Ateşin İzleri

By benyazuyoom

1M 28.7K 6.6K

Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kendini bu... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
Bölüm 78
Bölüm 79
Bölüm 80
SEZON FİNALİ
DUYURU
2. Kitap Kapağı

Bölüm 55

6.6K 177 108
By benyazuyoom

 
Yorum ve vote yapmayı unutmayın lütfennnnn

Bu arada 55. Bölüme geldim bu benim memleketim skflgl (samsun) siz nerelerden okuyorsunuz bakalımm hikayemii

İyi okumalar :*





   Asya'dan

Tuğkan'ın bana bakışlarından sanki cidden doğru söylüyor gibi hissetmiştim ve onunla buradan çıkmazsam bir daha çıkamayacağımı biliyordum beni Tolgayla arabaya gönderdiğinde çıkmaya niyeti olmayan kardeşi peşinden koşmaya başladığında ciddi bir şey olduğu belliydi yoksa telefonu kapattığında babam demezdi bir terslik vardı. Babasının odasına doğru koşmaya başladığımızda girişte Seçil denilen kadını görmüştüm hastaneden çıkar çıkmaz şirkete gelmiş olmasına şaşırmıştım.

Tuğkan'ın hemen peşine odaya girdiğimde ikisininde sırtından olanı göremiyordum kenara kaydığımda elindeki silahı babasına doğrultan Atalay'ı görüşmüştüm.

"Hatırlıyor musun sana Atahan'ın hasta olduğunu size ihtiyacı olduğunu söylemiştim."

Babası tepkisiz dururken Tuğkan yavaşça yürüyüp silahla babasının arasına girmeye çalıştı Tolga silahını çektiği anda geriye yürüyüp kapıya çarpmıştım.

"Atahan..."

Tuğkan'ın dudaklarından dökülen sözlerle beynim tüm algılarını yitirmişti resmen Atalay'a Atahan demişti.

"Atahan ya." dedi silahı tutan Atahan.

Tuğkan belindeki silaha elini attığı anda silahını ona çevirdi.

"Silahını yere bırak yoksa beynini uçururum."

Tuğkan dediğini yaparken arkasını dahi dönmeden konuştu.

"Tolga silahını bırak."

Tolga silahını indirip yavaşça yanına doğru yürüdü gözleri dolmuştu.

"Sen misin cidden?"

Bağırmasıyla odanının içi inlemişti.

"Sana silahını bırak dedin bak sana zarar vermek istemiyorum!"

Tuğkan onu yanına geçip silahını aldı ve yavaşça yere bıraktı Tolga'nın gözlerinden akan yaşları görebiliyordum.

"Sana kendi ağzımla hasta olduğumu söyledim peki ya sen ne dedin!"

Gözyaşları arasında babasına bağırıyordu babası dudaklarını araladığı anda hepimiz ona bakıyorduk.

"Zavallı."

Karşısında oğlu ağlarken ona silah çelmişken söylediği şeye inanamıyordum bu nasıl bir insandı.

"Zavallıyım."

Yutkundu.

"Atalay'ın bile bana yardım etmesine engel olmaya çalıştın sen ama ben zavallıyım. Ne yaptım ben sana..."

Silahı indirmiyor hâlâ babasının nişan almış şekilde  tutuyordu.

"Doğan'a her gün sordum ziyaretime geldi mi diye, gittin mi baba? görmeye gittin mi oğlunu?"

Akan yaşların akmasını istemiyor gibi sinirle siliyordu gözyaşlarını şuan yaşanan olaya inanamıyordum resmen Atalay sandığımız kişi aslında Atahandı.

"Özür dilerim Asya seni planın bir parçası yapmıştık sonra seni bırakacaktım ama olmadı yapamadım."

Bana bakmadan babasına doğrulttuğu silahı indirmeden konuşuyordu.

