Pezevenk || BakuDeku

Sakat Çükün Çeliği Olmaz*

Bilek güreşini yapacağımız gün gelip çattığında, hala çok fakirdim.

Ne alakası var demeyin.

Bilek güreşi yaparken Bakugou beyefendisi yeni gelinin yarrağa saldırdığı gibi elime saldırınca bileğimde zedelenme olmuş. Yani bir süre sargı beziyle ecinli gibi gezinmek zorundayım.

Böyle olacak sanmıştınız değil mi?

Daha kötüsü.

Çünkü, bilek güreşi yapacağımız masa Todoroki yüzünden devrildiğinde Bakugou bileğim yerine çükümü yakaladı ve çükümde zedelenme oluştu. Doktorun dediğine göre yarrağımızda kırılabiliyormuş. Şimdiyse yeni sünnet olmuş veletler gibi çüküm sarılmıştı ve uzun beyaz bir tişörtle evin her tarafında egemenlik kurmuştum.

Yetmezmiş gibi iki gün sonra olan bayrama çüküm sakat katılacaktım. Japonların ulusal bayramı olan çelik penis günü, yılda bir defa Nisan'nın altısında kutlanıyordu. Festivale katılmak için çükünüzün on santimetreden uzun olması gerekiyormuş. Ben on sekiz santimetre olduğum için sorun yoktu ama zedelenme vardı işte.

Sakat makat her türlü katılmalıydım, o Bakugou piçine intikam planı hazırlamam lazımdı. Telefonumun melodisi The Last Airbender Avatar Aang Theme müziği ile titreştiğinde arayan kişinin çükümü sargı bezine mecbur bırakan kişi olduğunu gördüm.

Açmayayım da görsün.

Üçüncü kapatışımda tekrar araması ile telefonu açmak zorunda kaldım. İnatçı pezevenk.

"Âlö? Ne var? Yedek çük mü aldın? Ooo arigathanks. Çok makbule geçti." Dalga geçer gibi çıkan sesimle bacaklarımı iyice açtım ve genişçe yattığım koltuğa daha da yayıldım. Ne demişler 'yat aşağı, dik taşağı' Ehuehueheu.

"Yoo. Azarsan eğer penisin eski haline döner mi diye test etmek istiyordum." Ahizeden gelen kalın ses ile kendimden geçerken, derin bir nefes verdim. Şu an bile azabilirdim. Ama çaktırmadım.

"Nasıl test edeceksin geri zekalı?"

"Azdırarak?" Sırıttığı belli olan bir tonda konuşunca heyecanıma dur dedim fakat pek işe yaramadı. "Ne bileyim belki sikerim de?" Diye devam etti.

Hüzünlü olmasına dikkat ettiğim sesimle, "Gâziyim ben gâzi. Seks gâzisi, müzelerde sergilenmem lazım, senin dediğine bak."  Dedim.

"Yapacağım ben seni seks gâzisi. Size geliyorum bu arada, bir şey lazım mı?"  Diye sorunca sinsilik ve hainlik, kafamda dolanan tilkilere çelme taktı ve konuşmak için ağzımı açtım.

"Hmmm, biraz zenginliğinden faydalanalım o zaman. Bana bir varil çikolatalı süt, sekiz poşet cips, iki kutu dondurma ve on çeşit çikolata al. Üzeri muzlu olanları sevmiyorum, ona dikkat et." Dedim. Hayallerim bile fakir.

"Varil mi? Diğerlerini alırım da varil dolu çikolatayı nereden bulabilirim?" 

"Varil dolu çikolata değil, varil dolu sütlü çikolata! Ya yok mu tanıdığın süt fabrikası sahibi? Söyle birine veriversin bir varil. Cimrilik yapmasın."

"İyi madem. Bir sorarım da, karnın ağrımaz mı? Hem o kadar sütü içince çişin gelmeyecek mi?"

O kadar sevimliydi ki, gülmemek için zor durdum ve sesimi kalınlaştırarak, "Gelmez gelmez. Gelirse işeriz yarram, nedir yani?" Dedim.

"Çükün şey ya...ondan dediydim. Ben bir iki tane de prezervatif getireyim o zaman." Suratıma kapatmadan önce son sözlerini de söylediğinde şok olmak yerine geldiğinde hangi öldürme planı ile karşısına çıksam diye düşünmeye başladım. İşiyebiliyorum diye sevişebilirim mi sanıyor?