ASİL bxb

By onlycherrypie

2.6M 147K 78.9K

-TAMAMLANDI- -YETİŞKİN İÇERİK- Asil, yalnız bir çocuktu. Sessiz ve ona yalnız hissettiren evinden uzaklaşmak... More

1. BÖLÜM: ''VANİLYA''
2. BÖLÜM: "ASİL"
3. BÖLÜM: "HUZUR"
4. BÖLÜM: "DEVRAN"
5. BÖLÜM: "GÜVENLİK ÖNEMLİ"
6. BÖLÜM: "DOLDURULAN BOŞLUKLAR"
7. BÖLÜM: "ŞAPŞAL"
8. BÖLÜM: "AKŞAM YEMEĞİ"
9. BÖLÜM: "DENEYELİM"
10. BÖLÜM: "KAFA KARIŞIKLIKLARI"
11. BÖLÜM: "DANS PİSTİ"
12. BÖLÜM: "BEKLENMEYEN MİSAFİR"
13. BÖLÜM: "ŞEFKATİN KOYNUNDA"
14. BÖLÜM: "YATAK KEYFİ"
15. BÖLÜM: "İYİLEŞTİREN BAZI ANLAR"
16. BÖLÜM: "BUĞULANAN CAMLAR"
17. BÖLÜM: "ÇOK DÜŞÜNMEK"
18. BÖLÜM: "MERCANKÖŞK"
19. BÖLÜM: "KÜTÜPHANE"
20. BÖLÜM: "MUTFAK"
21. BÖLÜM: "FOTOĞRAF"
22. BÖLÜM: "KABUL OLAN DUALAR"
23. BÖLÜM: "SIRLAR"
24. BÖLÜM: "TEHLİKELİ BİR ÇİFT"
25. BÖLÜM: "HAZIRLIKLAR"
26. BÖLÜM: "SORU İŞARETLERİ"
27. BÖLÜM: "FİNLANDİYA"
28. BÖLÜM: "SOĞUK ve SICAK"
29. BÖLÜM: "İNGİLTERE - BRIGHTON"
30. BÖLÜM: "YENİ YIL ARİFESİ"
31. BÖLÜM: "HEDİYE"
32. BÖLÜM: "HAVAİ FİŞEKLER"
33. BÖLÜM: "HAYALLER VE KARARLAR"
34. BÖLÜM: "İTALYA"
35. BÖLÜM: "ŞÖMİNE ATEŞİ"
36. BÖLÜM: "AİLE"
37. BÖLÜM: "00:00"
38. BÖLÜM: "SÜRPRİZ"
39. BÖLÜM: "DOĞUM GÜNÜ"
40. BÖLÜM: "YAKINLAŞMALAR"
41. BÖLÜM: "KULÜP"
42. BÖLÜM: "AKŞAMDAN KALMA"
43. BÖLÜM: "SON MANTI BÜKÜCÜLER"
44. BÖLÜM: "FRANSA - PARİS"
45. BÖLÜM: "RED"
46. BÖLÜM: "TAPMAK"
47. BÖLÜM: "ACİL DURUM"
48. BÖLÜM: "DEVİL"
49. BÖLÜM: "MANİPÜLE"
50. BÖLÜM: "KAN VE GÖZYAŞI"
51. BÖLÜM: "GÜNAH ÇIKARMA"
52. BÖLÜM: "NORMALE DÖNÜŞ"
53. BÖLÜM: "SENDEN ÖNCESİ YOK"
54. BÖLÜM: "TAVİZ"
56. BÖLÜM: "ÖN YARGI"
57. BÖLÜM: "OYUNBAZ"
58. BÖLÜM: "HİKAYE"
59. BÖLÜM: "TEN UYUMU"
60. BÖLÜM: "GÖLGE"
61. BÖLÜM: "KISKANÇLIK"
