"Hay sikeyim!"
"Salak mısınız oğlum siz?!"
"Tamam hadi kalk üstümden!"
Midoriya kalkmak için yeltendiği sırada içeriye Bakugou teşrif etmişti ve onları görünce ellerini cebinden çıkartıp oda üstlerine hayatın kollarından kayar gibi atlamıştı.
Hep...
Bakugou-sama'ya annem ile o şekilde konuşup benim yanımda azdığı için ceza vermek ile meşguldüm, masaj yaptırıyordum. "Yaaa, böyle de azarım ben." dedi sıkılmışçasına. Kafamı arkaya yaslayıp tersten gözlerine baktım. Aniden dudağıma bir öpücük bıraktığında kalbim ayı kapanına kısılmış gibi hissettim. "Beni deli ediyorsun be çocuk." dedi.
"Öyle mi?" dedim.
Sonra o cevap veremeden aklıma gelen saçma anıyı anlatmaya başlamıştım. "Bir keresinde otobüste okuduğum yaoi de sevişme sahnesi vardı, yanımdaki dede uyuyor diye okumaya başlamıştım. Smut bitince dede yerinden fırlayarak 'Adı ne bunun?!' demişti. Etrafım fudanshi dedelerle doldu diye ödüm kopmuştu."
"Smut okumak derken? Benden öğrendin sanmıştım onca şeyi." dedi düz bir ses ile.
"Sen seviştiğin insanlara bakmadan böyle diyemezsin." Dedim karşı atağa geçen bir aslan gibi. "İstediğimi okurum."
Dış kapının açılıp kapanma sesi geldiğinde Bakugou'nun derin bir nefes verdiğini işittim. Beyefendi canlı sex yapıyor, yetmezmiş gibi biz bir smut okuduk diye tavır koyuyor. Benim kalır yanım ne? Bende başkaları ile fingirdeşebilirdim ama seni bekledim. Çok romantiğim evet. Biz konuşmaya bir şekilde devam ederken telefonum çaldı. Arayan kişi Todorokiydi. Önce açmayacaktım ama belki hayattan bezme merasimi vardır diye açmaya karar verdim. Ona gidilir.
"Yaz geliyor ya bir yerlere gezmeye gidecektik, Almanya çok cazip geliyor diyorum ama Kirishima ille de tutturdu Türkiye'ye gidelim diye. Neymiş efendim, baklava yiyecekmiş, o da yetmemiş ayran ve kebap da yiyecekmiş." Dedi.
Arkadan varla yok arası gelen Kirishima'nın sesinden, "Sen göze gir ben göte girerim." Dediği belli oluyordu. Atasözümü çalmış ipne. Listeyi çantama koymuştum halbuki.
"Neyse ne be. Niye bize soruyorsunuz, kurâ çekin." Dedim.
"Olmaz. Toplu gidelim. Masraf çok olmasın, toplu maldan vergi almazlar." Diyen arkadaşıma toplu gidersek daha çok masraf olur demek istedim ama madem o ödeyecek banane amk. "Ulan ben sizin kadar cimri insan görmedim. Ne biçim zenginsiniz be? Çıkar ordan üç beş dolar bende sana o zaman ülke söylerim." Dedim. "Biraz bonkör ol." Diye dikleştim ona karşı.
"Sende ne paragöz çıktın. İyi tamam yolluyorum on dolar. Çabuk söyle, faizlenince geri alırım bak."
Almanya'ya gidin diye fısıldayan Bakugou'ya uyarak bende oraya gitmelerini söyledim. Telefonu kapatıp odadaki minik sessizliği bozmak için çenemi açtım.
"Susmasana aminakoyim çok garip oluyor."
"Hayır, sen ortamın güzelliğinin farkında değilsin."
Etrafa baktığımda yatağımı, dolabımı, dağınık olan çalışma masamı gördüm ve nasıl bir ortamda olduğumuzu anlayamadım. Normal ve düz olan bir oda işte.
"Burası senin odan. Ben bu odadayım, oda sen kokuyor, kucağımdasın, biraz daha ortaya kay, evet deliği doldurdum- galiba azdım."
