Çoban çamı mesir mağacı*

2.2K 229 779
                                    


Doğum günleri, insanların ailesi ve sevdikleri ile birlikte en güzel aromaların karışımı olan pastayı damağımızda hissederek mutlu olduğumuz nadir anlardan biridir. Lakin benim için doğum günü tam bir felaket-ül illettir.

İki bölümdür bir iyi ki doğdun demedi.

Yani o kadar önemsiz ve gereksiz bir insanım.

Eve geldiğimizde pastamı getirmeyi akıl eden kişi benim pastamı benden önce yemeye çalışmıştı. Kendimi hediyelerin arasından bulduğum kırbaç ile -bunun burda ne işi var demeden- boğmaya çalışacaktım ki dört kişi kollarımdan ve bacaklarımdan tutup Bakugou'ya benim için suni teneffüs yaptırmaya başladı.

Yahu, ölemediysem de o an bir ölüp geri dirildim yani.

Allah esirgedi.

Bende pastayı boşverip aldıkları hediyeleri açmaya çalıştım çünkü Pastaya da 'ölmeye yaklaştığın için mutluyuz' yazmışlardı....Tch hayırsız evlatlar. "Midoriya, bu kadar küçük pakette olmasının tek nedeni, hediyenin çükün kadar olması tabi ki!"  Attığın kahkahaya parmağım girsin Tokoyami.

Haşmetlim olan Kacchan ise bana ev hediye etmişti.

Fark ettiyseniz yavaş yavaş nasiplenmeye başladım.

Paradan yani..

Neyse çok şomluk etmeyelim.

Elime anahtarı verivermişti, kalbimi ona verdiğim gibi. Tabi ki kabul etmedim desem yalan olur, hemen aldım. İnanmayın o kadar yüzsüz değilim ama itiraz kabul etmediğini söyledi. Yeni hatırladım verirken 'sevişmek için' dediğini unutmuşum. Aklı yine uçkurunda amk.

Eee ne demişler, 'Götün yoksa almaya, ver götünü katıl halaya.' Çok eski bu atasözü.
Arkamdan kıvırta kıvırta gelen Kaminari bir paket uzatarak sırıttı ve hatırlamaya çalıştığı her yanlış kelime ağzından firar etti.

"Çoban çamı mesir mağacı sakızı çobanı-anasının amı. Neyse ne al işte hediyen bu!"

"Çam sakızı çoban armağanı o bir kere. Cahil seni lüzumsuz varlık. Sağol." Dedim.

Baktığımda ise bana araba anahtarı hediye ettiğini gördüm. Araba mı almış bu manyak bana? İlahi.

"Bu...araba anahtarı mı lan?" Dedim şaşırarak.

"Yok lan gerizekalı bende o para ne gezer, sen tuvalet uzak diye şikayetlenme diye dedemin eski tarlasındaki tuvaletin anahtarını hediye edeyim dedim. Rahatça sıç artık." Dedi sırıtarak.

"Modifiyeli tuvalet anahtarı mı olur amınakoyim otomatikman kapısı açılıyor...teknolijiye bak..."

Bende ne sandım sanki. Tipi de aynı şebek şenpanzesi. Yine de hediye hediyedir sıçarım artık.

Pardon, rahatça* sıçarım artık.

Masadaki çeşit çeşit lezzetler ile egemenlik kuran arkadaşlarım hediyeleri ile gözlerimi yaşartıyor ve beni mesud etmeye çalışıyorlardı. Bide bunu kabız olmuş gibi yapmasalar çok daha memnun olacaktım ama buna da şükür.

Bencilsin, Midoriya.

Sen sus be!

