ASİL bxb

By onlycherrypie

2.6M 147K 79K

-TAMAMLANDI- -YETİŞKİN İÇERİK- Asil, yalnız bir çocuktu. Sessiz ve ona yalnız hissettiren evinden uzaklaşmak... More

1. BÖLÜM: ''VANİLYA''
2. BÖLÜM: "ASİL"
3. BÖLÜM: "HUZUR"
4. BÖLÜM: "DEVRAN"
5. BÖLÜM: "GÜVENLİK ÖNEMLİ"
6. BÖLÜM: "DOLDURULAN BOŞLUKLAR"
7. BÖLÜM: "ŞAPŞAL"
8. BÖLÜM: "AKŞAM YEMEĞİ"
9. BÖLÜM: "DENEYELİM"
10. BÖLÜM: "KAFA KARIŞIKLIKLARI"
11. BÖLÜM: "DANS PİSTİ"
12. BÖLÜM: "BEKLENMEYEN MİSAFİR"
13. BÖLÜM: "ŞEFKATİN KOYNUNDA"
14. BÖLÜM: "YATAK KEYFİ"
15. BÖLÜM: "İYİLEŞTİREN BAZI ANLAR"
16. BÖLÜM: "BUĞULANAN CAMLAR"
17. BÖLÜM: "ÇOK DÜŞÜNMEK"
18. BÖLÜM: "MERCANKÖŞK"
19. BÖLÜM: "KÜTÜPHANE"
20. BÖLÜM: "MUTFAK"
21. BÖLÜM: "FOTOĞRAF"
22. BÖLÜM: "KABUL OLAN DUALAR"
23. BÖLÜM: "SIRLAR"
24. BÖLÜM: "TEHLİKELİ BİR ÇİFT"
25. BÖLÜM: "HAZIRLIKLAR"
26. BÖLÜM: "SORU İŞARETLERİ"
27. BÖLÜM: "FİNLANDİYA"
28. BÖLÜM: "SOĞUK ve SICAK"
29. BÖLÜM: "İNGİLTERE - BRIGHTON"
30. BÖLÜM: "YENİ YIL ARİFESİ"
31. BÖLÜM: "HEDİYE"
32. BÖLÜM: "HAVAİ FİŞEKLER"
33. BÖLÜM: "HAYALLER VE KARARLAR"
34. BÖLÜM: "İTALYA"
35. BÖLÜM: "ŞÖMİNE ATEŞİ"
36. BÖLÜM: "AİLE"
37. BÖLÜM: "00:00"
38. BÖLÜM: "SÜRPRİZ"
39. BÖLÜM: "DOĞUM GÜNÜ"
40. BÖLÜM: "YAKINLAŞMALAR"
41. BÖLÜM: "KULÜP"
42. BÖLÜM: "AKŞAMDAN KALMA"
43. BÖLÜM: "SON MANTI BÜKÜCÜLER"
44. BÖLÜM: "FRANSA - PARİS"
45. BÖLÜM: "RED"
46. BÖLÜM: "TAPMAK"
47. BÖLÜM: "ACİL DURUM"
48. BÖLÜM: "DEVİL"
49. BÖLÜM: "MANİPÜLE"
50. BÖLÜM: "KAN VE GÖZYAŞI"
51. BÖLÜM: "GÜNAH ÇIKARMA"
52. BÖLÜM: "NORMALE DÖNÜŞ"
53. BÖLÜM: "SENDEN ÖNCESİ YOK"
54. BÖLÜM: "TAVİZ"
55. BÖLÜM: "FİLM GECESİ"
56. BÖLÜM: "ÖN YARGI"
57. BÖLÜM: "OYUNBAZ"
58. BÖLÜM: "HİKAYE"
59. BÖLÜM: "TEN UYUMU"
60. BÖLÜM: "GÖLGE"
61. BÖLÜM: "KISKANÇLIK"
62. BÖLÜM: "MUM ALEVİ"
63. BÖLÜM: "KUTLAMA"
64. BÖLÜM: "BAZI GİDİŞLER"
65. BÖLÜM: "ŞİFAYI KAPMAK"
66. BÖLÜM: "İLGİ"
67. BÖLÜM: "HAYALPEREST"
68. BÖLÜM: "DİZ ÇÖKMEK"
69. BÖLÜM: "NORMAL SEVGİLİLER"
70. BÖLÜM: "YENİ YÜZLER / YENİ HİSLER"
71. BÖLÜM: "HOLDING"
72. BÖLÜM: "MAZİ"
73. BÖLÜM: "FELEKTEN BİR GECE"
74. BÖLÜM: "TATLILAR"
75. BÖLÜM: "BAŞ KÖŞE"
76. BÖLÜM: "KAÇIRILAN UYKU"
77. BÖLÜM: "FİDANLAR AĞACA"
78. BÖLÜM: "PLANLAR"
79. BÖLÜM: "KONUŞMADAN ANLAŞMAK"
80. BÖLÜM: "TÜYOLAR"
81. BÖLÜM: "DEPREM"
82. Bölüm: "KONUŞA KONUŞA"
83. BÖLÜM: "KALP ÇARPINTISI"
84. BÖLÜM: "MİMİ"
85. Bölüm: "RÜYA VE ARDINDAN GELEN"
86. BÖLÜM: "GEÇMİŞTEN GELEN"
87. BÖLÜM: "GİZEM PERDESİ"
88. BÖLÜM: "KAFA DAĞITMAK"
89. BÖLÜM: "AŞK"
90. BÖLÜM: "BAHAR"
91. BÖLÜM: "GERÇEK"
92. BÖLÜM: "SARHOŞ"
93. BÖLÜM: "KÜP CAKE"
95. BÖLÜM: "KUBİLAY..."
96. BÖLÜM: "KAPI ÖNÜ"
97. BÖLÜM: "CESARET PELERİNİ"
98. BÖLÜM: "SINAV"
99. BÖLÜM: "DOKUZ NUMARALI..."
100. BÖLÜM: "YAZ BAŞLARKEN" (FİNAL tadında... 😉)
101. BÖLÜM: "KARİKATÜR"
102. BÖLÜM: "MASUM"
103. BÖLÜM: "OLMAYACAK SENARYOLAR"
104. BÖLÜM: "FRANSIZ TURİST MESELESİ"
105. BÖLÜM: "BEKLENEN MİSAFİRLER"
106. BÖLÜM: "ÖZLEŞMEK"
107. BÖLÜM: "MİNNET?!"
108. BÖLÜM: "KALABALIK SOFRALAR"
109. BÖLÜM: "SAHİL"
110. BÖLÜM: "BABA-OĞUL"
111. BÖLÜM: "SUS PUS"
112. BÖLÜM: "MEVZU"
113. BÖLÜM: "BARBAR."
114. BÖLÜM: "AY IŞIĞI ALTINDA"
115. BÖLÜM: "KUŞ TRİBİ"
116. BÖLÜM: "DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIR..."
117. BÖLÜM: "KAPIŞMA"
118. BÖLÜM: "UZANMIŞIZ KUMSALA..."
119. BÖLÜM: "STİL İKONU..."
120. BÖLÜM: "MEZUNİYET"
121. BÖLÜM: "HAYATIN AKIŞINDA..."
122. BÖLÜM: "YENİDEN DOĞMAK"
123. BÖLÜM: "SÜRÜŞ DERSİ..."

94. BÖLÜM: "UYUM"

19.3K 1K 421
By onlycherrypie

Merhabalarrr
💕💕💕

Keyifli okumalarr
✨😌✨

ASİL 🌺

FERDİ 🦄

94. Bölüm:

Asil, gözlerini bilgisayarın ekranında gezdirmekten yorulunca başını yanında oturan Ferdi'nin geniş omzuna yasladı. Ferdi'nin üstünde Kerim'e ait temiz, koyu renk bir tişört, altında ise hala gri okul pantolonu vardı.

Asil ise yumuşak pijamalarının içindeydi. Okuldan gelince üstünü değiştirmiş, rahat giysilerin içine girivermişti Ferdi'nin yanına inmeden önce.

Bir süredir kendi dünyalarına dalmışlardı ve yaklaşan mezuniyetlerinde ne giyeceklerine karar vermeye çalışıyorlardı.

Normalde Asil kendine yakışacak parçaları seçmekte ve ucuz parçalarla bile harika kombinler yapmakta iyiydi ama nedense şimdi hiçbir şey içine sinmiyordu. Mezuniyete gidesi bile gelmiyordu...

Ferdi ve onun bir kaç arkadaşı dışında kimseyle yakınlık kuramamıştı. Diğerleriyle kurduğu yakınlığın da Ferdi ile arasında olan bağla yakından uzaktan alakası yoktu.

Ferdi, Ferdi'ydi.

Diğerleriyse, sınıftan birileriydi işte...

Tanımadığı insanlarla bir şeyler kutlama fikri ona mantıklı gelmiyordu ama bu konuyla ilgili canını sıkan başka şeyler de var gibiydi.

"Böyle olacağını tahmin etmemiştim." diye mırıldandı Asil. Gözleri hala sıkkın bir şekilde Ferdi'nin dizleri üstünde duran laptoptaydı.

Çocuk ekranı aşağıya kaydırıp duruyordu, şöyle üstten bir göz atıyordu ama dikkatli incelemiyordu hiçbir şeyi. "Buluruz illa bir şeyler ya..." dedi o da. Çok umursamıyordu aslında, alt tarafı saatlerce bekleyip müdürün ve öğretmenlerin yapacağı klasik, gereğinden uzun, sıkıcı konuşmaları dinleyecekler ve güneşin altında yanarken sıkıntıdan patlayacaklardı.

Böyle bir organizasyon için özenerek hazırlanmayı, kıyafete para bayılmayı anlamsız buluyordu... Haksız da sayılmazdı. Heves edenlere lafı yoktu ama kendisi o heveslilerin içinde yer almıyordu.

"Bir gün de çıkıp dolaşırız, böyle bilgisayardan bakmakla olmayacak bu iş." Asil de bacaklarını tıpkı Ferdi gibi Kerim'in salonunun ortasında duran sehpaya uzattı ve Ferdi'ye iyice yaslanarak gözlerini yumdu.

"Aaa tünedin omzuma harbi kuş gibi..." dedi Ferdi gülerek. Şikayetçi değildi, sadece Asil'e takılası gelmişti. "Beğendin mi yerini?"

"Hı hıı..." dedi Asil gülümseyerek.

Devran ikili arasında dönen muhabbeti dinleyerek kahvesini yudumlarken dudaklarının kıvrılmasına engel olamadı. Dakikalardır neye dikkat kesilip sessizleştiklerini merak ediyordu zaten ama onları rahatsız edesi de gelmemişti.

Gözleri Ferdi'nin omzuna yaslanmış Asil'in üstünde dolanırken içinde eskisi gibi bir kıskançlık doğmaması kendisini de şaşırtıyordu. Ama Ferdi'yi kıskanması gibi bir durum söz konusu bile değildi. Bu manzara onu sadece gülümsetiyordu artık...

Ferdi bakışlarını kaldırıp Devran'la göz göze gelince adamın kendilerini izlediğini farkederek güldü. "Çok ders çalışıyor abi seninki. Baksana uyuya kalıyor her yerde..." diyerek bilgisayarın kapağını biraz indirdi.

"Çok az kaldı çünkü." diye homurdandı Asil gözlerini açmadan. "Ben buradayken beni Devran'a mı şikayet ediyorsun kardeşim? Hem de sırf ders çalışıyorum diye?"

"Ne şikayeti yavru? Yoruyorsun kendini diye diyorum..."

"Neyse... Sessiz olun azıcık da, Kerim gelene kadar gözlerimi dinlendireyim." dedi Asil keyifle.

"Bir dürüm almak ne kadar uzun sürebilir ki?" diye yükseldi Ferdi birden Kerim'in uzun süre olmadığını farkederek. Bakışları saate dokundu, kaşları çatıldı.

"Gelir şimdi, epey oldu." dedi Devran Ferdi'ye hitaben. Ardından Asil'e dönerek devam etti. "Yavrum uyuyacaksan bekleme yemeği, uyu. Kıyamam, boynun tutulacak öyle." Her an yerinden kalkacak, Asil'i kucaklayıp eve çıkaracak ve dinlenebilmesi için her şeyi yapabilecek gibi duruyordu.

"Yok, uyuyamam ki şimdi, karnım acıktı." dedi Asil hafifçe kızarmış olan gözlerini aralayıp sevgilisine bakarken. "Dürüm dürüm dediniz... İyice acıktım şimdi."

Ferdi'nin aklına dürüm dedikçe Kerim geliyordu. Sinirleri bozuldu birden, gülecek gibi oldu. Laptopu kapatıp sehpaya bırakırken Asil de başını onun omzundan kaldırmış, esniyor ve üstündeki mayışıklığı biraz olsun atmaya çalışıyordu.

