Ateşin İzleri

By benyazuyoom

1M 27.1K 6.4K

Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kendini bu... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
Bölüm 78
Bölüm 79
Bölüm 80
SEZON FİNALİ
DUYURU
2. Kitap Kapağı

Bölüm 58

3.8K 138 23
By benyazuyoom


Yorum ve vote yapmayı unutmayın lütfen


İyi okumalarr




Asya'dan

Hava kararmak üzereyken hastaneden çıktım belki uçağa yetişebilirdim uçağın kalkmasına dakikalar vardı hızla taksiyi arayıp caddeye çıktım taksi iki dakikaya kızılcık bulvarındayım demişti kestirmeden oraya gitmek için dar ıssız bir sokaktan geçmek zorundaydım hızlı olmalıydım hatta koşmalıydım.

Sokağı dönmemle önüme çıkan adama çarparak geriye doğru sendelendim kendime gelmemle bu adamı tanımıştım hatta o an gözümün önünde canlanmıştı bu oydu birdahaki karşılaşmamızda umarım bu itle beraber olmazsın diyen kişiydi bahsettiği Atalaydı ve bende tektim.

"Yavaş ol güzelim bir yerini incitebilirsin."

Yüzündeki ukala tavırla sırıtmıştı ellerini cebinden çıkarmadan üzerime doğru yürümeye başladığında telefonum çalınmıştı bu taksiciydi.

"Yetişmen gereken yer arıyor sanırsam?"

O üzerime doğru yürüdükçe ben geri geri adım atıyordum telefonumu yavaşça cebime koyduğum anda arkama döndüm ve arkamdaki iki erkekle burun buruna geldim.

"Sanırım gidiyordun?"

Birisi ceketini geriye doğru çekip silahını göstermişti soruyu soran ise ellerini göğsünde birleştirdi.

"Hatırladın mı bizi?"

Yutkundum. Hatırlıyordum hatırlamamak mümkün müydü ki? Bedenimin titrediğini hissediyordum boncuk boncuk terliyordum derin nefesler almazsam ölecekmişim hissi kaplamıştı içimi.

"Size bir hafta süre vermedik mi?"

Arkamdaki adamın nefesini boynumda hissetmemle arkama doğru dönmeye çalıştım ama becerememiştim gelişini bile duymamıştım kolunu boğazıma dolayıp başımı arkaya doğru çekti diğer eliyle de göğsümün üzerinden beni kendine bastırıyordu ellerimi koluna kaldırıp kendimi kurtarmaya çalışsam da başaramıyordum, önümde konuşan bana doğru yürüdü ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Bu yaptığınız Diken'in hoşuna gitmeyecek."

Arkamdaki adam beni sürüklemeye başladığında cebimde titreyen telefonum ısrarla çalıyordu boynumu o kadar geriye çekiyordu ki hem canım yanıyordu hemde o iğrenç nefesini yüzümde hissediyordum.

Beni zorla arabaya bindirdiği anda kapı koluna sarılıp kapıyı açmaya çalıştım cama vuruyor kapıya tekme atıyordum.

"Bırakın beni! Bakın onunla ne derdiniz var bilmiyorum ama ben onun hiçbir şeyi değilim!"

Önde oturan adam konuştuğunda arabada biri olduğunu anca anlamıştım korkuyla adama baktım diğeri de o sırada arabaya binmişti.

"Bir şeyi olmadığına emin misin? Çünkü arabasındaydın."

Diğer adam gülerek arabayı çalıştırdığında tekrar kapıyı zorlamaya başlamıştım.

"Eğer bir şeyi değilsen bu Atalay tam bir şerefsiz desene."

"Arabada kız becermek iyi bir beceridir dostum."

İğrenç iğrenç konuşmalarını duymamak için bağırıyordum önden uzattığı koluyla beni çekmişti ve dengemi sarstığı için koltuğa doğru uzanmama sebep olmuştu.

"Lan sus ne bağırıyorsun!"

Yatmamı fırsat bilip kaldırdığım ayağımla kapıya tekmeler vurmaya başladım o ise bu sefer bacağımı tutmaya çalışıyordu elini üzerimden çekip bana silah doğrulttuğu anda tekme vurmayı kesmiştim.

"Sana rahat dur diyorum!"

Olduğum yerde doğrulup oturdum kurtulamayacaktım o kesindi ama en azından ölümüme sebep olmamalıydım telefonumun bir kez daha çalmasıyla telefonu cebimdeyken meşgule attım üzerine bir daha aramıştı ve yine aynısını yaparak telefonu cebimden çıkardım arayan taksici değil Tuğkandı bir kez daha aramasıyla telefonun açtım ve kulağıma kaldırdım.

"Tuğkan yardım et! Bu insanlar onlar, beni..."

Önde oturan adam telefonla konuştuğumu anladığı gibi elime uzanıp telefonu sertçe çekip aldı.

"Tuğkaann."

Tuğkan'ın adını uzatarak ve imalı bir şekilde söylemişti sanki onu tanıyormuşcasına.

"Size bir hafta vermiştik. Tik tak zaman doldu."

Telefonu kulağından indirmesiyle camdan dışarı atması bir olmuştu evet telefonumu camdan fırlatmıştı.

"Ya sen ne yaptığını sanıyorsun!"

Elindeki silahı tekrar bana doğrulttuğu anda koltuğa sinmiştim.

"Bir kelime daha edersen o güzel yüzüne yazık olacak!"

Başlarda tiz sesi sonlara doğru şiddetlenmiş ve bana bağırmıştı telefonumu attığı camdan dışarıya çevirmiştim gözlerimi, resmen hiç düşünmeden telefonumu atabilmişti ellerimi yumruk yapıp sıkmaya başladım tırnaklarım avuç içlerime batıyordu ama acısını hissetmiyordum bile.

~~~~~~~~

Yaklaşık yarım saat süren keyifli yolculuğun sonu ormanda bitmişti bu bildiğimiz ormandı ve beni getirdikleri bu ev ormanın derinliklerinde saklanmak için yapılmış bir evi andırıyordu belkide bu yüzden yapılmıştı aynı Tuğkanların ağaç evlerine benziyordu ama daha büyüğü ve daha profesyonel olanıydı.

Oturduğum yerin kapısının açılmasıyla irkilmiştim beni çekerek dışarı çıkarmıştı beni zorla çıkardığı için canımı yakmıştı bu yüzden ağzımdan bir inilti çıkmasına sebep oldu, yolumu kesen diğer ikisi ise hemen arkadan başka bir araçla bulunduğumuz yere gelmişlerdi.

"Yürü bakalım güzelim."

Beni zorlayarak arabaya bindiren pislik şimdiyse kalçamdan iterek beni evin tarafına doğru yönlendirmişti bu adam bana bir daha karşılaşacağımızı söyleyendi zaten diğer ikisini hatırlamıyordum dediğini yaparak yürümeye başladım bacaklarımın titremesine engel olamıyordum korkuyordum da hem de çok korkuyordum çünkü bu sefer hayatım Atalay'ın ellerindeydi hemde gerçek Atalayın.



  Eve adımımı attığımda ahşaptan zemin gıcırdamıştı burası insanı farklı hissettiriyordu güzeldi en çokta dikkatimi çeken ayakta durmasını sağladığını düşündüğüm evin içindeki kalın gövdeli ağaçtı hemen yanında küçük bir masa ve sandalyeler vardı günün son ışıkları aydınlatıyordu evin içini, ne çekecekleri bir perde ne de stor vardı bu yer dışarıdan içindeki görüntüsünden daha küçük görünüyordu tahminimce iki kattan oluşuyordu boydan camları yerdeki sarmaşıklar dışarıdaki ağaç ve akan küçük akarsu burası güzel bir yerdi tabiki ailenle ya da arkadaşlarınla tatile geliyorsan.

Ben evin ortasında dikilirken içlerinden beni kalçamdan iten üst kata çıkan merdivenleri kullanmaya başlamıştı kimse bana bir şey demiyor diyecektim ki geldiğim arabadaki aşağı inmeyen arabada bekleyen kumral beyaz tişört ve siyah eşofman giyen beni kolumdan tutarak evin ortasındaki ağaca doğru çekiştirmeye başladı.

"Bırak canımı yakıyorsun!"

Kendimi ne kadar elinden kurtarmaya da çalışsam işe yaramıyordu beni omzumdan bastırarak oturttuğunda eteğim yukarı kalkmıştı bu kıyafet şuanki durumuma hiç uymuyordu sonuçta benim şuan uçakta Almanyaya uçuyor olmam gerekiyordu bu yüzden bu mini siyah eteğimi ve beyaz uzun kollu kazağımın gazabına uğruyordum tam sonbahar havasındaydım.

Eteğimi indirmeye çalıştığımı anladığında gülmeye başlamıştı daha sonra elimi sertçe tutup yüzünü yüzüme yaklaştırdı o benim aksime ayaklarının üzerine çömelmişti.

"Misafirperver olamadığımız için bizi affet."

Sırıtarak gözlerini dudaklarıma kaydırmıştı ordan da bacaklarıma, eteğimin altına siyah ince tül çorap giymiştim ayağımda da yarım çizmelerim vardı.



Merdivenlerden inen elindeki ipi baş ucumdakine atınca beni bağlayacakları düşüncem kesinleşmişti ellerimi ağacın gövdesine doğru sertçe çekip arkasına geçti ve bağladı, bağlamasına engel olmaya da çalışsam nafileydi.

"Fazla sıkma Baha kızımızın canını yakmak istemeyiz."

Sözüyle beraber önümde çökmüştü ayaklarının üzerinde oturmuş kollarını dizlerine koymuştu yüzündeki sinir bozucu arsız ifade midemi bulandırıyordu kapının açılmasıyla ayağa kalkmadan başını çevirdi bende o sırada bacaklarımı uzatmıştım böyle daha az göze batardım.

