Lise Günlükleri ft. Tozkopara...

By amyctly

131K 7.7K 11.2K

Takvimler 1 Eylül'ü gösteriyordu. Temrenli Koleji'nin ilk günüydü. Yeni bir sene, iki düşman takım içinde çok... More

Lise Günlükleri - Tanıtım.
bölüm 1: yeni yıl.
bölüm 2: parti.
bölüm 3: kaos planları.
bölüm 4: kıskançlık.
bölüm 5: ceza.
bölüm 6: havuz.
bölüm 7: geçmişin izleri.
bölüm 8: instagram.
bölüm 9: korkak.
bölüm 10: doğum günü.
bölüm 11: kasırga.
bölüm 12: boş okul.
bölüm 13: boş okul pt.2
bölüm 14: yeni çift. (!)
bölüm 15: eski sevgili.
bölüm 16: fotoğraf.
bölüm 17: değer.
bölüm 18: geçmiş.
bölüm 19: saha.
bölüm 20: maç.
bölüm 21: bambaşka.
bölüm 22: güven.
bölüm 24: yara.
bölüm 25: hırka.
bölüm 26: gizli görev.
bölüm 27: günlükteki gerçekler.
bölüm 28: yalan.
bölüm 29: dedikodu.
bölüm 30: aşk üçgeni.
bölüm 31: aldatma.
bölüm 32: özür.
bölüm 33: motor.
bölüm 34: taraf.
bölüm 35: burcu.
bölüm 36; kırık sessizlik.

bölüm 23: tanıdığın insanlar.

3K 196 212
By amyctly

düzenlendi.

⤲people you know,
selena gomez.

Tuananaz Tiryaki's Pov:

"Günaydın." Dedim masaya otururken. Masada Arda da vardı ve bu durum canımı sıkıyordu. Mert ve Deniz, yemeklerinden gözlerini ayırmadan, ağızları dolu şekilde bana, "Günaydın." Dediğinde yüzümü buruşturdum. "Bazen midemi bulandırıyorsunuz." Mert, bu kez gıcıklık olsun diye yemek dolu ağzını açarak, patates kızartmalarından birini ağzına attı. "Mert kapa ağzını pislik." Deniz gülüyordu. Mert ağzındaki yemek ile kahkaha atınca doğal olarak yemek boğazında kalmıştı.

Öksürmekten bir hâl olurken, Deniz sırtına vuruyordu. Ben de, önümdeki suyu açıp verdim. O sırada, Yağız ve Ülkü'yü gördüm. Yemeklerini almış, masaya geliyorlardı. Tartışır gibi bir halleri vardı. Yağız oflayarak geride Ülkü'yü bırakmış masaya oturmuştu. Tepsiyi öyle bir koymuştu ki, sanki kırılacaktı. "N'oluyor?" Dedim şaşkınca. "Ülkü Hanımlara sorun, kendi kafasına göre iş yapmaya başlamış." Dedi Yağız, Ülkü benim yanıma otururken. Ülkü konuşmadan önce Arda'ya baktı, ardından bana dönüp gözleri ile onu işaret etti.

"Arda, bizi yalnız bırakır mısın? Sanırım grupça özel bir şey konuşacağız." Dedim gülümsemeye çalışarak. "Tabii, tabii. Ben gideyim, sen sonra gelirsin yanıma." Diyerek kalktığında numaradan "Hı-hı, gelirim." Dedim. Biraz daha devam etsek kusabilirdim. Arda gider gitmez Ülkü, konuşmaya başladı.

"Yağız, abartıyorsun. Ayrıca sen de kafana göre, planlardan vazgeçmiyor musun? Beni suçlayamazsın. Ben Tuana ile konuştum. O problem etmiyorsa, sen karışamazsın." Konu Çağan'a gelecekti. Tanrım. "Aynı şey değil, geri zekalı. Leya'nın beni bir dövmediği kalmıştı, onu da yaptı. Bu şekilde bu olanı devam ettiremem." Dedi Yağız.

"Biz de buradayız anasını satayım, azıcık açık açık konuşun." Dedi Deniz. Yağız, "Mavi Ay'ı bitirme planımız... Leya ile daha fazla uğraşmak istemiyorum. Bunu diyecek-" Omuz silkip konuştum. "Tamam. Uğraşma." Dedim. Yağız şaşkınca bana bakarken devam ettim. "Onlar bizi yendiğinde, bizden daha iyi olduklarında -bu gidişle bu mümkün çünkü.- oturup ağlamayacaksın. Babandan azar işitirsen de, şey dersin. 'Leya'ya çok acıdığım, ona çok üzüldüğüm için bizden iyi olmalarına, kazanmalarına izin verdim.'"

"İyi." Dedi Yağız sinirle. "Hallederim bir şekilde." Sonra Ülkü ile aralarında bir bakışma geçtiğinde Yağız bana döndü. "Şuna da bir şey söyle, aşkını gizli gizli yaşamak istemiyormuş artık."

"Ne aşkı?" Diye sordum.

"Çağan aşkı, ne olacak? Unutamadı gitti, iki senedir. Bana gelip senin kızmadığını söyleyip duruyor, sanki biz kızmazsak evlenip iki çocuk sahibi olacak hanımefendi. Çağan kollarını açmış onu bekliyor." Ülkü elindeki çatalı masaya batırdığında yüksek ses çıkmasıyla hepimiz irkilmiştik. "Benimle alay etme Yağız. Düşmanlıksa düşmalık. Onu seviyorum dedim." Dedi. Gerilmiştim ama bu, ortamın gerginliğinden değildi. Mert ve Deniz'in bakışları bana döndü, bir şey demem gerekiyordu. Hiçbir şey yokmuş gibi rol yapmam gerekiyordu.

"Çağan ile konuşman, bizim plana zarar verebilir." Dedikten sonra Ülkü'ye baktım. "O, Leya, sen Çağan derk-" Ülkü lafımı böldü. "Biliyorum. Ama Çağan ile bizim olayımız farklı. İkimizde birbirimize karşı bir şeyler hissediyoruz, biliyorum. Tuana bak, Leya ve Yağız'dan farklıyız biz." Elimi tutmuş, beni ikna etmek için gülümseyerek bakıyordu. "Sırf aptal bir lise düşmanlığı için bunu kaybetmek istemiyorum. Konuşmama izin verin." Elimi elinden çekip yemeğime döndüm.

"Bizi ilgilendirmez zaten." Dedim. "İstediğini yap ama dikkatli ol."

Mert ile göz göze geldiğimizde, Çağan'ın intikamını söylemek istediğinin farkındaydım. Derin bir nefes aldım. "Ama haberiniz olsun, Çağan'ın bir intikam planı var. Yani Ülkü, Çağan seni kullanıyor da olabilir." Yağız bir kahkaha attığında, Ülkü şok içindeydi. "Kıskanıyorsun." Dedi bana. Sanırım bu, hiç beklemediğim bir cümleydi.

"Çağan'ın benimle konuşmasını kıskanıyorsun, itiraf et."

"Ülkü, kendine gel." Dedim sertçe. "Bence de Ülkü. Çağancığın senden iki çocuk istemiyor diye Tuana'yı suçlama." Dedi Yağız bu kez, gülmeye devam ederken. "Neden böyle yapıyor o zaman?" Diye sordu Ülkü, Yağız'a dönüp. "Neden ikinizde her istediğinizi yapıyorsunuz da ben yapamıyorum." Dedi ardından.

"Çünkü, biz takımı düşünerek hareket ediyoruz. Çocuk seni kullanıyormuş işte. Aşman lazım şu çocukça tavırlarını." Dedi Yağız. "Aynen." Dedim, Yağız'ı gösterip. "Tuana'ya, intikam planı olduğunu söylemiş. Siz iki salak, Çağan'a maçta neden saldırdığımızı düşünüyordunuz ki?" Diye sordu Deniz.

"Bir sebep olmasına gerek olduğunu bilmiyordum." Dedi Ülkü. "Peki, bunu neden Tuana'ya söylüyor?" Gözlerimi devirip derin bir nefes aldım. "Söylemedi, ağzından kaçırdı, oldu mu? İstediğini yapmakta özgürsün, Ülkü. Ben sadece uyarıyorum." Masanın üzerindeki telefonu aldığım gibi hiç dokunamadığım yemeğimi de bırakıp kantinden çıktım.

Koridordan geçerken sinirliydim, herkese çatacak kıvamdaydım. Koridorda, karşı karşıya durmuş iki grup vardı, iki grupta sadece arkadaşları ile ilgilense de sinirim bozulmuştu. Bana en yakın olan gruba yaklaştım. "Şunlar, sizin hakkınızda konuşuyor." Dedim. Sinirlendiklerini görmem yetmişti. Ben oradan ayrılırken çoktan bağrışmalar yükselmişti. Daha iyi hissediyordum.

Ders zilinin çalması ile kulüp odasına gitmek yerine, direkt sınıfa çıkmaya karar verdim. Dersin ne olduğunu hatırlamıyordum. Sınıf kapısını açtığım anda sınıfta sadece, Mavi Ay üyelerini görmem ile gözlerimi devirdim. "Biz de sana meraklı değiliz, sahte kraliçe." Dedi Defne, "Sen kaybedersin." Dedim sırama oturup, arkamdan Mert ve Deniz gelmişti bile. Ortam gerildiğinin farkındaydım.

Ülkü ve Yağız da sınıfa girmişti. Gözlerim, Ülkü'nün girmesiyle Çağan'ı buldu. Ülkü'ye bakıyordu, birbirlerine gülümseyerek selam verdiklerini gördüm. Onlara bakarken, ellerimi yumruk yaptığımı fark ettiğimde, kendime geldim.

"Ders neydi ya," Diye sordu en sonunda Çağan gözlerini Ülkü'den çekip arkadaşlarına dönerken. "Tarih." Dedi, Ülkü. İşte bundan sonra herkes şaşkınca Ülkü'ye dönerken, -ben de dahil- Ülkü omuz silkip önüme oturmuştu. "Abartmayın, sorusuna cevap verdim sadece." Konuşmak için konuşuyordu.

"Sağ ol." Dedi Çağan. Gözlerimi kapattım birkaç saniye, sinirim öylesine bozuluyordu ki, dayanamıyordum. Mert, koluma dokundu. "İyi misin," Diye sordu. Cevap vermeden kalkıp gittim. Sınıf kapısından çıkarken Sera Hoca ile karşılaşmıştım, bana seslense de duymamazlıktan geldim. Tuvaletlerden birine girdim. Ellerimi saçlarımdan geçirirken tuvallette resmen volta atıyordum.

Bir şey yapmam lazımdı. Şu durumu hem fırsata çevrilmeli, hem de içimdeki siniri yok etmeliydim, bir nebze de olsa. Aynadan kendimi gördüğümde aklıma geldi. Tuananaz olarak bir şey yapamazdım belki ama benim bir okul sayfam vardı. Tüm okulun takip ettiği bir okul sayfası hem de. Cebimden telefonumu çıkardım. Çağan ve Ülkü'nün eskiden çekilmiş bir fotoğrafını bulmak beni biraz uğraştırmıştı. Sonunda bulduğumda yazısını da yazdım

Paylaş tuşuna basmadım, şimdi yayınlarsam açık verirdim. Sınıfa geri girdim. "Tuana, neredesin sen?" Diye sordu Sera Hoca. "Hocam kusura bakmayın, babam aramıştı da, önemli diyince açmak zorunda kaldım. Gelebilir miyim?" Sera Hoca kafasını yavaşça salladığında yerime oturdum. Bir süre bekledikten sonra, cebimdeki telefonu çıkardım. Sıranın altından gizlice gönderiyi paylaştım. Anında sınıfın yarısına bildirim gitmişti bile. Gülümsedim, belli etmeden.

"Çocuklar, sessize alın şu telefonları." Dedi Sera Hoca, dersini bölen sesler yüzünden. "Hocam bir saniye ama sanırım bu çok önemli. Mavi Ay ve Kasırga'yı bile birleştirir." Dedi Kerem hemen atlayarak. Herkes gönderi ile ilgileniyordu, ben de dahil. Yazdığım yazıyı yeniden okudum ve şaşırmış gibi bir ifade taktım yüzüme.
Her kafadan farklı bir ses çıkıyordu.

temrenlisesi:

*fotoğraf*

yapmasaydindeniz, imeatingfood ve diğer 34 kişi beğendi.

selamlar çok sevgili temrenli lisesi sakinleri. bugün size, taze bir haber ile geldim. birkaç söylenti duydum... bu söylentiler bazılarınızın hiç hoşuna gitmeyecek. kasırga üyesi olan, kasırganın süslü güzeli ülkü hilal çiftçi, mavi ay'ın yakışıklı çocuğu çağan efe ak ile bir flört döneminden geçiyormuş. bu durum, her iki takım üyesini de çok sinirlendirmiş. kantinde olan birkaç arkadaş, kasırganın kantinde ufak bir tartışma yaşadığını, ülkü'nün bağırdığını söylüyor.

siz ne düşünüyorsunuz?

14 yorum.

"Oha oha oha!"

"Çağan bu ne?"

"Ülkü!"

"Yalnız şaşırmaktan ağzım yamuldu."

"Kapatın şu telefonları, derse devam etmemiz gerek!"

Kafamı telefondan kaldırdığımda Çağan ile göz göze geldim. Sinirlenmişti, ona bağıran Esat'ı bile duymamazlıktan geliyordu. En sonunda elini masaya vurup kalkıp gitti, ardından Ülkü de çıkmıştı. Zil çalmasıyla, Sera Hoca da sınıftan çıktı, ardından sınıftaki sesler artmıştı. Bunu yapmış olmanın beni iyi hissettirmesi gerekiyordu ama sebepsizce moralim daha da düşmüştü. "Bu gerçek bence, yalan olsaydı inkar ederlerdi." Dedi Alara.

"Hay sikeyim böyle işi." Dedi Yağız. Yan oturduğum için kolaylıkla arkamı dönebildim. "Tuana biz de çıkalım." Dedi bana dönüp. Kafamı salladım. İkimiz birlikte ayaklandık.

"Bahisleri oynuyorum! Sizce, bu olaydan sonra takımlar dağılır mı yoksa-" Kendi kendine saçma sapan konuşan, Demir'e döndüm. "Biraz daha konuşursan seni nasıl öldürmem gerektiğinin üzerine bahis oynayacağım, Demir. Herkes işine dönsün." Kapıyı açıp çıktım. Yağız da peşimden geliyordu. "Şu okul sayfası admini bu bilgilere nasıl ulaşıyor anlamıyorum." Dedi Yağız sinirli sinirli yürürken. Omuz silktim. "Şu an bilginin kaynağından çok, bilginin getirdiği olay ile mi ilgilensek? Bunun yüzünden takım içi çıkacak kavganın ne kadar çok konuşulacağını tahmin edebiliyorsun? Benim tek düşündüğüm o çünkü."

"Haklısın." Dedi. "Yemin ederim, Ülkü'yü elime geçirirsem onu mahvedeceğim..." Ardından dişlerini arasından konuşmuştu, yumruğunu sıkıyordu. "Önce Çağan'ın yüzüne taze sıkılmış yumruğumu yedirmek istiyorum ama."

Bir koridora girmek için dönmüştük ki, Çağan ve Ülkü'yü gördük. Bu yüzden durdum ve Yağız'ı kenara çektim. "Kanka çekil," Dedim kolundan tutup duvarın arkasına geçerken. "Gidelim işte ne yapıyorsun?" Dedi. "Kapa çeneni, Yağız."

Ülkü, yaslandığı duvardan çekilip Çağan'a sarıldığında, yutkunamadım. Çağan tek eliyle onun sarılmasına karşılık vermişti. Ülkü'nün ağladığını duymuştuk. "Çüş, anasının nikahı." Yağız'ın aptal şaşkınlığını bir kenara bırakıp oradan çekildim. "Gidiyorum ben, durup bu iki salağı izleyemem." Sesimin titrediğini fark ettiğimde, içimden kendime küfrettim. Bunun cidden yaşandığına inanamıyordum.

Partinin sonunda ona söylediklerimden sonra böyle şeyler yaşanacağını tahmin etmeliydim aslında. Sonuçta benden uzak durmasını söylemiştim ve o da Ülkü'ye ilgilenmeye başlamıştı.

Kendimi ne kadar kötü hissettiğimi tarif etmekte bile zorlanıyordum. Ağlayacak kıvama gelmiştim. Midem bulanıyordu, karnıma ağrılar giriyordu. Oradan ayrılıp, Yağız'ın gelemeyeceği bir yere, lavobaya girdim. Kapıyı kapatır kapatmaz, kapıya yaslanıp kendimi bıraktım. Kendimi sıkmanın bir anlamı yoktu, şu dakikadan sonra.

people can go from people you know
to people you don't,
and what hurts the most is people can go from people you know."

Continue Reading

You'll Also Like

307K 28.7K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
122K 12.8K 27
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
24.5K 1.3K 8
güneşi ararken peşini bırakmaz ay * Eğer kaçırılan Alaz olsaydı ve Asi sokakta büyümeseydi. *Aslaz role reversal*
32.9K 3.8K 21
"MİNHO EZ BENİ"