Çalan zil Ferdi'nin yerinden fırlamasına neden oldu. Biliyordu Kerim gelmişti, kapıya koşmak istemesine engel olamazdı. Olmak da istemezdi...

Kapının tekrar çalmasına fırsat vermeden kapıyı açtı ve elinde poşetlerle dikilen Kerim'e çatık kaşlarıyla baktı. "Neredesin sen bakayım?" dedi ters ters ama sesinde öyle bir şeyler vardı ki, o şeyler Kerim'in gülümsemesine neden oldu.

Çocuğun hali tavrı bitiriyordu adamı. Hele ki sevgililer gününde yaşadıkları o yakınlaşmadan sonra sanki Ferdi bambaşka biri oluvermişti... Zaten Kerim için hep başka, bambaşka biriydi Ferdi ama sanki o malum sınırı da beraber paramparça etmiş olmak ikisinde de çok büyük değişimler yaratmıştı.

Ferdi'nin göstermekten çekinmediği aşkı katlanmıştı sanki. Sahiplenişini öncesinde de dibine kadar hissettirirken şimdi Kerim'in aklını başından alacak apayrı boyutlara yükselmişti. Ve sanki adamdan ayrı kalmaya dayanamıyor gibi davranıyordu. Onu sık sık arıyor, mesaj atıyor, yanına gelebilmek için an kolluyordu. Hoşuna gidiyordu adamın, deli oluyordu Ferdi'nin bu hallerine... Ve elbette Ferdi'nin kendisine.

Onun olmak, onunla olmak, Kerim'e iyilikler ve güzelliklerden başka bir şey getirmiyordu.

"Geldim işte Mimi." dedi çocuğun kendisi için açtığı kapıdan geçerken. Ferdi'nin onun için açtığı her kapıdan geçerdi, sorgulamazdı artık onunla ilgili hiçbir şeyi.

Bu hale gelmiş olması, birinin onu bu hale getirebilmiş olması hayret edilesi bir durumdu.

Ama Ferdi böyle biriydi işte. Hayatına girdiği her insandaki etkisi gözle görülürdü. Asil için de böyle olmuştu, Kerim için de...

Asil'e hiç sahip olmadığı ama ihtiyaç duyduğu o güzel arkadaş oluvermişti. Devran'a kardeş olmuştu zamanla, dilinden abi kelimesini düşürmüyordu adama karşı.

Kerim'e ise, her şey olmuştu...

Yeri geldiğinde anne, yeri geldiğinde baba. Full time sevgili... Full time Mimi... Adamda eksik olan ne varsa, boşlukları çabasızca doldurmuştu.

Ferdi, salondakilere bir şeyler diyip elindekilerle mutfağa ilerleyen adamın peşinden gitti agresif bir şekilde. "Hafta içleri seni göreceğim saat kısıtlı oluyor zaten, asabım bozuluyor." dedi ellerini yıkayıp servis tabakları çıkarmakla meşgul olan adama. Kendisi de içecek için bardakları çıkarıp tezgaha dizdi. "Bir saattir yoksun. Bir saat ne demek biliyor musun? Nerden baksan on elleşme, on beş koklaşma, yarım saatlik öpüşme falan eder Kerim."

Kerim keyifle sırıttı. "Açım dedin ama." dedi tüm dikkatini Ferdi'ye vererek.

"İyi de bu kadar uzun gideceğini düşünmedim. Zaten sabahtan beri patladım okulda. Sana gelmek istedim her anında."

"Öyle mi?" diye sordu adam çocuğa üstten üstten bakarken.

"Öyle."

"Bahsettiğin o meşhur dönerciye gittim. Yemek istediğini söylemiştin ya hani."

Ferdi'nin kaşları havalandı. Gözlerini masanın üstündeki paketlere çevirdi, paketlerin üstünde yazan ismi inceledi. Farketmemişti... "Oha, çok uzaktı orası ama Kerim. Ne gerek vardı?"

"Ne demek ne gerek vardı Ferdi? Aldım geldim işte, bu tarafa paket servis yapmıyorlarmış."

"Sen böyle bir adam olursan ben asla yerden kalkamam ki. Ben aşerdim diye şehrin öbür ucuna gitmişsin lan. Dürüm niyetine seni sarar yerim. Kim ne diyebilir ki amına koyayım?"

"Yalnız değiliz. Böyle aniden yükselip, üstüne beni de bir dürüm benzetmesiyle yükseltmen tehlikeli."

"Dürüme yükselen yerlerim ile sana yükselen yerlerim öyle başka ki..." Ferdi alt dudağını ısırıp Kerim'i tehlikeli bir bakışla süzdü. "Asil senin koltukları kemirmeye başlamadan ve ben uçuşa geçmeden önce içeri geçelim hadi. Devran abi de kahveyle açlığını bastırmaya çalışırken midesini delecek, yazık adama."

Sanki içeriye geçmeyi kendisi teklif etmemiş gibi gözlerini Kerim'in dudaklarına dikerek o bölgeyle uzun bir bakışma yaşadı.

"Sen çok fenasın." dedi Kerim çocuğun kendisini nasıl bir bakışla izlediğini görünce. Daha doğrusu dudaklarını...

"Felfena oluyorum, ciğerimi sikiyor resmen şu belli belirsiz gülümsemelerin." Ferdi Kerim'e bir adım daha yanaştı cümlesi biter bitmez.

"Hepsinin sahibi sensin. Beni bir tek sen böyle, güldüğümün farkına bile varmayacağım şekillerde gülümsetebiliyorsun."

"Hmm..." diye onaylar bir ses çıkardı çocuk, sızlayan dudaklarını ıslattı ve dişlerini geçirip gözlerini Kerim'in kahverengilerine kaldırdı. "Gözünün içini bile gülümsetiyorum."

"Belki ağzıma sahip olurum, gülümsemem ama gözlerimde senin için varolan hiçbir şeyi gizleyemiyorum artık. Çok belli oluyor değil mi?"

"Gizle sıkıyorsa."

"Birileri yine cesaret hapı yutmuş anlaşılan."

"Hap map yutamam, sanki bilmiyorsun. Doğuştan gelen çılgın bir ruhum var oğlum benim. Cesur olmak için hapa, ota, boka ihtiyacım yok. Kapiş?"

"Ciddiye alıp açıklıyorsun bir de. Bir daha söylüyorum, yalnız değilken beni böyle tahrik etme."

"Hiç bir şey yapmıyorum ki Kerim. Ama sen benim için gidip sarı çizmeli Mehmet ağanın ebesinin nikah yerinden dürüm almışsın. Sana zaten aşığım, böyle tavlama taktiklerine gerek mi var aşk?"

"Seni çoktan tavlamadım mı?" diye sordu Kerim birden tersçe. "Öyle taktiklere ihtiyacım mı var?"

"Aşığız dedik zaten, onu duymuyor bak..."

"Dürümü öyle bir anlattın ki geçen gün, ye ve hevesini al istedim. Bir daha da hiçbir şeyden öyle... öyle..." Kerim cümlesini nasıl tamamlayacağını bilemedi, duraksadı.

"Öyle ne?"

"Öyle için gider gibi, arzulu arzulu bahsetme. Benden başka yani... Benden bahsedebilirsin bana."

Ferdi kahkahasını tutamadı. Gülmeye devam ederken elini Kerim'in ensesine yerleştirip burunlarının ucunu birbirine sürterek sırıttı. "Dürümü kıskanıyorsun lan, dürümü. Allah seni almasın... Kerim seni sikerim."

Kerim gözlerini kıstı, ona o aşamayı zaten geçmedik mi der gibi baktı.

Ferdi biraz geri çekildi ve Kerim'i serbest bırakırken onun da bakışları an be an değişti. Yeniden adamın dudaklarına odaklandı farkında olmadan, epey bir süre, aralarındaki cinsel gerilim an ve an artmaya devam ederken onlara sadece baktı.

Ta ki Asil'in sesini duyana kadar...

"Kavga mı ediyorsunuz siz yine?" diye sordu Asil mutfak kapısında durmuş, içeriye girmekte kararsız kalmış bir şekilde.

"Ne kavgası kuş kafa?" Ferdi anlamayarak Asil'e bakınca kendi kaşlarının çatık olduğunu o zaman farketti. İfadesini düzeltmeye çalıştı.

Kerim'in dudaklarına çatık kaşlarla, agresif bir suratla baktığı için Asil'in ilk bakışta kavga ettiklerini sanması normaldi.

"Kerim'i parçalayacak gibi gittin de arkasından bir hışımla..." dedi Asil minik adımlarla masaya yanaşıp harika kokuların yükseldiği poşetlere yönelirken. "Ay bunlar çok güzel kokuyor. Öyle açım ki, iki tane bile yiyebilirim."

"Fazla yaptırdım zaten. İstediğiniz kadar yiyin." dedi Kerim. Devran'ın da Asil'in ardından mutfağa girdiğini görünce yemeği salonda değil burada yiyeceklerini anlayarak tabakları masaya bıraktı.

"Ben bir tane yerim." dedi Ferdi. "Balo kıyafetime sığamam falan sonra mazallah!" Şakasına söylemişti bunu. İki tane yiyemezdi, zaten dürümler kol gibiydi. Asil'in de yiyebileceğini sanmıyordu. Ama Kerim'in dikkati anında sevgilisinin üstüne yönelmişti.

Diğerleri, hatta Ferdi de dahil, paketleri açıp hala sıcak olan dürümleri yemeğe başlamışken Kerim durup garip bir bakışla Ferdi'yi izledi.

Çocuğun böyle endişeleri mi vardı?

Ona pat diye kendini bu tarz bir sebeple aç bırakıp bırakmadığını soramayacağı için bir süre sustu ve kendi dürümünden bir ısırık aldı.

"Ne giyeceğinize karar verebildiniz mi bari?" diye sordu sonunda dayanamayıp. Çocukların bunun muhabbetini yaptığını o da duymuştu son günlerde. Şimdi de Ferdi böyle bir şey söyleyince sorası gelmişti.

"Yok veremedik. Bir çıkıp dolanırız, buluruz her türlü." diyen Ferdi ağzına attığı acı biberi, dürümünden aldığı bir ısırıkla hızlı hızlı çiğnerken ağzına yayılan acı hissiyle, bir elini Kerim'in koluna atıp tuttuğu yeri sıktı ve biberi yutup ayranından aceleyle içerken adamı sıkı sıkı tutmayı bırakmadı.

Kerim bir kolundaki ele bir Ferdi'ye bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. "İyi misin?" diye sordu merakla.

Ferdi ayranı içmeye devam ederken bir süre cevap veremedi.

"Hep böyle." dedi Asil gülerek. "Acı yiyemiyor, yani yiyor da yerken böyle oluyor işte."

Ferdi'nin aksine Asil ısırdığı acı biberi çiğnerken oldukça sakin görünüyordu. Devran onların bu haline, kendilerinden beklenmeyecek zıtlıklarına gülmeden edemedi.

"Yeme o zaman abicim. Neden zorluyorsun kendini?" dedi yine de çocuğun şekilden şekile giren suratına ve dibini gördüğü ayran bardağına bakarken. Kerim'in koluna geçirdiği pençesi de cabasıydı...

"Yiyesim geliyor." dedi Ferdi bir kaç yutkunmamın ardından. Dudakları kıpkırmızı olmuş hatta şişmiş ve biraz da nemlenmişlerdi yalayıp durduğu için.

Kerim biber tabağını onlardan uzağa iterken Ferdi'ye çatık kaşlarıyla baktı. Çocuğun alnı terlemişti resmen küçücük bir biber yüzünden. Gözleri de sulanmıştı...

"Yok sana biber falan." dedi itiraz kabul etmeyeceğini belli eden bir sesle. Bir zamanlar her fırsatta ağzına acı biber sürerim dediği çocuktu karşısındaki. "Kendine acı çektirmekten zevk mi alıyorsun?"

Ferdi bakışlarını sinsi bir tavırla Kerim'e çevirdi, ardından sadece ikisinin anlayabileceği şekilde minik bir sırıtış gönderdi adama.

"Yok ben daha başka türlü şeylerden zevk alıyorum." dedi göz kırparak.

Kerim o göz kırpışla, gözlerini Ferdi'nin yüzünde tehlikeli bir şekilde gezdirdi ancak düşüncelerini yüzüne yansıtmayacak kadar ifadesiz duruyordu o anda, çabalıyordu en azından. Ferdi bir kaç kez daha oyuncu bir tavırla adama göz kırpınca Kerim'in bakışları çok gecikmeden belli belirsiz yumuşadı.

"Yemeğini yer misin?" diye sordu çocuğun yarısı yenmiş dürümü önündeki tabağa bıraktığını ve yeniden yemek için bir hamle yapmadığını görünce.

Ferdi dudaklarını büzdü, sandalyesinde geriye doğru kaykıldı. "Şiştim." dedi. Ayranı öyle hızlı içmişti ki birden bire şişmişti.

"Ferdi, daha hiçbir şey yemedin."

"Ayran şişirdi Kerim."

"Ferdi, o yarımı cidden yemeyeceksen ben yiyebilirim." dedi Asil, henüz kendininkini yarılamamıştı bile...

"Biraz dinleneyim, devam edeceğim. Az biraz sakin mi olsanız?"

"Sakinim." dedi Asil ağzı kapalı bir şekilde şirince gülümsedikten sonra. Devran onun gerilmiş yanağını tutup beklemediği bir anda öpünce ağzındaki lokmayı hızlıca çiğneyip yuttu çocuk. "Ya Devran..." dedi kaşlarını çatarak.

"Böyle tatlı tatlı yiyorsun ya iştahla, benim de seni yiyesim geliyor yavrum."

"Tövbe tövbe ya." dedi Asil utanarak. Bakışlarını indirip kızarmış yanaklarıyla ayranından birkaç fırt aldı. Kirpiklerinin arasından Devran'a bakınca adamın hem bir şeyler yiyip hem ışıldayan kara gözlerle kendisini izlediğini gördü ve ayağıyla Devran'ın bacağını dürttü hafifçe. "Bakma bana şöyle yemek yerken Devran." diye mırıldandı. Utanası tutmuştu.

"Sana bakarken senden izin mi alacağım?" Devran kaşlarını çatsa da kızgın değildi asla. Eğleniyordu. Asil'in parmağındaki yüzükleri gördükçe de yükseliyordu her türlü sevgilisine karşı.

"Ya ben öyle bir şey mi dedim ki?" dedi Asil hemen biraz doğrularak. Başını omzuna doğru hafifçe eğmiş masum gözlerini Devran'a dikmişti.

"Ne dedin? Bakma bana dedin işte."

"Kardeşim al bakayım abimin gönlünü. Yazıktır, günahtır. Adamın canı seni çekiyorsa ve yiyemezse, ya bir yerleri şişerse?"

"Siz ikiniz çok terbiyesizsiniz." dedi Asil bir Ferdi'ye bir Devran'a kötü kötü bakarak. "Gidip içerde yersem görürsünüz."

"Otur oturduğun yere inadına yandığım. Ye güzel güzel dürümünü. Doyur karnını."

Asil bir ısırık daha aldı. "Yiyorum zaten." diye homurdandı. "Hayatımda yediğim en güzel dürüm. Teşekkürler Kerim."

"Afiyet olsun. Ferdi istiyor diye gidip alayım dedim işte." diyerek belli etmeden yan gözle yanında oturan sevgilisine baktı adam. Belki böyle derse yerdi çocuk...

"Evet, sayemde mideniz bayram ediyor." diye böbürlendi Ferdi de o sıradı.

"Midemiz hep bayram ediyordu." dedi Devran. "Yemekleri Asil yapıyor."

"Abi en çok sen aşıksın, tamam."

"Aşığım tabii lan."

Ferdi biraz daha iyi hissettiğine karar vererek dürümünü tekrar eline aldı ve sakince bir ısırık daha alıp yavaş yavaş çiğnedi. Çok lezzetliydi gerçekten ve hazır hala ılıkken tadını çıkara çıkara yemek istiyordu.

Kerim, Ferdi'nin boşalan ayran bardağını yarısına kadar doldurup yeniden çocuğun önüne bıraktı. Vereceği tepkiyi bekledi.

Çocuk bir şey demeden ayrana uzandı ve küçük bir yudum alarak geri bıraktı. Normal görünüyordu. Kerim de bir nebze rahatlayarak yemeğine geri döndü.

Ancak bu yemek yerse kıyafete sığamama konusunu onunla uygun bir vakitte konuşacaktı. Aklına takılmıştı bir kere...

🤍🖤🤍

Çocuklar yeniden bilgisayara gömüldüğü için iki adam da kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı.

Karınları doyduğu için bir de tok karınla bir kaç kıyafet bakmaya karar vermişti Asil ve Ferdi, hatta bir kaç fikir oluşmuştu bile kafalarında. Gülümseyerek ekranda birbirlerine bir şeyler gösterip konuşurlarken iki adamın bakışları da devamlı ikisine kayıyor, kendi konuşmalarına olan odaklarını kaybediyorlardı.

"Bu ne?" diye sordu Asil internet sitesinin köşesinde beliren reklama bakarken. "Mükemmel çift misiniz?"

Ferdi de Asil'in parmağıyla gösterdiği şeye bakarak sırıttı. "İlişki testi işte kanka. Manitanla ne kadar uyumlusun, birbiriniz için doğru insan mısınız gibisinden... Soruları cevaplıyorsun, sonuca bakıyorsun."

"Hmm..." dedi Asil ilgiyle. "Daha önce hiç denemedim."

"Ee gel çözelim kuşkafa."

Kerim ve Devran'ın bakışları konuşulan konuyu duyunca aynı anda birbirlerine döndü ve hayırdır, ne oluyor der gibi bakıştılar.

Devran hala Kerim'e bakıyorken, "Ne gerek var güzelim?" dedi ve ardından kafasını Asil'e çevirip gözlerini kısarak sevgilisine baktı. "Sen bizim ne kadar uyumlu olduğumuzu bilmiyor musun sanki?"

"Biliyorum tabii ki Devran ama testin sonucunu merak ettim." Dudağını ısırıp Devran'ın vereceği cevabı bekledi Asil. Öylesine çözmek istemişti işte... Saçma sapan bir testin sonucuna inanacak falan değildi ama merak da etmişti...

Devran gerildi. Komik bir durumun içindeydi o da, Kerim de. Çocuk gibiydiler. Ya uyumsuz çıkarlarsa diye bir endişeye düşmüşlerdi.

"Korkmayın ya." dedi Ferdi gülmemek için kendini tutmaya çalışarak. "Sizi terkedecek halimiz yok. Amma gerildiniz, bembeyaz oldunuz, kıyamam."

"Ne terketmesi?" dedi Kerim o kadar şey içinden o kelimeye takılarak. "Saçma sapan konuşup benim sinirimi bozma."

"Lan Allah Allah..." diye güldü Ferdi sinirleri bozulmuş gibi. "Sizi alana yazık valla..."

"Bak hala!" diye yükseldi Kerim biraz ama kendisine sakin olması gerektiğini telkin edip duruyordu. Kendisi de farkındaydı, aptalca bir şeydi bu test. Dayandığı bir şey yoktu, çıkaracağı sonuç hiç bir anlam ifade etmeyecekti ama elinde değildi.

Biliyordu ki, Ferdi'yle zıt oldukları noktalar da çoktu. Onları duyabilecek olma ihtimali ister istemez keyfini kaçırıyordu. Ama o zıtlıklar zaten ortadaydı ve o zıtlıklara rağmen, belki de o zıtlıklar sayesinde beraber olmayı çok güzel bir şekilde başarıyorlardı.

"Okuyorum ilk soruyu." dedi Ferdi Kerim'e onu yumuşatmak ister gibi baktıktan sonra. "Şu anda bir dilek hakkınız olsa ne olurdu?"

Asil gözlerini ekrandaki seçeneklerde gezdirirken, Ferdi de seslice okuyordu o seçenekleri. "Sevgilimle ömür boyu mutlu bir yaşam." diye cevapladı Asil. Diğer seçenekleri mantıksız bulmuştu, para ve doğru aşkı bulmaktı o seçenekler. Asil'in zaten parası vardı, ki olmasa da bu onun için problem değildi. Doğru aşkıysa bulduğunu biliyordu. Devran'dan başkası olamazdı, olmayacaktı.

Birbirlerini bulmuşlardı.

"Katılıyorum." dedi Ferdi de. "Bulmuşken iliğine kemiğine kadar kurutmam lazım. Bir ömür de gayet makul bir süre. Yetmezse öteki tarafta da peşini bırakmam zaten."

Kerim beklemedi, yerinden kalkıp onların oturduğu tarafa doğru adımladı ve kendisini Ferdi'nin yanına bırakırken çocuğa pek bakmadı da. Yanında oturmak istemişti, kalkıp gelmişti.

Onu uzaktan izleyerek, oturduğu yerde triplenecek olmak iyice sinirlerini bozmuştu ama Ferdi'nin verdiği cevap da hoşuna gitmemiş değildi.

"Kucağıma çıksaydın." dedi Ferdi bir anda dibine girip ekrana, ekranı paramparça etmek istiyormuş gibi bakan adama.

"Böyle ergence bir şeye vakit harcadığınıza inanamıyorum." diye homurdandı Kerim. "Çok fazla boş vaktiniz varsa ben size bir uğraş bulurdum."

"Sensin ergen." Ferdi dirseğini Kerim'in boşluğa geçirdi canını acıtmayacak şekilde. "Bana bir daha ergen dersen, çok üzerim seni sansürlü Kerim."

Adam sus pus olmuştu. Çünkü Ferdi'nin ona o şekilde hitap etmesinden nefret ediyordu. Çenesini kapalı tutması gerekiyorsa tutacaktı.

"Sansürlü Kerim ne demek?"

Asil merakla başını onlardan tarafa uzatarak, aralarındaki gerginliği de kesmek isteyerek gülümsedi.

"Anlayan anladı kardeşim. Hadi devam edelim."

"İyi madem, okuyorum ikinci soruyu. Sevgiliniz ile tartışmış olsanız, gönlünü nasıl alırsınız? Hmm..." Bir süre düşündü Asil.

Ferdi ondan önce cevap verdi. "Gözünün içine içine bakarım, adam olan anlar en nihayetinde."

"İyi de senin onun gönlünü alman gerekiyorsa? Soru böyle..."

"Devam et kardeşim."

"Peki, ben Devran'a küçük kurlar yapardım sanırım." dedi Asil ilk seçeneği seçerek. Evet, evet... Öyle yapardı.

Karşıda oturan Devran'a bakarken minikçe gülümsedi ve çenesiyle yanındaki boşluğu işaret eden adamı ikiletmeden yerinden kalktı ve kendisini adamın yanına atarak, bacaklarını da adamın bacaklarının üstüne yerleştirdi. Devran hemen tutmuştu kucağına uzatılan bacakları. Ardından biraz eğilip yumuşak pijamanın örttüğü diz kapaklarına birer öpücük kondurmuştu.

"Senin yaptığın kurlara ölürüm ben. Kur mı yaparsın gönlümü almak için?" dedi tamamen mest olmuş halde.

"Uğraşırdım gönlünü almak için. Seni kırmışsam eğer, öyle kalmamıza asla izin veremem."

"Kurban olurum seni yaratana..."

"Aaa, durun be iki dakika, daha bir sürü soru var. Az sabredin." Ferdi diğer soruya geçerken Kerim'in nefesi yanağına çarpıp duruyordu. Bilerek yapıyordu adam kesin, onu delirtmek için böyle dibine girmişti... "Bir partide sevgilinizin yanında ona kur yapan birini görseniz ne hissedersiniz?"

Asil, Ferdi'nin okuduğu seçeneklerin içinden kendisine en yakın olduğunu düşündüğünü seçti. "Ben sevgilime güveniyorum, rahatsız olmam."

"Nah!" dedi Ferdi. "Gördük nasıl rahatsız olmadığını. Sarışın hatunun içinden geçecektin yağ bıçağıyla..."

"Yapmayacaktım öyle bir şey!" dedi Asil yayıldığı yerden doğrularak dikleşti. Devran onu sakinleştirmek için bacaklarını biraz daha sıkı tuttu. "Devran, yapmayacaktım."

"Tamam yavrum, yapmayacaktın. Ama sakin kalmadın, sen de biliyorsun."

"İyi de o da apaçık yürüyordu size. İkinize birden! Neden aklıma getirdiniz ki keyfim yerindeyken?"

"Bastık düğmesine, hayırlı işler."

"Bu test moralimi bozmaya başladı." dedi Asil. Somurtarak iyice Devran'a sokuldu. Adamın kendisini sarmasına izin verdi. "Sen ne tepki verirdin?" diye sordu Ferdi'ye aklını dağıtmak için.

"Şimdi şöyle... Yapmaz da, hadi diyelim benimki de bir yürek yedi, kazara gülümsedi falan, asabımı bozacak bir hareketi oldu, ki ona iş atan birine zoraki de olsa gülümsemesi benim tepemin tasını attırır, olay çıkar orada."

"Kimseye zoraki de olsa gülümsemem." Kerim, Ferdi'nin yan profilini süzerken çocuk kendisine baksın istiyordu. Az önce de demişti mutfakta, bir tek Ferdi'ydi onu böyle gözlerinin içine kadar gülümseten. "Gülümsüyorsam, sanadır. Sebebi sensindir." Fısıldayışı ikisi arasında yok denecek gibi duran o boşlukta usulca kayboldu.

Ferdi dönüp adama keyifli bir bakış attı. "Hanene bir öpücük yazdım."

"Sadece bir mi?"

Ferdi bakışlarını aceleyle kaçırdı. Kerim'le öpüşmeyi düşünmenin sırası değildi... Bir an önce şu testi bitirmek istiyordu artık. "Sevgilinizin sizden önce kısa süreli ilişkiler yaşadığını öğrenseniz ne düşünürsünüz?"

"Biz birlikteyiz bu bana yetiyor. Geçmişi düşünmüyorum." Asil psikopatça sırıtınca tüm bakışlar onun üstüne döndü. Az önceki harlanması hala durulmamış gibiydi.

"Ben kendimle gurur duyuyorum." dedi Ferdi. "O kadar tecrübeden sonra Kerim'in ilk ve SON sevgilisiyim sonuçta. Bence o da benim gibi bir sevgilisi olduğu için benimle gurur duymalı."

"Farkında olman güzel." dedi Kerim. "Benim için her anlamda ilk ve son olduğunun..."

"Her anlamda mı?" Ferdi yutkunarak kulağının dibinde fısıldayan adama döndü yeniden. "Hangi her anlam mesela?" Biliyordu ama duymak için içi gidiyordu.

"Kalbime girdin. O konuda ilktin mesela." diye açıkladı adam."

"Başka..."

"İlk defa..."

Ferdi gözlerini kapattı. "Siktir." dedi. "Tamam söyleme. Söyleme, yalnız değiliz."

"Bilgisayarla kapat benim için kurduğun çadırı." diye fısıldadı Kerim. "Nasıl da etkileniyorsun anında? Sevgilim olduğun için seninle gurur duymamı istiyorsun, peki seni böyle etkileyebildiğim için de kendimle gurur duymalı mıyım?"

"Be-belli oluyor mu o?"

"Ben anlıyorum. Her duruşunu ezberlediğim için..."

"Kerim sen çıldırdın galiba? Ba-bana diyorsun evde insan var diye, yaptığın adamlığa sığıyor mu?"

"Devam et hadi, bitir şu testi. Görelim ne kadar uyumsuz olduğumuzu."

"Test bi-bitmeden s-sen beni bitirecek gi-gibisin."

"Sen de okuyamayacak gibisin. Ben okuyorum diğer soruyu." Kerim laptopu çekip Ferdi'nin aletine sürterek biraz sertleşmiş olan erkekliğin üstünü örttü. Çocuğun nefesi kesilir gibi oldu. "Sizce sevgiliniz gelecek doğumgününüzü nasıl kutlar?"

"Sü-sürpriz yapar, he-he-hediye... Alırsın." dedi Ferdi zorla. Ev anahtarı o an hala cebindeydi mesela...

"Devran da harika sürprizler yapar." dedi Asil. Mayışmıştı adamın sıcaklığında. Sesi uykulu geliyordu.

"Birlikte dışarıya çıkacak olsanız planı kim yapar?" Kerim laptopu kullanma bahanesiyle resmen Ferdi'ye dokunuyordu. İşaret parmağı ekranı kaydırırken baş parmağıyla Ferdi'yi dürtüyordu usul usul.

"Beraber ya-yaparız planımızı. Sinema senin fikrindi gerçi."

"Siz sinemaya mı gittiniz?" diye sordu Asil. "Biz de genelde beraber plan yaparız diyeceğim ama pek dışarıya çıkmıyoruz. Hatta hiç çıkmıyoruz. Devran biz neden hiç dışarıya çıkmıyoruz?"

"Yavrum sen iste yeter... Çıkarız. Fırsatımız olmuyor ki ama bebeğim. Başbaşa olmamızdan keyif almıyor musun?"

"Dışarıda da başbaşa olabiliriz. Tatlı tatlı planlar yapalım beraber, lütfen. Bak mezun oluyorum yakında, bir sürü boş vaktimiz olacak üniversite başlayana kadar."

"Tamam yavrum, yaparız bir sürü plan." Devran Asil'in başının tepesini öpüp mis kokusunu içine çekti ve onun uyuyakalmak üzere olduğunu hissederek gülümsedi.

"Sevgilinizin en sevdiğiniz özelliği nedir?"

İlk seçeneği duyar duymaz atladı Asil hemen. "Benimki bu." diye mırıldandı. "Beni çok seviyor olması."

"Se-seksi olması." dedi Ferdi alt dudağını ısırıp. Kerim onu belli belirsiz okşarken başka bir şey düşünmesi mümkün değil gibiydi.

"Ne oluyor sana?" diye sordu Devran Ferdi'nin neden kekeleyip durduğunu anlayamadığı için. Bilgisayarın ekranı, ardında dönen olayı çok iyi gizliyordu.

"O-oluyor böyle arada a-abi." diye geveledi çocuk.

"Heyecanlanmıştır." diye fısıldadı Asil Devran'a. Ferdi'nin üstüne gitmemesini ister gibiydi. Devran bunu anlayarak başka soru sormadı.

"Sevgiliniz alkolü fazla kaçırıp gittiğiniz partide rezillik çıkartsa ertesi gün ona karşı tepkiniz ne olurdu?"

Asil ve Ferdi de aynı şıkkı seçmişti bu soruda. Her zaman yaptıkları bir şey olmadığı için tepkileri olmazdı. Yine de öyle bir durum yaşamadan bilemezlerdi.

"En yakın arkadaşlarınız sevgilinizin sizin için uygun olmadığını söyleyip duruyorlar, nasıl hissedersiniz?" diye sordu Kerim. Ama soru onu tüm sorular içinde belki de en çok gerendi.

Asil'in fikirlerinin Ferdi'nin üstünde etkisi olabileceğini tahmin etmek zor değildi. Aynısı Asil için de geçerliydi elbette. Biri bir şey diyorsa, diğeri durup dinler, durumu tartardı.

Devran da biraz ciddileşerek çocuklardan gelecek cevapları duymaya hazırladı kendisini.

"Ferdi böyle bir şey söylese ona güvendiğim için, bir düşünürüm ama sevgilime de güveniyorum ki... Hem de çok güveniyorum... Seviyorum da... O yüzden biliyorum, bana en uygun kişi o. Kusura bakma Ferdi ama sen de biliyorsun Devran'ı..."

Asil bir an, sanki Ferdi cidden böyle bir şey demiş gibi konuşunca Ferdi Kerim'in bileğini tutarak hareketlerini durdurdu. "Kardeşim ben bir şey demedim zaten. Neyse, biri bana böyle bir şey dese, sen değil yani, bir başkası, kesin kıskanıyor derim. Çünkü bir bana, bir de yanımdaki adama bakın ve saygı duruşunda durun. Daha önce bu kadar uyumlu ve seksi iki kişiliği yan yana görmüş olamazsınız."

"Test bitti." dedi Kerim duyduğu cevaptan memnun bir halde. Bileğini çocuğun tutuşundan kurtardı ve çıkan sonuçlara bakmak için sayfayı kaydırdı.

Verdikleri cevaplara göre sırayla iki çocuk için çıkan sonuca bakacaktı. İlk Asil'in sonucunu bakmaya karar vererek gözlerini satırlarda gezdirdi.

"Evet, siz mükkemmel bir çiftsiniz. Evliyseniz ne âlâ, bu mükemmelliği son noktaya vardırmışsınız demektir. Ama henüz evli değilseniz hiç zaman kaybetmeyin ve birlikteliğinizi hemen ölümsüzleştirin."

"Oha baya baya bilmiş bu." dedi Ferdi şaşırarak.

Kerim okumaya kaldığı yerden devam etti. "Tabii mükemmel bir çift olmanız evlenmek zorunda olduğunuz anlamına gelmiyor. Ancak o kadar güzelsiniz ki, gözleriniz birbirinizden başkasını görmüyor, aranızda sarsılmaz bir güven var..." Benzer cümlelerle devam eden metin Devran'ın bilmiş bilmiş gülümsemesine neden olurken sızmak üzere olan Asil de minik bir tebessümle dinliyordu Kerim'i.

Adam nihayet onların sonucunu okumayı bitirip, merakından öldüğü sonucu açtı ve Ferdi'nin de ilgiyle ekrana eğildiğini farketti.

"Dünyayı toz pembe gören mükemmel bir çift olmasanız da son derece uyumlu bir çift olduğunuz söylenebilir."

"Mükemmeliz biz, yalan bu." diyerek adama yandan yandan baktı Ferdi. Adamın yüzünü izlemeyi sürdürerek devamını duymayı bekledi.

"Zaten o kadar mükemmel olup da ilişkinizi tuzundan biberinden mahrum bırakmaya ne gerek var? Birbirinizi sevdiğiniz tartışmasız ortada, ilişkinize güvenin. Farklılıklarınız ve olumsuz sandığınız yönleriniz sizi siz yapan, bir arada olmanızı sağlayan şeyler..."

"Doğru diyor." diye fısıldadı Devran, çünkü Asil uyuyordu. "Tam anlamıyla sizi anlatmış. Didişip dursanız da berabersiniz işte. İyi bir uyum yakaladınız."

Kerim, Devran'ın söylediklerinin ardından bakışlarını yanındaki çocuğa indirdi. Onun da hala kendisine bakmakta olduğunu gördü. Eğilip çocuğun dudağının kenarına masum denebilecek bir öpücük kondururken Devran'dan çekinmedi.

Zaten ilişkilerine en yakından şahit iki kişi Devran ve Asil'ken sevgilisini onların yanında öpmekten geri durması saçma olurdu.

Devran, huzurlu bir uykuya dalmış olan sevgilisini sarsmamaya özen göstererek kucakladığında akşam iyice ilerlemişti.

Ferdi de koltuğa uzanmış ayaklarını Kerim'in bacaklarının altına sokuşturmuş gözlerini dinlendiriyordu artık. Adamın sıcaklığı birden yok olunca göğsünün üstünde gevşek bir şekilde duran elini adamın oturduğu yere doğru uzattı. "Kerim?" diye mırıldandı.

Ardından alnındaki saçların geriye doğru itildiğini ve alnına bir öpücük bırakıldığını hissedince ne zaman gerildiğini bilmediği vücudu gevşedi.

Asil'e diyordu ama kendisi de ders çalışma konusunda arkadaşıyla yarışırdı. Bir de Fransızca'sını ve İngilizce'sini geliştirmeye çalıştığından, epey yoruluyordu.

Kerim'in, "Devran Bey için kapıyı açacağım, Asil'i taşıyor." dediğini duydu, başını belli belirsiz salladı.

Kerim hafifçe havalanan çeneye ve uykuyla uyanıklık arasındaki o evrede olduğu belli olan çocuğun büzülen, öpülmek için bekleyen dudaklarına baktı. "Serseri..." diyerek güldü ve çocuğun isteğini yerine getirerek onu uykusunu açmayacak şekilde öptü.

Ferdi dudaklarını yalayarak, memnun olmuş bir şekilde yattığı yere iyice yerleşti. "Çabuk gel bak." diye homurdandı. "Gitmeden biraz kestireyim seninle."

Kerim derin bir nefes alarak doğruldu, o da Ferdi'yle uyumak istiyordu. Bunu istemeyeceği bir günü yoktu.

Devran'a kapıyı açmak için hızla o tarafa doğru yöneldi.

Bir çift uyumuyla, diğeri uyumsuzluklarıyla ama en harika halleriyle vardı...

Ve iyi ki de varlardı...

🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍

Umarım sevmişsinizdirrr
✨✨✨

Yine bizimkiler, yine sakin ve tatlış halleriii
😻🥰

Sizi bölümsüz bırakmamak adına atmak istedim, epey oldu çünküü. 🥲

Kubilay konusuna da çok az kaldı, yavaştan geçiş yapacağım gerçeklerin ortaya çıktığı bölümlere ama bizimleri böyle görelim istedim, hep böyle günlük hallerini yazasım var zaten biliyorsunuz. 🥲😅🥹

Veeee
1M OLMAMIZA O KADAR AZ KALDI Kİİ,
KUDURUYORUM!
😍❤️‍🔥❤️‍🔥❤️‍🔥😍

Gelecek bölümlerde görüşmek üzere, sizi çoook seviyorum okurkuşlarım 🐥🐣🐤💛

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 64.8K 45
Asi bir lise son sınıf öğrencisi, Onu takıntı haline getiren bir iş adamı. {TAMAMLANDI}
13.3K 951 31
"Sense benimle dalga dalga geçtin. Beni daha da yaraladın. Ben seni sevdiğimi söylerken altına yattığın adamları anlattın. Bir gün bana değerliymişim...
BEDEL | BXB By Lord

Teen Fiction

2.5M 199K 56
[Tamamlandı] Bu sadece bir berdel değildi, aynı zamanda başkalarının hayatı karşılığında hayatımı hiçe sayarak ödediğim bir bedeldi.
4.1M 354K 77
[TAMAMLANDI] Siirt'den kaçıp İstanbul'a sığınan bir Kürt ailesi, tamamı ülkücü olan mahalleye düşer.