bölüm 1: yeni yıl.

6.2K 263 550
                                    

1 Eylül, Pazartesi.

1 Eylül, Pazartesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tuananaz Tiryaki's Pov;

Ayakkabılarımı hızla ayağıma giyerek kapıyı sertçe kapattım. 1 Eylül, yeni bir okul yılında; Kasırga tekrar doğuyor!

Mavi Ay'ı haklamak için.

Kulak üstü kulaklığımı, boynumdan kulağıma taktıktan sonra sevdiğim bir şarkıyı açtım, üzerimdeki siyah-beyaz oduncu gömleğimi düzelttikten sonra adımlarımı hızlandırmıştım. Şarkıyı kendi kendime mırıldanıyordum.

Birkaç dakika geçmiş, yeni bir şarkı dinlemeye başlayacakken arka cebimde titreyen telefonu hissettiğimde mp3 çalarımı durdurup kulaklıklığımı, boynuma indirdim.

Telefonu açıp kulağıma koydum. "Efendim, Ülkü?" Ülkü'nün sesini duymayı beklerken daha çok bağrışma sesi duymamla kaşlarımı çattım. Yürümeyi kesip dikkatlice sesleri dinlemeye başladım. Anlaşılması zordu.

"Acil gelmelisin, kavga çıktı!" Derin bir nefes verip adımlarımı hızlandırdım. İlk günün, ilk dakikasından mı? Hemde bensiz! "Bensiz kavga ettiğiniz için daha büyük bir kavga çıkacak." dedim ve nerede olduklarını sordum, kantinde olduklarını duyduğum anda telefonu kapattım ve koşmaya başladım.

Çantam sırtıma vurdukça ben daha da hızlanıyordum. Bahçede az kişi vardı, koridorlarda da. Sanırım herkes kantindeydi. Merdivenlerden yukarı çıkan Alara'yı çarpıp kızı yere düşürmüştüm ama özür dileyecek zamanım olmadığı için koşmaya devam ettim.

"Tam bir saykosun, Tiryaki!"

Pekala, nefes nefese kalmamış olsam seninle de uğraşırdım. Merdivenler sonunda bittiğinde kantibe girmiştim. Ama maalesef ki, kalabalıktan hiçbir şey göremiyordum!

"Çekil, çekil." dedim nefes nefese insanları iterken. Dirseklerim, ellerim hatta ayaklarımı kullanarak ittiğim insanlardan kurtulduktan sonra, gözüme önce bizimkiler sonra da Mavi Ay girdi.

Ama her iki takımda da eksik vardı. Bizde de onlarda da iki. Yağız, Çağan ve Esat neredeydi?

"Tua-" Ülkü'nün bağırması ile sol tarafımda bir ağrı ve yere kapaklanamam bir oldu. Kafamı kaldırıp, sol tarafa baktım, bana çarpan şeyin ne olduğuna.

Yağız, Esat'ın yakasına yapışmıştı. Çağan ise Esat'ı kurtarmaya çalışıyordu. Bana çarpan onlardı. Üç tane, mutant.

"Ne oluyor lan?" dedim bağırarak. Sesim, 'Yağız! Esat!' diye bağıran öğrencileri de bastırmıştı.

Beril'in o gıcık tiz sesine karşı bir öğürme hareketi çekerken, ona döndüm. "Arkadaşın, arkadaşıma saldırıyor."

"Madem öyle, neden arkadaşını kurtarmıyorsun, Minel?!" diyerek ayağa kalktım. "Yağız kanka bırak eğer haklıysan birlikte döveriz, söz." Yağız, sinirle Esat'a baktı ve çocuğun yakasını bıraktı.

Lise Günlükleri ft. Tozkoparan İskender.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin