Ateşin İzleri

By benyazuyoom

1M 28.7K 6.6K

Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kendini bu... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
Bölüm 78
Bölüm 79
Bölüm 80
SEZON FİNALİ
DUYURU
2. Kitap Kapağı

Bölüm 31

9.2K 254 60
By benyazuyoom

  Cidden söylüyorum yorumları gördükçe çok mutlu oluyorum keşke yorum yapan okuyan herkese sarılabilseydim 🥰🥰

İyi okumalar


Gözümü alan güneşe rağmen uyanmamak için direniyordum üzerimdeki ağırlığın sebebini algılamaya çalışan beynim çoktan uyanmıştı gözlerimi tamamen açtığımda kısa ama etkili bir çığlık atmıştım.

"Hayır olamaz olamaz!"

Üzerimde yatmakta olan Tuğkan'ı itmeye başladığında uyanmıştı gözlerini ovuşturarak bana baktı üzerimde diklenmişti acaba arabanın üstü açık olmasaydı nasıl kalkacaktı üzerimden diye düşünürken Tuğkan kendine gelip hızla üzerimden kalktı.

"Sandığın gibi bir şey olmadı Asya."

"Neden geri dönmedik? Neden üzerimdeydin? Olamaz hayır ya!"

Hızla kalkıp arabadan indim ve üzerimi düzeltmeye başladım ona inanmak istiyordum ama dün geceyi hiç hatırlamıyordum.

"Asya aramızda bir şey geçmedi."

O da benim gibi arabadan inip katlanan hırkasını düzeltiyordu üzerimi düzeltir düzeltmez arabaya geri oturup kapımı kapadım dün gelirken öne binmiştim ama şimdi arkaya oturmuştum bana baktığını biliyordum ama konuşmadım.

"Neden arkaya oturdun Asya?"

"Gidelim lütfen."

Başka bir şey demeden arabaya binip çalıştırdı en iyisi bir müddet konuşmamaktı ve içten içte ona inanmak istiyordum. Telefonumun sürekli titrediğini anca fark etmiştim ve açıp kulağıma kaldırdım karşıda konuşan adamı sadece dinliyordum.

"Tamamdır bugün geleceğim."

Telefonu kapatıp cebime koydum şuan hangi duruma ağlayacağımı şaşırmıştım gözlerimin dolmasına engel olurken rüzgarın saçlarımı uçurmasındaki zevkin tadını da çıkarmaya çalışıyordum keşke hayatım böyle olmasaydı diyordum.

"Kimdi o?"

Aynadan bana bakan Tuğkan'a bakıp tekrar başımı çevirmiştim aşırı utanıyordum ama ona söylemeliydim.

"Dayımdı. Annemin cenazesi için."

Sessiz kalmıştı. Annemin ölümünün üzerinden iki gün geçmişti dayım daha önce beni aramıştı ama başka işlerle uğraştığımızdan geri dönmeye fırsatım olmamıştı şuan o kadar utanıyordum ki yüzüne bakamıyordum bile.

  Yaklaşık yirmi dakika sonra varmıştık salak gibi arabada uyuya kalmıştım kendime inanamıyordum ablamda defalarca aramıştı ona da cevap vermemiştim.

Şirkete girdiğimiz gibi etrafta kimsenin olmaması dikkatimi çekmişti taki Atalay'ı önemli kişilerle yapılan görüşme alanında otururken görene kadar adamları başında ayakta dikiliyordu o ise öldürücü bakışlarını üzerimize dikmişti.

Atalay'ın başıyla adamlarına yürüyün işaretini yaptığında kalbimin hızla çarptığını hissedebiliyordum Tuğkan arkamdan önüme geçip onlara doğru kendinden emin bir şekilde yürümeye başladığında hemen arkasından titreyen bacaklarımla yürümeye başladım bize doğru gelen adamlar yoldan çekilip durmuşlardı Atalay'ın önüne geldiğimiz de ona bakmıyor yere bakıyordum.

"Nerdesin sen?"

Atalay'ın can alıcı soruları başlamıştı bakalım nasıl cevap verecekti ayağa kalkıp Tuğkan'ın üzerine doğru yürümeye başladığında onun yerine ben geriliyordum.

"Şirkete sivil gelmek yasak bunu bilmiyor musun?"

Tuğkan'ın cevap vermesine fırsat vermeden sözlerine devam etti elleri cebinde olduğu yerde dönüp tekrar Tuğkan'a baktı.

"Tabi sen bana ait olanla birlikte olduğundan geç kaldın ve böyle gelmek zorunda kaldın."

Tuğkan'a indirdiği yumrukla olduğu yerde başını çeviren Tuğkan'a yaşadığım anın şokuyla bakıyordum.

"Onun bana ait olduğunu bilmiyor musun? HE?"

Adamları Tuğkan'ın kollarına girip onun haraket etmesine engel olduklarında ikisinin arasına girdim.

"Asya çekil!"

Tuğkan'ın dediğini duymuştum ama çekilmeye niyetim yoktu bu ruh hastası kafasına göre kardeşim dediği adamı dövemezdi.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun! Onu böyle görmek hoşuna mı gidiyor?"

Son söylediğimi dile getirirken arkamda duran Tuğkan'ı göstermek için kenara çekilmiştim ağzından akan kanı gördüğümde içim daha da kötü olmuştu yüzüne dökülen saçlarından gözleri zar zor görünüyordu.

"Seninle sonra hesaplaşacağız."

Bana söylediğinin üzerine tekrar Tuğkan'a dönmüştü ve ikinci yumruğuda yüzünün diğer tarafına atmıştı ağzındaki kanı bu sefer tükürerek dışarı çıkaran Tuğkan'a bakarken canım yanıyordu ona bunu benim yüzümden yaşatıyordu.

Sinirden gözü dönmüştü ve yumruklarını ardı ardına indiriyordu yerinden kıpırdamayan Tuğkan'a yaşlı gözlerle bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. Adamlara bırakın işareti yaptığında derin derin nefesler alıyordu iki üç yumrukla çok yorulmuş gibi görünüyordu yere düşen Tuğkan'a bu seferde arka arkaya tekmeler atmaya başlamıştı öfkesini çıkaramıyor gibiydi sanki yerde yatan kardeşi değilde düşmanıydı.

"Dur diyorum dur!"

Ceketinden çekmeye çalışıyordum ama fayda etmiyordu.

"Geber şerefsiz it!"

Daha şiddetli vurmaya kalktığını anladığım anda önüne geçip onu göğsünden ittirmeye kalktığımda adamlardan birinin kolumu tutmasıyla bağırmaya başladım.

"NE BİÇİM İNSANSIN SEN YERDE YATAN KARDEŞİN SENİN."

Kesik kesik almakta zorlandığı nefeslerinin arasından bana bakıyordu ardından diğer adamlara döndüm.

"YA SİZ? ADAMI BURDA ÖLDÜRÜYOR SİZDE FİLM İZLER GİBİ İZLİYORSUNUZ!"

Bu sözleri sarf ederken en azından birinde bir farklılık olur diye umut etmiştim ama hepsi aynıydı hepsinin yüzünde o anlamsız donuk ifade vardı.

"Yazık size."

Yerde öksürmekten nefes alamayan Tuğkan'a bakmaya bile kıyamıyordum onu o halde görmek istemiyordum.

"Onun haline bak! Ona ne yaptığına bak!"

Arkasına dönmüş terden ıslanmış saçlarını karıştıran Atalay'a bağırmaya devam ediyordum.

"Ben bakamıyorum senin eserine sen bakabiliyor musun?" dedim ağlamaklı bir sesle o ise sertçe bana dönüp kolumdan tuttu ve sürüklemeye başladı.

"Götürün onu burdan!"

Adamlarına verdiği emir karşısında hepsi anca hararetleniyordu bense elinden kurtulmak için çabalıyordum.

"Sıra bana mı geldi?"

Aniden durup arkasına döndüğünde afallamıştım.

"Size bana ihanetin bedelini ödeteceğim."

Beni sürüklemeye devam ettiği anda Tuğkanla aramızda bir şey yaşanmamış olmasına rağmen o kelimeler dökülmüştü dudaklarımdan.

"Sana ihanetin bedelini kim ödetecek?"

Nereye kadar onun malı olarak yaşayacaktım? O nasıl insanlarla beni aldırmadan birlikte oluyorsa bende olabilirdim ne kadar bu adama satılmış biri olsamda ona karşı gardımı bir kez daha indirmeyecektim.

Bu bölümde bitti birdahaki bölümde görüşmek üzere 👋🏻

Continue Reading

You'll Also Like

76.3K 4.8K 26
Savcı ve asker hikayesidir aynı zamanda bir gerçek aile hikayesidir kitabıma bir şans verin lütfen
675K 41.8K 46
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
364K 23.6K 23
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...