62. BÖLÜM: "MUM ALEVİ"
63. BÖLÜM: "KUTLAMA"
64. BÖLÜM: "BAZI GİDİŞLER"
65. BÖLÜM: "ŞİFAYI KAPMAK"
66. BÖLÜM: "İLGİ"
67. BÖLÜM: "HAYALPEREST"
68. BÖLÜM: "DİZ ÇÖKMEK"
69. BÖLÜM: "NORMAL SEVGİLİLER"
70. BÖLÜM: "YENİ YÜZLER / YENİ HİSLER"
71. BÖLÜM: "HOLDING"
72. BÖLÜM: "MAZİ"
73. BÖLÜM: "FELEKTEN BİR GECE"
74. BÖLÜM: "TATLILAR"
75. BÖLÜM: "BAŞ KÖŞE"
76. BÖLÜM: "KAÇIRILAN UYKU"
77. BÖLÜM: "FİDANLAR AĞACA"
78. BÖLÜM: "PLANLAR"
79. BÖLÜM: "KONUŞMADAN ANLAŞMAK"
80. BÖLÜM: "TÜYOLAR"
81. BÖLÜM: "DEPREM"
82. Bölüm: "KONUŞA KONUŞA"
83. BÖLÜM: "KALP ÇARPINTISI"
84. BÖLÜM: "MİMİ"
85. Bölüm: "RÜYA VE ARDINDAN GELEN"
86. BÖLÜM: "GEÇMİŞTEN GELEN"
87. BÖLÜM: "GİZEM PERDESİ"
88. BÖLÜM: "KAFA DAĞITMAK"
89. BÖLÜM: "AŞK"
90. BÖLÜM: "BAHAR"
91. BÖLÜM: "GERÇEK"
92. BÖLÜM: "SARHOŞ"
93. BÖLÜM: "KÜP CAKE"
94. BÖLÜM: "UYUM"
95. BÖLÜM: "KUBİLAY..."
96. BÖLÜM: "KAPI ÖNÜ"
97. BÖLÜM: "CESARET PELERİNİ"
98. BÖLÜM: "SINAV"
99. BÖLÜM: "DOKUZ NUMARALI..."
100. BÖLÜM: "YAZ BAŞLARKEN" (FİNAL tadında... 😉)
101. BÖLÜM: "KARİKATÜR"
102. BÖLÜM: "MASUM"
103. BÖLÜM: "OLMAYACAK SENARYOLAR"
104. BÖLÜM: "FRANSIZ TURİST MESELESİ"
105. BÖLÜM: "BEKLENEN MİSAFİRLER"
106. BÖLÜM: "ÖZLEŞMEK"
107. BÖLÜM: "MİNNET?!"
108. BÖLÜM: "KALABALIK SOFRALAR"
109. BÖLÜM: "SAHİL"
110. BÖLÜM: "BABA-OĞUL"
111. BÖLÜM: "SUS PUS"
112. BÖLÜM: "MEVZU"
113. BÖLÜM: "BARBAR."
114. BÖLÜM: "AY IŞIĞI ALTINDA"
115. BÖLÜM: "KUŞ TRİBİ"
116. BÖLÜM: "DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIR..."
117. BÖLÜM: "KAPIŞMA"
118. BÖLÜM: "UZANMIŞIZ KUMSALA..."
119. BÖLÜM: "STİL İKONU..."
120. BÖLÜM: "MEZUNİYET"
121. BÖLÜM: "HAYATIN AKIŞINDA..."
122. BÖLÜM: "YENİDEN DOĞMAK"
123. BÖLÜM: "SÜRÜŞ DERSİ..."

55. BÖLÜM: "FİLM GECESİ"

21.1K 1.1K 503
By onlycherrypie

Hello hello
Keyifli okumalarr
🌸💞🌸

FERDİ 😌

ASİL ☺️

55. Bölüm:

Asil, tabağına aldığı pizza dilimiyle Devran'ın yanına otururken, Ferdi diğer koltukta Asil'in ona verdiği eldivenleri eline geçirmeye çalışıyordu sargıları yağlanmasın diye.

Omzu Kerim'in omzuna değiyordu her hareketinde. Adam az önce gelip koca koltukta dibine oturduğunda kolları çarpışmış, neredeyse üst üste binmişlerdi ama Kerim sadece o durumu düzeltmiş aynı şekilde oturmaya devam edip, az öteye kaymamıştı.

Ferdi de bunu görmezden gelmeye çalışıyordu. Ya da başka bir tabirle, onun bu hallerine alışmaya çalışıyordu. Yanında, bu kadar dibinde oturmak istiyorsa hem de Asil ve Devran buradayken, Ferdi de sesini çıkarmayacaktı. İleriye giderse sesini çıkarmakla kalmaz daha beterini yapardı ona...

Yüz verdi diye tepesine çıkmasına izin vermeyecekti elbette ama yüzüne ve saçlarına dokunuşunu unutamıyordu.

"Abi." dedi iki eldiveni de giymeyi başardığında.

Devran, mutfakta sıkıştırıp öpmekten dudaklarını şişirdiği, hatta dişiyle dudağının kenarını çizip kızarttığı Asil'in pizzayı ısırışını izlediği için bir an Ferdi'yi duyamadı.

Ama Asil arkadaşını duymuştu. "Kerim'e mi diyorsun Devran'a mı?" diye sordu ağzındakini yuttuktan sonra.

Kerim'in kaşları anında çatılırken, Ferdi'nin bedenine temas halinde olan bedeni kaskatı oldu.

"Devran abi." dedi Ferdi bu sefer bastıra bastıra. "Mekan ne alemde? Sorunsuz ilerliyor mu yenileme durumları? Ellerim sağlam olsa valla gelir yardım ederdim ben her türlü işe."

Merak ediyordu çocuk. Evde pek konuşmuyorlardı tatsız konuları ama iki adamın da nasıl yorulduğunu görebiliyordu. Onlara yardımcı olmak istiyordu ama ellerinin en az bir kaç haftaya daha ihtiyacı vardı adam akıllı iyileşebilmek için.

Dikişler yakın zamanda alınacak olsa bile hemen ağır ve yorucu işlere koşamazdı.

Adamlar eve erken gelmek için çabaladıklarından daha çok yoruluyorlardı, bunu iki çocuk da görebiliyordu. Erken gelmesine geliyorlardı da ama bir günde yaptıkları iş üç güne bedel oluyordu.

Güvenliği de arttırmışlardı tüm bunlar olurken, çocukların etrafı görünmez bir kalkanla çevrili gibiydi artık. Deli gibi korunduklarının farkında bile değillerdi. Böylesi en iyisiydi...

Bir şey olacağından değildi, artık olmazdı ama bir şeyler olmuştu, bir daha böyle bir şeyi ne Devran ne Kerim kaldırabilirdi.

"Güzel gidiyor her şey koçum. Yardım lazım değil şimdilik, sonrasında belki olabilir. Konuşacağız." dedi Devran merakla ona bakan çocuğa.

Bu çocuğa başta duyduğu hislerle şimdi hissettiklerinin arasında dağlar kadar fark vardı ama sanki bu çocuğu hiç kıskanmamış, ağzını yüzünü dağıtmak istememiş gibi seviyordu artık. Kardeşi olsa bu kadar severdi. Benimsetmişti kendini velet.

"Sevindim." dedi Ferdi işlerin yolunda olduğunu duyunca. Sonra devam etti. "Ne olursa abi, söylemen yeter, sana boynum kıldan ince."

Devran'a ayrı bir hayranlık duyuyordu çocuk. İdolü bellemişti sanki farkında olmadan. "Ben gelip görmedim hiç ama Asil'in anlattığına göre çok güzelmiş mekan önceden. Gerçi arkadaş gelip kitap okuyormuş barda... Daha garip çok az şey duydum yemin ederim."

Tam kutudan kendisine bir dilim pizza almak için sehpaya doğru bakmıştı ki, kendi tabağına iki dilim pizza konmuş olduğunu gördü. Bakışları yanındaki adama kaydı.

"Eyvallah." dedi tabağını alırken.

"Güzel güzel ye bakalım." diye fısıldadı Kerim. Gazı almıştı sanki, artık kendisini pek tutabileceğini sanmıyordu. Kendi şeridindeydi ama gaz pedalındaki ayağı pek rahat durmuyordu.

Ferdi ona garip bir bakış attı, ne diyorsun be der gibi. "Yiyeceğim zaten, hayvan gibi acıktım. Öğlen bir şey yemedim." dedi, sesi Kerim'inkinden yüksekti ama konuşmayı sadece ikisinin arasında tutacak kadar kısıktı.

"Mekan önceki halinden çok daha iyi olacak, bazı yeniliklere gittik. Değil mi Kerim?" Devran, Kerim'in çok başka alemlere uçtuğunu, yanındaki çocukla fısıldaşırken yüzünün aldığı halden, bakışlarının koyuluğundan anlamıştı.

"Evet Devran Bey." diyerek kendisine biraz çeki düzen vererek oturdu Kerim. Resmen Ferdi'nin içine düşmüştü...

