilla baby
135K 12.6K 26
Taehyung ve nefret ettiği yeni üvey kardeşi Jeon. texting + düz yazı
40.6K 2.1K 13
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
822K 66.5K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...