Koltukta uyuyakalmış olan eşine baktın. Bütün gün çok yoruluyordu ve eve gelir gelmez bu koltukta uyuyakalıyordu. Sen de yemek hazır olana kadar uyumasına izin veriyordun. Yemeği fırına verir vermez yanına koştun. Hemen yandaki koltuğa tırmandın ve kollarını koltuğun koluna, başınıda kolların üzerine koyarak onu izlemeye başladın. Gün boyunca görmeyince çok özlemiştin. Dalgalanmış kızıla yakın kahverengi saçlarında gezdirdin ellerini. Huzurla mırıldandığında yanağına bir öpücük kondurdun ama Onew'du bu. Bu kadar küçük şeylerle mümkün değil uyanmazdı.
Sonunda kızarmış tavukların hazır olduğunda fırından çıkarıp genişçe bir tabağa aldın. Her ne kadar iki kişi olsanız da eğer tavuk yaptıysan bu bir orduya yetecek kadar olmalıydı ki Onew'un tavuk aşkı tüm dünya üzerinde biliniyordu. Elindeki tabakla yeniden salona geçtiğinde etrafa yayılan kokularla Onew gözlerini açmadan doğruldu. Etrafı kokladıktan sonra yeni uyandığı için boğuk çıkan ama ona normal sesinden daha ayrı bir karizmatiklik katan sesi ile "Tavuk mu yaptın?" diye sordu. Bu esnada gözleriyle beraber ağzını da açmış elindeki tabağa bakıyordu.
"Evet hadi çabuk" dediğinde yerinden fırlayıp yanına geldi. Sonra seni belinden tutup kendine çekti ve dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurmadan önce "Seni seviyorum" diye fısıldadı. Kıkırdayıp başını çevirirken onun bu şapşal haline söylenmeden edemedin. "Bazen beni mi daha çok seviyorsun yoksa tavukları mı emin olamıyorum" Şakacıktan dudaklarını büktüğünde kaşlarını çattı. "Tabiki de seni her şeyden çok seviyorum (adın)" Bu sefer sen yanağına bir öpücük kondurdun. Onew'un tavuk sevgisinin önünde olmak gerçekten bir başarıydı. Ama Onew devam etti.
"Yine de tavukların yeri kalbimde ayrı. Artık çabucak yesek olmaz mı?" diye sorduğunda ağzına bir parça tavuğu atmıştı bile. "Yürü başımın belası.." dediğinde çizgifilmlerde turta kokusuyla hipnoz olmuşcasına ilerleyen karakterler gibi seni peşinden takip ediyordu...
~~~~~~~~~~~~
Canım sıkıldıkça yazıyordum. Paylaşayım dedim. Umarım seversinizz..