"Benan geliyor Akad yanında Çağdaşla Erhan da var."

Önümde bakışlarını bana çevirir çevirmez ayağa kalkmıştı neredeyse hepsinin isimlerini öğrenmiştim.

"Gelsin bakalım."

Ayağa kalkmasıyla içeriye girmeleri bir olmuştu tabi beni fark etmeleride. Benan dediği kızdı sarı dalgalı saçları gösterişli kıyafetiyle ve bu içerideki Akad denilen kişiye haber dahi veriliyor olmasından önemli biri olduğunu anlamıştım.

"Nerde kaldınız Akad?"


Akad denilen kişiye doğru yaklaşıp kollarını boynuna doladığında aralarında bir şey olduğunu anlamıştım kollarını kaldırmasıyla mini pembe elbisesi daha da kısalmış bir metre olan bacakları daha da açılmıştı.

"Biraz uzun sürdü evet, şimdi konuşabiliriz."

Benan uzanıp dudaklarına usulca bir öpücük kondurup geriye çekildiğinde aşağıda da olsam dekoltesinden fırlamak üzere olan göğüslerini görebiliyordum elbisenin ince ip askıları önündeki büzgü detayı ve salaş kolları onu resmen masallardan çıkmış gibi gösteriyordu saçına taktığı pembe tokası ve ayaklarına giydiği açık beyaz topuklularla sanki yazı yaşıyor gibiydi gerçi arabadan arabaya geçiyordur soğuğu yediğini sanmıyordum.

Arkadakiler Benanla gelenlerin ellerindeki alkolleri alırken Benan ise bana bakarak göz göze gelmemizi sağlamıştı bense gözlerimi kaçırıp her ikisine de baktım takım elbisesiyle sanki balodan fırlamış gibi duruyordular. Bu Akad denilen adamın hem sevgilisi vardı hemde kalçama dokunmuştu inanamıyordum.

"Güzel kızmış."

Benan bunu bana bakarak söylemişti daha sonra gözlerini benden alamayan Akad'a baktı.

"Öyle değil mi sevgilim?"

Akad gözlerini kaçırarak arkasına döndüğü sırada elindeki alkolle bana doğru yaklaşan kişiye baktım yanımda eğilip ağzı açık şişeyi ağzıma tuttu ters ters ona bakıyordum ki şişeyi ağzıma sokmaya yeltendi.

"Aç ağzını güzelim hadii."

Başımı geri çevirdiğim anda saçlarım yüzüme gelmişti başımı sallayıp tekrar ona döndüğümde doğrulup bana bakmaya devam etti sanki bu haraketiyle beynim kısmi felç geçirmişti ne tepki verebilmiştim ne de kıpırdayabilmiş öylece kalıp elindeki şişeyi ters çevirip üzerime dökmesini izlemiştim.

"Emir! Seni serseri kes şunu, dışarı hemen!"

Benan'ın bağırmasıyla bana bakmaya devam ederek dışarı çıkmıştı Akad da hemen onu takip ederek uzaklaştığı anda gözlerimi Benan'a çevirdim bronz teni resmen ışıldıyordu göz alıcıydı.

"Serseri herifler!" diye tekrarladı Benan ve eliyle geldiği çocuklara işaret edip kapıya doğru yöneldi tam kapının önünde elindeki şişeyi başına dikleyen Baha'nın önünde durmuştu.

"Saçma sapan haraketler yapmayın Baha bizim meselemiz onunla değil."

Baha başını salladığı sırada içeriye önümü kesen diğer çocuk girmişti bir tek onun adını öğrenememiştim.
Benan geldikleriyle çıkıp gitmiş beni bu ikisiyle yalnız başıma bırakmıştı, o salak üzerimi o kadar ıslatmıştı ki üzerimdeki beyaz resmen etime yapışmıştı kendi kendime bir şeyler söylenirken Baha'nın yaklaştığını fark etmiştim.

"Keşke ağzını açsaydın be güzelim."




Bu bölümünde sonuna geldikkkkk

Bu bölümde yeni karakterlerimizde yerlerini aldııı bomba gibi bölümler geliyor beklemede kalın öpüldünüzzz

Bidahaki bölümde görüşürüzz:*

Yorum yapmayı unutmayın 🙄

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 22.1K 38
Bedenim bir ateşte kavrulurcasına karıncalanıyordu ve o, O beni izliyordu. Eşsiz bir manzarayı izliyormuşçasına, sadece tutkuyla harlanan bedenleri...
4.5M 337K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
259K 8.2K 51
Kendisine aşık olan bir akıl hastasından kurtulmaya çalışan Doğa aralarındaki ateşli çekime karşı koymaya çalışıyor ama bu genç adam kendisine sırıls...
7K 448 15
Tek bölümlük EnKay hikayeleri