bölüm 6: havuz.

3.4K 221 232
                                    

Yüzme havuzunun bulunduğu yere geldiğimde, havuzun içinde yüzen Beril'i görmem ile gözlerimi devirdim. Beni fark etmesi birkaç dakika sürmüştü, ve fark ettiğinde gerile gerile, havuz kenarına yaslandı. "Oo, kimler gelmiş?" dediğinde, yaslandığım giriş kapısından ayrılarak ona yaklaşmaya başladım. "Basketbol takımının eski kaptanı." Beni aşağılamak için uğraşıyordu. Gülümsedim.

"Tebrik ederim."

Lafımdan sonra kaşlarını çattı. "Sen ve beni tebrik etmek? Amacın ne Tuana?" Onun durduğu havuz kenarına bayağı yaklaşıp dizlerimin üzerine oturdum. Tam benden geri gidecekti ki sağ bileğinden yakaladım. "Yazık olacak, çok da hevesli gözüküyorsun... Ama imkansız gerizekalı." Elimden kurtulmak için direniyordu. Ben bileğini bıraktığım anda havuzun içinde sendeldiğinde yüzüme su sıçradı.

Tek elimle silip ayağa kalkarken Beril de üzerine havluyu sarıp havuzdan çıktı. "Bu kadar kıskanç olmak iyi değil, Tuana." dedi. Sanki bir şey başarmış gibi, egolu egolu. Sonra yanımdan geçip gidecekken bir adım geriye giderek önüne geçtim. "Kıskanç ben miyim, sence?" Üzerine yürüyordum, o da ben geldikçe geriye gidiyordu.

"Ben olmak istiyorsun."

"Basketbol takım kaptanı bendim, Çağan ile arkadaş olan da. Sen sadece benim yaptığım şeyleri tekrarlıyorsun." Beril'in benden korkmuş olduğu aşikârdı. Ama hiçbir şekilde de geri çekilmiyordu. Son anda geldiğini düşündüğüm cesaret ile tekrar konuştu. "Kendini bir şey sanıyorsun. Söylesene Tiryaki, Kasırga dışında nesin sen?"

Biraz düşünür gibi yaptım. "Dahi, başarılı, zengin, güzel bir genç kız." Beril'in yüzü sinirden kızarırken bende yüzüme zafer gülümsemesini ekledim. Tabii daha o zafere ulaşamamıştım ama sorun değil. Beril'in aklına o an bir şey gelmiş olacak ki, yüz ifadesi değişti. "Neden sen olmak isteyeyim? Sen her şeyini kaybediyorsun. Basketbol takım kaptanlığı," dedi ve elini şıklattı.

"Kaybettin."

"Çağan'ın en yakın arkadaşı olman," Tekrar elini şıklattı. "Kaybettin." Dedi. "Anneni de kaybettin. O nerede, yok? Ne olmuştu... Hatırladım. Seni terk edip gitmişti, değil mi?" Tek elimle saçını kavrarken, konuştum. "Birazdan yapacaklarımdan sonra," Dedim tıslar gibi, sessiz sessiz. Ama onun korkacağı kadar da acımasız ve korkunç bir sesle. "Bir daha benimle uğraşmayı, bunu düşünmek bile tüylerini ürpetecek."

Beril, saçını kurtarmak için ellerimin arasında can çekişirken onu iterek saçlarını bıraktım.

O saçlarını düzeltirken bir elimle sertçe yanağıma vurdum. Uzun tırnaklarım ile boynumun ve yanak kısmımı bir iki kere çizdim. Üzerime girdiğim siyah lacosun kol kısmını yırttım. Beril beni fark ettiğinde şok içerisinde bana baktı, ama ben devam ettim. Kendimi duvara attım, duvara çarptığımda omzum çok acımıştı. Saçlarımı yolmaya başladım, birkaç tel elime geldiğinde onları yere attım.

"Tuana, ne yapıyorsun?!"

Ellerimi boynuma götürdüm ve sıkmaya başladım. Canım tabii ki yanıyordu ama morarana kadar sıkmam gerekiyordu. Beril olanları idrak ettiğinde ellerimi boynumdan çekeyim diye ellerini ellerimin üzerine koydu. Nefessiz kaldığımı hissederken bırakacaktım ki, arkamdan Çağan'ın sesini duydum. "Tuana! Beril! Ne yapıyorsunuz?" Beril'in konuşmasına izin vermeden yapmam gereken bir şey daha vardı.

Boynumdan elleri çekerken Beril'i ittim, ama oyun daha bitmemişti. Kendimi, arkadaki havuzun içine bıraktım. Onlara göre takılıp düştüm tabii. Çağan adımı haykırırken havuz ile buluşmuştum. Tabii ki havuzun içinde boğulmazdım, özellikle de yaklaşık benim kadar olan bir havuzda. Ama Drama Queen olmam gereken konular vardı.

Lise Günlükleri ft. Tozkoparan İskender.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin