Sangira Şişesinin Gazabı*

3.1K 308 975
                                    

Hector'a adı gereksiz baş harfi orospu çocuğu diyen Bakugou, bugün o meşhur arabalarıyla gelmemişti. Onun evine gideceğimiz için, yapılabilecek tek şey vardı; otobüse binmek.

Gelen otobüse bindik binmesine de o kadar kalabalıktı ki Kacchan ile birbirimize baya yakın durmak zorunda kalmıştık.
Altını çizerek söylüyorum zorunda kalmıştık.

Biraz geri gideceğim sırada şoförün ani freni ile teyzenin biri bana çarptı ve ben Kacchanın omzu ile bakışmaya başladım. O zaman zarfında ise Bakugou'nun elleri boş durmamış ve kalçamı kavrayıp beni kendine çekmişti. Dizini ise bacak arama sıkıştırmıştı. Tek eliyle de yukarıdaki kolluklardan birini tutuyordu.

OTOBOSTAYIZ OTOBOSTA!

Adamı ayakta sikerler işte.

"Kacchan, d-dizini biraz çeker misin?" Hafif yukarı bakarak onunla iletişime geçtim ve dakikasında kaşlarını çatışına şahit oldum.

"Çekeyim de herkes sana dokunsun mu?" Dedi.

"Şu an sende bana dokunuyorsun?" Dedim.

Yukarıdan bana bakarken boynuma eğildiğinde ve sıcak nefesinin tenime işlemesini zevkle izlediğinde çok müthiş gözüküyordu. "Sana sadece ben dokunabilirim," dedikten sonra kulağımın yanındaki çene hizzamı yaladı. "beni herkes ile karşılaştıramazsın."

Biliyorum az önce olanların devamı ne merak ediyorsunuz ama

Etrafta bir Osuruk kokusu...

Pöffff kokunun tadı var amına koduğumun orospusu nasıl osurduysa götünü sikeyim ben onun.

Kacchan'a kaş göz hareketleri ile öldüğümü anlatmaya çalışırken fazla uzun olmasından dolayı kokunun ona ulaşmadığı iddiası doğru olabilirdi. Sonunda beni anlayan sevgilim, otobüsü süren amcaya "Müsait bir yerde bizi sümkür!" Diye bağırdı.

Amca ise "Kavşakta atlayabilir misiniz?" Diye ciddi ciddi sordu. Bilmem acaba atlayabilir miyiz? Ben zaten her zaman atlayarak inerim otobüsten. Otobüsten atlayarak inmeyen bizden değildir amk.

Sonunda amca durmayı akıl etti ve akpili basacağımız zaman cebimden çıkardım ve iki kere bastım. Kacchan ise garibim ilk defa görmüş bu ne diye bana alttan alttan soruyordu. İndiğimizde de akpilin çok yüce bir şey olduğunu söylemeye başlamıştı.

İşte fakirin halini fucker anlamaz demiş atalarımız.

"Bu akpil ne güzel şeymiş ya?" Elindekini havaya kaldırıp öptü ve başına koydu.

"Aynen götüne bile sokabilirsin." Dedim.

Düşünsene o kadar zengisin ama akpili öpüp başına koyuyorsun.

Evin kapısını açtığı zaman üzerimize koşarak gelen S2mle 100leş'i çok iyi görmüştüm. Şimdi biraz daha mutlu gözüküyordu. Kafasını okşayıp onu sevmeye başladığımda Kacchan köpeğe bile korkutucu bakışlar atıyordu. Köpektende kıskanmazsın be yaragg.

Sonra, Bakugou mutfağa yol alırken bende salona geçtim.

*************

Masumca oturup çizgi film izlemek en sevdiğim aktiviteydi. Fakat şu an belgesel açıktı. Serengeti düzlüklerinde gezinen erkek çıtanın taşakları bana Bakugou'nun kafasını hatırlatıyordu. RTÜK işini düzgün yapmıyor anlaşılan. Yalnız çıta taş gibi amk.

