Ateşin İzleri

By benyazuyoom

971K 26.4K 6.2K

Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kendini bu... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
Bölüm 78
Bölüm 79
Bölüm 80
SEZON FİNALİ
DUYURU
2. Kitap Kapağı

Bölüm 10

28.2K 807 160
By benyazuyoom

   Yorum yapan yapmayan herkese okuduğunuz için teşekkür ederim ☺️

   İyi okumalar


  Tuğkan Atalay'ın önüne geçip babamın tuttuğu kolumu sertçe tutup evden dışarıya sürüklemeye başladı.
  Direnmiyor onun beni götürdüğü yere gidiyordum babamın bana yaptığını hayatım boyunca unutmayacak ve onu asla affetmeyecektim bana bunu yaşatanın babam olmasını aklım almıyordu beynin durmuş sürüklenen yere doğru gidiyordum.

Evimiz müstakil küçük eski bi yapıydı, ayağım toprağa sürtündüğü her noktasında sızlıyordu kendi evimden ikinci kez götürülüyordum ve bu sefer ailemin gözünün önünde.

"Bırakın Asyamı!"

Annemin feryadı tüm mahalleyi inletirken babam ise sadece izliyordu, bana yaptığını ona asla unutturmayacaktım artık bana neden bana aitsin dediğini anlıyordum çünkü onun malıydım.

"Sizi âdi pislikler bırakın!"

Arabaya bindirilirken bize doğru gelmeye çalışan annemi ve Şule ablamı tutup engelleyen takım elbiseli adamları çok net görebiliyordum. Çaresizlik şuan hepimizin yaşadığı çaresizlik ellerini kollarını bağlamıştı beni kurtarmaları imkansızdı.

  Atalay gelip arabaya bindiğinde Tuğkanda hemen yan koltuğunda oturuyordu evimden uzaklaşırken gördüğüm tek şey annemi ve ablamı engellemeye çalışan adamlar ve babama saldıran Şule ablamdı.

Donmuş yüzüm ifadesizdi sadece öylece bakıyor düşünemiyordum.
  Yaklaşık beşyüz metre ilerledikten sonra aniden durmasıyla sarsılıp kendime gelmiştim.

"İn."

Atalay'ın lafını ikiletmeden inen Tuğkan'ın kapıyı kapatmasıyla hızla uzaklaşmaya başladık, arka camdan baktığımda elleri cebinde gidişimizi izliyordu ardından siyah jeep yanında durmuştu.

"Allah kahretsin! Kahretsin!"

Bağırıyor, sertçe direksiyona vuruyordu.

"Bana yanlış yapmamanı sana söyledim!"

Sesimi çıkarmıyordum. Arabayı otoyoldan çıkarıp orman yoluna doğru sürmeye başlayınca için korkuyla kaplanmıştı ama şuan hiçbir şey canımı yakamazdı.

"Neden akıllanmıyorsun! He?!"

Ona yaptığım şeyin onu çok sinirlendirdiği belliydi ama onu polisler götürmüştü nasıl olmuştu da bu kadar kısa sürede serbest bırakılmıştı anlayamıyordum.

"Benden kaçamayacağını anlamadın mı!"

Bağırmaya devam ederken arabayı ne kadar hızlı kullanmaya başladığını fark etmemiştim.

"Baban seni bana getirdi artık bana aitsin bana anladın mı!"

Arabayı aniden durdurup arabadan indiğinde onun indiği tarafın tersine doğru kaçtım ve kapıya doğru sindim, kapıyı açıp bana doğru uzandı ve kolumdan çekerek beni arabadan indirmeye çalıştı, inmemek için direniyordum arabanın koltuğuna ve kapılara tutundum ama fayda etmemişti beni dışarıya çekmesiyle yere düşmüştüm.

"Sana.."  dedi bana kısık bir sesle.

"Bana ihanetin bedelini ödeteceğim."

Yüzüm yere dönük ellerimle yere dokunuyordum, yürüyüp arabanın arkasına geçip bagajı açtığında yüzümü yerden kaldıramamıştım bile, bana doğru yürümeye başladığında hafiften başımı kaldırıp yerde sürüyerek getirdiği demire baktım.

"Sen bayılana kadar durmayacağım."

~~~~~~~~


  Yarı açık bilincimle nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum tüm kemiklerim sızlıyor her yanı acıyordu.

"Gel al bunu burdan." 

dediğini duymuştum Atalay'ın, yerde yan şekilde yatıyor ve karnımı tutuyordum yüzüme düşmüş saçlarımdan sadece ayaklarını görebiliyordum ardından bana yaklaşıp önümde ayaklarının üzerine eğildi yaklaşık on saniye beni izlemişti baygın olduğumu düşünüyordu belkide öyleydim.

Arabayı çalıştırıp hızla uzaklaşmıştı beni burada koskoca ormanda yalnız başıma bırakıp gitmişti, ne haraket edebiliyordum ne de konuşabiliyordum burada olduğumu kimseye duyurma şansım bile yoktu çok geçmeden yaklaşan araba sesiyle geldiğini anlamıştım, telefonda gel al dediği kişi beni almaya gelmişti keşke beni burada böylece bıraksaydı da ölseydim.

Arabadan inip önümde durmuştu biraz bekledikten sonra beni kucağına aldı acıdan sayıklıyordum.
Beni arabanın arka koltuğuna çok yavaş bir şekilde yatırmıştı sanki bana dokunmaya kıyamayan dokunsa kırılacak bir eşyaymışım gibi davranmıştı.

Ormandan çıkarken gözlerimi açıp arabanın üstündeki camdan ağaç dallarını izlemeye başladım hayat acımasızdı çok canımı yakmıştı kurtulmama izin vermemiş daha çok içine çekmişti.
  Ayın aydınlattığı gökyüzü bana ilk kez bu kadar güzel geliyordu.

  Arabanın durmasından geldiğimizi anlamıştım kapıyı açıp yavaşça beni dışarı çekip kucağına aldığında farklı bir yerde olduğumuzu anladım.



Ormanın ortasına yapılmış bir çiftlikti burası evin hemen beşyüz metre ilerisinde göl vardı evde oldukça büyüktü tahtadan yapılmış olması dikkat çekiciydi evin büyük boydan camları siyah çatısı ve küçük balkonlarıyla tam çiftlik eviydi.

Beni eve kucağında götürürken görebileceğim heryeri görmeye çalışıyordum beni bu evde nereye koyacaklarını bilemezdim belkide beni bodrum katına kapatacaklardı.

Evin hemen girişinde çiçekler ve çevresinde koltuklarıyla duran bir masa vardı uzaklara baktığımda ilerisinde atların olduğu yeri görebiliyordum burası her insanın sahip olmak isteyeceği bir yerdi ya da gelip tatil yapmak kafa dinlemek isteyecekleri bir yerdi ama benim öyle bir şansım yoktu burada bana yaşatacaklarını tahmin etmek bile istemiyordum.



   Eve beni kucağında girmişti hemen girişte kocaman bir alan vardı ve şömine yanıyordu demekki daha önce buraya gelip şömineyi yakmıştı.
Beni hemen şöminenin önündeki kahverengi deri koltuklardan birine yatırıp şömineye odun atmaya gitmişti.

Evin tavanı çok ürkütücü görünüyordu daha doğrusu evde tavan denilen bir şey yoktu yukarısı ağaçların gövdeleriyle kaplıydı ve ortasında kocaman bir avize vardı, avizenin etrafa saçtığı loş ışık saniyelik bana iyi hissettirmişti.

Etrafa biraz daha dikkatli baktığımda evin sadece ağaçtan değilde taştanda yapıldığını fark etmiştim yattığım yerin karşı duvarında bilerek yapılmış bir boşluk ve içerisine yerleştirilmiş dolap vardı dolap ise alkollerle doluydu.

Avizenin aydınlatması yetmediği için iki tekli deri koltuk arasında duran masanın üzerindeki gaz lambasına benzeyen şeyide yakmışlardı.

  Dışarıdan gelen lastik sesiyle Tuğkan kucağındaki odunları bırakıp telefonunu bıraktığı yerden aldı ardından bana doğru hızla yanaşıp hemen koltuğun tepesinde duran örgüden yapılmış örtüyü alıp üzerime örtmeye başladı.

"Ne derse yap."

Sözüyle kapının açılması bir olmuştu, başım kapıya ters tarafa doğru olduğundan geleni göremiyordum. Tuğkan bir şey demesine fırsat vermeden evi terk etmişti.
Yavaş adımlarla salonun ortasından geçip alkol şişelerinin olduğu tarafa doğru yürümeye başladı.

"Gecemiz uzun olacak."

Sesiyle tüylerim diken diken olmuştu.

Okuyorsunuz yorum ve beğeni neden yapmıyorsunuz ki 🥺

Continue Reading

You'll Also Like

Benimsin By Zeynep

Teen Fiction

340K 12.2K 60
17 yaşında ki genç kızın İzmirden İstanbula taşınmasıyla hikayemiz başlar.Kızın tek taraflı ilk kez aşık ve sevdiği olduğu kişi ancak, sevdiği kişi...
3.1K 215 13
"kaybedecek hiçbir şeyi olmayan birinin aşkıyla savaşamazsın, brooklyn." "tekrar dene, harry."
142K 7.8K 33
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
259K 16.4K 20
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...