Gözüme kestirdiğim kısırdan bir kaşık aldığımda iç sesime aldırmadan tüm tabağı yedim. Kim yaptıysa hakkını vermiş cidden. Yoksa Bakugou mu yaptı? Aklıma bir şey geldi, şimdi gözünüzü kapatın ve hayal edin. Kacchan, mutfakta önündeki etleri üstsüz bir şekilde tokatlıyor, sonra üstüne mutfak önlüğünü giyerek sexy'liği ile elindeki eti bile baştan çıkarıyor ve odaya ben giriyorum, ah.

Sonu iyi değil, boşverin.

Bıçak götüme filan girebilir ondan sonu iyi değil arkadaşlar lütfen.

Kafamdaki parti şapkasını, asılan 'İyi ki doğdun Midoriya' yazısına bakarak çıkardım ve neresi olduğunu bilmediğim bir yere fırlattım. O sıradaysa yanıma, yüzünün her karesine şiir yazdığım Bakugou geldi. Şu boya posa bak tü tü maşallah.

Kolunun birisini omzuma atarak yanıma oturdu ve dizlerimiz yeminliymiş gibi birbirine kenetlendi. "Neyin var? Mutsuz gibisin, eğlen biraz." Dedi.

"Tokoyami, bana durex'in oyuncaklar için tasarladığı prezervatifi hediye etti. Kaminari de otomatik açılan tuvalet kapılı tuvalet hediye etti. Sen sevişelim diye ev hediye ettin. Daha neler neler..." dedim kinayeli sesimle.

Eliyle narince tutarak çenemi yakaladı ve parmaklarının değdiği yerler yanarken, kusursuz suretine bakmam için beni kutsayan tanrıya bir ay boyunca beş rekat namaz kılacağıma dair söz verdim.

"Ama sen böyle durunca," parmakları yanağımı turlarken ben sayamadığım kadar ona düştüm ve kimse beni kaldırma zahmetine girmedi. Girmesin de lütfen.

"seni öpesim geliyor. O kadar çok öpeyim ki hatta," boğazımdan gelen yutkunma sesi kulaklarımda yankılanırken yine aklım bir karış havaya uçmuştu. Dobarlan bıragma gendini Midoriya. Hadi koçum yaparsın sen.

"dudakların bir daha somurtamasın." Dedi ve dudağımdaki sıcak baskı ile kalbime bir bıçak girdi. Usulca alt dudağımı çekiştiren yumuşak dudağı tüm moralimi yüzde yüze çıkardığında her zaman moralimin bozuk olmasını istedim. Diliyle dudağımdan içeri sızarken sıcaklığı ile ateşi ağzımın içinde tuttuğumu düşündüm ve karşılık vermek için üst dudağını yakaladım. Dişiyle dudağımı ısırdığında ağzına boğuk bir inleme bıraktım. Memnun gülümsemesini yüzümde hissederken geri çekilmesine izin vermeden bende üst dudağını ısırdım ve ağzıma inleyişini gururla seyrettim.  

"Anladık sevgilisiniz de gözümüze sokmayın bari!" Todoroki yüzünü buruşturup bacağını diğer bacağının üzerine yerleştirirken Kirishima yanına oturup onu ensesinden tuttu ve "Sana da bir öpücük vereyim istersen." Diyerek göz kırptı.

Yanımdaki kıpraşma ile Bakugou'nun ayaklandığını anladım ve kafamı ona çevirdim.  "Nereye şimdi?" Dedim.

"Elimi tut sana bir şey göstereceğim." Dedi.

Ellerini tutarken göreceğim şeyin ne olduğunu düşünmek heyecanlanmama yetip artıyordu ve hayatımdaki en güzel doğum günümü yaşadığımı o an anlamam için bir ömür yeter artardı bile.

*******

Sa gençler

Bakugou azma havasında ;))

Romantik bir bölüm odlu kabul edin( ͡° ͜ʖ ͡°)

Romantik bir bölüm odlu kabul edin( ͡° ͜ʖ ͡°)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Banana Fish izleyin izlettirin sünnettir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Banana Fish izleyin izlettirin sünnettir.

Pezevenk || BakuDekuWhere stories live. Discover now