"Hay sikeyim!"
"Salak mısınız oğlum siz?!"
"Tamam hadi kalk üstümden!"
Midoriya kalkmak için yeltendiği sırada içeriye Bakugou teşrif etmişti ve onları görünce ellerini cebinden çıkartıp oda üstlerine hayatın kollarından kayar gibi atlamıştı.
Hep...
"Eğer beni seçerseniz, hepinizin amına koy- yani şey her hafta kermes düzenleyip herkesin okul için eksik olduğunu düşündüğü şeyleri tamamlayacağız." Elimdeki mikrofonu daha sıkı tuttum ve hazırladığım listeyi okumadan önce, sıra olan topluluğun arasından birini seçip ne istediğini sordum.
"Evet sen sen konuş gözlüklü, ne istiyorsun?" Dedim.
"Üniformalar bikini olsun, kızlar ve erkekler için!"
Gözlükler niye böyle ya?
"Okul girişinin önüne de escort dairesi filan dikeriz nasıl fikir?"
"Harika. Süper."
"Gözlükle iyi göremedin tabi, iyi niyetimi suistimal ediyor, gözlüklü piç." Fısıltı şeklinde söylediğim her şey mikrofon ile okul duvarlarında yankılanıp kulağıma geri ulaştı.
"Duyduk duyduk!" Bağırarak bana el hareketi çekince bende ona nah çektim. "Duyabiliyorsan ne güzel, göremiyorsun zaten!" Dedim. Bu gidişle kimse beni seçmeyecek ama gururumu beş paralık etmem ben. "Bu tatsız konuşmadan dolayı," boğazımı temizleyerek beni izleyen bir beş yüz kişiye baktım. "herkesten özür dilerim. Okulumuz çok güzel naif mükemmel harika öğretmenler ile bezenmiş olsa da öğrenciler bazen taşkınlık yapabiliyor." Dedim.
Ne demiş atalar 'Ne ekersen onu sikersin.' ders alalım.
Sıra benden Bakugou'ya geçtiğinde konuşmasına aşık oldum ve oyumu ona vermemek için kendimi dizginledim. Ah, Allah'ım çok mükemmel.
"Eğer bana oy verirseniz, okula ses geçirmeyen duvarlar yapacağız ayrıca okula bir bina daha dikmeyi düşünüyorum, bikinili üniforma fikri de fena gelmiyor kulağa." Son cümleyi alt dudağını dişleyip bana bakarak söylemişti.
Gel beni sik ulan. GEL SİK GEL. Öhöğh.
Bugün fena düştüm tüm hastane masraflarını karşılamak size düşüyor artık bir el kol atarsınız. Ya da başka bişi.
Sırıtarak önüme döndüm ve ıslık çalarak onu alkışlayan gıcık insanlara baktım. Ben çoktan kaybettim galiba. Umutsuzluğa kapılma Midoriya sen bu işe baş koyduysan-
Tahmin etmek zor değil,
Bakugou o başı alır yarrağı ile yer değiştirir.
Hoca konuşunca ikimizde kürsüden indik. Ben kütüphane növbetçisi olduğum için oraya doğru gitmeye başladım. Elimde de yuhalamak için bana fırlattıkları bir cornetto dondurma vardı. Neyse ya nasiplenmek lazım. Hiç yuhalanmış gibi hissetmiyorum açıkçası, beleşe dondurmam oldu.
"Hey! Dondurmamı geri ver!"
Tam da bugün kime kafa göz dalsam diye düşünüyordum. Şansıma kim çıktı tahmin edin,
bende tanımıyorum boşverin.
Gözlerinin önünde dondurmayı açıp yaladım. Biraz ısırdım ve dudağıma bulaşan kısmı da dilimle yalayarak temizledim. Sonra da ona doğru uzattım. "Alabilirsin~" dedim. Gözlerini devirdi ve tiksinti ile uzaklaştı.
