Yaprak Soykan
Geçen bölümden hatırlatma ;
"Evet gittim ve iyiyim. Şuan ağladığını biliyorum ama sakın bunu kendine yapma beni daha çok üzer anlıyormusun kendini topla ve okula git. Yanında birisi varmı?"
Yaşlı olan gözlerimi Tuna'ya diktim.
"Tuna var"
Diyerek yutkundum. Babam derince nefesini verdi.
"Telefonu o çocuğa ver"
Dediğinde oldukça şaşırmıştım. Telefonumu ona uzattım Tuna'da şaşırarak elimden telefonumu aldı.
"Efendim Demir Bey?"
Bir süre sustu muhtemelen babam konuşuyordu.
"Tamam"
Diyerek telefonu kapattığında oldukça şaşkındı. Bana hayretle baktı. Ondan aldığım cevap ise oldukça şoke ediciydi. Babam nasıl böyle birşey istemiştiki!?!?!....
"Baban bir kaç günlüğüne iş seyahatine gidiyormuş. Meriç ve Batu'da onunla beraber gidecekmiş bu yüzden bana emanetsin ufaklık"
Diyerek sırıttığınla sinirle yerimden kalktım. Hiç babamlık davranışlar değildi bunlar. Tuna'yı birkaç gün görmüştü nasıl onunla birlikte olmama izin verirdi. Gerçekten garipti.
"Ama bu nasıl olur?"
"Bilmiyorum."
Diyerek dudağını büktü. Saatime baktığımda okula çoktan geç kaldığımı gördüm. Gitmek istemiyordum. Saate bakmaya devam ederken aklıma çok önemli bir konu gelmişti.
Lanet olsun! Rüzgar az sonra gidiyordu!
"Tuna! Beni havaalanına götürmen gerek acil!"
"Neden?"
"Rüzgar gidiyor. Yetişemeyeceğim hadi lütfen"
Diyerek telaşla ona baktım. Ben bunu nasıl unuturdum!
"Tamam ileride motorum var."
Dediğinde hızlı adımlarla motorun yanına gittik. Geldiğimizde kafama kaskı hızlıca geçirdim. Tuna hızla motoru süremeye başladığında sıkıca beline sarıldım. Bu sefer sakin olabilirdim. Yavaş giderse Rüzgar'da giderdi.
"Tuna biraz daha hızlan"
"Eminmisin Ufaklık iyi olacağını sanmıyorum"
"Sür şunu Tuna!"
Dediğimde ibre 120'ye çıkmıştı. Sıkıca gözlerimi yumdum.
Ne kadar vakit geçti bilmiyorum Tuna'nın sesiyle sımsıkı kapalı olan gözlerimi geri açtım.
"Geldik Ufaklık"
Dediğinde titrememi umursamadan hızlıca indim ve koşmaya başladım. Arkamdan Tuna'nın ayak seslerinide duyabiliyordum. İçeri girdiğimde kalabalık insanların arasında göz gezdirdim. Tanrım nereden bulacaktım çok kalabalıktı!
Bileğimde bir el hissetmemle o tarafa döndüm. Tuna ilerisine bakıyordu
"Bak orada hadi!"
Diyerek beni çekiştirdiğinde hızlıca ilerledim.
"Rüzgar!"
Diye seslendiğimde arkasını dönüo etrafına bakındı beni gördüğünde tebessüm etti. Tuna'nın elinden kurtulup koşarak Rüzgar'a sarıldım. Göz yaşlarım istemsiz akıyordu. Çok ama çok özleyecektim. Rüzgar belimi sıkıca kavrarken bir eliyle saçlarımı okşuyordu.
"Gitmem gerek Mavi Gözlüm"
Dediğinde ayrılacaktıki boynundaki kollarımı biraz daha sıktım. Yanağından öptüm ve ayrıdım.
"Hadi ama ağlama görüşeceğiz."
Alnımdan hızlıca öperek arkasını döndü ve bavuluyla koşarak gitti.
Tek kardeşimde gitmişti ve ben onu çok özleyecektim.
Omuzumda bir el hissettiğimde Tuna'ya döndüm.
"İyimisin?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
Kolunu omzuma atarak yürümeye başladığında benide otomatikman yürütmüş oldu
"Sen çok ufaksın ama bu üzüntüleri üstesinden gelerek kaldırabilecek kocaman bir kalbin var"
Dediğinde tebessüm ettim.
"Sandığın kadar güçü birisi değilim Tuna."
"Sandığım en güçlü kızsın."
Diye konuştu. Ciddimi diye ona baktığımda gayet ciddi görünüyordu. Yüzünde hiç alay yoktu.
Cevap vermedim. Bilmiyordumki. Ben kendimi tanımıyordum. Güçlümüydüm?
"Okula gidiyormuyuz?"
Diye sorduğunda mahçupça ona baktım.
"Tuna ben kendimi iyi hissetmiyorum eve dönsem iyi olur."
Tuna seslice nefesini verdi.
"O zamannn hadi gidiyoruz!"
Diyerek beni çekiştirmeye başladığında gözlerimi büyülterek sordum.
"hey hey nereye ya!?"
"Gidince görürsün"
Diyerek sırıttı. Motorunun yanına geri geldiğimizde binio normal bir hızda gitmiştik.
