Özel Bölüm: Nazlı & Özgür

En başından başla
                                    

Özgür tam karşısından geliyordu ve an itibariyle o da Nazlı'yı fark etmişti. Adımları durmasa da yavaşlarken bakışlarını ilk kaçıran Nazlı oldu. Onun takım elbise içinde jilet gibi olan görüntüsünden rahatsız olduğundan değil, haklı bir kırgınlığı olduğundan. Sonra çok oyalanmadan toparlandı ve aynı hızla yürümesine devam ederken aynı hareket Özgür'den de geldi. Kendisi ona bakmamaya çalışırken o da kendisini görmezden geliyordu. Böylesi daha iyiydi. Seslenseydi ne diyecekti? Tam yanından geçerken gözlerini kısa bir anlığına kapatıp onun parfümünün kokusunu içine çekti. Sadece bu kısacık an bile aklının başından gitmesi için yeterliydi. Kokusunu seviyordu. Dışarıdaki ormanın kokusunu andırıyordu ve ona çok yakışıyordu. Onun kokusuyla uyuduğu geceleri şu an düşünmemeye çalıştı. Çünkü hemen akabinde bir daha onunla uyuyamayacağı geliyordu.

Kızların yanına geldiğinde hepsinden fazla fazla övgü aldı ve birlikte İklim'in hazırlanmasına yardım ettiler. Tuna da diğer uçtaki odada arkadaşlarıyla hazırlanıyordu. Öncesinde gelinle damat ve arkadaşları için yapılan ikramlardan da bolca faydalanmıştı hepsi. Beraber eğlenirken aklı dağılmış, az önceyi savuşturmuştu. Kızlara en ufak bir şey bile çaktırmamıştı. Selim mesaj attığında kendini daha iyi hissediyordu.

Selim: Otoparktayım, canım partnerim.

Nazlı: Kımıldama, geliyorum.

Kızların yanından ayrılıp otoparka geçtiğinde Selim'i fark etmesi zor olmamıştı. Lüks arabasının önünde manken gibi dikiliyordu. Kendisini görünce güneş gözlüğünü çıkarmış ve havalı bir selam vermişti.

"Hoş geldin," diyerek yanına geldi Nazlı.

Ama Selim onu süzüp ıslık çalmakla meşguldü. "Yakarsam fena yakarım diyorsun yani?"

"Sen de bekar kızların yüreğini yakacaksın gibi görünüyor," diye takıldı Nazlı.

"Eh," dedi Selim. "Alışkın olduğum meziyetler."

Nazlı gülerken Selim'e yolu gösterdi. "Yanlış bir şey yapmama izin verme tamam mı?" Birlikte girişe doğru yürüdüler.

"Peki, ben yanlış bir şey yapabilir miyim?" diye sordu Selim girmeden önce.

"Nasıl yani?" Nazlı'nın gözleri korkuyla açıldı.

Selim bir kahkaha patlattı. "Şaka şaka. Şansımı çok zorlamam. Neticede seninkinin çöplüğündeyim."

Nazlı bunu duyduğuna rahatlamıştı. "İklim'in düğününü mahvetmek istemiyorum sadece."

"Merak etme," dedi Selim yürümeye devam ederlerken. "Bana bırak. Seninkini biraz kaşıyacağız, hepsi bu. Eh, tabii işin eğlence kısmı da var." Sonra Nazlı'ya baktı gözlerindeki afacan çocuk pırıltısıyla. "Çok eğleneceğiz!"

Şu an resmen Selim'in ipiyle kuyuya iniyordu ama Allah sonunu hayır etsindi.

Misafirlerin doldurduğu salona yan yana girerlerken Nazlı'nın ayakları titriyordu. Bunu fark eden Selim hemen, "Sakin ol," diye uyardı onu. "Alt tarafı bir arkadaşınla düğüne geliyorsun."

Nazlı'nın bakışları kendisini gözleriyle oymak üzere olan annesindeyken, "Tabii canım," dedi dişlerinin arasından. "Uzun, yakışıklı ve podyumdan fırlamış gibi taş bir arkadaşım olmadan hiçbir düğüne katılmam."

Selim güldü. "Teşekkür ederim, utandırıyorsun beni derdim ama gram utanamadım."

Nazlı tam cevap verecekti ki annesinin kendilerine doğru yaklaştığını fark edip söyleyeceklerini yuttu ve yüzüne en sahicisinden bir gülümseme yerleştirip Selim'i dürttü. "Annem geliyor. Bana bırak."

USLANMAZ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin