ASİL bxb

By onlycherrypie

2.6M 147K 79K

-TAMAMLANDI- -YETİŞKİN İÇERİK- Asil, yalnız bir çocuktu. Sessiz ve ona yalnız hissettiren evinden uzaklaşmak... More

1. BÖLÜM: ''VANİLYA''
2. BÖLÜM: "ASİL"
3. BÖLÜM: "HUZUR"
4. BÖLÜM: "DEVRAN"
5. BÖLÜM: "GÜVENLİK ÖNEMLİ"
6. BÖLÜM: "DOLDURULAN BOŞLUKLAR"
7. BÖLÜM: "ŞAPŞAL"
8. BÖLÜM: "AKŞAM YEMEĞİ"
9. BÖLÜM: "DENEYELİM"
10. BÖLÜM: "KAFA KARIŞIKLIKLARI"
11. BÖLÜM: "DANS PİSTİ"
12. BÖLÜM: "BEKLENMEYEN MİSAFİR"
13. BÖLÜM: "ŞEFKATİN KOYNUNDA"
14. BÖLÜM: "YATAK KEYFİ"
15. BÖLÜM: "İYİLEŞTİREN BAZI ANLAR"
16. BÖLÜM: "BUĞULANAN CAMLAR"
17. BÖLÜM: "ÇOK DÜŞÜNMEK"
18. BÖLÜM: "MERCANKÖŞK"
19. BÖLÜM: "KÜTÜPHANE"
20. BÖLÜM: "MUTFAK"
21. BÖLÜM: "FOTOĞRAF"
22. BÖLÜM: "KABUL OLAN DUALAR"
23. BÖLÜM: "SIRLAR"
24. BÖLÜM: "TEHLİKELİ BİR ÇİFT"
25. BÖLÜM: "HAZIRLIKLAR"
26. BÖLÜM: "SORU İŞARETLERİ"
27. BÖLÜM: "FİNLANDİYA"
28. BÖLÜM: "SOĞUK ve SICAK"
29. BÖLÜM: "İNGİLTERE - BRIGHTON"
30. BÖLÜM: "YENİ YIL ARİFESİ"
31. BÖLÜM: "HEDİYE"
32. BÖLÜM: "HAVAİ FİŞEKLER"
33. BÖLÜM: "HAYALLER VE KARARLAR"
34. BÖLÜM: "İTALYA"
35. BÖLÜM: "ŞÖMİNE ATEŞİ"
36. BÖLÜM: "AİLE"
37. BÖLÜM: "00:00"
38. BÖLÜM: "SÜRPRİZ"
39. BÖLÜM: "DOĞUM GÜNÜ"
40. BÖLÜM: "YAKINLAŞMALAR"
41. BÖLÜM: "KULÜP"
42. BÖLÜM: "AKŞAMDAN KALMA"
43. BÖLÜM: "SON MANTI BÜKÜCÜLER"
44. BÖLÜM: "FRANSA - PARİS"
45. BÖLÜM: "RED"
46. BÖLÜM: "TAPMAK"
47. BÖLÜM: "ACİL DURUM"
48. BÖLÜM: "DEVİL"
49. BÖLÜM: "MANİPÜLE"
50. BÖLÜM: "KAN VE GÖZYAŞI"
51. BÖLÜM: "GÜNAH ÇIKARMA"
52. BÖLÜM: "NORMALE DÖNÜŞ"
53. BÖLÜM: "SENDEN ÖNCESİ YOK"
54. BÖLÜM: "TAVİZ"
55. BÖLÜM: "FİLM GECESİ"
56. BÖLÜM: "ÖN YARGI"
57. BÖLÜM: "OYUNBAZ"
58. BÖLÜM: "HİKAYE"
59. BÖLÜM: "TEN UYUMU"
60. BÖLÜM: "GÖLGE"
61. BÖLÜM: "KISKANÇLIK"
62. BÖLÜM: "MUM ALEVİ"
63. BÖLÜM: "KUTLAMA"
64. BÖLÜM: "BAZI GİDİŞLER"
65. BÖLÜM: "ŞİFAYI KAPMAK"
66. BÖLÜM: "İLGİ"
67. BÖLÜM: "HAYALPEREST"
68. BÖLÜM: "DİZ ÇÖKMEK"
69. BÖLÜM: "NORMAL SEVGİLİLER"
70. BÖLÜM: "YENİ YÜZLER / YENİ HİSLER"
71. BÖLÜM: "HOLDING"
72. BÖLÜM: "MAZİ"
73. BÖLÜM: "FELEKTEN BİR GECE"
74. BÖLÜM: "TATLILAR"
75. BÖLÜM: "BAŞ KÖŞE"
76. BÖLÜM: "KAÇIRILAN UYKU"
77. BÖLÜM: "FİDANLAR AĞACA"
78. BÖLÜM: "PLANLAR"
79. BÖLÜM: "KONUŞMADAN ANLAŞMAK"
80. BÖLÜM: "TÜYOLAR"
81. BÖLÜM: "DEPREM"
82. Bölüm: "KONUŞA KONUŞA"
83. BÖLÜM: "KALP ÇARPINTISI"
84. BÖLÜM: "MİMİ"
85. Bölüm: "RÜYA VE ARDINDAN GELEN"
86. BÖLÜM: "GEÇMİŞTEN GELEN"
87. BÖLÜM: "GİZEM PERDESİ"
88. BÖLÜM: "KAFA DAĞITMAK"
89. BÖLÜM: "AŞK"
90. BÖLÜM: "BAHAR"
91. BÖLÜM: "GERÇEK"
92. BÖLÜM: "SARHOŞ"
93. BÖLÜM: "KÜP CAKE"
94. BÖLÜM: "UYUM"
95. BÖLÜM: "KUBİLAY..."
96. BÖLÜM: "KAPI ÖNÜ"
97. BÖLÜM: "CESARET PELERİNİ"
98. BÖLÜM: "SINAV"
99. BÖLÜM: "DOKUZ NUMARALI..."
100. BÖLÜM: "YAZ BAŞLARKEN" (FİNAL tadında... 😉)
101. BÖLÜM: "KARİKATÜR"
102. BÖLÜM: "MASUM"
103. BÖLÜM: "OLMAYACAK SENARYOLAR"
105. BÖLÜM: "BEKLENEN MİSAFİRLER"
106. BÖLÜM: "ÖZLEŞMEK"
107. BÖLÜM: "MİNNET?!"
108. BÖLÜM: "KALABALIK SOFRALAR"
109. BÖLÜM: "SAHİL"
110. BÖLÜM: "BABA-OĞUL"
111. BÖLÜM: "SUS PUS"
112. BÖLÜM: "MEVZU"
113. BÖLÜM: "BARBAR."
114. BÖLÜM: "AY IŞIĞI ALTINDA"
115. BÖLÜM: "KUŞ TRİBİ"
116. BÖLÜM: "DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIR..."
117. BÖLÜM: "KAPIŞMA"
118. BÖLÜM: "UZANMIŞIZ KUMSALA..."
119. BÖLÜM: "STİL İKONU..."
120. BÖLÜM: "MEZUNİYET"
121. BÖLÜM: "HAYATIN AKIŞINDA..."
122. BÖLÜM: "YENİDEN DOĞMAK"
123. BÖLÜM: "SÜRÜŞ DERSİ..."

104. BÖLÜM: "FRANSIZ TURİST MESELESİ"

12.4K 948 221
By onlycherrypie

Merhabalarrr
❤️🌺❤️🌺❤️

Bölümün adından bir takım çıkarımlar yaptığınızı varsayıyorum ve bölüme geçiyorum 😋😋

Keyifli okumalarr
❤️

FERDİ 😻

KERİM 💀

104. Bölüm:

Ferdi serin suyun içinde bir o yana bir bu yana yüzmekten yorulmuş olacak ki bir süre sonra nefes nefes durup saçlarını geriye atarak tekneden onu izleyen Kerim'e baktı.

Gözleri öyle mavileşmişti ki, Kerim onların normalde yeşile yakın bir renk olduğunu bilmese asla maviden başka bir renge bürünebileceklerine inanmazdı.

Adam akşam güneşinin güzelliğinin altında sabit bir ifadeyle dakikalardır Ferdi'yi izliyordu. İfadesi sabitti ancak bakışları suyun içinde ışıldayan sevgilisi sayesinde bambaşkaydı. Alev alevdi... Saçları ise kısa bir süre önce Ferdi'yle beraber denizin içinde olmasından dolayı hala nemliydi.

"Su soğuk gelmiyor mu sana?" diye sordu kendisine gülümseyerek bakan çocuğa. "Hasta olmanı istemem."

"Yok be, sıcak." Sıcak diyordu ama güzel dudaklarının rengi koyulaşmıştı ve morarmış gibi duruyordu karşıdan bakınca. Suya alıştığı için soğuğu hissetmiyordu ama dudakları kendini ele veriyordu.

"Ne zaman yanıma geleceksin? Yemekten önce biraz sarılıp uzanırız diyordum." Kerim böyle konuştukça Ferdi'nin içi gıdıklanıyordu.

Bu adam ona bağımlı olmuştu.

Az önce suyun içinde beraberdiler, ondan öncesinde de teknede yine beraberdiler. Ama Kerim sanki tüm yakınlıkları asla yeterli değilmiş gibi çocuğun sudan çıkmasını istiyordu ki ona sarılabilsin.

Onu havluyla kurulamak ve güneş hala biraz sıcaklık yayıyorken minik güvertede onu ısıtmak istiyordu. Sadece sarılarak... Başka bir isteği yoktu şimdilik. Belki tuzlu tenini ve dudaklarını öpmekle yetinirdi.

İçi gıdıklanan sadece Ferdi değildi, koca adamın da içi kaynıyordu Ferdi'ye baktıkça. Onun olduğunu bildikçe... Ve biliyordu ki bu his eskiyecek gibi değildi.

"Özledin mi aşk? Sen neden gelmiyorsun yanıma?" Ferdi tekneye çıkan merdivenlere yanaşıp tutunsa da davetkâr bir tavırla sevgilisine bakmayı ihmal etmedi. "Niye çıktın ki sudan sen?"

"Seni izleyebilmek için."

Ferdi'nin gülüşü sendeler gibi oldu. Yutkundu ve etkilenmemiş gibi görünmeye çalıştı beceriksizce.

"Öyle uzaktan uzaktan, hiç dokunmadan?" diye sordu ardından keyifle.

"Gel diyorum işte, biraz sarılalım."

Ferdi adamın kendisini gerçekten yanında istediğini farkedip metal merdivene tutunarak tırmandı ve üzerinden süzülen sulara aldırmadan onun hemen önünde dikiliverdi. Şortu, bedeninden akan ve kumaşı ağırlaştıran su yüzünden belinden düşecek gibiydi, adonisleri belli oluyordu fazla kalıplı olmamasına rağmen kaslı olan bedeninde.

Kerim kenardaki havluyu alıp onun omuzlarına atmakta gecikmedi ve ellerini çocuğun kasıklarının V şeklindeki belirgin girintisine sürterek onun şortunu biraz yukarıya çekti. "Bunu giymesen daha az şeyin meydanda olacak gibi." diye söylendi kendi kendine. Çocuğun bir anlık temasla kasıldığını hissettiği için dudağının kenarı istemsizce kıvrılmıştı.

"Çıplak yüzemem heralde Kerim. Ya caretta carettalar çükümü kaparsa? Ya piranalar çok kıymetli totomu kemirmeye karar verirse o zaman ne yaparsın Kerim? Sen var ya oturup ağlarsın benim kıymetlilerime bir şey olursa."

Adamın havluyla kendisini kurulamak istediğini anlayınca bu işi ona bırakıp öylece dururken enerjisini çenesine aktarmıştı çocuk.

"Ağlarsam ağlarım." dedi Kerim ciddi bir tavırla. "Komik mi bu dediklerin şimdi?"