Belgesel için kafamda dolanan düşünceler susmazken içeri Bakugou ve Bakugou'nun mükemmel kasları girdi. Elinde iki de bardak vardı.

Kaşlarını kaldırıp indirerek bardağı önüme koydu ve "Sana süt getirdim boyun uzar filan." Dedi.

"İçine tükürmedin ellam?" Dedim.

"Yoo niye tüküreyim." Dedi ve önünde açık olan belgesele baktı. Beğenmemiş gibiydi. Seni cahil.

"Winx vardı niye onu açmadın amk." Dedi. 

"Ben Winx sevmem hepsi şıllık onların be." Dedim sütten bir yudum aldım ve aklıma sütü hiç sevmediğim geldi.

"Kızlar koca köyü kurtarıyor sen şıllık diyon."

"Çünkü öyle. Özellikle blum tam bir orospu. Çük draculası resmen."  Sütü önümden ittirdim ve kötü olduğunu düşündüğüm tadın gitmesi için yutkundum. "Bir sky'a göt sallıyor bir başkasına." Dedim sonra.

"Sütü içsene." Dedi birden.

"Süt sevmem ben. Kokusu boğuyor." Dedim.

Elindeki bardağı uzatıp önüme koydu ve benim bardağımı da alıp mutfağa gitti. Geldiğinde elinde cam şişe vardı. Sanırım o bir Sangira şişesi. Sangira İspanya'nın meşhur içkisi. Adını kan kırmızısı renginden alıyor diye biliyorum. Bu bilgiyi manyak Present Mike'ın dersinde proje olarak sunmuştum. Ve o içkiler arasında bu da vardı.

"Cidden ben içemem."  

"Öyleyse doğruluk ve cesareti oynayalım." Dedi ve elindeki şişeden bardağa doldurdu.

Tamam, şu zamana kadar sizinle vakit geçirmek çok güzeldi. Arigato minnasan. Artık gördüğüm kadarıyla kamisama benimle değil. Aslında hiç bir zaman yanımda değildi galiba. Her neyse, anneme benim için selam söyleyin onu çok sevdüğümü de söyleyin.

"Ya reddedersem?" dedim şansımı son kez denemek için. "Reddedemezsin." 

"İşte ya reddedersem?" 

"Reddedemezsin." dediği ile eş zamanlı olarak beni kucağına aldı ve oyun başlamış oldu.

Hadi nefesi götten aldık, nereden vereceğiz? 

"Oyun, sana sorduğum soruya cevap vermediğin zaman içkiden bir yudum alman ve sana istediğim her şeyi yapmam demektir." Sırıtarak konuştuğunda keşke o sütü içip onunla yetinseydim diye düşündüm.  

"Bir dakika, eğer ben sorduğumda cevap veremezsen ve içkiden içmen gerekirse?" dedim.

"Memnuniyetle kabul ederim."  dedi.

"Ya cevap verirsem? Ve hiç bir şey yapmak zorunda kalmazsam?" dedim. Şimdi sırıtan bendim.

"Öyle bir şansın olacağını sanmıyorum. Sorduğum sorulara cevap verebileceksen orası ayrı." Arkaya doğru biraz gerneşti ve hafif bir esnemeden sonra tekrar konuştu. "O kadar ayık ol sen önce de, cevabını sabah verirsin." 

"Beni korkutma." dedim ellerimi önümde birleştirip. 

Evet gür bir kahkaha. Harika. Daha fazla sıçtığımı gösterir bu. Cidden yarattığın en şanssız kul ben miyim tanrım? Bir işaret ver. Götümde şampanya patlatmak dışında...

"Korkacak bir şey yok." 

*************

Bakugou gene şiddet sıçıyor

neys diğer bölüm smut IOJSDNHJAHNFDKEHF 

ne kadar yazarım bilmiyorum ama  

had hayırls

efm diğer kitaptan spoylırlar ;)))))

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

efm diğer kitaptan spoylırlar ;)))))

Pezevenk || BakuDekuWhere stories live. Discover now