bölüm 21: bambaşka.

3K 222 225
                                    

beni takip etmeyen ya da attığım duyuruyu görmeyenler şu an bu durumu anlamamıştır: lise günlükleri, 21. bölümden sonra başka bir şekilde devam edecek. bölümün sonunu değiştirdim, attığım duyuruyu okuyup nedenini öğrenebilirsiniz.<3

&

⤲sorry,
halsey.

Siyah, ince askılı elbisemin askısını nazikçe düzeltmiş ve bakışlarım ile etrafı süzmüştüm. Üzerime giydiğim elbise, oldukça sadeydi, hafif bir sırt dekoltesi vardı. Dizlerimden biraz daha yukarıda bitiyordu, eteği de. Bakışlarımı sağ tarafa çevirdiğimde, geniş bir masa, yuvarlaktı ve diğerlerinden farklı olacak şekilde ayarlanmıştı, negatif enerjisini etrafa yayıyordu. Mavi Ay ve Kasırga'nın ortak oturduğu masa.

Mert, suratsız bir şekilde Beril'in yanında oturuyor, kendi kendine söyleniyordu. Beril, çenesini eline yaslamıştı, beni ilk gören de o olmuş, sahte bir gülümseme eklemişti, yüzüne. Beril'in yanındaki Deniz, kendi yanındaki Defne ile kavga ediyordu. Defne'nin yanında da Ülkü vardı, elindeki küçük aynadan kendine bakıp duruyordu. Esat, Yağız, Leya yan yanaydı, bir sandalye boştu, diğer yanda da Çağan oturuyordu.

Çağan ile bakışlarımız aynı anda buluşmuştu. Siyah bir pantolon ve siyah bir gömlek giymişti ama rahatsız olduğuna yemin edebilirdim. Sandalyesine siyah ceketini asmıştı. Ne kadar kızgın olsam da, göz ardı edemeyeceğim bir gerçek vardı; gerçekten çok yakışıklı olmuştu. Mert'e ve Deniz'e bakarak selam vermiş bana yaptıkları iltifatlara karşı gülümserken, Çağan'ın yanındaki sandalyeyi yönelmiştim.

"Çağan, ağzını kapat istersen." Dedi Leya, benim üzerimden Çağan'a bakıp. Çağan sahte bir öksürük ile önüne döndü. Leya'ya baktım, Çağan'a gülümseyerek baktıktan sonra, masanın üzerindeki içeceğini almıştı. Lila renginde, askılı, etek kısmı fırfırlı olan kısa, oldukça güzel bir elbisesi vardı. Kendi de çok güzel olmuştu. Bakışlarımı ondan çekip masaya döndüm.

"Biz niye böyle dizildik," Diye sordum masadakilere. "Hangi ilkokul öğrencisine, örüntüyü anlatıyoruz? Mavi Ay-Kasırga, Mavi Ay-Kasırga olarak oturmuşuz." Diyerek karşımdaki, Mert'i Beril'i, Deniz ve Defne'yi göstermiştim.

"Sera Hoca, böyle oturacaksınız, dedi." Dedi Mert, memnuniyetsizce. Yazık ya, kıyamam. Beril ile gelmiş...

Sol tarafıma aniden dönüp bana baktığını bildiğim Çağan'a baktım. "Gözlerin ile beni kesmeyi ne zaman bırakacaksın?" Dedim fısıltıyla. Biraz bana yaklaştı ve benim gibi fısıldadı, o da. "Özür dilerim, elimde değil. Çok güzelsin." Sinirliydim, bu yüzden sinirden başka bir şey hissetmiyordum. Tam cevap verecektim ki acıyla inleyip bacağını tutması ile sustum, Mert'in olduğu yere baktı, sinirle Çağan.

"Derdin ne lan senin?" Diye bağırdı, Mert'e, Çağan. Demek ki, Mertciğim, Çağan'a tekme atmıştı. Mert, rahatlıkla geriye yaslanıp konuştu. "Sinir oluyorum sana, nefret ediyorum. Tuana ile de konuşmanı istemiyorum."

"Engellesene." Çağan'ın meydan okumasına karşı, Mert anında ayaklanmıştı. "Mert bebeğim, oturur musun? Parti eğlencemi kaçırmanı istemiyorum. Çağan, sende rahat dur." Dedi, Ülkü. Sonra da arkasına yaslandı.

Bu masada, Çağan dışında kimse halinden memnun gibi gözükmüyordu. Yağız, Leya ile konuşmaya çalışıyor, Leya sürekli tersliyor, Ülkü aynasına bakıp duruyor, Deniz ve Mert telefondan oyun oynuyor, Defne, Esat ile konuşuyor, Beril de telefonuna bakıyordu. Bende bir şeyler içiyordum, sürekli. Çağan'ın da tek yaptığı, bana iltifat etmek ve konuşmaya çalışmaktı. Arada da Mert ve Deniz ile atışmaktı.

Lise Günlükleri ft. Tozkoparan İskender.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin