Lise Günlükleri ft. Tozkoparan İskender.

bölüm 12: boş okul.

bölümü, efflinia 'ya ithaf ediyorum, günlerdir, haftalardır bu bölümü bekliyorr. sana verebileceğim en güzel doğum günü hediyesi, çok istediğin LeyYağ bölümü olabilirdi... iyi ki doğdun eff'im, iyi ki tanıştık beybisii, seni seviyorum! <3
-

Leya Kırşan's Pov;

Kulaklıklarımı çıkarıp Çağan'ların ziline bastım. İki, üç kere üst üstte bastım. O gerizekalı Çağan Bey'in bana açıklama borcu vardı. Kapıyı Burcu Teyze açtı, kaşları çatıktı, beni görünce gülümsedi ve gülerek konuştu. "Leya, ne bu sinir cumartesi gününde alacaklı gibi çalışıyorsun yavrum kapıyı?" Dedi. "Burcu Teyzeciğim, senin o oğlun nerede?"

"Ne oluyor ya?" Tam kapının karşısında bulunan merdivenlerden inen Çağan göründü, Burcu Teyze'nin arkasında. Hemen Burcu Teyze'yi geçip, Çağan'ın yanına gidip koluna vurdum. "Hay gerizekalı Çağan! Sen niye gidip öpüyorsun kızı?!" Çağan, ellerini saçlarından geçirip kaşlarını çattı. "Ne olur, bağırmadan konuş, başım çatlıyor. Ayrıca ne kızı neyden bahsediyorsun sen?"

"Tuana'dan bahsediyorum, salak. Dün gece öpmüşsün kızı." Çağan, boş boş bana bakarken Burcu Teyze şok içinde yanımıza geldi. "Ne?! Çağan sen Tuana'yı mı öptün?! Ay kız demek o yüzden terk etti partiyi. Oğlum sen aptal mısın niye kızın isteyip istemediğini bilmeden öpüyorsun kızı. Hemen ara ö-"

"Anne, ne olur bağırma." diye fısıldadı Çağan. Sonra bana döndü. "Nereden çıktı bu, ben dün gece Tuana'yı öpmedim ben, öyle bir şey olmadı." Eşofmanımın cebinde duran telefonumu çıkardım ve dün gece bana gelen mesajı açtım. "Hani X kişisi vardı ya, nereden bulduysa numaramı da bulmuş, bana bunu attı." Dedim, ikisi öpüşürken mutfak camından çekilmiş fotoğrafı göstererek.

"Hayır... Hayır..."

Çağan'ın şaşkın ve tedirgin olmuş yüz ifadesinden anlamıştım, öptüğünü hatırlamadığını. Burcu Teyze de anlamıştı, hepimiz anlamıştık. Burcu Teyze, Çağan'ın kafasını yavaşça vurdu. "Sarhoş olup mu öptün kızı, benim salak oğlum?" Çağan telefonumu bana geri uzattı. "Çağan.. Eğer kendinde değilken öptüysen... ya ağzından bir şeyler kaçırdıysan?" Dedim. Çağan derin bir nefes verdi. "Bilmiyorum Leya, dua et seninle ilgili olmasın yoksa yanarız."

Ofladım. Burcu Teyze konuştu sonra da. "Ben gidip kahvaltı hazırlayacağım, Çağan bana bak, Tuana'dan özür dileyeceksin, tamam mı?" Çağan yalandan gülümseyip kafasını sallarken Burcu Teyze söylene söylene mutfağa geçti, Çağan da hazırlanmaya gitti.

Bende geçip içeri oturdum, telefonumu çıkarıp Defne'yi aradım. "Efendim, Leya?" diye sordu, "Ben Çağan'a geldim şimdi, buradan geçeceğiz okula. Beril ile konuştun mu bugün?" dedim. "Esat konuşmuş, geliyormuş.. Zaten Sera Hoca'nın lafından çıkamaz o." Beril kavga da değildi, ama o da bizimle cezaya gelmek zorundaydı çünkü ceza, "grup" olarak akıllanalım diye verilmişti. "Anladım."

"Leya, şu fotoğraf... Yaygaraya bildiğimizi fark ettirmeli miyiz?" Dudaklarımı birbirine bastırdım, ne yapacağımızı bende bilmiyordum. "Çağan ne derse o, olacak sanırım. Bizden haber bekleyin." dedim. "Tamam, ama şey..." Kaşlarımı çattım, Defne'nin tek tük konuşmasına. "Ne? Şey ne?"

"X kişisinin ya da Rakun'un Beril olduğunu düşünüyorum." Dediğinde şaşkınca devam etmesini bekledim. "Öyle geliyor, kanıtım yok. Sadece Tuana ile uğraşmaya bu kadar hevesli başka kim var ki?" Diye sordu, haklıydı. "Pekâlâ haklı olabilirsin, cezadan sonra bunu detaylıca konuşup halledelim." Veda ettikten sonra kapattım telefonu. Zaten Çağan da hazırlanmış aşağıya inmişti, o kahvaltısını edince evden çıktık.