"Aşkım bahsetmedin bana. Ne gibi yenilikler bunlar?"

Devran, dişlerini sıkıp aşkım diyen, mavi gözlerini ilgiyle ona çeviren çocuğa baktı. Üstünde yine Devran'a ait bir şeyler varken, aşırı tatlı görünüyordu. Aşırı tatlı konuşuyordu... Oysa bir şey yaptığı yoktu, her zamanki Asil'di işte. En normal halindeydi.

"Okuma köşesi yapmışlar senin için kanka." diyerek güldü Ferdi bu durumdan oldukça fazla eğlendiğini gizlemeyerek. Gülüşünün güzelliği Kerim'in kafasını çok kolay dağıtabiliyordu. Tehlikeli bir durumdu bu, dikkati her şey demek olan bir adam için.

"Dalga geçilecek bir şey mi bu şimdi? Aşk olsun Ferdi ya..." dedi Asil burun kıvırarak Devran'a yanaştı ve ayaklarını koltuğun üstüne çekerek dizlerini adamın kucağına doğru yaslayarak oturdu.

"Olsun kardeşim, aşk güzel bir şey sonuçta." dedi Ferdi. Aşk konusu onun için çok hassas bir konuydu, belli etmekten de asla ama asla çekinmiyordu.

Devran bir kolunu Asil'in dizlerinin üstüne yerleştirdi. "Aslında yanlış sayılmaz. Mekanı gündüzleri kafe olarak değerlendirmeye karar verdik, akşamları eskisi gibi eğlence mekanı olarak işlemeye devam edecek. Ambiyans biraz değişecek, ama yeni temayı herkesin seveceğine inanıyorum. Kendim ilgilendim her ayrıntısıyla."

"Ya Devran ya..." dedi Asil. "Yani biz gündüz gelip ders falan çalışabiliriz demek oluyor bu. Harika düşünmüşsün sevgilim."

Adamı öpmek için başını kaldırmıştı ancak dudaklarının pizza yüzünden hafif yağlandığını hatırlayıp, öpüleceğini anlayıp ona doğru eğilen adamdan geriye kaçırdı dudaklarını.

Devran anlamayarak kaşlarını çattı.

"Dudaklarım pizzalı." dedi Asil dilini dudaklarında gezdirip temizlemeye çalışırken.

Adam onu çenesinden nazikçe kavrayıp hiç beklemeden öptü. "Bir daha benden kaçma." dedi biraz öfkeyle. Asil ondan hiçbir şeyini sakınmadığı için böyle minicik bir şeyde bile deliye dönüyordu adam istemeden.

"Yağlı yağlı ağzımla mı öpseydim ya, uff.." dedi Asil de kaşlarını çatarak.

Ferdi aç olmasına rağmen, minik minik yiyordu pizzasını. Asil'le Devran'ın bu hallerine gülümsemekten yanakları ağrıyacaktı neredeyse. Artık onların öpüşmelerine far görmüş tavşan gibi bakmıyordu.

Bunu aşmayı başarmıştı.

Sevgililer elbette öpüşürdü.

Sevgililer... Öpüşürdü...

Siktir, diye düşündü ağzındaki pizzayı birden daha ağır bir şekilde çiğnemeye başlarken bakışları yanındaki adama doğru döndü.

Gözleri doğrudan adamın dudaklarına dokunurken aceleyle gözlerine taşıdı o bakışı. "Sen niye yemiyorsun ya?" dedi adamın ağzına bakmasına bir kulp bulması gerekiyormuş gibi hissederek.

"Beni düşünme sen." dedi Kerim.

"Ne düşüneceğim seni ben be? Hepsini yersem sana kalmazsa görürsün öyle öküzün trene baktığı gibi bakmayı."

Kerim sinirle güldü. "Yavaş ol kedicik." dedi.

Devran Asil'in tatlılığıyla meşgul olduğu için ikisi de pek farkında değildi diğer koltukta dönen bu diyaloğun.

"Bir daha bana ke-kedicik dersen var ya!" dedi Ferdi dişlerini birbirine bastırarak konuşurken.

"İlk defa söyledim." Aslında Kerim hem Ferdi'ye hem de birine ilk defa böyle hitap ediyordu. Normalde başka tarzda kelimeler kullanırdı başkalarına.

Ferdi başkası değildi ama... Onunla her şey yeni, her şey eşsiz ve çok daha güzeldi.

"Bir daha dersen-"

"Ne olurmuş dersem?"

"Çok fena bozuşuruz oğlum seninle."

"Benimle kavga eder gibi konuşma." dedi Kerim otoriter bir tavırla ama elinden geldiğince yumuşak bir şekilde. "Düşman değiliz, değil mi?"

Bu konuşma şekli, Ferdi'yi nedense etkilemeyi başardı. Çünkü ne eskisi kadar sertti, üstten üstten emreder gibiydi, ne de aşırı sakin, sıradandı.

Tetikleyici bir yanı vardı.

Kerim, çocuğun diğer türlüsünden hoşlanmadığını keşfettiği için ona o kadar tavizsiz, emreder gibi konuşamayacağını çoktan anlamıştı. Öyle konuşursa, söylediği şey her neyse Ferdi yapacağı da yoksa, gider o şeyin tersini yapardı.

Adamın, Ferdi'nin kilidini bulması gerekiyordu. Görünüşe bakılırsa, onu hangi ses tonuyla, hangi tavırla etkisi altına alabileceğini çözmek üzereydi.

Çocuk onu dinliyordu, gözlerindeki bakış değişmişti, farkında olmadan Kerim'e doğru meyil etmişti vücudu. Söyle, seni dinliyorum diyordu beden diliyle.

"Düşman mıyız yoksa?" diye sordu Kerim bu sefer onun aklını hafiften karıştırmak ister gibi.

"Değiliz dedik ya." dedi Ferdi önceki konuşmalarını hatırlarken.

"Terslemek yok, ses yükseltmek yok, kötü kötü kelimeler kullanmak yok."

Ferdi başını aşağı yukarı sallarken birden irkildi, başını öylesine iki yana salladı. "Hipnotize mi ediyorsun, ne yapıyorsun?" diye sordu, sesi bu sefer agresif değildi.

Sadece Kerim'in yaptığı şeyin farkına varmıştı. Sonuna küfür eklese çok daha hoş olacak cümlesini, küfürsüz noktalamıştı.

"Onu sen yapıyorsun." dedi Kerim, çocuğun gözlerinin büyük bir gizemi varmış da onu çözmeye çalışıyormuş gibi bakarken.

Asil, Devran'ın öpücüklerinden kaçmamaya çalışırken gülümsüyordu deli gibi ama yüzünün her yanına konulan öpücükler huylanmasına neden oluyordu. "Tamam, tamam. Söz kaçmayacağım aşkım, tamam dur." diye fısıldıyordu.

Utanmıştı biraz Ferdi ve Kerim'in ilgisi onların üstünde sandığı için.

"Kıpkırmızı oldun, kurban olduğum. Neden utandın?"

"Yalnız değiliz." diye fısıldadı Asil adamın kulağına doğru. "Yabancı değiller ama utandım işte. Öyle çok öptün ki, ya kendimi kaybetseydim?"

"Ağzını parçalarım senin, şapşal şapşal konuşma şöyle."

"Bak dudağımı parçaladın ki zaten." Asil alt dudağını tutup hafifçe açtı ve kızarıp şişmiş olan yeri gösterdi. Adam dudağını sertçe ısırdığında yapmıştı.

"Asil, bebek gibi konuşma gözünü seveyim. Azıyorum."

Asil'in gözleri kocaman oldu. Sonra kendisi de o moda girmemek için hemen toparlandı. Güya film izleyeceklerdi ama kimsenin filmi başlatmaya niyeti yok gibiydi.

Herkes kendi filmini çekiyordu.

"Çana da Devil'a konuçtuğum gibi konuçurşam göyüysün." dedi Asil abarta abarta. Sonra, "Iyy!" dedi yüzünü buruşturarak. "Kendimden soğudum."

Devran gülerek onun saçlarının tepesini öptü. "Başlatıyorum filmi." dedi nihayet.

Zaten televizyon ekranı açıktı ve film duraklatılmış şekilde başlatılmayı bekliyordu.

🤍🖤🤍

Filmin ilk yarısını zor etmişti Asil'le Devran.

Aslında zor durumda olan taraf daha çok Devran'dı çünkü Asil'in en ufak temasından bile etkilenmeye programlı bir bünyesi vardı.