Ferdi adamın ciddi ifadesine baktı ve güldü. Adamın elindeki havluyu alıp kenara attı, Kerim'in elini kavradı ve ıslak şortunun örttüğü aletinin üstüne bıraktı. "Bak yemediler, burada seninki." dedi heyecanlanarak.

Kerim elinin altındaki aleti okşadı birkaç kez refleksle. Sonra sakince bıraktı ve derince yutkundu. "Başını eğ, saçlarındaki suyu alayım." dedi.

Ferdi uysal bir tavırla başını öne eğerek Kerim'in saçlarındaki fazla suyu almasına müsaade etti. "Sen benimle böyle ilgilenince tahrik olmam normal mi amına koyayım?" diye sordu. Sesi öyle utangaç, söylediği şey ses tonuna öyle zıttı ki Kerim neredeyse sırıtacaktı. Ama gülüp onun kendisini kötü hissetmesine neden olmak istemedi.

"Hoşuna gitmesine sevindim." dedi gülmek yerine. "Seninle böyle ilgilenmek benim de çok hoşuma gidiyor."

"Ben seninle az mı ilgileniyorum?" Ferdi'nin merakla sorduğu şey Kerim'in kaşlarını çatmasına neden oldu.

Çocuğun tüm ilgisi günlerdir kendi üstündeydi, Kerim bu yüzden ve diğer tüm sebeplerden ötürü öyle tatmin olmuş hissediyordu ki, sanki hayattaki amacı tamamlanmıştı. Ferdi'yle olmaktı tek gayesi ve bunu başarmıştı. Bu hayatta onu daha mutlu edecek başka bir olay daha olacağını sanmıyordu.

Yine de tüm bunlara rağmen çocuk ona bu soruyu soruyordu... Kerim konu Ferdi olunca mızmız bir adamdı. Üzerindeki ilginin azaldığını hissetse bunu dile getirmekten çekinmezdi. Tıpkı az önce Ferdi'nin denizden çıkmasını ve yanına gelmesini istediği gibi, ufak tefek şekillerde Ferdi'ye ihtiyacı olduğunu belli ederdi.

"Sana az mı geliyor bana gösterdiğin ilgi?" diye soruyla karşılık verdi çocuğun sorusuna.

"Bilmem ki, seni içime sokasım geliyor, sonra senin içine girmek istiyorum, yani en dibinde olmak-" Durup adamın değişen bakışlarına baktı. Bir tartışma çıkarmak şu an isteyeceği son şeydi. Adama sokulup onun beline sarıldı. "Ya o anlamda değil. Vallaha bak!" dedi. "Bir bütün olmak gibi, dibinden ayrılmamak, seni her daim hissetmek gibi demek istedim."

Kerim onu anladığını belli edercesine başını salladı ve rengi koyulaşmış dudaklarına kışkırtıcı bir öpücük bıraktı. "Hislerimiz karşılıklı. Güzel..." Devam etti. "Ve bana gösterdiğin ilgi tatmin edici, kendini sorgulamanı gerektirecek bir durum yok Mon Mimi."

"Şimdi seninle böyle olmaya çok alıştım ya... Eve dönünce şaftım kayacak benim kesin." diye sızlanır gibi söylendi Ferdi. "Evdekileri de çok özlüyorum ama seni daha çok özlersem durumlar nasıl olacak hiç kestiremiyorum."

"İstediğin zaman beraber olacağız. Tatilin sonunda ayrı düşmeyeceğiz Mimi. Dilediğin an kapında olurum, biliyorsun. Evim, evin. Artık ailen bizi biliyor ve bu bizim için büyük bir nimet. Özgürüz, destekleniyoruz. Benim içim rahat."

Ferdi adamı tutuşunu sıkılaştırdı. "Zeliş beni uzun süre bir yere bırakmaz. O açıdan da için rahat mı canım adam?"

Kerim'in keyfi gözle görülür bir şekilde kaçtı. "Beni sevmesini sağlayacağım." dedi emir almış bir asker edasıyla. "Sıkıntı yok."

"Paylaşılamamak çok güzel his var ya..."

Kerim onun elmacık kemiğini ısırıp canını acıtmadan bekledi ve ardından şefkatle öptü. "Sevilince ne güzel şımarıyorsun." diyerek farkında olduğu bir gerçeği dile getirdi.

"Güzel şımartıyorsun."

"Sen de beni ilgi arsızı bir adam haline getirdin." Kerim'in itirafı Ferdi'yi diğer tüm itirafları gibi hazırlıksız yakalamış ve epey etkilemişti yine.

Adamın üstünde sahip olduğu gücü dinlemek ve o güce şahit olmak hoşuna gidiyordu. Kerim onu oturacakları yere çekerken itiraz etmeden onunla gitti ve örtülerin arasına girip ısınmaya başlayan bedeniyle yanındaki adamın sıcaklığının keyfini çıkardı.

"Hiç belli olmuyor ilgi arsızı olduğun." dedi daha fazlasını duymak istediği gözlerinden bile belli olurken.

"Yanımdan bir metre öteye gitmeni istemiyorum, belli olmuyor mu sahiden?"

Kerim onun omzunu öpüp dilini az önce hayal ettiği gibi tuzlu teninde kaydırınca Ferdi biraz dönerek bir elini kendisi gibi uzanmakta olan adamın kaslı bacağına attı ve usulca okşadı. "Zaten beni denizin ortasına kaçırdın ve senden bir metre öteye gidemeyecek duruma getirdin."

"Seni kaçırmamdan hoşnutsun. Yalan mı?"

Ferdi omzundan boynuna kayan öpücüklerle beraber yattığı yerde kıpırdanırken Kerim'in bacağında olan tutuşu sertleşti.  "Kendi ayaklarımla geldim tıpış tıpış. Gönüllü bir adam kaçırma oldu diyebiliriz."

"Bedenindeki tüm tuzu yalayıp susuzluktan kurumak istiyorum." Kerim cümlesi biter bitmez dudaklarıyla Ferdi'nin boynundaki lezzetli bir alana öyle bir yapıştı ki Ferdi ağzından çıkan inlemeyi engelleyecek vakti bulamadı bile.

Uslu uslu konuştuklarını sanıyordu, flörtleşiyolardı kışkırtıcı bir şekilde. Ama bu cümleyi ve hamleyi beklemiyordu adamın sakin tavırlarının ardından. "Ke-kerim..." diye inlemeye devam ederken elini adamın bacağından çekip tamamen sırtının üstüne düştü.

Adamın ensesindeki saçları kavrayıp öylece kaldı. Onu geri mi çekse yoksa boynuna daha çok mu bastırsa karar verememiş gibiydi.

Kerim onun boynunu hırsla öpmeye ve emmeye devam ederek keyfini çıkarırken kendine engel olamayıp bir bacağını çocuğun üstünden diğer tarafa atınca Ferdi sertleşme başlayan aletini adamın bacağına doğru bastırdı. "Sadece tadına bakacağım." dedi Kerim. "Sense hemen kıvama geldin." İleri gitmeyeceğini ima ediyordu ama çocuğun üstüne çıkan da kendisiydi... Önce kendisini ikna etmesi gerekiyordu belli ki.

Ferdi nefesini toparlamaya çalışıp dağılmış halini süzen adama baktı. "Sa-sadece tadıma mı?" diye kekeledi. Afallamıştı.

"Gerçekten sana sarılmak ve uzanmak istiyordum Mimi. Yalan değildi. Dayanamadım ama bir an... Çok güzel kokuyorsun. Güzel kokuna güneş kreminin ve denizin kokusu karışmış."

Gerisin geri yana kayıp üstünden çekilince Ferdi ona garip garip baktı. Moda girmek üzereyken adamın geri çekilmesi ne alakaydı? İkidir bunu yapıyordu. Geçen gece ağlayarak uyandığında da sevişeceklerini sanmıştı ama adam devamını getirmemişti. Beraber uyuyup geceyi öyle noktalamışlardı.

Şimdi de böyle yapması Ferdi'yi sinirlendirmişti birazcık.

"Ee güzel kokuyorum, boynumu emcüklüyorsun, ama?"

"Ama ne?"

"Kerim, senin için iki saniyede ne biçim sertleştiğimi görmüyor musun?"

Kerim gözlerini aşağıya indirip bahsedilen sertliğe baktı. "Görüyorum." dedi.

"Maşallah. Gözün var demek, görüyorsan." Ferdi uzanma pozisyonundan oturma pozisyonuna geçerken onun bu atarlı hali Kerim'i gülümsetti.

Ona sadece cinsel anlamda yanaşmak istemiyordu. Bunun kendisi için zor olacağını sansa da hiç zorlanmıyordu. Ferdi'yle yumuşak vakitler geçirmek de dibine kadar keyifliydi.

Ama demek ki Mimi'si o yumuşaklığa bir yere kadar dayanabiliyordu. Devamını getirmeden yarıda bırakılmak onu kızdırıyordu.

Eh, diye düşündü Kerim ona hak vererek. O da beni yarım bıraksa ben de tavır yapardım kesin...

Oturmakta olan çocuğun koluna bir öpücük kondurup kolunu bileğinden dirseğine kadar tahrik edici bir dokunuşla okşadı. "Yemekten önce başka şeylere mi doymak istiyorsun?" diye sordu.

Ferdi başını Kerim'in olmadığı tarafa çevirerek uzaklara baktı. Şerefsiz, diye düşündü. Ama kolunu çekmek ve adamın temasından kaçmak gibi bir hamle yapmıyordu. Ne güzel öpüyordu minik minik, ne güzel okşuyordu bileğini...

Ne demişti az önce? Bedenindeki tüm tuzu yalayıp susuzluktan kurumak istiyorum...

Ne çabuk vazgeçmişti?

Ferdi de sadece sarılıp uzanmaktan keyif alırdı ancak böyle tahrik olmuşken değil. Suyun içinde de epey bir temas edip yakınlamışlardı doğal olarak ve çocuğun bedeni bu durumdan epey etkilenmişti.

"Konuşmuyorsun demek... Sana ceza vermem için mi yüzüme bakmıyorsun?"

Ferdi hışımla ona dönüp ters ters baktı. "Beni kışkırtma ya!" dedi.

"Çok kolay kışkırıyorsun güzel kedi..."

Ferdi'nin çatık kaşları komik bir şekilde oynaştı. Adamın hitabına karşı yumuşamamaya çalıştı.

O sırada teknenin biraz uzağından duyulan müzik sesi ve kahkahalar ikisinin dikkatini de bir anda dağıtıverdi. Günlerdir kendilerinden başka bir insanla iletişim halinde olmadıkları için (yaptıkları telefon görüşmeleri hariç...) farklı bir ses duymak ikisine de çok garip gelmişti.

Çok geçmeden onlarınkinden biraz daha büyük bir turist teknesi biraz uzaklarında durarak Ferdi'nin ayaklanmasına neden oldu.

Teknenin sancağındaki bayraklar sallanıyordu. Ferdi az önceki ruh halinden sıyrılarak kenara doğru yanaştı ve elini gözlerine siper edip diğer tekneye baktı. Ardından heyecanla Kerim'e döndü.

"Fransızlar." dedi. Tekneden yükselen şarkı aralarındaki hatrı sayılır mesafeye rağmen kulaklarına ulaşıyordu ve bayrağı da tanımıştı.

Ferdi yeniden gelen tekneye bakmak için döndüğünde Kerim keyifsiz bir şekilde yerinden kalktı, çoçuğun beyaz tişörtünü eline alarak onun yanına doğru adımladı. Yüzü düşmüştü.

Karşı teknedeki yolculardan birkaçı Ferdi'nin onlara baktığını farkederek gülüştüler ve birkaç genç kız Ferdi'ye el salladı. Yaşları Ferdi'den küçüktü, öylesine el sallamışlardı kendileri gibi bir tekne gördükleri için. Ferdi de karşılık olarak onlara el salladı.

Koca denizin ortasında dilini bile henüz tam bilmediği insanlarla aralarında metrelerce mesafe varken bile bir şekilde iletişim kurabiliyordu, sıcak kanlıydı ve çekinmiyordu. Kerim buna hayret ettiği kadar, sinir de olmuştu istemeden, komik görünüyordu. Tişörtü, çocuğa bir şey demeden onun başından geçirdi ve sevgilisinin çekici vücudunu yabancı gözlerin radarından çıkardı.

"Hala kurumadım." dedi Ferdi el sallaması bölünse de bir şey dememişti. Kollarını da tişörte geçirip tişörtün yakasını düzeltti.

"Kurudun." dedi Kerim agresif bir sesle.

"Bu tarafa yüzerler mi?" Ferdi demirlere yaslanıp epey kalabalık olan grubu izlemeye devam etti. Birkaç kişi daha el sallayıp ağır Fransız aksanıyla bir şeyler söylemişlerdi ama Ferdi ne dediklerini pek anlamamıştı. İyi günler tarzı bir şeyler söylüyorlar gibi gelmişti anlayabildiği kadarıyla.

"Buraya neden yüzsünler?" diye sordu Kerim. Ferdi'nin yanına geçerek çocuğu tam önüne aldı ve onun iki yanından demirlere tutunarak çocuğun arkasında ona dayanarak dikilmeye başladı.

Dışarıdan bakan gözlere sunmak istediği manzara belliydi. Beraber olduklarının sinyalini neon ışıklı tabelalarla beraber veriyordu sanki karşıdaki gruba.

Başarılı da oluyordu.

"Konuşurduk üç beş kelime. Kötü mü olurdu?"

Kerim dişlerini sıktı. İşte şimdi o ilgi arsızı adam haline bürünebilirdi. "Biz bir şey konuşuyorduk. Dikkatin çok çabuk dağıldı sevgilim." diyerek Ferdi'nin tam kulağının altındaki hassas deriyi öperek çocuğun tüylerini diken diken etti.

Ferdi kendisini farkında olmadan arkasındaki adamın kasıklarına doğru bastırdı. "Bizi i-izliyorlar." dedi Kerim'i uyarır gibi. Elalemin önünde sınırı aşmaları ayıp olurdu.

"Bakmasınlar."

Ferdi güldü. "Ne?"

"İçeri girelim." diyen Kerim bir elini demirden çekerek Ferdi'nin karnını saracak şekilde açıp çocuğu karnından tuttu ve iyice kendine çekti. "Yemek hazırlamamız gerek."

"Daha acıkmadım." Suya atlayan birkaç kişiyi görünce cidden kendilerine doğru yüzeceklerini sanarak heveslense de insanlar onları rahatsız etmemek adına aradaki mesafeyi koruyarak kendi teknelerinin etrafında eğleniyorlardı.

"Öğlen de pek bir şey yemedik. Bugün akşam yemeğini erken yiyelim."

Ferdi adamın kıskançlıktan kudurduğunu anlamıyordu çünkü onun yüzünü görmüyordu. Kerim yine boynuna öpücükler dizmeye başlayınca çocuk yutkunup olduğu yerde ona sürtünmek zorunda kalarak döndü ve adama baktı. "Acıktın mı?" diye sordu saf saf.

"Hmm..." diyerek onaylar gibi bir ses çıkardı Kerim. Ferdi'nin çenesini öpüp çocuğun hafif uzamış sakalının üstünde dilini gezdirerek ıslaklığını oraya yaydı.

"Bana mı acıktın, yemeğe mi?"

Kerim onun çenesini serbest bırakıp yanık bakışlarıyla Ferdi'ye baktı. "Kafamı şişirdiler." dedi çalmaya devam eden hareketli müziği kastederek. Konudan tamamen alakasız bir şeyden bahsetmeye karar vermişti. Belki de onun aklındaki konu tam da buydu...

"Eğleniyor insanlar işte. Müzik, dans... Baksana-" Tam arkasını dönüp bakacaktı ki Kerim bir şekilde onu durdurmayı başardı.

"Sen eğlenmiyor musun?"