Ardından arkamdan bir kol belimi yakalayıp dondurmaya eğildi. Yalayıp kakaolu kısmından bir ısırık aldı. Bakugou'nun olduğunu kokusundan anlarken ona doğru döndüm ve yakın olan bedenlerimizden dolayı burunlarımız birbirine deydi. Dondurmadan sonra dudağımın üzerini de dili ile yaladı. Alt dudağımı himayesi altına alırken hiç itiraz etmeden ağzımı araladım ve dudaklarımın arasından dilinin sızmasına izin verdim. Üst dudağımı da yakalayıp emdiğinde bende karşılık vermeye başladım. Nefesim fazla yetmediğinde şapırtılı bir ses ile ayrıldık.
"Dondurmadan daha tatlısın, Deku." Nefeslerin arasından kulağıma ulaşan kelimeler ile kalbimi kelepçeye vurdum, çünkü yerinden çıkabilirdi. Kütüphane girişinde, elimdeki dondurmadan daha tatlı olduğumu söyleyen Kacchan'a duygu dolu gözler ile baktım. Sonra onu kolundan tuttum ve eşyalarımı koyduğum en arka sıraya sürükledim.
Kütüphane ve raflardaki kitaplar bizi izlerken, yan yana olacak şekilde oturduk. Öğle arasına sıkıştırılan konuşmadan dolayı bir şeyler yemeye fırsatım olmamıştı, bende o yüzden Kacchan ile idare edecektim. Aslında öğle yemeğinden daha ilgi çekici bir yemek olduğu su götürmezdi.
Elimdeki test kitabından kimya dersine ait soruları gözden geçirdim ve üzerimde dolanan sabırsız gözlere baktım. "Çalışırken çok sexsi oluyorsun." Dedi.
"Kalem kılıçtan," gözlerimle pipisini işret ettim, "güçlüdür." Dedim. Onu güldürme şerefine nail olduğumda sandalyesini bana çevirdi ve benimkisini de kendisine çevirdi. Karşılıklı otururken belimi tutarak olduğum yerden beni kucağına aldı. Kütüphanenin en köhne kısmında onun kucağında oturmaya başladım. Üstüne oturunca kafası benden biraz aşağıda kalmıştı ve bana bakmak için kafasını yukarıya kaldırması gerekiyordu. İrileşen göz bebeklerim ile ellerimi boynuna doladım. Kemikli ve damarlı olan elleri kalçamı kavradı ve açıkta kalan boynuma yöneldi. "Ahh..." Şakağımın az altında kalan kısmı ısırıp emdikten sonra küçük bir öpücük kondurdu. "Mhhh....aahh..." Ağzımdan kaçan inlemeler ile daha da hızlanmıştı.
Bana bakmak için kaldırdığı kafasından dolayı boynunda belirginleşen adem elması dikkatimi çekti ve saçlarından geriye doğru asılarak daha da ortaya çıkmasına sebep oldum. Eğilerek orayı ağzımın içine aldım. Dilim ile ince deriyi döverek işkence ederken son kez yalayıp geri çekildim. Az önce kalçamı daha az dürten penisi şu an tamamen coşmuştu. Benimkisinin de kalır yanı yoktu.
Bu gidişle kütüphane duvarları bile bize şaşkınlık içinde bakacaktı.
Kalçamda duran eli pantolonumun içine girerek tenime temas etti ve sıktığında belim yay gibi gerildi, öne eğilerek kasıklarımı ona bastırmak zorunda kaldım. "Hh...ahm..." Dudakları tekrar benimkilerle buluşurken alt dudağımı kavradığı yerden ısırdı.
"Ağhh!...K-kacchan...acıtıyorsun!" Sitem ederek konuşunca sırıtarak geri çekildi ve pantolonumun içinde duran eli kalçamı okşamaya başladı. "Çok sevimlisin, kendimi dizginleyemiyorum." Dedi.
Artık kütüphanede de olsak, ben durmaya niyetli değildim.
*********
Hadi diğer bölüm smut desek nolur
Skskwkwkwks
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Şöyle bir pozisyonda olduklarını düşünün
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
