Herkese merhaba, bölüme geçmeden önce kısacık bir şeyler söyleyeceğim. Atlamadan okuyun muhakkak. Twitter'da olanlarınız belki denk gelmiştir ama bir etkinlik var her ay Sekai beyler için tag açılıp caaaanım Sekai şipırları bir araya getiriyor ve birlikte takılıyoruz. Gifler, fotolar efendime söyleyeyim belki ficler, çeşitli hikayeler.... İki tag oluyor, biri #powerofsekai ve diğeri de her ay belirlenen temaya göre değişiyor mesela bu ay sevgililer günü teması sebebiyle #LoveDaywithSEKAI olacak. Daha fazla bilgiyi Twitter'da @powerofsekai hesabında bulabilir çekinmeden merak ettiğiniz her şeyi bulabilirsiniz. Her ayın 12'sinde duyuru ve örnek Tweet yayınlanırken 14'ünde de etkinlik yapılıyor. Hepinizi bekliyorum ama muhakkak gelin, çok eğleneceğiz, çok seveceğiz bu ay. Buraya kadar dayandığınız için teşekkür ederim, iyi okumalar ♥
Sehun hastaneden içeri girdiğinde etrafta çok fazla insan yoktu. Muhtemelen öğle yemeğine gittiler diye düşünerek Baekhyun'un odasının olduğu kata çıktı.
Asansörden indiğinde karşısında gördüğü asık surat bir an ürkmesine sebep oldu. Genç adam elini göğsüne koyarak bir adım geriye gitti.
"Hemşire Lee! Ödümü kopardınız!"
Hemşire Lee asık suratıyla dik dik Sehun'a bakmaya devam ederken yanından geçip arkadaki asansöre bindi. Vücudu asansöre dönük olsa bile Sehunla göz temasını kesmeyişi çok ürkütücüydü. Sehun elini göğsünden indirmeden korkmuş suratıyla Baekhyun'un odasına girdi.
Odadaki çift kişilik koltukta Bayan Byun elma yiyerek televizyon izliyordu. Sehun'u görünce biraz toparlandı ve gülümseyerek yanına çağırdı. Baekhyun mışıl mışıl uyuyordu.
"Hoşgeldin Hun, nasılsın?"
"Hoşbuldum Bayan Byun. İyiyim siz nasılsınız?"
"İyiyim. Hastanede olmak beni yoruyor ama tek düşündüğüm şey Baekhyun ve Yifan'ın iyi olması."
"Nasıl peki Baekhyun?"
"Bugün biraz daha iyi. Gece ağrısının olduğunu söyledi, yine ağrı kesici verdiler. Yorgun olmalı ki hala uyanmadı."
"Yifan?"
"O Baekhyun'dan daha iyi. Daha hızlı iyileşiyor. Yan odaya taşındı, Baekhyun uyanık olduğunda buraya geliyor. Hala bazen kaza için kendisini suçluyor ama kocası uyurken yapabiliyor sadece. Oğlumu tanıyorsun, çenesiyle çürütür Yifan'ı."
Sehun Bayan Byun'un anlattıklarına gülümsedi. Yifan çok agresif ve soğuk bir adamdı. Hayatının hiçbir anında lafının üzerine laf söyletmezdi. Ama etrafta Baekhyun yokken geçerliydi bu sadece. Baekhyun onunla tanıştığından beri daha baskın bir karakter haline dönüşüp eşini etrafında pervane etmeye başlamıştı. İki zıt kişilik bir arada dururken bazen gerçekten çok komik olaylar olabiyordu ve Sehun onları izlemeye bayılırdı. Şimdi tek dileği arkadaşlarının bir an önce iyileşip eski hallerine dönmeleriydi. Tabii iyileşmelerini istemesinin en büyük nedeni kuyruklu bir bebekti aslında. Bugün hastaneye gelmesinin amacı da Bayan Byun ile bakıcı meselesini görüşmekti. Biraz daha sıradan şeylerden bahsettikten sonra konuyu açmanın vakti geldi diye düşünüp sırtını dikleştirdi Sehun.
"Ee, ben aslında buraya sizinle bakıcı konusunu konuşmak için geldim."
Karşısındaki kadın kafasını sallayarak devam etmesini istedi.
"Size dün telefonda biraz bahsettim hatırlarsanız. Yeni taşınan alt komşum Park Kyungsoo, Jongin'e bakabileceğini söyledi."
"Nasıl biri peki? Ben Baekhyun'u bırakıp tanışmaya gidemem. Senin kararın biraz daha önemli Sehun. Ne diyorsun sence yapabilir mi?"
"Bay Park da yarı kedi yarı insan tıpkı Jongin gibi. Aynı zamanda sağlık eğitimi almış. Baekhyun Jongin'in ne tamamen insan olarak ne de kedi olarak yetişmesini istemediğini söylemişti bir keresinde. Sonuçta o çok özel bir canlı ve kimlik bunalımı yaşamasını ne Yifan ister ne de Baekhyun. Ben de bir kedi çocuğun bu süreçte bize daha çok yardımcı olabileceğini düşünüyorum."
Bayan Byun insan olan bir bakıcı istediğini söyleyecek olsa da anında vazgeçti. Jongin konusunda Baekhyun ve Yifan söz hakkına sahip olabilirdi ancak.
"Anlıyorum. Peki kimle yaşıyor bu adam? Dışarıdan görünüşü ve hareketleri nasıldı biraz bahset ki içim rahat olsun."
"Eşiyle beraber yaşıyor. Hatta yöneticiyle konuştum gelmeden önce. Eşi özel bir klinikte çocuk doktoruymuş ve alanında oldukça başarılı biriymiş. Maddi durumları iyi ve saygılı bir aileymiş. Hatta Bay Park hatırladığım kadarıyla birkaç kez bizim restoranda davet vermişti ailesi ve arkadaşlarına. Güven açısından bize sıkıntı çıkarmazlar sanırım."
"Öyleyse bir de Yifan ve Baekhyunla da görüşüp halledelim şu işi Hun. Zavallı bebek ortalıkta daha fazla heba olmasın."
Sehun onu onayladıktan sonra beraber biraz meyve yediler. Çok geçmeden Baekhyun uyanmıştı zaten.
"Hoşgeldin Huna."
Yeni uyanmış ses ufak odayı doldurunca Sehun kanepeden kalkıp arkadaşının yanına geçti.
"Hoşbuldum kazazedelerin en güzeli. Günaydın."
Baekhyun onun dalga geçtiği konuya kızmak istese de yapamayıp sadece gözlerini devirerek gülümsedi.
"Nasılsın bugün? Güzellik uykun rahat mıydı?"
Hasta olan serum takılı olmayan kolunu kaldırarak Sehun'un göğsüne güçsüz bir şaplak indirdi. Sehun yine de göğsüne kurşun saplanmış gibi davranmakta ısrar edince üçü de güldüler.
"Güzel uyudum ilaç sayesinde. Jonginle ilgili konuşuyordunuz duydum."
"Ah uyandırdığımız için üzgünüz. Ona uygun bir bakıcı buldum sanırım."
Baekhyun'un içine bakıcı lafını duyunca bir sızı düşmüştü ama bunun gerekli olduğunu bildiği için ses etmedi.
"Her detayı istiyorum Sehun. Nasıl biri? Nasıl bir aile? Hepsini anlat."
Sehun uzun bir konuşma yapacağını anlayınca Baekhyun'un yanına oturup derin bir nefes aldı.
***
Yifan'ı da ziyaret ettikten sonra Seulgi'ye emanet ettiği Jongin'i alarak kendi dairesine geçtiğinde çoktan akşam olmak üzereydi. Kız kardeşi Jongin'in karnını doyurmuştu ama kendisi oldukça açtı.
Sehun basitçe hazırladığı yemeğini yerken mama sandalyesine oturup silikon kaşığını kemiren kedicik o gün fazlaca durgun görünüyordu.
Yemek faslı bitince tavşanına sarılan Jongin'i kucaklayan Sehun alt komşusuna indi. Yifan ve Baekhyun'dan onay aldığı için Kyungsoo ile bir deneme süreci hakkında konuşmalıydı. Kendisininkinin birebir aynısı olan kapıyı birkaç kez tıkladı zili çalmak yerine. Jongin geldiğinden beri gidebileceği her evde -Wu çiftinin ve kız kardeşinin eviydi bunlar- bir bebeğin uyuma ihtimali yüzünden zili çalma işini unutmuştu.
Kapının açılmasını beklerken Jongin'in aşağı inene kadar 3 kez yere fırlattığı tavşanı yine yerden alıp bu sefer kendi koltuğunun altına sıkıştırmakla uğraşmış ve bu ufacık süre içinde kedi çocukla tavşan yüzünden kavga etmişti. Peluş tavşan yere her düştüğünde biraz daha kirleniyordu ve diş çıkaran Jongin eline ne geçerse ağzına aldığı için tavşan şu an ortamdaki en tehlikeli şeydi. Oyuncağını alamayınca ateş gibi yanan diş etleri boşluğa düşen Jongin de çareyi Sehun'un omuz başını kemirmekte buldu. Dişler hala içeride olduğu için şimdilik sorun değildi bu.
Kapı açıldığında Sehun Kyungsoo ile karşılaşmaya o kadar hazırlamıştı ki kendini, yabancı biriyle karşılaşınca bir an tuhaf hissetti.
Adam oldukça uzun boylu, kumral ve güleç biriydi. Altında dizlerinde biten bir kot şort ve üstünde de beyaz, oldukça geniş düz bir tişört vardı.
"Ah, hoşgeldiniz Bay Oh."
Yabancının ismini bilmesine de şaşırmıştı Sehun. Halbuki karşısındaki adam muhtemelen Park Kyungsoo'nun kocası Park Chanyeol'du. Geleceklerinden haberdar olan Kyungsoo eşine haber vermiş olmalıydı. Her şey bu kadar normalken bir şeyler neden beni rahatsız ediyor diye düşünürken daveti kabul edip içeri girdi Sehun.
Ev parkelerden duvarlara, mobilyalardan halılara kadar tamamen beyazdı. Köşelere koyulmuş birkaç yeşil bitki beyazın bu bütünlüğünü bozmuştu fakat göze batmıyordu. Televizyonun olması gereken duvara monte edilmiş akvaryum görünüşe göre içindeki yeşil bitkiler dışında boştu. Sehun bir an acaba içindekileri Kyungsoo yemiş olabilir mi diye düşünüp eğlendi. Evin bu kadar beyaz ve ferah olmasını çiftin sağlıkçı olmasına ve vakitlerinin büyük kısmını hastane ve kliniklerde geçirmesine bağladı.
"Ben Park Chanyeol, Kyungsoo'nun eşiyim."
Sehun gülümseyerek kendisine uzatılan büyük ve sıcak eli sıktı.
"Memnun oldum Bay Park. Ben de Oh Sehun. Eşiniz bahsetmiştir diye tahmin ediyorum."
İkili salonun ortasındaki koltuğa yerleştiler. Sehun Jongin'i omzundan ayırıp kendi yanına oturttu. Yeni bir ortama girdiği için şaşkın olan kedicik ince kuyruğunu kanepeye vurup ara sıra sallayarak etrafı ve Chanyeol'u izlemeye başladı.
"Tabii bahsetti. Kendisi duşta şu an, birazdan bize katılacak."
Kalın olan sesini biraz incelterek Jongin'e doğru eğildi ve yavaşça onun bir kulağını tuttu. Uzun süredir bu kadar ince bir kedi kulağına dokunmamıştı. Jongin gerçekten naif bir bebek olmalıydı.
"Ve elbette küçük Jongin'den de bahsetti. Merhaba Jongin, nasılsın bakalım?"
İlgi odağı olmayı seven kedi öne arkaya doğru sallanıp kendince tuhaf sesler çıkardı. Odadaki iki adama ise bunun yavru kedi dilinde iyiyim demek olduğunu düşünmek kaldı.
Birkaç dakika sonra aralarına katılan Kyungsoo önce karşılayamadığı için özür dilemiş ardından kahve yapmak için mutfağa koşmuştu. Bu sırada Jongin'in diş çıkardığını öğrenen Chanyeol onu kısa bir muayeneye almıştı.
Bebeği kucağına alıp temizlediği elleriyle damağını yokladı birkaç kez. O elindeki havuçla ilgilenirken çenesine hafifçe bastırarak alt damağı da kontrol etti.
"Diş çıkardığı doğru ama damağını henüz patlatamamış, acıyor olmalı."
Kedinin kulaklarını okşamaya başladı ve Sehun'a döndü tamamen.
"Dişler çıkmaya çok yakın, şimdi olmasa bile yakın zamanda ishal, ateş veya kusma yapacaktır. Canı acıdığı ve damakları kaşındığı için de huysuzlanır, gece uyumaz. Ağrısı ve kaşıntısı için bir krem adı vereceğim, onu kullanalım. Tamamen geçirmese bile hafifletecek."
Kyungsoo'nun getirdiği kahveyi alarak gülümsedi Sehun. Özellikle arasa böyle bir bakıcı bulamazdı.
"Ee Sehun? Görüştün mü Jongin'in ailesiyle?"
"Görüştüm ve kabul ettiler, ama normal olarak kısa bir deneme süreci istiyorlar. Bir hafta olabilir ya da 10 gün. Vakti olduğunda Bayan Byun sizinle görüşmek için gelecek."
Birkaç önemli detayı da konuştuktan ve kahvesini içtikten sonra Jongin'i de alarak kendi evine geçti Sehun.
Son kez onun kokusuyla uyumak istiyordu. Günlerdir onunla uğraşırken fazlasıyla yorulmuş olsa da ufaklığa çok alışmıştı ve kendini boşlukta hissetmekten korkuyordu o gidince.
Yanına yatırdığı bebeğin alnına ufak bir öpücük kondurarak başını yastığa koydu.
"İyi geceler Jongin."