Pezevenk || BakuDeku

Üst üste*

O felaket olan düşüşten sonra Bakugou sürekli ırzına geçtiğimi ima etmeye başlamıştı.

Kıçımın ırzı,
bir kere düştükten sonra iki gündür yemek yemeyen mülteciler gibi dudağıma yapışan kendisiydi. First kiss'imin böyle olacağını asla tahmin etmezdim. O yüzden öptükten sonra ani şoktan dolayı suratına bir yumruk atmıştım.

Ertesi günü hiç bir şey olmamış gibi okula gelmiştik bile. Fakat benim dört günlük köleliğim yumruk yüzünden bir gün daha artmıştı.

Okulda ise, sabah sabah sınıf yine gümbür gümbürdü. Hababam sınıfıydı sanki. Fakat onlarınki kadar enerjik bir hocaya sahip değildik. Sınıfta tulum ile uyuyan bir hocamız vardı.

Yazardan devam

Midoriya, kafasını yan tarafında oturan Kirishima ve Todorokiye çevirdiği sırada yanlarına gitmek için ayağa kalktığında ayağı talihsiz bir şekilde kirishimanın ayağına takıldı. Onların üzerine çok kötü bir şekilde düştüğünde dünyaya düşmek için geldiğini düşündü. Ama sadece kacchan'a.

Todorokinin surat ifadesi sudan çıkmış balıkları andırırken kirishima utançtan saçları ile aynı renge anında geçiş yapmıştı.

"Hay sikeyim!"

"Ah! Biryerlerimi hissetmiyorum..!"

"Salak mısınız oğlum siz?!"

"Tamam hadi kalk üstümden!"

Midoriya kalkmak için yeltendiği sırada içeriye bakugou teşrif etmişti. Onları görünce ellerini cebinden çıkartıp oda üstlerine bile bile atlamıştı. Hepsi pakete sıkıştırılan tek yemeklik olan sosislilere benziyorlardı.

En üstte bakugou onun altında midoriya ve onun altında ise kirishima vardı. En çok acıyı çeken en alttaki Todoroki idi.

"Lan bokugo sıkıştırmasana!"

"Kacchan, biryerlerimi acıtıyorsun!"

"Siktim belanızı, en altta ben varım lan göt herifler!"

Bakugou gövdesini geriye doğru daha çok bastırırken dersin başlamak üzere olması umrunda değil gibi davranıyordu. Zaten değildi. Fakat sinsilik yine sabah sabah parfümü olmuştu.

"Fena mı oldu işte ne güzel oynuyoruz arkadaşça?"

"Ne arkadaşı şerefsiz ezildim burda!"

Herkesin korktuğu hoca içeri girdiği sırada etrafta şimşekler çakmıştı sanki. Hocanın keskin kulakları Rus radarı gibi üst üste dört erkeğin inlemelerini işitmişti. Herkes 'hay sikeyim' bakışları ile kaş göz ederek telepatik bir iletişim kurmaya çalışıyordu. Bakugou hala rahat bir şekilde olduğu yerden zerre kımıldamıyordu. Adeta bir zengin piç havasındaydı.

Sonunda en alttki Todorokiden ilk feryat duyulunca hepsini üzerinden ittirerek elini kıymetlisine koydu ve "Çüküm uyuştu amk evlatları..." dedi. Fısıltısını sadece suç ortakları duymuştu. Hoca gözlerini devirip hepsini disipline göndermek üzere dışarı fırlatınca bir nöbetçi öğrenci çağırmak için koridorda kaybolmuştu.

Bu durumda dersi kaçırmak istemeyen midoriya ise hemen itiraz etmişti.

"Şimdi ne yapacağız? Dersi kaçırmam söz konusu bile olamaz."

"Düşmenin de bir adabı var ulan. Yatağa mı attırıyorsun kendini?"

"Attırmadım bir kere senin ayağın bana takıldı."

"Yahu kaçalım işte dersten, hoca da gitti fırsat bulmuşuz ne güzel."

Bakugounun rahatlığı artık arşa değip marş okumaya başladığında Todoroki parmağını şıklattı ve "Benim bir planım var." Dedi.