"Eğer yer değiştirmeseydim bu ameliyatı olamazdım bu yüzden seni kullanarak Atalay'ı çekmeye çalıştık aslında seni sevdiğini düşünüyorduk bu yüzden gelecek diyorduk ama daha onu aramadan geldiğini öğrendiğim de her şeyi anlamıştım bu bir fırsattı ve bizde yararlandık."

~~~~~~~~Baskın günü~~~~~~~~

Atalay'dan

Telefonu kapatıp attım sinirden delirmek üzereydim bu Doğan iti kendini ne sanıyordu da adamlarını baskına göndermişti Asya neden yanındaydı! Kafayı yemek üzereydim. Tuğkan bana bekle dediği için arabanın içinde kendi kendimi yiyordum.

Kapının açılmasıyla yakamdan tutulup dışarıya çekildim adamlar arka taraftan gelmiş olmalıydılar ki onları görmemiştim.

"Bu kadar erken beklemiyorduk."

Yüzüme indirdiği yumrukla dengemi kaybettim doğrulup vurmaya kalktığımda karnımda hissettiğim acıyla elimi karnıma götürmüştüm adamla didibe duruyorduk ve elindeki bıçağı karnıma saplamıştı.

"Orospu çocukları..."

Gülümsedi ve bıçağı sertçe çekti.

"Götürün şunu içeri."

~~~~~~~~~~

Algım kapanmak üzereyken beni götürdükleri yeri tanımıştım buraya yıllar önce Melisle gelmiştim burası onların eviydi ve bahçeye getirip yere attıklarında çevremde bir sürü insan vardı.

"Hoşgeldin kardeşim."

Karnımı tutarak başımı kaldırdım karşımda duran kişinin de Doğanla geleceğini biliyordum bana doğru yaklaşıp eğildi.

"Nasılsın? İyi görünmüyorsun sanki?"

Yüzüne doğru hamle yaptığım anda yüz üstü yere çakılmıştım.

"Sana zarar vermemelerini söylemiştim oysaki!"

Bakışlarını tekrar bana çevirdiğinde ondan ne kadar nefret ettiğimi ikinci kez hissetmiştim.

"İyi olacaksın merak etme sadece senden bir konuda yardım istiyorum."

Elimi yumruk yapıp yere vurdum olduğum bu durum yüzünden kendimden nefret etmiştim karşısında güçsüzdüm.

"Ameliyat olmam gerekiyor ve sana ihtiyacım var olana kadar da kanına."

Susmuştu benden cevap beklediği belliydi zorla ağzımı açıp yutkundum.

"Geber orospu çocuğu..."

Ayağa kalktı ve eliyle adamlarına işaret verdi.

"Tamda beklediğim cevap beni şaşırtmadığın için saol kardeşim."

Adamları beni tekmeleyeme başladıkları anda gidişini izliyordum.

Beni içeriye aldıklarında yaramı kapatmıştılardı bilincimi kaybetmek üzereyken olanları idrak etmeye çalışıyordum Atahan'ın başında ona makyaj yapan adamları görebiliyordum planladıkları şeye yem olmuştum Atahan oturduğu yerden kalkıp yaklaştı adamları iki kolumdan beni düşmemem için tutuyorlardı.

"Sana benzemiş miyim?"

Yüzüne yaptıkları morluklar ve kanlar ne planladıklarını anlaşılır kılmıştı, benim yerime geçiyordu benimle yer değiştiriyordu. Onlara tüm bunların hesabını soracağım günü düşünerek gözlerimi kapadım ve acılara teslim oldum illaki ellerinden kurtulacaktım ve hepsine cehennemi yaşatacaktım.

~~~~~~~~~~~~

Gözyaşlarıma engel olamıyordum değiştiğini sandığım kişi aslında bir başkasıydı.

"Ameliyat sonrası senin işini bitirmeye gelecektim."

Bunu babasına söyledikten sonra gülmeye başladı gülüşü hepimizi korkutuyordu.

"O çok sevdiğin oğlunun gerçek yüzünü duymak ister misin?"

Gülmeye devam ediyordu.

"Aslında bu kadar erken çıkmayı düşünmüyordum ama karını susturmak zor olmaya başlayacaktı sana gelip söylemeden işini bitirmeliydim."

Elindeki silahı indirmeden babasına doğru yürüdü gülmeyi bırakmıştı bu sefer seside değişmişti babasının yüz ifadesi aynıydı ve sadece oğlunu izliyordu.

"Oğlun karınla yatıyor biliyor musun?"

Alparslan Atasoy'un yüz ifadesinin değiştiğini o anda görmüştüm hepsi Atahan'ın dediğine şaşırken ben şaşırmamıştım çünkü onları görmüştüm.

"Benim Atalay olmadığımı sana söylemek için o gün şirketten çıktı sana geliyordu bizde frenlerini kestik. O benimle sevişirken anladı sevgilisi olmadığımı Atalay'ı bedeninden tanıdı."

Sustu ve sonra yine konuştu bu sessizlikte sadece kendisi konuşuyordu çünkü oyun sona ermişti.

"Yeğenin anlamadı ama Atalay olmadığımı."

Babası belindeki silaha doğru hamle yaptı ve bağırdı.
"Kapa lan çeneni şerefsiz!"
Silah sesiyle çığlık atıp kulaklarımı kapamıştım babasını omzundan vurmuştu arkasında duran koltuğuna düşüp vurulan omzunu tutmaya başladı.

"Abi yapma!"

Tolga'nın sesi kulaklarımda yankılanırken Tuğkan babasının yanına geçip yarasına bastırmaya başladı.

"Kahretsin!"

Atahan silahını indirmemişti Tolga silahını almak için koluna atladığında konuştu.

"Ben burada senin işini bitirirken kardeşim orda oğlunun işini bitirecek."

Silah ikinci kez ateş aldığı anda Tolga kolunu kaldırmıştı ve kurşun cama gelmişti o an sadece Tuğkan'ın bağrışlarını duyuyordum bir yandan da babasına yardım etmeye çalışıyordu.

"Tolga! Hemen hastaneye git HEMEN!"

Tolga Atahan'ı bırakıp kapıya yöneldiği anda Atahan arkasına dönmüştü ben doğrulttuğu silaha bakıyordum silahını indirdiği anda duyduğum silah sesiyle kulaklarımı ve gözlerimi kapadım bağırıyordum silah ateşlenmişti kulaklarım artık silah sesinden duyamıyordu.

Uzaklaşan ayak sesinin peşine bu kata gelen sesleri duyduğum anda gözlerimi açmıştım Tolga kaçmıştı vurulan o değildi karşımda dizlerinin üzerine çöken Atahan'ı gördüğüm anda ne yapacağımı bilememiştim hemen arkasında babasının yanında elindeki silahla bana bakan Tuğkan'a baktım masadaki silahla Atahan'ı sırtından vurmuştu.

  Atahan ağzından kanı attığı sırada yere düştü başını yere çarptı o an hiç düşünmeden haraket etmiştim ağlıyordum düştüğü yere yanına çöküp ağzını kapatmaya çalıştım ağzından çıkan kanlara bakarak ağlıyordum sanki bir kez daha çok sevdiğim birini kaybediyor gibiydim.

Odanın içi dolmuştu ve sesler yükseliyordu babası için ambulans aranırken onun başına silahlar çekilmişti.

"İndirin şu silahlarınızı! Görmüyor müsünüz o yaralandı!"

Ne yapacağımı bilmemiştim sadece ağlıyordum ona dokunmaya bile kıyamıyordum gözlerimin önünde oluyordu şimdi anlıyordum bana neden farklı davrandığını benden neden özür dilediğini çünkü o bana cehennemi yaşatan değildi o başkasıydı.

"Hadi uyan aç gözlerini bırakma kendini lütfen..."

Ağlamalarım arasında yüzünü tutuyordum Tuğkan'ı babasını çıkarırken gördüğüm anda göz göze gelmiştik bunu yaptığına inanamıyordum.

"Asya.. sana oyun oynadığım.. için özür dilerim.. seni bugün oradan.. döndürdüm seni korumak iste..."

Her konuşmasında zorlanıyor ağzından kan atıyordu ağlamam hıçkırıklara dönmüştü ölemezdi hayır.

"Hayır hayır hayır! Ölme!"

Kafamı kaldırıp etrafımda silah tutanlara bağırdım.

"Yardım edin! Bırakın şu silahları Allah kahretsin!"

İki adam kollarımın arasından onu bir çöp torbası gibi çekip aldıkları anda onu tutmaya çalışmıştım ne yaptıklarını anlayamamıştım o yaralıydı ama kimsenin umrunda değildi kollarından çekerek çıkarmaya başladıkları anda peşlerine insanları iterek çıkmıştım.

"NAPIYORSUNUZ!"

Onları durdurmaya çalışıyordum şirketin normal çalışanları bile bu kata çıkmıştı ve izliyordular adamlarından biri beni kolumdan tuttuğu anda bağırmaya devam ettim.

"Bırak beni! Nereye götürüyorsunuz onu!"

Çırpınıyor ağlıyordum onu resmen bir pislikmiş gibi götürüyordular inanamıyordum dakikalar içinde yaşanan bu olaya inanamıyordum.

Tolga'dan

Arkamdan gelen silah sesini aldırmadan koşmaya devam etmiştim tek duam o silahın korkutmak için atılmış olmasıydı eğer ki abim abimi vurduysa.. bunu düşünmek dahi istemiyordum.

Adamlarına çarparak ilerliyordum herkes silah sesine kata çıkmıştı bu yüzden merdivenlerden inmem dakikalarımı almıştı.

Arabaya bindiğim gibi hastanenin yolunu tuttum yanımda birini götürmeye vaktim yoktu bu yüzden yolda aramaya karar vermiştim Meteyi aradım ve kulağıma kaldırdım hızlı gitmeliydim ve çok geç olmadan yetişmeliydim.

"Doğanların hastanesine gelin hemen!"

Telefonu kapatıp koltuğa attım ve araçları sollayarak sürmeye devam ettim kırmızıda duramazdım frene basamazdım zaman yoktu.

Hastaneye geldiğim gibi hızla girdim Atahan sandığımız Atalay'ın nerede yattığını biliyordum bu yüzden hızla o kata çıktım kapının önüne gelmeden camdan onları içeride görmüştüm Atalay uyanıktı ama kıpırdayamıyordu çünkü onu yatağa bağlamışlardı kapıyı açmamla Atalay'a doğrulttuğu silahı bana çevirdi.

"Doğan."

Elimi silahıma götürmemiştim onu vurmaya niyetim yoktu.

"Senin burda ne işin var!"

Yatakta çırpınan Atalay'a bakmıştık ikimizde aynı anda.

"Vur şunu Tolgaa! Lanet olsun orospu çocuğuu!"

Tekrar Doğan'a baktım o ise hâlâ Atalay'a bakıyordu.

"Onun yüzünden kardeşim öldü."

Yüzünde hiçbir ifade yoktu ne hüzün ne üzüntü ama acı vardı.

"Bu şerefisizin fantezileri yüzünden kardeşim öldü KARDEŞİM!"

Tetiği çektiği anda silahımı çıkardım.

"Yapma indir silahını!"

Kapının açılmasıyla ikimizde silahlarımızı indirmeden gelene baktık.

"TOLGAA VUR ŞU OROSPU ÇOCUĞUNUU! LAN DOĞAAN ŞURADAN BİR KALKAYIM HAYATINI SİKMEZSEM !"

Atalay'ın bağrışları arasında konuşan adamı duymaya çalışıyordum.

"Abi Atahan'ı vurmuşlar! Çocuklar yola çıktı!"

Doğan'ın bir saniye bile beklemeden koşarak odadan çıkması üzerine elimdeki silahı indirmiştim ne demek Atahan vurulmuştu? Abim onu vurmuş muydu yani? Hayır yapmamıştır onu vurmamıştır.

"Hayır hayır vurulmuş olamaz..."

"Tolgaaa! ÇÖZ LAN BENİ! GEL BURAYA AMINA KOYAYIM! TOLGAAA!"

Yaklaşık on saniye sonra gerçek dünyaya dönmüştüm ve hızla odadan çıktım.

"TOLGAA!"

Atalay arkamdan bağırıyordu ama ben sadece abimi düşünüyordum. Abim. İkinci abimi, ne kadar bizi bırakıp gitmişte olsa o benim abimdi.



Bu bölümde bittiii ne düşünüyorsunuz bakalımmmmm

Gerçek Atalay uyandı buradan sonraki bölümler cinsellik ve şiddet içerikli olacaktır bilginize 🙄

Bir şey daha söylemek istiyorum lütfen okuyorsanız görmezden gelmeyin iyisiyle kötüsüyle yorum yapın yazın çünkü okuyan herkese ihtiyacım var ❤️

Continue Reading

You'll Also Like

56.7K 1.3K 16
"Hoşgeldin , Adalet." Gülümseyerek başımı salladım. "Hoşbuldum , Yiğit abi." Kapıyı sıkıca tutarken cevap verdi. "Aaa. Adalet konuşmuştuk se...
707K 32.5K 26
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...
Benimsin By Zeynep

Teen Fiction

342K 12.2K 60
17 yaşında ki genç kızın İzmirden İstanbula taşınmasıyla hikayemiz başlar.Kızın tek taraflı ilk kez aşık ve sevdiği olduğu kişi ancak, sevdiği kişi...
311K 9.1K 32
Ben kendimi toparlamaya çalışırken o çoktan yerini almış ve emniyet kemerimi takmaya çalışıyordu. "Ben hallederim" diye panikledim hemen çünkü elleri...