Engelsiz Engeller

By zeynepcnaar

99.4K 12.8K 14.9K

Kusurlarıyla barışık ve kendini her geçen gün geliştirmeye çalışan biriydi o. Ben ise onunla beraber küçülüyo... More

GİRİŞ VE ALINTILAR
1.BÖLÜM: ❝Özel❞
2.BÖLÜM: ❝Başlangıç❞
3.BÖLÜM: ❝Sonbahar❞
4.BÖLÜM: ❝Özeldin❞
5.BÖLÜM: ❝Salıncak❞
6.BÖLÜM: ❝Resim❞
7.BÖLÜM: ❝Çiçek❞
8.BÖLÜM: ❝Tesadüf❞
9.BÖLÜM: ❝Çınar ve Akça❞
10.BÖLÜM: ❝Hoş Geldin❞
11.BÖLÜM: ❝Yaralı ve Kırık Kalpli Kızın Hikayesi❞
12.BÖLÜM: ❝Sonbaharın Eylül'ü❞
13.BÖLÜM: ❝Bul Beni❞
14.BÖLÜM: ❝Gökyüzüne Farklı Bakmak❞
15.BÖLÜM: ❝İçimizdeki Çığlık❞
16.BÖLÜM: ❝Kar Tanesi❞
17.BÖLÜM: ❝Acı Mutluluk❞
18.BÖLÜM: ❝Umut❞
19.BÖLÜM: ❝Hüzün Limanı❞
20.BÖLÜM: ❝Sıcak Kalpler❞
21.BÖLÜM: ❝Sonbahar Pastanesi❞
22.BÖLÜM: ❝Bazı İtiraflar❞
23.BÖLÜM: ❝Birkaç Damla Gözyaşı❞
24.BÖLÜM: ❝Bir Tutam Umut❞
25.BÖLÜM: ❝Gerçek Gül❞
26.BÖLÜM: ❝Pastalar ve Anlamları❞
27.BÖLÜM: ❝Güzel Hatıralar❞
28.BÖLÜM: ❝Aşk Kırıntıları❞
29.BÖLÜM: ❝Bir Takım Duygular❞
30.BÖLÜM: ❝Gerçekleşen Masallar❞
31.BÖLÜM: ❝Kitap Sayfaları❞
32.BÖLÜM: ❝Mutlu Yüzler❞
33.BÖLÜM: ❝Engelsiz Engeller❞
34.BÖLÜM: ❝Gerçekleşen Masal❞
35.BÖLÜM: ❝İlk Adımlar❞
36.BÖLÜM: ❝Eylül ve Çınar❞
37.BÖLÜM: ❝Canımın İçi..❞
38.BÖLÜM: ❝Sen, Ben ve Biz...❞
39.BÖLÜM: ❝Kelebek Etkisi❞
41.BÖLÜM: ❝Nahif Ruhlar❞
42.BÖLÜM: ❝Sessiz Eller❞
43.BÖLÜM: ❝Sihirli İp❞
44.BÖLÜM: ❝Güzel Seven Kalpler❞
45.BÖLÜM: ❝Korkular ve Acılar❞

40.BÖLÜM: ❝Sevgi❞

788 142 90
By zeynepcnaar

"Merhabaaa

Öncelikle hoş geldinizzz

Bölüme geçmeden önce bölüm şarkımızı açalım ve yorumlarla beraber eşlik ederek bölümümüze devam edelim lütfen.

Satır aralarını boş bırakmayalımm.

İyi okumalar💛*

40.BÖLÜM: Sevgi❞

"Sana çıkıyor bildiğim bütün yollar..."

"Sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir..."

"Sevgin beni iyileştirdi..."

|Bölüm Şarkısı: Teoman-Sevdim Seni Bir Kere|

[Üstteki gifi gördükten sonra bu filmin benden kopya çektiğine kanaat getirmiş oldum QSHSJSJDLSHSDKĞWJS
şaka bi yana aşırı aynılar Allahımmm çok güzel
Görünce -yine her zamanki gibi- koymadan edemedim, ama çok benziyorlar yaa]

🍂

Çınar...

Bugüne kadar gördüğüm en tatlı ve en harika insan.

Kalbimi sevgisiyle dolduran en güzel insan.

Güzel yüreğiyle kalbimi sarıp sarmalayan o güzel insan.

İlk günden beridir hareketleriyle ve güzelliğiyle beni büyülen o güzel insan.

O benim mucizem...

İlk defa kendimi bu kadar huzurlu hissediyordum.

Her gece onun sesiyle uyuyacağımı, onun kollarında uyuyacağımı hayal ettiğimde bile bu tarifsiz bir mutluluk hissetmemi sağlıyordu.

O beni bu dünyadan alıp kendi masalların içine yerleştiriyordu.

Masallarının içerisinde yaşıyorduk biz birlikte.

O benim karanlık dünyamı aydınlatıp, masallarıyla çevrelemişti.

O beni hayatın her şeye rağmen güzel olduğuna inandırmıştı.

Onunlayken hayatın tüm pisliğinden arınıyordum.

Ruhum temizleniyordu onunlayken...

Gün geçtikçe birbirimize benziyorduk.

Onu çok seviyordum.

Bu tarifsiz bir histi.

Gözlerimi açtığımda güzel elalarıyla karşılaştım.

Açık kahverengi ama uzaktan bakan o yeşilleriyle harmanlanmış gözleri, gözlerime mutlulukla bakarken gülümsedim.

Gülümseyerek elini kulağının altına koymuş bana bakıyordu.

Yüzüme doğru yaklaşıp yanağıma öpücük kondurdu. Gülümsemesi yüzünde daha da büyürken hafifçe doğruldu.

"Kahvaltı hazırladım." diye fısıldadı.

Kahvaltının güzel kokusu burnumu büyülerken ben de onun gibi yerimden doğruldum.

"Neden yerinden kalktın Çınar?" dediğimde gözlerim yine göğsüne kaymıştı.

"Ama senin dinlenmen gerekiyor Çınar."

Çınar omzunu silkti. "Bebek gibi uyuyordun. Ben de kıyamadım."

Gözlerimi ovuşturdum.

Aslında bu yaptığı davranış çok hoşuma gitmişti ve beni tarifsiz bir mutluluğa sürüklemişti.

Yüzümü yıkamak için banyoya girdim ve aynadan sırıtarak kendime baktım öylece.

"Sence ben bu kadar şeye şımarır mıyım?" diye aynadan kendi kendime sorduğumda bir anda arkamdan Çınar belirdi ve bir kolunu omzuma atıp, diğer koluyla bana sarıldı.

"Şımar." diye fısıldadı kulağıma eğilip.

"Çocukken şımarma derlerdi. Şimdi büyüdük ve bize karışacak kimse yok." Yanağıma bir buse kondurdu.

Yüzümde kocaman bir gülümseme açtı.

"Merak etme ben kızmam Eylül." deyip gülümseyerek yanağımı sıktı.

"Hadi çaylar soğuyor." dediğinde hızla yüzümü yıkadım ve beraber mutfağa geçtik.

Mutfakta masayı görmemle donup kalırken Çınar da benim için sandalyemi çekmişti.

Masada bir kuş üzümü eksikti neredeyse. Her çeşit kahvaltılıklar vardı. Patates kızartmasından menemene kadar her şey vardı.

Simit ve poğaça bile vardı.

"Sen dışarıya mı çıktın?"

Çınar burnunu kırıştırdı önce. "Ama ne yapayım?" diyerek çocuksu bir tavırla bana baktı.

Bu hallerine gülümsedim.

"Senin yerine ben dinleniyorum ama olmaz ki. Daha dün acı içindeydin. Ne oldu sana?"

"Sevgin beni iyileştirdi." diye fısıldadı ve çaydanlığı alıp bardaklara çayları koymaya başladı.

Ben hala hiçbir şey yapmazken kapının çalmasıyla beraber bari bunu kendim yapayım diyerek kapıyı açtım.

Açmamla beraber ise bana sırıtarak bakan bir Rüzgar ile karşılaştım.

Daha dün annemlerle beraber gelmemiş miydi?

"Bir buyur yok mu abla?" ayakkabılarını çıkarıp beni iterek içeriye girdiğinde kapıyı kapattım ve ayaklarımı sürüyerek peşinden ilerledim.

Çoktan masaya kurulmuştu bile.

"Abla al bunları da." Rüzgar bir yandan bana doldurulan çayı içerken bir yandan da uzattığı kutuyu elime verdi.

"Düğünde takılan takılar. Annemler dün getirmeyi unutmuş."

Elinden kutuyu aldım ve şimdilik nereye koyacağımı bilemez bir şekilde odamdaki dolabımın bir köşesine kutuyu sıkıştırdım.

Mutfağa girdiğimde Çınar ve Rüzgar koyu bir şekilde sohbete dalmışken gülümseyerek yanlarına oturdum.

Rüzgar ve Çınar ben geldiğimde sustuğunda kaşlarımı çatarak onlara baktım.

İkisi de omuzlarını silkip kahvaltılarına odaklandığında nasıl olsa Çınar daha sonra anlatır diye düşünüp ben de kahvaltımı yapmaya başladım.

"Abla bundan sonra her gün sizdeyim."

Rüzgar ağzına sıkıştırdığı patates kızartmalarıyla boğuk boğuk konuşurken güldüm.

"Annemin kahvaltısını beğenmiyor musun sen?" dediğimde yediklerini yutkundu ve Çınar'ın omzuna vurdu.

"Ama bu çocuk ne katıyorsa daha bir güzel geldi kahvaltı. İtiraz istemiyorum, ben artık her sabah sizdeyim."

Çınar yüzünde kocaman bir sırıtışla Rüzgar'a bakarken ben de bu dediklerinin üzerine yaptıklarından yemeye başladım.

Cidden Çınar'ın eli çok lezzetliydi. Ne yaparsa özel bir tarifi oluyordu ve onun yaptıklarının tadını yakalamak elde olmuyordu.

Pastalarının tariflerini kaç defa istediysem bile bana vermemişti.

Her seferinde ben sana yaparım diyordu ama artık ben de bu sırrı öğrenmek istiyordum.

Gamze teyze ve Çınar arasında olan bir tarif defterinde tüm bu tariflerin yazılı olduğunu bilsem de Çınar'ın bana kızabileceğini düşündüğüm için bakamıyordum.

"Ben de bilmiyorum ne katıyor. Ama bir şekilde tarifsiz bir lezzet oluyor yaptıkları."

"Çınar, bak masterchef diye bir yarışma var. Oraya katılıyorsun, şefler bile sana inanamıyor. Tamam mı?"

Çınar anlamsız bir şekilde Rüzgar'a bakarken, Rüzgar krepe gömülmüş bir şekilde konuşmaya devam ediyordu.

"Bak birincilik net sende, pastalarının tatları da hala damağımda."

Gülümseyerek Çınar'a baktım. "Bak dediklerini dinle Çınar. Rüzgar anneme bile böyle iltifatlar etmedi."

"Bunları anneme söyleme sakın."

"Tabii ki de söyleyeceğim."

Rüzgar sinirli yapmaya çalıştığı bakışlarıyla bana bakarken telefonumu elime aldım.

"Hatta şimdi arayacağım. Arayacağım ve annem de sana bir daha yemek yapmayacak."

Rüzgar öfkelendirmeye çalıştığı ama asla yapamadığı bakışlarıyla yine bana bakarken omzumu silktim ve telefonu bıraktım.

"Neyse ki vicdan sahibiyim. Kıymetimi bil."

"Ne demezsin."

Çınar bu hallerimize gülerken ben de yediğimiz yemeklerin bulaşıklarını toplamaya başladım.

Çınar bana yardım etmeye çalışırken Rüzgar sonunda bir işe yaradı ve onu oyun oynamak için zorla salona götürdü.

Onlar oyun oynarken ben de mutfağımızı topladım.

İçimde anlamsız bir mutluluk varken yüzümdeki sırıtışa engel olamıyordum.

Çok güzeldi...

Çınar çok güzeldi...

Kalbi çok güzeldi...

Yüzümde sırıtış evin tozlarını almaya başladım.

Mutluluğum bana garip bir şekilde iş yapma isteği getirmişti.

Bu mutluluğumu şu an hiçbir şey bozamazdı.

Huzurun kollarında gibi hissediyordum kendimi...

🍂

Rüzgar eve gitmiş, bizi Çınar ile yalnız bırakmıştı.

Ben ise mısırlarımızı ve cipslerimizi hazırlayıp salonda Çınar'a kurduğum yatağın önündeki masaya koymuştum hepsini.

Çınar yüzünde harika olan ve ona oldukça fazla yakışan gülümsemesiyle bana bakarken, yanına oturdum ve televizyon kumandasını elime alıp koluna yaslandım.

Çınar bu hareketim üzerine kollarını bana sarıp saçlarıma öpücük kondurduğunda içimdeki tarif edemediğim mutluluk yine ortaya çıktı.

"Film izlemek için sana cips ve mısır hazırladım. Evimizde ilk filmimiz..."

Çınar tatlı tatlı bana bakarken bende izleyebileceğimiz bir film arıyordum.

"Ne izleyelim? Ben bir türlü seçemedim."

Çınar hevesle bana döndü ve ekranda gördüğü Buz Devri filmini işaret etti.

Yıllar önce izlediğim, çocukluğumun en güzel zamanlarında beni eğlendiren filme baktı öylece.

Dudağını ısırdı. "Çocuk filmi evet ama kardeşimle çok izlerdik." diye fısıldadı.

Gözlerim hafiften dolarken başımı salladım ve filmi açtım.

Bu film onu eskilere götürecekti.

Bu film ona kardeşiyle yaşadığı o güzel günleri hatırlatacaktı.

Bu film onu eğlendirmeyecek aksine hatırladığı o günleri aklına getirip onu duygulandıracaktı.

"Yağmur her gün açtırırdı." dedi burukça ekrana bakarken.

"Çok severdi."

Ne diyeceğimi bilemez bir şekilde ona sarılırken gözlerini gözlerime çevirdi.

"Film boyunca böyle baksan bana. Yağmur gibi... Olur mu?"

Gözlerim dolarken dudaklarının titrediğini gördüm.

Gözlerimi ondan bir an olsun çevirmeden yastığa yanına yattım.

Film arkadan açıktı.

Sözde izlemek için açmıştık ama izlemiyorduk.

Sadece gözlerimize bakıyorduk ve öylece gözyaşlarımızı tutmak adına boğazımızda düğümler oluşturuyorduk.

Sessizce bakıyorduk birbirimize.

Gözlerimiz konuşuyordu...

"Çok özledim.." diye fısıldadı uzun süren sessizliğimizi bozarak.

Gözlerinden bir yaş damladı sonunda.

Kapattı gözlerini bu sefer.

Akıttı gözyaşlarını öylece...

"Yağmur'u ve annemi çok özledim."

Kollarını bana sardı ve başını göğsüme yumdu.

Bana sığınarak gözyaşlarını bir bir akıttı.

"Sen olmazsan yaşayamam ben Eylül. Onların özleminden eriyip giderim ben Eylül."

Belimi saran elleri de titriyordu artık.

"Seninle beraber onları da görüyorum ben Eylül."

Başını hafifçe kaldırdı ve gözlerini gözlerime çevirdi. "Sana çıkıyor bildiğim bütün yollar..." diye fısıldadı yine bir şarkı sözüyle.

Kolları daha sıkı sardı belimi.

"Sen bir bakışınla benim tüm üzüntümü alıp gidiyorsun Eylül..."

Ellerinin titremesi artık durmuştu ve sakinleşmeye başlamıştı.

"Hep yanında olacağım canımın içi. Merak etme..." dediğimde burukça gülümseyerek yanağımı okşadı.

"Seni seviyorum." dedi yanağıma öpücük kondurarak.

"Seni seviyorum." diye fısıldadı tekrardan.

"Seni seviyorum." Saçlarıma buse kondurdu bu sefer...

"Seni seviyorum..." Kapattığım gözlerime buse kondurdu bu sefer...

"Bunu söylemekten hiç bıkmayacağım. Seni seviyorum." dedi tekrar tekrar.

Bu dedikleriyle hem gülümsüyor hem de gözlerimdeki yaşları birer birer akıtıyordum.

"Sevdim seni bir kere." diye fısıldadım bu söylediklerine karşılık, az önceki söylediği şarkı sözünü devam ettirerek.

"Başkasını sevemem. Deli diyorlar bana, desinler değişemem. Desinler değişemem..."

Gülümsedi ve az önceki sözünü tekrarladı.

"Daha yolun başındasın değişirsin diyorlar. Oysa sana çıkıyor bildiğim bütün yollar..."

"Sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir. Bazen küçük bir an için ömür bile verilir..." diye devam ettirdim.

Bana gülümsedi...

"Ömrüm senindir." gülümsemem yüzümde kocaman bir hal alırken, ona baktım.

Güzelliğine baktım...

Aramızdaki bu şarkı bağı, artık günlük konuşma rutinimize bağlanmış gibiydi.

Şarkısız yaşayamıyorduk...

Şarkılarda kendimizi buluyorduk.

Birbirimizde kendimizi buluyorduk.

Biz artık birbirimizin için bir aynaydık.

Ve ben ilk defa aynamdaki yansımamı sevmiştim...

~BÖLÜM SONU~

Tekrardan selamlar herkeseee

Öncelikle sona birkaç bölüm kaldı. Yine kestiremiyorum sürekli uzatma kararı alıyorum kendi kendime.

O yüzden pek kesin konuşamayacağım yine.

Aklıma estikçe yeni şeyler yazacağım.

Planlarıma göre 38 de final olacaktı ama şu an 40'a geldik ve daha bir 3-4 bölüm kesin var.

Yine fazlası da olabilir. Bu söylediklerime bakmayın siz.

Daha ne kadar sürecek inanın bilmiyorum.

Ama 2 yıldır yazıyorum ve onları bırakmak istemiyorum.

Birçok şekilde kendimi geliştirdim gibi hissediyorum.

Ve onları bırakamıyorum.

Neyse...

Bölümümüz hakkında düşüncelerinizi buraya yazabilirsiniz.

Böyle tatlı bölümleri yazmayı ben çok seviyorum, umarım siz de okumayı seviyorsunuzdur.

Eğer beğeniyorsanız lütfen arkadaşlarınıza önermeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Bu arada her bölüm yazıyorum artık sıkılmışsınızdır ama Demirden Kalpler kurguma da beklerim.

Şimdilik yayınladığım bölümleri kaldırdım ama bu hafta içerisinde 5. bölüme kadar düzenleyip atacağımı düşünüyorum.

Desteklerinizi orada da bekliyorum.

Hepinize teşekkür ederim tekrardan.

Sonraki bölümde görüşmek üzere, sağlıcakla kalın^^

Continue Reading

You'll Also Like

1M 14.3K 36
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...
193K 3.9K 31
Instagram hesabı; maviibulutt__official Başlama tarihi: 28.10.2023 Bitiş tarihi: ----------------- "Bir, iki, üç, dört" Dediğinde ilerlemeyi bırakt...
611K 27.2K 17
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
1.7M 91.9K 48
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...