Ferdi olayı biraz çakar gibi olunca kaşları havalandı, bir şey demek için açtığı ağzını kapatarak dudaklarını birbirine bastırdı. "Eğleniyorum..." diye mırıldandı. "Sen bir garipleştin, hayırdır?" diye sordu.

"İçeriye geçelim, anlatırım yemek yaparken."

Ferdi güldü. "Kıskanma, kıskanma." dedi. "Senden daha yakışıklısı yoktu içlerinde. Hepsi buruşmuş amcalar."

Kerim Ferdi'nin gözlerinin içine bakıp onun doğruyu söyleyip söylemediğini anlamaya çalıştı. Gözleri kendisinden izinsiz tekneye doğru kaydı ve insanları isteksizce süzdü. Ardından hızla Ferdi'ye baktı yeniden.

"Benden yakışıklı biri olup olmadığını görecek kadar mı inceledin?" diye sordu.

"Aşk, güneş senin başına mı geçti?" diye sordu çocuk.

"İçin gitti iki dakikada. Onların yanında mı olmak isterdin?"

Ferdi olayı ciddiye alması gereken vaktin geldiğini görerek derin bir nefes aldı. "Olmak istediğim yerde değil miyim sence de?" diyerek üstüne basa basa belirtti.

"Buraya yüzerler mi diye sordun Ferdi."

"Sordum da, buraya en hızlı yüzeni nikahıma alayım mı dedim ben?"

Kerim gözlerini kıstı ve bir an için çok tehlikeli göründü. "Az önce seninle sevişmiyorum diye bana trip atıyordun ve bir grup turist gördün diye yüzünde güller açtı. Şimdi bir de nikah mikah diyerek beni iyice delirtme."

Ferdi şaşkınlıkla güldü. "Delisin zaten, benim delirtmeme gerek yok. Alt tarafı el salladım, yabani miyim ben?"

"Fazla arkadaş canlısısın sen benim başıma." Kerim biraz yumuşamaya çalışarak çocuğu kırmayacak tonda konuşuyordu şimdi.

"Hödük hödük konuşma Kerim. Bir adabı vardır kıskanmanın da..." Sakin olmaya çalışan adamı kışkırtmak ister gibi bir hali vardı. "Sevişmek istemediğin birini de kıskanmazsın ayrıca." diyerek niyetini açıkça belli de etti...

Kerim birden öylece durdu ve ardından yüksek sesle Ferdi'yi eritecek bir kahkaha attı. Böyle güldüğü anlar nadirdi. Ve Ferdi'yi aptala çeviriyordu.

"Sevişmek istemiyorsun işte. Ne gülüyorsun? Yalansa yalan de!"

"Yalan."

"Dokunmadın bana üç gündür Kerim. Elleyip okşamaya gelince, ohh, her yerimdesin..."

Kerim gülmeye devam ederek ona sıkıca sarıldı. "Beni aptala çevirme. Dur iki dakika." diyerek Ferdi'nin şakağını öptü.

Birlikte yemek hazırlamak için küçük mutfağa geçene kadar öylece sarılarak güzel havanın tadını çıkardılar.

İkisi de birbirinden aptaldı, ikisi de birbirinden aşıktı...

❤️‍🔥❤️‍🔥❤️‍🔥😻😻😻❤️‍🔥❤️‍🔥❤️‍🔥

Evettt ❤️

Umarım sevmişsinizdir, bence sevdiniz 🤭🤭

Bir sonraki bölüm KUBİLAY ve BARBAROS geliyor artık. Ben de yollarını gözlüyordum...

Ama Mimi için ilham gelince hemen yazayım dedim
😻😏

Gelecek bölümde görüşmek üzeree
🌺

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 118K 42
[TAMAMLANDI] "Yıldızlar...onlar seni gerçek aşkına götürecek."
2M 127K 32
|Tamamlandı.| Askeri ve eşcinsel bir kurgudur.
1.2M 64.8K 45
Asi bir lise son sınıf öğrencisi, Onu takıntı haline getiren bir iş adamı. {TAMAMLANDI}
800K 47.4K 51
Ferzan ve Azad Ağanın hikayesi...