Pizzalar bitmişti, herkesin karnı doymuştu. Asil daha fazla bir şey yememek için kalkıp dişlerini bile fırçalamıştı, bu filmi daha önce izlediği için kaçırdığı sahneleri sorun etmemişti.

Şimdi uslu uslu oturmuş sevgilisinin elini tutuyordu, başını onun omzuna yaslamıştı. Arada adamın güzel kokusuna dayanamayıp onu derin derin kokluyor, boynuna öpücükler konduruyordu.

Tamam... Uslu uslu oturuyor demek yalan olurdu.

Ama bunu adamı etkilemek için yapmıyordu ki...

Dayanamıyordu vanilyanın yoğun kokusuna, ne yapsındı? En azından Devran gibi severken parçalama moduna girmiyordu. Masum olduğunu düşündüğü öpücüklerini sıralıyordu dikkati filmden koptuğunda.

Gerçi Asil'in Devran gibi bir adamı parçalaması ne kadar mümkün olabilirdi, orası ayrıydı...

"Mısır mı patlatsak? Böyle gitmiyor kuru kuru." dedi Ferdi, onu sadece Kerim duyuyordu.

"Açsan bir şeyler daha söyleyelim." Kerim'e filmin adını sorsalar bilmezdi o an, çünkü bakıyordu ama izlemiyordu film başladığından beri.

Sadece yanındaki bedenin varlığına odaklıydı.

"Yok aç değilim ama... Asil mısır falan patlatırız demişti ya."

"Canın mı çekti?"

"Biraz." diye itiraf etti Ferdi. Turşu suyu ve patlamış mısır, bu hayatta favorisi olan şeylerin başında geliyordu.

"Gel, hazırlayalım beraber." dedi Kerim ayağa kalkarak. "Biz mutfaktayız." diyerek diğerlerine de duyurdu.

"Film?" diye sordu Asil.

"Devam edin kanka siz, beni çok sarmadı zaten." dedi Ferdi de, öylesine izliyordu o da, bir kaç sahne kaçırsa ölmezdi.

Onlar mutfakta gözden kaybolunca Devran arkalarından kapıya doğru baktı ve Asil'in elini kavrayıp çocuğun avucunu erekte olmuş aletinin üstüne bastırdı. "Ne yaptığına bak." dedi tahrik oluşu sesine yansırken.

"Oha, bu ne ara oldu ki?" diye sordu Asil şaşkınlıkla. "Filmdeki sahne yüzünden mi?"

Devran Asil'in elini biraz daha bastırdı. "Hangi sahne güzelim? Filmi izleyemedim ki senin yüzünden."

Adamın altında eşofman olduğu için her şey çok net hissediliyordu. "Suçu bana atma yine, bu sefer bir şey yapmadım."

"Boynumu öpen kimdi Asil? Öyle koklaya koklaya... Çıldırttın beni ulan. Seni omzuma atıp yukarıya çıkarmamak için zor durdum. Nasıl indireceğiz şimdi bunu?"

"Aşkım bir fikrim var ama..." Dönüp mutfak kapısına baktı Asil. Kapı kapalıydı, yağ kokusu dışarıya yayılmasın diye kapatmış olmalıydılar.

"Benim de var çok güzel fikirlerim. Hadi odamıza çıkalım."

"Olmaz ya, burada halledebiliriz." Asil hemen dizlerinin üstünde doğruldu ve adama şaşırması için bile fırsat vermeden eşofmanını iç çamaşırıyla birlikte biraz çekip sadece aletini ortaya çıkardı.

Mutfaktan biri çıksa da Asil'in bedeni ve sadece televizyon ekranından yansıyan ışıkla aydınlanan loş ortam sayesinde bir şey göremezdi diplerine girmediği sürece.

"Yavrum sen kafayı mı yed-"

Asil eğilip adamın aletinin geniş başını ağzına alınca Devran'ın nefesi boğazına tıkandı resmen. "Sikeyim!" diye inledi büyük eli çocuğun saçlarını kavrarken kalçaları koltuktan havalandı ve tamamen onun ağzına girdi.

Asil başta öğürdü ve şimdiden tükürüğüyle ıslanmış olan aleti ağzından çıkarıp hızlı hızlı sıvazlarken Devran'a baktı. "Sevişirkenki gibi çok uzun tutma kendini sevgilim, tamam mı?" diye sordu.