Geldiğimiz yer harikaydı bir deniz kenarıydı ve kocaman bir iskelesi vardı. Burası şehirden biraz uzaktaydı. Tuna böylesine güzel bir yeri nereden bulmuştuki? Resmen huzur kokuyordu.
Tuna kolumdan tutuğunda şaşkınlıkla ona baktım.
"Hadi iskelenin en ucuna gidip oturalım"
Dediğinde kafamı salladım. En ucuna geldiğimizde ikimizde ayaklarımızı boşluğa sallandırmıştık. Tuna cebinden sigarasıni çıkarttığında yaptığı her haraketi izlemiştim.
"Beni kesmen bittiyse önüne dönebilirsin Ufaklık"
Dediğinde kaşlarımı çattım.
"Seni kesmiyordum!"
Sırıttı
"evet öyledir"
Diyerek içine çektiği dumanı dışa doğru üfledi. Onun eline yakışıyordu. Ve sigara ne kadar zararlı olsada onjn elinde harika bir eser gibi duruyordu.
Sigarasını bitirdiğinde derince iç çektim.
"Ben sıkıldım"
Diyetek kollarımı önümde bağladım. Tuna elini çenesine koydu ve ovaladı.
"Ne yapsak acabaa?"
Diyerek kendi kendine konuştu ve beklemediğim bir anda beni denize ittirdi. Buz gibi suya düştüğümde çığlığım suyun içinde kopmuştu. İliklerime kadar soğuğu hissediyordum. Tuna'yı mahfedecektim!
Suyun yüzeyine çıktığımda Tuna kahkaha atıyordu. Sinirle yumruğumu suya vurdum.
"Gerizekalı ne yapıyorsun sen? dondum burada!!!"
"Amacımda buydu zaten üşüyünce can sıkıntını unutursun"
Dediğinde hem şaşkınlık hem sinirel ona baktım. Yuh yani can sıkıntısı düşünmeyeyim diye beni buz gibi denizemi atmıştı.
"O zaman elimi tut ve çıkmama yardım et"
Dediğimde elini uzatmıştı ama bende Yaprak Soykan'sam intikamımı alacaktım. Elinden sertçe çekeren onuda suya sokmuş oldum.
"Siktir lan !"
Diyerek bağırdı bu sefer kahkaha atma sırası bendeydi.
"Ne yapıyosun kızım sen!?"
"Intikam alıyorum."
Diyerek sırıttım.
"Demek intikam ha?"
Diyerek bana yaklaşmaya başladı. Ne kadar yüzsemde alttan dalarak ayağımı yakalamıştı. Benide dibe çektiğinde sıkıca gözlerimi yummuştum. Ama dudaklarımda hissettiğim sıcaklık gözlerimi açmama neden olmuştu.
Omzunu cimcikleyerek ondan kuruldum ve su yüzüne geri çıktım. Yine beni öpmüştü işte. Kalbim deli gibi atıyordu. Neden bunu bana bunu yapıyordu.
"Kafana göre beni öpemezsin!!"
"Kızım hatırlarsan benimsin demiştim o yüzden öperim"
Diyerek meydan okurcasına dibime girdi.
"Nereden senin oluyorum ben be! Öpemezsin işte!"
Diyerek çığırdım. Tuna kollarımdan tuttu ve yeniden dudaklarıma yapıştı.
"Gördüğün üzere öperim."
Diyerek sırıttı. Daha sonra yüzerek denizden çıktı. Sinirle ona baktım. Beni deli ediyordu.
Hızla yüzerek bende çıktım. Çıktığımda tir tir titriyordum. Dişlerim birbirine çarparken Tuna'nı omzuna vurdum.
"Delirdinmi sen öpemezsin beni"
Belimden sıkıca tutarak gözlerimin içine baktı.
"Senin dudaklarını öpmeyi sevmek delilikse , evet deliyim."
Dediğinde nefesim kesilmişti. Nefes alamıyodum. Beni oldukça etkiliyordu.
"Nefes al ufaklık"
Diyerek burnunu burnuma sürttüğünde istemsiz olarak kıkırdadım. Burnumdan gıdıklanıyordum.
"Burnundan gıdıklanman bile çok masumca"
Dediğinde sırıttım. Neden beni etkiliyordu.
"Bana bir kere şans versen olmazmı Yaprak. Bana şans ver seni mutlu edeyim"
Diyerek beklentiyle bana baktı. Sanki gözlerinde bir galibiyet sevinci vardı. Anlamamıştım. Tuna'ya şans vermek istiyordum.
"Ben bilmiyorum Tuna. Bak ben Annesiz büyüdüm ve bur yanım hep yarım kaldı. Küçüklüğümden beri o yarımı dolduracak kişiyi bekledim. Ben tekrar yarım kalmaktan korkuyorum"
Diyerek gözlerimi ona diktim. Dikkatle beni dinlemişti.
Verdiği tek cevapsa şu olmuştu
"Sadece bana güven Ufaklık."
Yeni bölüm kısa oldu çok üzgünüm erken gelmesi için bu kadar kısa oldu ama bir sonraki bölüm uzun gelecek. 8 yorumu geçsin lütfen. Desteklerinizi bekliyorum. Iyi günler..