"Siktir!"
Kacchan'ın eli pantolonumun üzerinden penisime dokunduğunda ben ani reflekslerim nedeni ile havaya uçarken ayağım onun penisine geldi. Şu çocuğun çüküne tekme ata ata bir gün işe yaramaz hale getireceğim.
"Ha siktir!"
Ben kendi elimle kendi penisimi tutarken Kacchan'nın eli bu sefer de kendi penisini buldu. Ve odaya annem girdi. Şok olmuş suratı ile elindeki tabağı sıkıca tuttu.
"İzuku...sen...gay misin?"
"A-anne, halis muhlis gay'im desem, çok mu gay olmuş olurum?"
***************
"Resmen, elimi penisine koydun diye senin gay olduğunu anladı."
"Kacchan, sende tutuyordun ve acayip yakındık." Dedim isyan ederken, anneme yakalandıktan sonra bir şekilde onu oyalayıp dışarı çıkmıştık. Annemin de bir yerlerinde radar sistemi mi takılıydı anlamamıştım.
"İzin verseydin eğer ben ne güzel olayı toparlayacaktım."
"Nasıl toparlayacaktın, elin sikinde dururken 'aman ef*ndim sadece çocuğunuzu sikecektim' mi diyecektin?" Dedim gözlerimi devirerek.
Bana ters bir bakış atıp ensemi yakaladı ve oraya baskı uygulamaya başladı. Hala çok yakın duruyorduk ve çenemin aksine çok heyecanlıydım. Adeta bir sinek kuşuydum. "Vallahi anlamıyorum, Allah senin hamurunu necasetle yoğurmuş, anan seni sıçacakmış doğurmuş resmen Deku." Diyip anırmaya başladı. Hay böyle ilişkiye ya.
"Hahahahaha, cidden nerem ile gülsem bilemedim."
"Neren ile güleceğini merak ettim." Kaşlarını indirip kaldırırken yine parçalarından sapıklık akıyordu. Benim de bir farkım yoktu fakat ben yine terbiyeli bir sapıktım. Türünün ilk ve son örneği.
Reklam gibi oldu.
"Eee bizde gidelim mi almanya'ya?" Kacchan bir anda sorduğunda ne diyeceğimi bilemedim. Todoroki zaten gidecekti de reddetmiştik. Şimdi niye coşuyordu, acaba BDSM'yi orada mı yapacak? Biraz korkmuyorum değil hani yani.
"Daha cevap vermiyor musun?"
"Bilemiyorum, annem burada yalnız kalacak."
"Yoo. Annem anneni bir gün bile rahat bırakmıyor. Görmedin mi? O çiçeklerin hepsini annem göndermiş zaten." Dedi.
"Yılbaşına da yaklaşıyoruz, fena fikir değil." Dedim gülümseyerek, Almanya fikri cazip gelmeye başlamıştı. Belki iş buluruz da dilimizden düşmez. Fakat her halükarda memleketim bir tanedir. Japonya torpaklarını hiç bir şeye değişmem.
"Tamam o halde."
Eve geri döndüğümde, annemin uyumuş olduğunu düşündüm. Evden ses gelmiyordu. Kacchan ile içeri geçip televizyonu izlemeye karar vermiştik. Beyefendiye kalsa yarım kalan işi halledecekti de. Gece saat on sularında onu içeride izlediği dizi ile baş başa bırakıp mutfaktan bir bardak su aldım.
Evdeki çerezlikleri çıkarırken patlayan mısır piştiğini belirten kokusunu tüm mutfağa doldurmuştu.
Mısırla içeri geldiğimde Kacchan'ın da uykuya dalmış olduğunu gördüm. Hayret bu azgın uyumazdı diye düşündüm ve koltuğa daha ne kadar yayılabilir diye merak ettim. Ki koltuktan aşağı düşene dek.
"A-ANANI AVRADININ KULAĞININ KIVRIMINI SİKEYİM!" diyerek yeri boylayan Bakugou, küfürler savuruyordu. Sansürledim oraları açık açık duyarsanız psikolojiniz bozulabilir.
*****************
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