Adamın kendisini tutabilme rekorunu biliyordu, kendi içindeyken şahit olmuştu. Ama şu an öyle bir vakitleri yoktu asla.

Arkada film oynamaya devam ederken Devran yanındaki kumandaya uzandı ve sesi bir kaç tık arttırdı. "Kontrolü bana bırakırsan, hızlı olur. Ama nefesini ayarlaman gerek, sert olacağım."

Asil başını salladı ve sıvazladığı aleti yeniden ağzına yönlendirirken eğildiği için kalçaları havaya dikilmişti.

Adamın bakışları o güzel kalçalara, aklı o kalçaların arasında geçirdiği zamanlara kaysa da fazla kapılmadan çocuğun ağzına girdi yeniden ve onun başını yönlendirmeye başladı.

Hem Asil'in başını indirip kaldırıyor hem de kendi kalçalarını hareket ettiriyordu. Çocuğun ağzından ve boğazından çıkan sesler filmin içindeki aksiyon sesleri tarafından yutuluyordu çok şükür.

Yoksa çıkan seslerin bir izahı yoktu...

Islak şapırtılara, Asil'in nefes sesleri, arada zorlanıp öğürür gibi çıkardığı sesler ve Devran'ın hırsla aldığı nefeslerin hırıltıları karışıyordu.

Çocuğun gözleri yaşarmıştı ama ağzındaki aletten öyle memnundu ki, onu boğazının gerilerine aldığı her seferde daha fazlasını almak istiyordu. Ellerini adamın bacaklarına bastırıp oradan güç alarak eğildi ve birden tıpkı daha önce yaptığı gibi dudakları adamın kasıklarına değecek kadar ileriye gidip yuttu onu.

Çenesi ve çenesinden akan salyalar, adam hala giyinik olduğu için onun eşofmanının lastik kısmına değiyor ve orayı ıslatıyordu.

"Ah!" diye kısık sesle inledi Devran. "Yutkun şimdi, arka arkaya... Siktir!"

Asil'in başını iyice bastırdı ve bulunduğu pozisyona rağmen bir şekilde gözlerini kaldırıp kendisine bakmaya başaran çocukla göz göze gelince tüm menilerini onun sıcak boğazından aşağıya doğru gönderdi.

Öyle çok gelmişti ki, Asil yutkundukça daha fazlasını sağıyordu sanki adamın kalınlığından... Karnı şişmiş gibi hissetmişti tamamını, hiçbir damlasını ziyan etmeden yutunca.

Adam tamamen bittiğinde, Asil aleti ağzından çıkardı ve bir kaç saniye boyunca adama da kendisine de müsade edip, az önce aceleyle çıkardığı yere sakince, başına minik bir öpücük kondurarak yerleştirdi erkekliğini.

Devran çocuğu ensesinden kavradı ve ağzını ağzına dayadı hemen. Onu, kendi tadını onun minik ağzından ala ala, mısır kokusu mutfaktan salona taşana kadar öptü...

🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍

Umarım sevmişsinizdir
🙊🙊🙊

Gelecek bölüm Kerim ve Ferdi mutfak fantezisi şaka şaka... Mutfak hallerini göreceğiz sanırım
😅😅😆

Ben de bilmiyorum, kafama ne eserse artık.
On yıl sonra... diye başlamam umarım bir gün bir bölüme, en sinir olduğum şeylerden biridir ajjsjsjs

Neyse çok boş yaptım,

Gelecek bölümde görüşürüz
😌💖🌸💖😌

Continue Reading

You'll Also Like

OĞLANCI | BXB By Lord

General Fiction

2.9M 214K 51
{Tamamlandı} {texting-düz metin} Ablasına asıldığını düşündüğü adama atar mesajı atan liseli bir çocuk en fazla ne kadar absürt fakat bir o kadar da...
32.2M 1.9M 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz b...
121K 2.2K 35
Sıradan bir erkek sıradan bir aşk... NOT: Cinselik küfür vardır rahatsız olanlar okumasın.
55.8K 7.2K 89
Bir bölgenin akıbeti, kurdunun gücü ve kılıcının keskinliğinden geçer. -KAHRAN- Herkes kendi doğrularına sahip çıkarken lanete mi yoksa kurtuluşa mı...