EVİM

By kafayiyedimben

727K 36.8K 5.1K

Ne abi mi? Ben yasak bir aşkın meyvesiydim. Ya da kaldırılmış bir kadının son umudu. Annem, güzel annem. Bab... More

Tanıtım
Karakterler
1
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
#sevgieylemgerektirir
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
37-part 2
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
06.02.2023 (4.17)

2

27.1K 1K 130
By kafayiyedimben


Uymak istiyorum.

Bir yüzyıl daha lütfen. Usta masa ikiye yarım saat aç.

Uyanmak istemiyorum. Uykum var. Ama başımda durmadan konuşan insancıklar yüzüne uykum açılıyordu.

Yüzümü iyice yastığa gömüp konuştum. Ama büyük ihtimalle sesim götümden konuşuyormuşum gibi çıkmıştı.

"Allah'ını seven sussun."

Bunlar niye susmuyor ya. Vay imansızlar.

"Ne oluyor ya?"

Gözlerimi açmaya çalışırken aynı anda etrafımı görmeye çalışıyordum. Ve bu çok zor bir şeydi.

"Ay sonunda uyandı."

"Anne kız ölmüş gibi davranmayı bırakır mısın? Doktor çok bir şey yok dedi. Bir iki haftaya ayağının üstüne başarmış."

Bir dk bir dk. Ne dedi onlar?

Ölmek
Doktor
Ayak
Basmak

"ANANI..."

Aninden doğrulup bağırmam ile herkes bana dönmüştü. Ama umursamadım. Üstümdeki ince çarşafı atıp ayağıma baktım.

O gördüğüm şey alçı mı?

Değildir ya değildir?

Tamam Mira sakin ol. Sen şizofrensin ve ayağın sapasağlam. Kesinlikle delirdin. Ayağında alçı yok. Unut o beyazımsı şeyi. Unut.

"Gerçek mi la bu?"

Başımda bana bakan kadın ile adama baktım. Yalvarır moda geçiş yapmıştım.

"Nolur bana şizofrensin ve ayağında alçı yok diyin."

Karşımda bana çatık kaşlarla bakan adama bakıyordum. Sanki söyleyeceği söz benim ölüm fermanım gibi hissediyordum.

"Ayağınız alçıya alındı. Ama doktor bir iki haftaya çıkar dedi. Ailenizin numarası..."

"Ben böyle işin.."

Odaya giren doktor ile küfürlerimi yutmak zorunda kalmıştım. Yapma be doktor amca.

"Merhaba Mira Hanım."

Lan bu benim ismimi nerden biliyor. Lan yoksa bunlar organ mafyası mı? Benim böbreklerimi çalıp beni çöp kenarına mı atacaklar.

Şüpheli gözlerle doktora baktım.

"Adımı nerden biliyorsunuz?"

Şüpheyle sorduğum soru ile ayağımı Allah'ına kavuşturan kadın çantamı vermişti. Endişeli bir şekilde yatağa oturup bana baktı.

Endişeli olduğunu nerden mi anladım?  
Elleri titriyordu ve sürekli gözleri ile beni kontrol ediyordu. Maalesef daha gözden her duyguyu anlayan son göz bükücü olmamıştım. Ama çalışıyorum abisi, başaracağım bunu.

"Tatlım çok özür dilerim. Ailene haber vermemi ister misin?"

"Ailem yok. İstanbul'a yeni geldim."

Bendeki şans Kraliçe Elizabeth de yok. İstanbul'a ayak basar basmaz başıma gelmeyen kalmamıştı.

Sırada ne var? Uzaylılar mı? Yolla kardeşim yolla alıştım ben.

Kadının gözleri dolmuştu. Sen niye ağlıyorsun teyze ayağı ölen benim.

"Nerde kalacaksın peki?"

"Otel"

Umursamazca omuz silkmiştim. Dışarda yatacak halim yoktu. Şimdilik bana yetecek param da vardı.

"Hayatta olmaz!"

Ne bağırıyon teyze. Otelime de mi karşıyorsun.

"Anne."

Doktorun yanında duran yakışıklı jojuk anasını uyarmıştı. Yakışıklı adamı anında farkederiz vesselam.

"Olmaz Arslan. Kızın kimsesi yokmuş zaten. Otelde nasıl kendine bakacak. Doktor ayağının üstüne basmaması gerek dedi. "

Doktor kadını onaylarken konuşmaya başladı.

"Mira Hanım ayağınızda küçük bir çatlak var. Bir de doku zedelenmesi. En iyi ihtimalle iki haftaya alçı çıkar. Ama kendinize çok dikkat etmeniz gerekiyor. Alçı çıkması ayağınız iyileşmiş demek değil en az bir ay ayağımızın üstüne basmamanız gerekiyor."

Ayağımı Allah'ına kavuşturan kadın ellerini birbirine vurup ayağa kalktı.

"O zaman bize gidiyoruz!"

"NE!!!"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Karşımdaki eve bakarken ofladım. Nuray teyze (Evet adını öğrenmiştim) nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde beni ikna etmişti.

Vallahi Hâkim Bey sarhoştum hatırlamıyorum.

"Getir Arslan şöyle yatıralım."

Nuray teyzenin beni ikna etmesinden sonra Arslan Beyciğim beni bir patates çuvalı gibi kucaklamış ve arabaya atmıştı.

Sonunda popomun sabit bir yere değmesi ile şükrettim. Sabahtan beri başıma gelmeyen kalmamıştı.

"Mira tatlım sana hemen bir şeyler hazırlayayım. Açsındır."

Nuray teyze itiraz etmeme fırsat vermeden salondan çıkmıştı. Oflayarak kafamı geriye attım.

"Kaç yaşındasın?"

Ne? Ha?

Bana mı dedi o. Sabahtan beri çatık kaşları ile bana bakan Arslan Bey sonunda konuşmuştu.

"Sana kaç lazım?"

Göz kırparak sorduğum soru ile kaşları daha çok çatılmıştı. Biraz daha çatarsa, ağzına girecekti o kaşlar.

" On sekiz üstü yeterli"

"Niye nikahına mı alacaksın?"

Arslan tövbe çekerek kafasını eğmişti. Şu an kesin sabır diliyordu.

"Evden kaçmadığına emin olmam lazım."

"Kimliğim vardı baksaydın."

İşte böyle mal gibi kalırsın aslanım. Ya da şey mi demeliyim Arslan'ım.

"Sen çok zekisin."

Şimdi beni övdü mü gömdü mü? Abicim ses tonundan hiçbir halt anlaşılmıyorda.

"Annem kimliğini sakladı göstermiyor."

Niye lan? Ulan yoksa Nuray teyze mi beni nikahına alcaktı.

"Niye?"

Boş boş suratıma bakıp kafasını duvara çevirdi. Niye cevap vermiyor la bu. Film mi çekiyoruz oğlum, ne o öyle artis artis duvara bakmalar falan.

"Bak koçum beynim zaten çorba oldu. Sorularıma cevap versen iyi edersin. Niye Nuray teyze kimliğimi sakladı, niye bana gıcık gıcık bakıyorsun ve ben daha ne kadar burda kalacağım? Zaten sabahtan beri uğraşmadığım şey kalmadı. Ya adam akıllı anlatırsın şu olayı ya da polisi arar adam kaçırıyorlar derim."

Sonunda Arslan'ımızın dikkatini çekebilimiştik. Ama bizi umursayan kim.

"Ben bilerek vermedim tatlım. Kayınçosu polis. Şimdi kimliğini alıp direk sorgulatırdı. "

Nuray teyzenin sesi ile ona döndüm. Şimdi teyzecim sence de haklı değil mi? Benim de polis akrabam olsa ben de sizin kimlikleri sorgulatırdım.

Ayrıca kayınço kim oluyordu ya?   Kardeşinin kocası mı oluyordu yoksa karısının kocası mı?   Yok lan karısının babası oluyordu ya da annesi miydi? Beynim gitti lan.

"Şu çorbayı bitir tatlım. Sıcak sıcak iyi gelir."

Çorbamı içerken evi zil sesi doldurmuştu. Kapıyı açan Nuray teyze ile ortalık bir anda salı pazarına dönmüştü.

Odaya giren kendini kanepeye fırlatıyordu. Hepsi bir ağızdan konuşan topluluğa dron görmüş masum köylü gibi bakıyordum.

Beni gören topluluk sonunda susmuştu. Eh bende salonumun ortasında yayılmış bir kız görsem.. yok ya unursamazdım ben.

"Babanne bu abla kim?"

Sonunda ikiz olduğunu düşündüğüm küçük kızlardan biri sessizliği bölümüştü.

Nuray teyzeye Babaanne mi dedi o? Kadın benden genç duruyor la.

"Bu Mira. Bugün ufak bir kaza yaşadık. Bir süre bizimle kalacak."

Yani Nuray teyzecim ayağımın helvasını yedik ama sen bilirsin.

Nuray teyze olayları kısaca anlatıp (kısa dediğime bakmayın sürekli kadının lafını böldükleri için bir saat sürmüştü) bana baktı.

"Mira'cım seni ailem ile tanıştırayım. En büyük oğlum Arslan. Eşi Aysun. Ve ikizleri Belinay ile Dolunay."

Kafamı eğip selam verdim. Onlar da ufak bir baş hareketi ile selamımı almışlardı.

"İkizlerim Baran ile Boran. Ve en küçük oğlum Çınar."

Bu isimler bana bir yerden tanıdık geliyor ama nerden.

"Demirci ailesine hoş geldin."

"Hoşbulduk."

Bi dakka.

Ne dedi o?

Hass.... Demirci dedi. Ya ama artık. Bu ne ya.

Lan bunlar benim abilerim.

İşte şimdi nanayı yedim.

Cafer bez getir koçum.

×××××××××××××××××××××××××

İkinci bölüm sonuuuuu....

Bölüm nasıldı?

Mira'nın şansı skdhdjdj

Diğer bölüm  tanışma olacak. Yani karakterlerimizi yavaş yavaş tanıyacağız.

Hayırlı işler bol kazançlar gençlik..

Continue Reading

You'll Also Like

165K 9.4K 37
Siz: Selamünaleyküm beyefendi Hayırlı Doktor Kısmet: Aleykümselam, kimsiniz? Siz: Teravihte annenizin numaranızı verip, doktor oğlum diye övdüğü kişi...
44.8K 1.5K 20
deli dolu bir asistan doktor, kendinden ve ciddiyetinden asla taviz vermeyen asker...
19.2K 889 43
Hayatta tek amacı ailesinin mutluluğu için kendisini aldatan biriyle evli olan adamın,kendisine hep aşkık olan sapık öğrencisiyle başlar güzel geçird...
12.4K 387 22
bu sefer karışan bebekler bir değil ikiyse ikizler doğum da karıştıysa ? merak ediyorsan ikizlerin eğlenceli mizah dolu maceralarını okumak istiyor...